..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
En tatlý sevinçler, en hiddetli kederler sevgidedir. -Pearl Bailey
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gerilim > Aylin Þahin




21 Eylül 2007
Ayna...  
Aylin Þahin
Ýlk öykü denemelerimden biri..


:BACJ:
Kýþýn korkunç soðuðunun, ortalýðý bembeyaz bir buz tabakasýna çevirdiði günlerden biriydi. Sokaklarda pek fazla kimse yoktu. Herkes hazýrlýklarýný tamamlamýþ evlerine çekilmiþti bile. O da koltuðunun altýna kýstýrdýðý çam fidanýyla birllikte hýzlý adýmlarla eve gidiyordu. Neredeyse bir haftadýr bugün için hazýrlanýyorlardý. Tam bir yýl olmuþtu iþte, dolu dolu bir yýl daha bitiyordu. Her zaman önünden geçip gittiði antikacý dükkanýna geldiðinde yavaþladý. Vitrinde gördüðü eski taþ aynaya takýlmýþtý gözü. Aynanýn toz baðlamýþ yüzeyine baktýðýnda kendi görüntüsü yerine bir baþka yüz görümüþtü sanki. Cebinden kendi küçük aynasýný çýkardý, baktý ve “Ýþte bu benim”, dedi içinden. Sonra yeniden vitrindeki aynaya baktý. Ýyice þaþýrdý. Çünkü bu kez görünen yüz deminki deðil bir baþkasýydý. Ve bir kaç dakika sonra bir baþkasý belirdi. Sanki etrafýndaki herþey yok olmuþ gibi kýpýrdamadan öylece aynaya bakýyordu. Bu arada dükkan sahibi de onu farketmiþti. Dýþarý çýkýp “Bir þey mi arzu etmiþtiniz?”, dedi. Aynaya öyle dalmýþtý ki adamý duymadý bile. Dükkan sahibi tekrarladý “Bir þey mi arzu etmiþtiniz?”. Yavaþça kafasýný kaldýrdý. Gözleri kocaman açýlmýþ, yüzü kireç gibiydi. Dudaklarýný kýpýrdattý, aðzýndan bir kaç anlamsýz sözden baþka bir þey çýkmadý. “Bir þeyiniz mi vay bayým, doktor çaðýrayým mý?”, dedi dükkan sahibi telaþla. “Hayýr, hayýr gerek yok, ama... ama þu ayna..þu ayna da garip bir...” “Ahh, demek onu beðendiniz, bende bir þeyiniz var diye korktum. O aynanýn oldukça uzun bir geçmiþi var. Sevgilisi savaþta ölen bir soylu kadýna ait olduðu söylenir, tabii ne kadar doðru olduðunu bilmem. Sonra elden ele bu güne kadar gelebilmiþ iþte. Onu bana satan müþterim uðursuz olduðunu ve ondan kurtulmak istediðini söylemiþti. Ama siz bunlara inanmayýn tabii.. Bakýn bir yýldýr vitrinde duruyor, hiç kötü bir olay gelmedi baþýma, hatta iþlerim açýldý bile diyebilirim”.

“Lütfen dinleyin beni, bu ayna normal deðil. Baksanýza þuna görmüyormusunuz”, dedi dili dolaþarak.

“Beyefendi alacaksanýz gelin konuþalým, almayacaksanýz meþgul etmeyin lütfen. Gayet normal ve eski bir ayna iþte, zaten deðeride fazla deðil. Hatta dükkanýmdaki en ucuz maldýr.”

“Yani görmüyor musunuz? O insanlarý görmediniz mi?”

”Hadi iþinize gidin artýk, iyigünler.”

“Durun, aynayý alýyorum ne kadar demiþtiniz.”, dedi telaþla ve aynayý alýp çýktý dükkandan. Eve gidene kadar paketi açmamak için zor tuttu kendini. Karýsý yüzünde tatlý bir gülümsemeyle açtý kapýyý “Merhaba hayatým, geciktin biraz?” Elindeki paketi ve fidaný yere býrakýyordu ki salonun hýzla açýlan kapýsýndan fýrlayan oðlu baðýrmaya baþladý. “Ne aldýn babacýðým? Söylesene ne var bunun içinde?” “Senin için bir þey deðil caným, ama seni de unuttum sanma”, dedi cebinden çýkardýðý minik paketi oðluna uzatarak. Çocuk paketi alýp sevinçle geldiði gibi koþarak salona girdi. Karýsýnýn meraklý bakýþlarýný farketmesine raðmen fidaný salonun ortasýndaki büyük saksýnýn içine yerleþtirene kadar bir þey söylemedi. Nihayet paketi elleri titreyerek açarken ise, tüm olan biteni anlattý bir çýrpýda. Kadýnýn yüzündeki merak yerini garip bir endiþeye býrakmýþtý. Yavaþça oturduðu yerden kalkýp, sanki iðrenç bir þey tutuyormuþ gibi tozlu aynayý aldý. Bir müddet bir þey söylemeden baktý aynaya. Adam sanki gözlerini kýrparsa bir þeyler kaçýracakmýþ gibi büyük bir dikkatle karýsýnýn yüzüne bakýyordu. “Ýlaçlarýný aldýn mý bu sabah?”, dedi kadýn sanki hiç bir þey olmamýþ gibi tek düze bir ses tonuyla ve aynayý adama geri verip mutfaða doðru gitti. Bu tepki üzerine þaþýran adam aynayý alýp koþarak karýsýnýn peþinden mutfaða girdi “Ne ilacý, görmedin mi yani, hiç bir þey görmedin mi?”. Kadýn artýk tedirginliðini belli eden bir sesle “Hayýr”, dedi “Hiç bir þey görmedim. Sanýrým son günlerde çok fazla yoruldun”. Eve geldiðinden beri ilk defa aynaya baktý yeniden. Uzun sarý saçlarý olan bir kadýn ruj sürüyordu. Üstünde yakasý açýk siyah bir elbise vardý. Birden aynanýn arkasýný çevirip bakma ihtiyacý hissetti. Sonra karýsýna baktý tekrar. Suratýnda, geldiðindeki o tatlý tebessümden eser kalmamýþ, kafasýný kaldýrmadan salata yapýyordu.

Elbette birilerini görüyordu o. Bunun yorgunlukla ilaçla falan da bir alakasý yoktu. Evet bir müddet sinir tedavisi görmüþtü ama, çoktan geçmiþti o günler. Doktor, “Artýk iyisin”, demiþti, “Yalnýzca ilaçlarýný düzenli kullanmaya devam et”. Kullanýyordu da zaten. Sert bir haraketle dönüp yatak odasýna girdi. Kadýn hýzla kapanan kapýya baktý, sonra koluyla yüzündeki ýslaklýðý sildi. Demek yine baþlýyordu, demek daha bitmemiþti.

Aynayý özenle komidinin üstüne yerleþtirdi. Bu defa yalnýzca boþ bir oda gördü. Pembe duvar kaðýtlarý, ortadaki tek kiþilik pirinç karyola, ve þu kapýnýn arkasýnda ki, aralýk kapýsýndan elbiseler dökülen fransýz usulü dolaba bakýlýrsa burasý bir kadýnýn yatak odasý olmalýydý.


Odanýn kapýsý çalýndý. “Babacýðým içerde misin?”. Sanki gizlemek ister gibi aynayý çekmeceye yerleþtirdi telaþla ve cavap verdi “Gel hayatým buradayým”. Çocuk elinde tuttuðu küçük mavi arabayý uzatarak “Bunun daha büyüðünu ne zaman alacaksýn babacýðým” dedi. “Biraz daha paramýz olunca tabii, ve aldýðýmýzda da ilk iþ olarak da sen ve ben içine binip gezeceðiz”, dedi çocuðun baþýný okþayarak. “Annem bu yüzdenmi aðlýyor”, dedi çocuk meraklý gözlerle babasýnýn titreyen ellerine bakarak. Diyecek bir þey bulamadý bir an “Hayýr sanmýyorum, haydi gidip bir bakalým istersen. Belki ona yardým etmiyoruz diye üzülmüþtür”, dedi ve minik elinden tutup odadan çýkardý çocuðu. Aklý aynada kalmýþtý oysa.

Kadýn salatayý yapmýþ salondaki masaya yerleþtirmiþti bile. Onlarý görünce gülümsedi. “Haydi bakalým yemeklerimiz hazýr”, dedi çocuðu kucaklayýp sandalyeye oturturken. Yemekte pek fazla konuþmadýlar, Sessiz bir gerginlik vardý masada. Çoçuk “O pakette ne vardý babacýðým?”, dedi sessizlikten sýkýlmýþ görünerek. Kadýn adamýn cevap vermesine fýrsat vermeden, masadaki boþ tabaklarýn birini alýp, hýzla mutfaða gitti. Karýsýnýn ardýndan bakarken “Bir ayna”, diyebildi sadece. Çocuk bu cevaptan tatmin olmuþ görünmüyordu “Annem niye kýzýyor peki?”, “Kýzmýyor tatlým, sana öyle gelmiþ”, dedi ve masadan kalkýp karýsýnýn yanýna gitti. “Ýyiyim ben, gerçekten iyiyim”, dedi müþfik bir ses tonuyla. Kadýn artýk aðladýðýný gizlemeden “Yarýn doktorunu bir arasan iyi olur”, dedi. Ümütsizce “Peki, ararým” deyip salona döndü. Çocuk masadan kalkmýþ halýnýn üzerine yaydýðý oyuncaklarýna dalmýþtý. Boþ masaya baktý isteksizce. Sonra bir kaç tabak alýp mutfaða döndü yeniden. “Yarýn tatil” dedi. “Doktoru öbür gün ararým”. Bir þey demedi kadýn, sessizce yanýndan geçip salona girdi ve daðýnýk masayý toparlamaya koyuldu. Adam bir suç iþliyormuþ gibi yatak odasýna gitti. Çekmeceyi açýp aynayý çýkardý. Uzun esmer bir adamla, daha önce gördüðü kadýn ellerini kollarýný savurarak bir þeyler tartýþýyorlardý. Kavga ediyorlar herhalde diye düþündü. Sonra aynayý kucaðýna býraktý korkuyla, “Aman tanrým yoksa karým haklý mý? Yoksa o düþler yeniden mi baþlýyor?”. Þu yaþadýðý gerçekmiydi yoksa bir düþmüydü? En nihayetinde bir aynaydý þu elinde tuttuðu, yalnýzca eski bir ayna. “Peki nasýl?.. Nasýl?”. Aynaya baktý tekrar, adam kadýný omuzlarýndan tutmuþ sarsýyordu, sonra hýzla dolaba doðru itekledi. Kan... Dolabýn parlak kapaðýnde kan gördü. Adam kapýyý vurup çýkmýþtý. Kadýn dolabýn önüne yuvarlanmýþtý. Sarý saçlarýndaki þu kýrmýzý leke kandý. Yoksa ölmüþ müydü? O adam kadýný öldürüp hiç bir þey olmamýþ gibi çekip gitmiþti. Aynayý sýmsýký tutup sallamaya baþladý, “Bayan uyanýn!”. Ama kadýn kýpýrdamýyordu bile. Daha þiddetli sallamaya baþladý. “Uyanýn...Uyanýn lütfen” O sýrada odanýn kapýsý açýldý, karýsý korku dolu bir çýðlýk attý ve koþup aynayý adamýn elinden aldý. “Sanýrým o öldü”, diyebildi adam. Kadýn aynayý yataða fýrlattý ve yanýna oturup ellerini tuttu. Endiþe dolu bakýþlarla, “Kim?, kim öldü?”, diye sordu. “Adam... onu öldürdü ve gitti”, diyebildi sadece. “Kimi öldürdü?”, diye tekrarladý kadýn. Birden karýsýnýn sevgi dolu gözlerini farketti . Baþýný kadýnýn omuzuna dayayýp býraktý kendini. “Sanýrým haklýsýn doktora gitmeliyim.”

Ertesi sabah uyandýðýnda, yanýnda karýsýný bulamadý. Saate baktý, öðlene geliyordu. Gözünü tavana dikip, kendi kendine konuþmaya baþladý. “Bu bir cinayet... Onu gördüm... Kan vardý, gördüm... Zavallý kadýn...”. Sýkýntýlý bir þekilde kýpýrdandý yatakta. “Bunlar düþ deðil.. Biliyorum, deðil”. Ýçeriden karýsýnýn ve oðlunun sesini duydu.

“Anne, babam hasta mý?”,

“Hayýr caným, sadece biraz yorgun. Bu yüzden sessiz olalým ki dinlenebilsin”

“Dinlenmek” diye geçirdi aklýndan. “Evet, belkide dinlenmeliyim. Peki ya o kadýn... Belki de ölmemiþtir, bayýlmýþtýr belki de”. Hýzla yataktan fýrladý ve gözleri aynayý aradý. Ayna, tuvalet masasýnýn üzerinde ters býrakýlmýþ öylece duruyordu. Yavaþça bir adým attý ve aynayý aldý. Önce gözlerini kapadý “Tanrým, umarým ölmemiþtir”, diye geçirdi içinden ve sonra aynayý çevirip baktý. Orta yaþlý, önlüklü bir kadýn elindeki kirli bezle saðý solu siliyordu. Dolaba baktý, kan falan görünmüyordu. Odadaki eþyalar da yerli yerindeydiler. Sonra birden kendi yüzünü gördü. Ani bir refleks ile bir adým geri attý ve yataðýn üzerine oturdu. Aynadaki yüz kendisiydi. Tuvalet masasýndaki aynaya döndü heyecanla. Ayný yüz. Ýlk kez aynada kendi görüntüsünü gördüðünde bu kadar heyecanlanýyordu. Bunu düþünmek komik geldi. Gülümsedi. Sonra birden yüzünde ki ifade donuklaþtý ve aynaya baktý yeniden. Gözlerinin altý çökmüþ ve yüzü bembeyaz olmuþtu. “Yorgunum” dedi yüksek sesle. “Sanýrým gerçekten yorgunum”. Aynayý büyük bir özenle aldýðý gibi yerleþtirdi tuvalet masasýnýn üzerindeki yerine ve dönüp yataða girdi. Ýçeriden ufak tefek týkýrtýlar dýþýnda ses gelmiyordu. Uzanýp karýsýnýn yastýðýný kendine doðru çekti ve sarýldý. Derin bir nefes alýp yastýðýn kokusunu içine çekti. “Korkma ben iyiyim, sadece biraz yorgunum”, dedi fýsýldayarak. “Yorgunum ve biraz dinlenince hepsi geçecek...”. Kaslarýnýn gevþediðini hissetti. Göz kapaklarý aðýrlaþtý.

Kapýya bakýyordu. Biraz sonra kapý yavaþça açýldý ve içeri karýsý girdi. “Saçlarýn...” dedi adam þaþkýnlýkla “...ne zaman boyadýn?”. Kadýn cevap vermedi. Kan kýrmýzýsý bir ruj sürmüþtü dudaklarýna. Sonra yeni duymuþ gibi, “Hayatým saçlarým hep bu renkti benim”, dedi hoþ bir sesle ve gelip yataðýn kenarýna oturdu. Sarý dalgalý saçlarý, siyah elbisesinin açýk yakasýndan omuzlarýna düþmüþtü. “Çok güzelsin” dedi adam, ellerini avucuna aldýðý karýsýna. Kadýn sesini çýkarmadan gülümsedi. Kýpkýrmýzý bir gülümseyiþ... Sonra hýzla yataðýn kenarýndan kalktý ve tuvalet masasýnýn üzerinde duran aynayý aldý. Kadýn ayaða kalktýðýnda saçýndan sýzan kaný farketti adam, büyük bir korku duyarak. Bir þeyler söylemeye çalýþtý baþaramadý. Yalnýzca bir elini karýsýna uzatmýþ, donup kalmýþtý. Kadýn aynayý korkunç bir kahkaha atarak baþýnýn üzerine kaldýrdý ve hýzla yere attý. Sonra adama dönüp kýpkýrmýzý gülümsedi yeniden. Ayna paramparça olmuþtu. Artýk baðýrmak istiyordu, son bir gayretle zorladý kendini ve haykýrdý “Neden....?”.

Gözlerini açtýðýnda karýsýnýn þaþkýn ve korku dolu bakýþlarýyla karþýlaþtý. Hala yastýða sýmsýký sarýlmýþ olduðunu farketti. Kan ter içinde kalmýþtý. “Kabus görmüþ olmalýsýn” dedi karýsý. “Saçlarýn...” diyebildi sadece adam. Kadýn soru soran bakýþlarla elini saçlarýna götürdü ve gülümsedi. Sýmsýcak gülümsedi hem de. Sonra “Ýyimisin?”, dedi eliyle adamýn yanaðýný okþayarak. “Evet, sanýrým rüya görüyordum”, dedi adam. “Evet” diye yineledi karýsý “Sanýrým kötü bir rüya”. Cevap vermedi adam, karýsýnýn yanaðýýnda duran elini tuttu ve “Seni seviyorum” dedi gülümseyerek. “Ben de”, dedi kadýn. “Hadi artýk kalk ve giyin, sana nefis bir kahvaltý hazýrladým”. Annesinin sözünü dinleyen bir çocuk edasýyla “Peki” dedi ve doðruldu yataktan. Karýsý odadan çýkarken saçlarýna baktý arkasýndan, kahverengi düz ve uzun saçlarý vardý kadýnýn.

Giyinip salona geçtiðinde, kýzarmýþ ekmeðin enfes kokusu doldu burnuna. Kahvaltý sofrasý gerçekten nefis görünüyodu . Büyük bir iþtahla oturdu masaya. Az sonra elinde çaylarla karýsý geldi gülümseyerek. Kahvaltýda oldukça neþeliydiler. Sonra bir müddet televizyon seyrettiler birlikte. Ancak bir kaç saat sonra, çocuðun sýkýldým diye aðlamaya baþlamasý üzerine, kadýn çýkýp biraz dolaþmayý teklif etti. Caný hiç istemedi dýþarý çýkmayý. Bu yüzden “Siz gidin, ben biraz kitap okuyacaðým” diyerek reddetti bu teklifi. Ýtiraz etmedi kadýn ve çocuðu alýp çýktý.

Onlar gittikten sonra ilk aklýna gelen ayna oldu adamýn. Odaya gidip aynayý aldý ve hiç bakmadan salona döndü. Kanepenin yastýklarýný düzeltip uzandý ve kendini görmek için dua ederek aynaya baktý. Aynaya bakmasýyla yattýðý yerden fýrlamasý bir oldu oysa. Daha önce kadýný hýrpalayýp, itekleyen adam odanýn içinde telaþla dolaþýyor ve belli ki bir þeyler arýyordu. Oda da ondan baþka kimse yoktu. Tüm çekmeceleri tek tek açýyor ve içindekileri saða sola fýrlatýyordu. Daha fazla bakamadý ve aynayý hýzla ters çevirdi. Bir müddet bir þey düþünemeden kaldý. “Hayýr, bunlar gerçek olamaz. Böyle bir þeyin olmasý mümkün deðil. Düþ bunlar, evet, düþ olmalý”, dedi kendi kendini ikna etmeye çalýþýr gibi. Bir yandan kendini kötü hissediyor. Diðer yandan aynayý çevirip bakmak için, içinde dayanýlmaz bir arzu duyuyordu. Ani bir kararla çevirdi aynayý ve birden adamla göz göze geldi. Kalbi yerinden fýrlayacak gibiydi. Tanýnmaktan korkan biri gibi aynayý yüzünü göremeyeceði bir yöne çevirdi hýzla. Adamýn da onu görmüþ olabileceði düþüncesiyle ürktü birden. “Ya gördüyse...?” Sonra bunun çok saçma olduðunu düþündü. Artýk kendini kontrol edemiyordu. Aynayý kanepenin üzerine býrakýp salonda bir tur attý. “Mantýklý olmalýyým” diyordu kendi kendine. “Mantýklý olmalýyým, bu yalnýzca bir ayna... Peki kim bu insanlar..? Kim?”. Adamýn gözleri geldi aklýna ve bir ürperti hissetti yeniden. Saklanacak bir yer arar gibi çevresine bakýndý. Sonra aynayý alýp kanepenin minderi ile iskeletinin arasýna sakladý. “Artýk beni göremezsin” dedi rahatlamýþ bir sesle. Heyecandan elleri titriyordu. Gidip bir sakinleþtirici aldý. Koltuða oturdu ve gözlerini kapadý. Ýki gündür yaþadýklarýný düþündü. Sanki bir baþkasýnýn hayatýna ait olaylar gibi geldi düþününce. Sanki bu beden bile ona ait deðildi. Pecereye yaklaþýp, gökyüzüne baktý. Parlak bir öðle vaktiydi. Bir gün önce yaðan kar donmuþ ve sanki güneþle yarýþýmýþcasýna parlýyordu. Dýþarýsý, insanlarýn nefeslerini görebilecekleri kadar soðuktu oysa. Aklý aynadaydý sürekli, ama dikkatini daðýtmak için damlaraki buz tutmuþ sularýn yarattýklarý garip þekilleri incelemeye ve onlarý deðiþik insan tiplerine benzetmeye çalýþtý. Bir müddet sonra sýkýldý bundan ve aynayý hatýrladý. Sonra odaya arkasýný dönmek, tehlikeli olabilirmiþ gibi hissedip, hýzla geri döndü ve gözlerini telaþla odanýn içinde gezdirdi. Aynadaki adam her an bir yerlerden çýkýp gelecekmiþ gibi hissetmeye baþlamýþtý nedense. Kanepeye doðru gitti yavaþça. Elini uzattý, durdu ve sonra vazgeçti. Birden telefonun sesiyle irkildi ve açmakla açmamak arasýnda tereddüt etti. Telefon bir kaç kez daha çaldýktan sonra sustu. Bir daha çalmayacaðýndan emin olana kadar bekledi ve yeniden kanepeye uzandý. Yavaþça aynayý sakladýðý yerden çýkarýýyordu ki kapýnýn açýldýðýný duydu ve telaþla elini geri çekip, kendini koltuða attý.

Karýsý ve oðlu neþe içinde salona girdiler. Ýkisininde burunlarý soðuktan kýpkýrmýzý olmuþtu. Çocuk koþarak babasýnýn kucaðýna zýpladý ve neler yaptýklarýný bir bir anlatmaya koyuldu. “Çok soðuktu, donduk” dedi karýsý sonra ve “Sen ne yaptýn?”, diye sordu. “Hiç, sadece biraz kitap okudum ve uzandým”, dedi daðýnýk kanepeyi gösterek. Sesindeki suçluluk duygusunu karýsýnýn hissedip hissetmediðini anlamak için, bir müddet durup kadýnýn gözlerine baktý. Kadýnsa bir þey demeden çocuðu da alýp üzerine deðiþtirmeye gitti.

Ertesi gün saatin çalan sesi ile uyandýðýnda tüm kemiklerinin aðrýdýðýný hissediyordu. tatil bitmiþ ve yeni bir iþ günü daha baþlamýþtý. Karýsý yine ondan önce kalkmýþ ve giyinmiþti. Bu gün hiç iþe gitmek istemediðini düþündü ve yorganý kafasýna çekip uyumaya hazýrlandý yeniden. Karýsý içeri girdiðinde yeniden uykuya dalmýþtý bile. “Hadi hayatým geç kalacaksýn, uyan artýk” diyerek sarstý kadýn onu. Kafasýný yorganýn altýndan çýkartýp “Sanýrým hastayým, telefon edip bu gün gelemeyeceðimi söylermisin” dedi yorgun bir sesle. “Neyin var?” diyerek ateþini kontrol etti kadýn. “Bilmiyorum her tarafým aðrýyor, gidebileceðimi sanmýyorum” diyerek inledi. “Peki o zaman arayýp gelemeyeceðini söylerim. Ben çýkýyorum, ufaklýðý kreþe býrakacaðým, yataktan çýkma ve kendine dikkat et, akþama görüþürüz” deyip adamýn alnýna bir öpücük kondurdu ve dýþarý çýktý.

Sokak kapýsýnýn kapandýðýný duyar duymaz, kalktý ve salona geçti ve aynayý sakladýðý yerden çýkarttý. Kendi kendine “Bu gün düþ görmeyeceðim”, deyip, oyalanmadan baktý aynaya. Bu defa gördüðü gerçekten sedece kendi yüzüydü. Mutlulukla gülümsedi. “Biliyordum, yalnýzca yorgunluktanmýþ iþte” diye düþünürken, karýsýnýn sesiyle irkildi. “Hasta olduðunu sanýyordum” dedi kadýn gergin bir sesle. Diyecek bir þey bulamadý bir an, þaþýrmýþtý. “Geçti”, dedi sonra kendini toparlayýp sevinçle, “Artýk düþler görmüyorum”. Kadýn gelip hýrsla aynayý aldý adamýn elinden ve “Bu yüzen mi hasta numarasý yapýyordun? “, diye sordu. “Hayýr, gerçekten iyi deðilim, hem ben senin..” “Gittiðimi sanýyordun deðil mi?”, diye böldü kadýn adamýn sözünü. “Cüzdanýmý unuttuðumu farkettim”, dedi ve elinde tuttuðu aynayý göstererek “Sense bu lanet olasý aynayla baþbaþa kalabilmek için hasta numarasý yapýyordun” diye baðýrdý. Artýk adam da sinirlenmeye baþlamýþtý. Kadýn hiç durmadan baðýrýyor ve söyleniyordu. Oysa o sadece, artýk düzeldiðini ve düþ görmediðini anlatmaya çalýþýyordu. Sonunda dayanamadý ve “Kes artýk” diyerek kadýný omuzlarýndan tutup sarsmaya baþladý. Kadýn susmuyordu, artýk ne söylediðini bile duyamaz hale gelmiþti. Sadece açýlýp kapanan aðzýný görüyordu. Sert bir hareketle omuzlarýndan tuttuðu gibi geriye doðru itti onu. Kadýn bir anda kütüphanenin önüne yýðýlmýþ kalmýþtý. Baþýndan sýzan kaný gördü...Kan...

Karýsý “Hadi artýk uyan, saat çalalý çok oldu”, diyerek uyandýrdý adamý. Bir an nerede olduðunu algýlayamadý. Yine kötü bir rüya gördüm sanýrým diye düþündü ve karýsýna bir þey söylemeden kalktý. “Artýk gördüklerimin düþ mü yoksa gerçek mi olduðunu ayýrdedemiyorum” diye geçirdi aklýndan giyinirken.

Son bir kaç gündür, bir kez olsun aynayý düþünmemiþti. Karýsýnýn tüm ýsrarlarýna raðmen doktorunu aramamakta inat etmiþ ve kendini iyi hisettiðini söylemiþti. Ayna, hala kanepede sakladýðý yerde duruyordu. Uykularý düzene girmiþ ve rengi yerine gelmiþti. Karýsý aynanýn nerede olduðunu sorduðunda ise, onu aldýðý yere iade ettiðini söylemiþti. Gerçekten de niyeti buydu. O ayna yüzünden, korkunç bir hafta sonu geçirmiþ ve yýlbaþý gecesi de burunlarýndan gelmiþti. Ama bir türlü fýrsat bulup aynayý karýsýna göstermeden alamamýþ ve dolayýsýyla da iade edememiþti. Artý dükkan sahibinin geri almak isteyip istemeyeceðini de bilmiyordu. Sonra aynayý aldýðý gün aynanýn lanetli olduðundan ve bir önceki sahibinin de iade ettiðinden söz ettiklerini hatýrladý. Önce demek ki bende iade edebilirm diye düþünüyordu ki, bir anda “Acaba o da mý görüyodu?” sorusu beynine saplanýp kaldý. Eðer öyle ise bunlar düþ deðildi. Eðer öyleyse ise, belkide gördükleri gerçekti. Eðer gerçekse bu da hasta deðil demekti. Karýsýný bunlarýn gerçek olduðunu inandýrabilirse... Bu düþünce bütün gün kafasýný meþgul etti, durdu.

O gece karýsý uyuyana kadar bekledi. Aynaya son bir kez daha bakmaya kararlýydý. Eðer, kendinden önceki sahibi de bir þeyler görüp, bunlarý düþ sandýysa bu ayna da, gerçekten bir þey var demekti. Ama ne, onu bilemiyordu? Karýsýnýn uyuduðundan emin olduktan sonra yavaþça yataktan çýktý ve sessizce salona gitti. Aynayý günlerdir durduðu yerden çýkarttý. Sokak lambasýnýn ýþýðýndan faydalanmak için cama yaklaþtý. Yine kalp atýþlarý hýzlanmýþtý. Boþ olan elini sanki yavaþlatmak istiyormuþçasýna kalbinin üzerine koydu. Biraz bekledi. Bir türlü bakmaya cesaret edemiyordu. Ýçinden üçe kadar sayýp, sonra bir anda bakmaya karar verdi. Bir... Ýki... Üç...

Boþ odanýn ortasýndaki tek eþya olan sandalyeye oturmuþ aynaya bakýyordu. Bu defa aynadaki görüntü karýsýna aitti. Kadýn aðlýyordu. Sonra adamlar geldiler ve evdeki tüm eþyalarý bir bir taþýdýlar. Son parti eþya da çýkarken, karýsý birkez daha dönüp gözlerine baktý ve çocuðun elinden tutup çýktý ve kapýyý da arkasýndan kapattý. O günden sonra aynada gördüðü tek görüntü kendi yüzü oldu. Artýk gördüðü düþ deðil gerçekti. Gerçek bir yüz



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Gülümseyiþin Öyküsü
Bir Vardý Bir Yoktu Çocukluðum

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Beni Yaþamak [Þiir]
Elma Dersem Çýk, Armut Dersem Çýkma [Deneme]


Aylin Þahin kimdir?

Sýnýrlarýmý suya çizerim ben Ne sen bulabilirsin onlarý bir daha Ne de ben. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Buket Uzuner, Ergun Candan, Mevlana


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aylin Þahin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.