Hıl Hıl Fudul
Bıraktım “Bir gün kendinizi
Savcı karşısında görürseniz şaşmayın” demeyi
Kıl oldum abi
“Ankara’dan İstanbul’a yürümeniz
Bizim size bir lütfumuzdur” diyordu
"Umutsuzluk mu? Ah, sevgili dostum, o sadece iyi bir kahvaltının ardından gelen bir yan etkidir." - Oscar Wilde"
"Umutsuzluk mu? Ah, sevgili dostum, o sadece iyi bir kahvaltının ardından gelen bir yan etkidir." - Oscar Wilde"
Bıraktım “Bir gün kendinizi
Savcı karşısında görürseniz şaşmayın” demeyi
Kıl oldum abi
“Ankara’dan İstanbul’a yürümeniz
Bizim size bir lütfumuzdur” diyordu
Kolektif sürecin niza süreci ile çığırında çıkarılmasıyla gizli kurgu olan El, açık açık konuşmaya başladı. El, gerçek mana da belirtildiği gibi evrenin yaratıcısı olan Tanrı ile aynı kavram değildi.
Ama türkücüleri futbolcuları toplum içinden çekin toplumun kulağı bile duymaz. Topluma değer katanlarla; tolumun sömürü çarkına katılama olan süreçleri birbirinden ayırın. Elbet türkücünün şarkı söylemesi bir geçim karşılığı olacaktır. Ama bu toplum normu dışında astronomik rakamlara ulaşan topluma yabancılaşma da asla olmamalıdır. Toplumun inşacı yasası içinde sen bize
Çevrenin üzerimizde belirme yapan bir alan etkisi vardı. Yaşam genellikle belli çevreye göre uyum içinde olmakla; yaşam belli bir totem bölgenin özgün alan etkisi altındaydı.
Kısaca yeryüzü söylemi ancak El muktediri sentezle köleci sahipliğin kendisinden çevresine doğru olan sahipliği genişletmesiyle orta çağa doğru gelmeden yerküre sahipliği söylemine dönüşür. Mal mülk sahipliğinin yeryüzüne doğru yayıldığı imparatorluklar aşamasında oluşmakla yeryüzü ve âlem söylemi ancak ve ancak bu dönemin söylemidir. Bu nedenle o ilk El oluşmalı
Şartlar meşrut olmadan meşruiyetin ne olacağını, kimlerin kahraman olacağını bilemezsiniz. Ama süreç bir kez yaşandı mı soyut olarak zulmün meşruiyet yaratacağını ve kahraman yaratacağını biliriz.
Doğa içinde var olmaya çalışıyoruz ama bir türlü doğanın bir parçası olduğumuzu kabullenemiyoruz.. .İlk çağda yada bu gün değişmeyen tek şey. Beyinde gerçekleşen kimyasal elektriksel bir takım süreçlerin parmak uçlarımızda gerçeklik bulmasıdır.
Her şeyin sınırı olduğu bir dünyada, büyük ya da küçük şekilde sınırsız sahip olma güdüsüyle yaşamak, hayvandan daha aşağı bir varlık demektir.