
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/35. )
Halil, Cemal ve Hülya, cadde üzerindeki park etmiş araçların arasında buldukları bir boşluğa park ettikten sonra arabadan inerek, hemen yakınlardaki karakola kadar yürüdüler.
Halil, Cemal ve Hülya, cadde üzerindeki park etmiş araçların arasında buldukları bir boşluğa park ettikten sonra arabadan inerek, hemen yakınlardaki karakola kadar yürüdüler.
Leyla Karaca’nın ayrıntılı anlatımı, karakterleri canlandırmadaki yaratıcılığı, titiz tasvirleri, zaman ve mekân konusunda doğruyu yakalama ustalığı esasında Karaca’nın şiirden romanına taşıdığı vazgeçilmezi.
Korkacaksınız. Dedi Muhsin. Orada çok daha farklı bir şey var. Bunu siz ve diğer çocuklar da biliyorsunuz. Bahsettiğim şey cin ya da hayalet değil. Lütfen beni anlamaya çalışın. O odada hiçbir zaman hayalet ya da cin olmadı. Onu hissettim. Bu bildiğimiz bir varlık değil. Korkmuyor olmak ve yanınızda
Merdivenlerden inerek dış kapıya ulaşan orta yaşlı bir karı koca, dış kapının önünde kapıdan girmekle, kapı önünde yığılıp kalmak arasında bir görünümdeki Halil’i görünce, ona acıyarak baktılar.
Gizemli ve sihirli hikâyelerde geçen masum bir kasaba mutlaka vardır. Ve o kasabalarda mutlu olmayı bekleyen insanlar muhakkak olur. Renkli Düşler Dükkânını harabe bir yerden bir gecede rengârenk tabelalarının olduğu, sevimli ve fantastik eşyaların satıldığı bir yere çevirmek ise Bay Baki Kalır adında gizemli bir gezginin görevidir.
Sevgili İsmail Günerin, IŞKIN Romanı Ozan yayıncılıktan çıktı. Yazar Güneş Ülkesini Elbistan Ovası ve Nurhak Dağının etekleri- doğup büyüdüğü, acıların ve sevinçlerin yeşerdiği toprakları anlatır.
8 Bölümlük öykü dizisini daha önce öyküler kısmında yayınlamıştım fakat sonra ilk 2 bölüm dışındakileri kaldırmıştım. Bir süredir roman olarak toparlayıp tek parça halinde İzedebiyat sayfalarına geri koymayı düşünüyordum. İşte burada. Daha önce 8 bölümü de okuyanlar için yeni bir şey yok. Okumadıysanız bilim kurgu ve aksiyon macera
Ağzından bir anda çıktı o cümle.
Zigo, ben lezbiyen olmak istiyorum!...
Önce boş gözlerle baktı Zigo.
Sonrasında ağzında olan bütün birayı üzerine boşalttı.
Kahkaha ile karışık cümle kurmaya çalıştı Zigo.
Etimi yiyecek tenha bir yer buldum. O sırada fark etmemiştim, etten az bir parça kaldığında gözüme ilişti. Az ileride Kuyruksuz Bacı yattığı yerden yalvaran gözlerle bana bakıyordu. Acıdım. O istemedi ama ben götürüp bu son lokmayı ona verdim. Bir kerede yuttu.
Yazdığım ilk romanım.
20 bin lira gibi bir rakkam talep etmişti yeşil döbyesli kız'dan.Ve o gün bugündür. ödemediği çalıştığı taksitler,krizlerlerle gelen yapılandırmalar derken,yeşil döbyesli kızın maliyeti tam olarak 35 milyara fırlarken,selçuk hayatından firar etmiş,elinde kala kalan sadece belkide yaşama tutunmasını sağlayan borcunu ödeme azmi ve namuslu bir insan olarak ölme isteği
Yazdığım ilk romandır.