Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/15. )
Sahil yolu boyunca, yolun yarısını kat ettiklerinde Ümmühan onun elini tutup çekiştirmeye başladı, “Haydi koş! Eve benden önce varabilirsen, bugün ne istersen iste yapacağım…”
"Yazarlık, kendini ifade etmek değil; başkalarının kafasını karıştırmak için kutsal bir bahane bulmaktır." – Umberto Eco"
"Yazarlık, kendini ifade etmek değil; başkalarının kafasını karıştırmak için kutsal bir bahane bulmaktır." – Umberto Eco"
Sahil yolu boyunca, yolun yarısını kat ettiklerinde Ümmühan onun elini tutup çekiştirmeye başladı, “Haydi koş! Eve benden önce varabilirsen, bugün ne istersen iste yapacağım…”
ÖLÜM BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ/Jose Saramago
“Ümitlerin kaderi, biri yok olduğunda diğerinin ortaya çıkmasıdır, işte bu yüzden bunca hayal kırıklığına rağmen silinip gitmemişlerdir.”
Atalarımın öve öve bitiremedikleri o memleketi görmek, bana nasip olmadı. Ancak, anlatılanlardan oraya gitmiş ve görmüş gibi oldum sayılır. Birçok yönden bizim buraya benziyor. Çünkü Kızılpınar da balkanların dibinde. Dobramirka'daki yerleşme şekli, evler, sayalar, kullanılan ev eşyaları ve tarım araçları sanırım buradaki gibi. Adetler, giyim-kuşam, şive, hatta yiyecekler
Yazdığım ilk romandır.
bu kale binlerce yıl önce bir bey tarafından yığma toprakla yapılmış. Burası ilk zamanlar bataklıkmış ve o beyin oğlu bu bataklıkta boğularak ölmüş. Bey de başkaları da aynı acıyı yaşamasın diye, bu bataklığı toprakla doldurmaya karar vermiş. Her köylüye eşit sayıda kağnı dolusu toprak getirmeyi mecbur etmiş. Binlerce
2019 yılında yayınlanan birkaç romanla ilgili kişisel değerlendirmeler
Emin olduğu ve gözlerinle şahit olduğu tek şey,kendisi hakkında arama motorunda sürekli olarak güncelenen kısa ve öz bildirimlerdi.Onun hakkında çıkan en son bildirim,İstanbulun sessizliği ve ıssızlığa ile bilinen geniş bir ovanın tam ortasına kurulmuş cayra kasabasına gitmesi gerektiğini anlatan açık ve net cümlelerdi.
kader onları hesaba katmış fakat onlar kaderi hesaba katmamışlardı
Uzun öğrencilik yıllarından sonra,siyasetin içerisinde pişmek ve kamile dediği gibi pişkinleşmek kolay olmamıştı.Ona göre psikolojik anlamda bir sınırı yoktu.İnsan kademe kademe ya daha çok ahlaklı bir yaşama doğru yol alır ve hayatta yaptıklarından ödün vermeyerek böyle bir sınırsızlığı seçer yada kademe kademe daha da pişkinleşir bu pişkinlikte kendine
Yaşanmışlıklar geçmiş zaman masalı değildir. Şimdi ve burada var oluşumuzla bizi yüzleştiren aynadır. Bize geçmişin hiç de geçmemiş olduğunu anlatır. Geçmemiş günler hep canlıdır.
O ise arkadaşının omuzuna hafif bir yumruk atmakla yetindi. Onların binaya girmesiyle (üç uzun saçlı, fiziksel görünüşleri birbirine yakın iri yapılı, silahlar taşıyan) handakilerin dedikodu kazanı, öncelikle yapının kapısının yakınında oturan ağzındaki yaradan dolayı yamuk gibi görünen, savaşçıların orklara karşı yaptıkları şeklinde başlayıp tekrarında bir diğer alt dudağı
Yalçınkaya kitaptaki kahramanın attığı her adımı değerlendiriyor, öyküleştiriyor. Kahramanını müthiş derecede konuşturuyor. Keza genç Anadolu kadınına misyonunu hatırlatıyor.