Roman

Taşların Gölgesinde: Giriş/ 1. Bölüm

O ise arkadaşının omuzuna hafif bir yumruk atmakla yetindi. Onların binaya girmesiyle (üç uzun saçlı, fiziksel görünüşleri birbirine yakın iri yapılı, silahlar taşıyan) handakilerin dedikodu kazanı, öncelikle yapının kapısının yakınında oturan ağzındaki yaradan dolayı yamuk gibi görünen, savaşçıların orklara karşı yaptıkları şeklinde başlayıp tekrarında bir diğer alt dudağı

Usta Bir Kalemden Mağaranın Kamburu Eleştirisi

Romanı okuyup bitirdikten sonra şöyle bir düşündüm. Eserdeki mağara bir bakıma dünya, bir bakıma da insanın kendisidir. Kat kat aşağılara inerek kötülüklere gark olması, Kuranı Kerimin ifadesiyle esfeli safilin olması kişinin kendi elindedir. Yazarın, büyücünün ağzından söylettiği gibi; Karanlık da ışık da insanın ruhundadır (s. 13); Akıl hep

Ülgen

İyilik ve kötülük tıpkı karanlık ve aydınlık gibi iç içe ve birbirlerini tamamlayarak bir insanın içinde veya bir yerlerde öylece yaşarlar. Safi iyilik veya safi kötülük yoktur derler ama buna rağmen birileri iyi birileri kötü olur. Zaman bunu değiştirir mi?

Göbeklitepe 3

Orupta kararsızdı. Nevaliçöri mi yoksa Göbeklitepe mi kutsaldı. Ataları Nevaliçöride yaşamıştı. Ama aldığı kutsal bir işaret kutsallığın her zaman ıssız yerlerde olduğu ve o ıssız yerleri taşlarla inşa etmenin kutsallığı daha da artıracağını gösteriyordu.

Son Dem

senden izler olması ne güzel sevdiğim.
bir kaç çizgi ve bi tutam beyaz saç gibi.

Başa Dön