Anamdan İnciler Kitabı Hakkında
Yalçınkaya kitaptaki kahramanın attığı her adımı değerlendiriyor, öyküleştiriyor. Kahramanını müthiş derecede konuşturuyor. Keza genç Anadolu kadınına misyonunu hatırlatıyor.
"Yazmak, varoluşsal bir bunalımın, kağıda dökülmüş, iyi kötü, zekice bir ispatıdır." - Albert Camus (Kurgusal)"
"Yazmak, varoluşsal bir bunalımın, kağıda dökülmüş, iyi kötü, zekice bir ispatıdır." - Albert Camus (Kurgusal)"
Yalçınkaya kitaptaki kahramanın attığı her adımı değerlendiriyor, öyküleştiriyor. Kahramanını müthiş derecede konuşturuyor. Keza genç Anadolu kadınına misyonunu hatırlatıyor.
Kendini bulmak için içsel karanlığa yolculuk etmelisin.Keşfedilmemiş bir sürü aydınlık orada.
O ise arkadaşının omuzuna hafif bir yumruk atmakla yetindi. Onların binaya girmesiyle (üç uzun saçlı, fiziksel görünüşleri birbirine yakın iri yapılı, silahlar taşıyan) handakilerin dedikodu kazanı, öncelikle yapının kapısının yakınında oturan ağzındaki yaradan dolayı yamuk gibi görünen, savaşçıların orklara karşı yaptıkları şeklinde başlayıp tekrarında bir diğer alt dudağı
Neden bırakıp gittin prensesini? Neden maddelere tutsak ettin beni?
http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=115700 devamıdır..
Yine o kabus… Kendini yeniden bulutların ortasında, aynı dağın keskin kayalıklarına tutunmuş olarak bulmuştu. Parmak uçlarında durabilecek kadar ince bir kütle vardı ayakları altında. Düşmemek için kayalıklara yapışmak zorunda kalıyordu. En küçük bir hareketinde, zeminin, ayakları altından kayıp gideceği malumdu. Aynı sert esen rüzgar, aynı soğuk, aynı korku…
Erol Güngör tarafından 2008 yılında 13 bölüm halinde “Nihavent Apartmanı” isimli TV dizi senaryosu, ve aynı adlı bir roman yazılmıştır.
“General Motor” ismiyle mizah kitabını yayınlayan sivri bir kalem. Daha önce de Yörük’ün, “Kasımda Kavak Kesmek” Yediharf Yayıncılık’ta bir eseri yayınlanmış ama isimden dolayı herkes bu siyasi-belgesel eserini; “kavakçılıkla ilgili zirai bir yayın” zannıyla algılamış…
Şule, maşingada içinde ateş yakmaya yarayan boşluğun kapağını açtı. Kesilip, maşinganın alabileceği şekilde doğranmış meşe odunlarından birkaç tanesini buraya yerleştirdi. Aralarına bıraktığı çıraları tutuşturdu ve sonra kapağını kapattı. Rafa uzanarak oradan aldığı çaydanlığı güzelce temizledikten sonra maşinganın üzerine bıraktı. Bu arada, oturduğu iskemleden şaşkın bakışlarla kendisini izlemeye koyulmuş
gece çökmüştü berlin'e.Tüm canlılar bir tarafa kaçışıyordu.Kimse ne yapacağını bilmeden yaşayamaya çalışıyordu ama umarsızca hiçbir şeye bulaşmadan.Böyle kötü bir ortamda biri geliyordu herkes için umut getiriyordu.Düşmanlarıyla cesurca ve ölümüne savaşıyordu ama bu savaşın sonunda kim ölürdü kim sağ kalırdı o bir bilinmezlik.Karanlığa bir güneş gibi doğmayı umuyordu
Berat Uyanık'ın "Benliğimi Gördünüz Mü?" adlı romanından kesitler
Bu kitabı bir macera romanı okur gibi okumaya kalkarsanız bir şey anlayamazsınız. Dikkatinizi eser üzerine yoğunlaştırmalısınız. Tabii bu yoğunlaşma, ister istemez okuma hızınızı azaltıyor. Ancak merak etmeyiniz, bu geçici bir yavaşlama. Esere kendinizi kaptırdığınızda eski hızınıza ulaştığınızı fark ediyorsunuz. Yani eser; okuyucuya, okuma tekniğine göre kendiliğinden bir hız