 • ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
141
|
|
|
|
El, içinde çýktýðý kolektif sistemin hafýzasýný da taþýyordu. Eski hafýzayla köleci hafýza eþleþmesi zýddýna göre çaðrýþýmlar olup El zihninin ýþýk çakmalarýydý. Bunun gibi köleci hayatýn içindeki kimi kiþi zihnin de kolektif geçmiþin arkaik fon kalýntýlarý vardý. Baskýcý El mana anlayýþý karþýsýnda firari arka fon ýþýmalarý kimi kiþi zihninde zaman zaman hayal meyal silik bir hatýrlamanýn art alan ýþýmalarýný oluþuyordu.
|
|
142
|
|
|
|
Kiþilerin zihinleri içinde köleci memlerle, geçmiþ kolektif dönemin arkaik belirmelerinde oluþan BÝR ART ALAN IÞIMALARI DA VARDI. Art alan ýþýmasýný ortaya koyan arkaik firariler zaman zaman kiþilerin zihni içindeki köleci memelerle çatýþacaktý. Çatýþmalar zihin içinde, zihin çaðrýþýmlarýna dönüþüyordu.
|
|
143
|
|
|
|
Güneþ’in kütlesini sýkýþtýran kütle çekim kuvveti, Güneþ merkezinde tersine bir ýsý ve ýsý basýncý kuvveti ortaya koyana kadar Güneþ kütlesi büzülmesine devam eder. |
|
144
|
|
|
|
Köleci mantýk, Sara-Hacer anlatýmýndaki kadýnýn tarihsel rolünü bilmiyordu. Köleci yapý, içinde koptuðu kolektif yapýda anlatýlmýþ olan Sara hikâyesini bilse bile; Sara’nýn çocuk vermeme olgusu, köleci sistemin miras hukuklu ihsas kurallarýna aykýrýydý.
|
|
145
|
|
|
|
Kardeþiyle evli olduðu belirtilen Ýbrahim figürü, ilahi dönemin hukukuyla anlatýlan bir hikâyecilikti. Ýttifaký dönemin ilanen kardeþleriyle temasýný kopyalayan köleci baþlangýcýn köleci söylemidir.
|
|
146
|
|
|
|
Bu nedenle kütle çekim kuvveti kütle büzüþmeli sýkýþma vasýtasýyla kendisini oluþan kuvvete karþý ters bir ýsý enerjisi ve ýsý basýncý üretmekle; ýsý ve ýsý enerjisi basýncý kütle çekim kuvvet alaný etrafýnda; kütle çekim kuvvetini adeta elektro motor kuvvetine dönüþüyordu.
|
|
147
|
|
|
|
Evrensel oluþmanýn dinamizmi ve yasalarý þu veya bu durumla þu veya bu görünümle her þeyin temelindeydiler. Ve her þey her bir farklý tekrarlarýyla enerjinin akýþ yönünde gerçekleþiyordu. |
|
148
|
|
|
|
Kiþilerdeki kolektif vicdan, kolektif bir deðer yargýsýydý. Tekil dönem içindeki gruba baðlýlýk içinde bir vicdan çýkar mýydý? Pek sayýlmaz. Yine bir gruba baðlýlýk çýkardý. Totem dönemdeki kolektif iþleyiþe baðlý totem kardeþ bilinci içindeki özlen oluþan vicdan bile, grubu dýþýna deðil grubu içine dönük deðer yargýsý olan bir vicdandý. |
|
149
|
|
|
|
Bunlar köleci sürecin hemen baþýnda olan söylemlerdi. Arada geçen onlarca sene sonra deðiþen nesille birlikte unutulanlardý. Kolektif geçmiþin motifleri köleci mantýða adapte olmuþ kiþiler elbette abuk sabuk gelecekti. |
|
150
|
|
|
|
Kuhn bilim felsefesi alanýndaki görüþleriyle son elli yýla damgasýný vuran bir felsefecidir. Kuhn akademi hayatýna bir fizikçi olarak baþlayýp; üniversitede bilim tarihi dersleri vererek bu alanda ilerlediðinde bilimin bilindiði gibi kümülatif deðil, bilinenin dýþýnda devrimsel bir ilerleme içersinde olduðunu fark etti ve bilim felsefesi alanýnda uzmanlaþarak bu alandaki görüþlerini ortaya koydu.
Kuhn kendi bilim anlayýþýnýn çýkýþ noktasýný bilim tarihine dayandýrýr. ona göre bilim tarihi ne Poper in dediði gibi (yanlýþlamacý),ne de pozitivistlerin dediði gibi (doðrulamacý) dir. |
|
151
|
|
|
|
“Yýldýzlara yürüdüm, hepsi bu…” mezar taþýndaki bu söz Heidegger hakkýnda çok þey anlatýr. O hayatý boyunca hakikati arayan bir düþünür olmuþtur. Heidegger varoluþu felsefenin konusu haline getirerek felsefenin hayatýn dýþýnda olmadýðýný; bizzat dünya-içinde olduðunu anlatmaya çalýþýr. Hayatýn içinde olan bizlerin hakikatin dýþýnda kalamayacaðýmýzý vurgulayan Heidegger; önceki filozoflarca kabul gören insan ve varlýk arasýndaki özne-nesne iliþkisini ‘varoluþ’ düþüncesi ile ortadan kaldýrýr. Varlýðýn anlamý? Sorusuna o; soruyu soran kiþiyi de dahil ederek cevap arayýþýna giriþir. O okuyucusuna hazýr cevaplar sunmak yerine sorular sorar ve bu sorularýn nasýl cevaplanacaðýnýn yöntemini belirlemeye çalýþýr. Soru ile baþladýðý eserlerini yine soru ile bitirir. |
|
152
|
|
|
|
Ýttifaklar üreten mantýkla olsa da esen rüzgâr totemi mana içinde olmakla yapýlan ittifakýn gerekliliði üreten mantýkla anlaþýlmýyordu. Böyle bir düþünme anlama kalýbý yoktu. Ýttifaklarýn anlaþýlýr olmasý için ittifaklarýn sosyal anlayýþlý bir mantýðýnýn olmasý gerekiyordu. |
|
153
|
|
|
|
Merhaba, Etik dersimiz yapmýþ olduðum bir çeviri metninin özetini sizlerle paylaþmak istedim... Burada hepimizin yapmak istedikleri, ama yapmamak için nelere sýðýndýðýmýzý göreceksiniz...
Saygýlarýmla |
|
154
|
|
|
|
Aslýnda dostlar bence -psikanalizciler belki kýzacak ama- insanýn doðumunda sahip olduðu eðilimlerden biri de 'gülme dürtüsü'dür. Cinsellik, saldýrganlýk ve gülme dürtüsü... |
|
155
|
|
|
|
Öbekleþen eðim durum atomdu. Atom küçükler dünyasýna göre kýsýtlanmýþtý. Ama atom da kuantum dünya içinde olmayan yepyeni özellikler bileþimine açýk bir yapý taþý olmakla atomdu. Atomun kýsmen kararlý bir iç düzeni ve kararsýz bir BAÐ elektron yapý giriþmesi vardý. |
|
156
|
|
|
|
Varoluþçuluk felsefi bir dizgeden öte, ‘felsefi temeller’ barýndýran bir ruh hali ve bir yaþam yaklaþýmý olduðundan temelleri rahatlýkla Varoluþçuluk kavramý ortaya atýlmadan çok öncesine kadar götürülebilir. |
|
157
|
|
|
|
Kýta Avrupasý modernleþmesinin öncülü özellikle burjuvazist ve merchantalist bir geliþimin ürünü olarak açýklanýrken, ada Avrupasýnýn modernleþmesindeki, aristokrasi inkar edilemez bir öneme sahipti. Hatta bütün batýnýn doðu üzerindeki modernleþme etkisi söz konusu edilirken, Türk modernleþmesinin öncüleri de, Türk Sosyo-kültürel yaþamýnýn en etkin sýnýfýnýn merkezinde ortaya çýkacaktý. Þüphesiz ki en etkin sýnýf, en eðitimli ve en kurumsal varlýða sahip bir sýnýf olarak hasta adam Osmanlý’nýn ordusu yani Türk ordusu idi. |
|
158
|
|
|
|
« Aþk harmanýnda savruldum
Hem elendim hem yoðruldum,
Kazana girdim kavruldum,
Meydana yenmeye geldim » |
|
159
|
|
|
|
Gürültü, patýrtýnýn ortasýnda sükunetle dolaþ; sessizliðin içinde huzur bulunduðunu unutma. Baþka türlü davranmak açýkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalýþ. |
|
160
|
|
|
|
Ozan Deniz Sarýtop Sözleri, Ozan Deniz Sarýtop / Düþünce Terminali... |
|