sözlerim anlamsız, kaba ve haşin olsaydı
yüreğim katı, ruhum duyarsız yaratılırdı
bir kez tatmasın diye aşkı bu cesedim
göz pınarlarımdaki yaş;
Mecnun misali akmasaydı,
toz, toprak, tükürük, çer-çöp
çöp tenekesi gibi doldururdu gözlerimi
ve tek kullanımlık şişeler gibi
bir defacık ömrü olurdu bakışlarımın
bir sevmelik yürek konulsaydı içime
ayrılık, çakardı ruhumu çarmıha
sevdanın ipini pamuk elleriyle
ören bestegül,
boynuma sarılmasaydı;
zır delilerin yaşadığı E blokta
sabır kelimesinin içinde
her gün onlarca deli
yaşam süremezdi
bunlar beni ilgilendirmiyor deme!
tek sıkımlık ilgilendirmiyor ile
öldürme bu lafzı terennümü!
çünkü sevgimden bahsediyorum;
aşıklar köyünün deli ozanına,
kahreden sultan olup gazap etme..
ayrılık da sevdaya dahil deyip küsme!
yada sevmiyor sanıp üzülme
sevgisiz çağların ilgisiz aşığına
denk geldik diye düşünme mesela
yada hesabi aşık diye
sessiz kalmama aldanma, inanma!
kuşandığın kılıçla
kestiğin sözümü, doğradığın dilimi
yahut o veda şiirinle beni yok ettiğini
sanıp kendini sığaya çekme
insan, nefessiz yaşar mı?
insan, susuz yaşar mı ?
insan, sevgisiz yaşar mı hiç?
aldanma diyorum
akıp giden zamanın aşksız silsilesini
kem bir düşüncenin rengiyle
benim sorumsuzluğumla boyama
biliyorum bu kez terennümü ben bozdum
öyleyse baştan başlayalım;
sözlerim anlamsız, kaba ve haşin olsaydı
yüreğim katı, ruhum duyarsız yaratılırdı
bir kez tatmasın diye aşkı bu cesedim