kızmasın kimse(cik)ler yine yazacağım geçmiş_i ahvalimi...
uykusuz dönen kaçışlarımdan sonra(yatılı okuldan) ellerimde biten gülleri bilirdim ve yüzümde büyüyen mor aynalarımı...toplumun ve zamanın baskısını çekerken sineme,çocukluğumun gözyaşlarımla beraber tükeneceğini bilemezdim...bilemezdim o mülayim çehremin asi bir rüzgara dönüşebileceğini...bilemezdim,bilmiyordum,çocuktum,masumdum...
Geceleri,karabasan eller dolaşırdı rüyalarımda...sığınırdım dost bildiğim yorganımın altına...o zaman anlamıştım yanlızlığımın doğuştan boynuma asılan bir yafta olduğunu...
gölgelerimin peşinde gezen,ergenlik şarkılarıma rağmen;inatla çocuk oluyordum...
Yeşiline küs gözlerle bakıyordum hayata...hayat namelerini en acıklı notalarla diziyordu boğazıma.Tıkanıyor,okuyamıyor,söyleyemiyordum...
Umud bizim sınıfa uğramazdı...Uğramazdı gözlerinde sevgi görebileceğimiz insanlar...o kadar kin o kadar nefret o kadar acı,acı,acı...
Nedensiz susmalar biriktirdim güncelerimde...
Bilirdim uykusuz sabahların,hep bir devinimle döneceğini ertesi geceye...
Umudsuzluğu öğrendim o günlerde...o günler de aslında huzurun ve umudun bize vaad edilen sahte düşlemeler olduğunu öğrendim...
o günler dilime bir cümle takıldı ve yaşım daha 16...
"burası dünya ve ben çok sıkıldım"...
mehmed asım
08/07/06
adana
istanbul
erzurum
istanbul...