Bazen kendimi düşünmekten alamıyorum. Sessiz kalmaktan yanayım çoğu zaman ama bunu da tam olarak başaramıyorum. Beynimin bir yeri sürekli düşünmeye, konular üzerine kafa yormaya zorluyor beni... Neden güneşin doğuşuyla yepyeni bir gün başlamaz ki?
Bazen kendimi ay batarken denize vurmak istiyorum. Deniz dalgalarının karaya vurması gibi... O açık havada sigaramla ve sevdiğimle baş başa izlemek istiyorum yeni günün doğuşunu. Ve inanmak istiyorum hayatın kirliliğinin batan ayla beraber gitmesine, yerine gelen güneşin her şeyi değiştirdiğine...
Bazen kendimi yıldız gibi gökyüzünde parlarken görmek istiyorum. Olanca endamımla süzülmek o derin sonsuzlukta... Oradan buraya atlamak, şuradan buradan zıplamak ve taklalar atmak istiyorum boşlukta. Hiçbir ağırlık hissetmeden...
Bazen kendimi şiir yazarken buluyorum aşk üzerine. Çoğunda hüzün oluyor, gözyaşı oluyor. Kafiye tutturmak için düşünürken bir de bakıyorum ki kalemim almış başını gidiyor. Okuyorum ve şiirdeki gözyaşını gözlerime yerleştiriyorum zaman zaman...
Bazen kendimi ağlarken buluyorum mutluluğa. Sevincin gözlerimde damlalarla bezendiğine şahit oluyorum. Sessizliğe sarılmış oluyorum onlar akarken kollarıma... Masum bir kız gibi dizlerime gömüyorum başımı, incinmesin diye o inci taneleri.
Bazen kendimi saklanmış hissediyorum. Her şeyden ve herkesten... Sevmediğimi görüyorum çoğu şeyi. İstemediğimi... Fırlatıp atmak gelse de içimden o içimdeki nefreti, çoğu zaman sevgimden daha çok sevdiğimi hatırlayarak dokunmuyorum ona. Bırakıyorum içimde büyüsün diye...
Bazen kendimi kendimden korumak zorunda kalıyorum. Ürküyorum önce yapacaklarımdan, fakat durdurmuyorum. Yap diyor içimdeki keskin ses... yap! Yaptıktan sonra pişmanlık duygusunu hissetmiyorum çoğu zaman. Korkmanın da anlamsızlığı çıkıyor perde perde karşıma...
Bazen kendimi severken buluyorum. Aferin diyorum benliğime, ben oluşuma...
Bazense ölesiye bir korku içinde buluyorum kendimi... Sevdiğimin, yarenimin gidişine korkum. Bu zamanlarda keskin ses; daha da keskinleşip, daha da sertleşiyor. Bilmiyor musun gitmeyecek! Korkunun anlamsızlığı çıkmıyor bu sefer karşıma. Sadece boyun eğip “haklısın!” diyorum.
Bazen... Bazen’i yok bu yazacaklarımın. “Her zaman” daha anlamlı ve daha doğru. Her zaman seni severken buluyorum kendimi. Sevgime olanca gücümle sarılmış, mutluluğun zirvesinde... Gözlerimde mutluluğum pırıltısı, ellerimde gelecek için atılmış çeyrek adım...