Pişmanlık Demlendikçe Koyulaşır

Renkleriniz çok olsun.

yazı resimYZ

Pişmanlık demlendikçe koyulaşır, bekleyen çay misali de acılaşır. Bayatlamış çayı en sevdiğiniz bardağa da koysanız içerken keyif vermez, bırakıverirsiniz yudumlamayı. Peki hayattaki pişmanlıklarımıza, yüreğimizi karartan yanlış kararlarımıza ne demeli. Onlar yol arkadaşımız olarak kalıyor mu yoksa içimizden döküyor muyuz zerresi kalmadan.

Keşkelerin ölü zamanlar olduğunu bile bile canlandırırız yine de hatıraları. İçimize huzur verenlerle birlikte burukluk yaşatanlar da dikilir tepemize. Ardından gelen "neden, hangi akla hizmet yaptım", gibi sorular, boşlukta yüzer sahipsizce.

Hata/hatalar hemen her insanın hayatında olmuştur, olacaktır da. Önemli olan sonraki atacağımız adımların tutarlılığı, sağlamlığı. İnsan sadece eğiticilerden değil kendinden de ders alır hatta bu hepsinden daha etkili.

"Tecrübe" dediğimiz bilgelik dolu kavramın içini en iyi dolduran söz nedir? sorusunun cevabını çok afilli, felsefik bir deyimde aramaya gerek yok. "Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer" sizce de en doğru anlatım şekli değil mi?

Geriye fazlaca bakan, ileri taşıyamaz kendini. Hayatımızdaki fazlalıklar kilo mu? O zaman vermeli ufaktan ufaktan. Dolap dolusu atmaya kıyamadığımız kıyafet mi? İhtiyacı olana vermeli. Kullanmadığımız eşyalara acilen veda etmeli. Minimalist insan olmak kısacık hayat için kocaman bir duruş sergilemektir kanaatindeyim.

Ayıklamak gerek yavaş yavaş ruhumuza ağır gelenleri. Mecburiyet mahsenine kitlersek kendimizi o kapının ardında çürürüz.

Hayatınız güllük gülistanlık olmayabilir ama siz bahçenize veya saksınıza tohumlar ekebilirsiniz. Yaşamak her şeye rağmen güzel.

Renkleriniz ve iyi kileriniz çok olsun.

Başa Dön