"Zaman Dursun" Demiştim İşte Durdu Zaman

Ve benim her akşam korkunç bir yılgınlıkla, çaresiz eve nasıl geldiğimi de bilemezsiniz. Zaman ışık hızıyla akıp geçiyor ve onu yavaşlatacak hiçbir güç yok bu dünyada. Bizim çaresizliğimiz de onu büsbütün şımartıyor, küstahlaştırıyor olsa gerek. Yüzümüze bile bakmıyor artık, baksa da mütemadiyen kızgın Bize günlerin soluk fotoğraflarını bırakıyor, ısırılıp atılmış meyveler gibi, bir yığın yaşanmamış, dokunulmamış, zarfı açılmamış anlarla başbaşayız Arkasından bakıp kalıyoruz yazık.

yazı resimYZ

Bugünleri nasıl beklediğimi bilemezsiniz! Günlerin nasıl çıldırmış gibi akıp gittiğini, haftaların birbirine ulandığını, mevsimlerin şöyle bir görünüp geçtiğini

Ve benim her akşam korkunç bir yılgınlıkla, çaresiz eve nasıl geldiğimi de bilemezsiniz. Zaman ışık hızıyla akıp geçiyor ve onu yavaşlatacak hiçbir güç yok bu dünyada. Bizim çaresizliğimiz de onu büsbütün şımartıyor, küstahlaştırıyor olsa gerek. Yüzümüze bile bakmıyor artık, baksa da mütemadiyen kızgın Bize günlerin soluk fotoğraflarını bırakıyor, ısırılıp atılmış meyveler gibi, bir yığın yaşanmamış, dokunulmamış, zarfı açılmamış anlarla başbaşayız Arkasından bakıp kalıyoruz yazık.

Sonra Yakup Kadri gibi sitem ediyoruz:

Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız.

Kara baht bir kasırga gibi.

Bu ne baş döndürücü iş?

Geceler günleri, günler geceleri, cefalar cefaları kolluyor.

Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor

Geçmeyen bu zamanları nasıl sabırla beklediğimi de bilemezsiniz. Güneş gökyüzünde bir yere takılıp kalsın ve zaman dursun, geçmesin diye paralıyordum kendimi bir zamanlar. Saatler akmasın, hayat yavaşlasın diye yalvarırdım. Çocukluğun sonsuz oyunlarına daldığımız günlerdeki gibi akşam olmak bilmesin, ayrılmasak diye iç geçirip hüzünlendiğim gözyaşartan vedalaşmalar Ve biz, bu güzel şehrin her yerini karış karış gezelim, bir mahalleden ötekine bakalım, bir muhabbetten başka bir muhabbete geçelim İnsanlar, mekânlar, olaylar çoğalsın günün içinde diye her çılgınlığı yaptığımız o güzel hatıra dolu günler Uç ucuna ekleyelim yaşantıları, çoğaltalım. Dakikaları elimizde tutmadan bırakmayalım. Avuçlarımıza alalım, evirip çevirelim, gözeneklerine bakalım, koklayalım, tadına varalım. Anlar çoğalsın, çoğalsın, genişlesin etrafımızda bir okyanus gibi zaman. Lezzetini dudaklarımızda, damağımızda hissedip salıverelim sonra Biz gerçekten güzel günler yaşadık. Yaşadık ve zamanın tadına vardık. Bir sürü ölümsüz hatıramız, zevalin önünden kaçırılmış bir kucak dolusu mutlu günlerimiz var Çok şükür kavuştum, çok şükür sevdi demiştim. Demiştim işte Ama yine dünüm, bugüne benzedi. Nazar mı değiyor bize?

Evet, şimdi can sıkıntısını nasıl özlediğimi de bilmiyorsunuz siz. Ilık bahar günlerinde sırtını duvara yaslamış güneşlenen, sigara üstüne sigara içerken ellerindeki çubukla da habire toprağı eşeleyen ihtiyarlar gibi vaktin geçmediğinden yakınmak isterdim. Onlar gibi kaygısız ve yavaş Ah oturup bir şeyler okuyayım, yazayım diyorum olmuyor Dışarı çıkıp dolaşayım, biriyle dertleşeyim, dolanıp yine masama geleyim diyorum olmuyor Tatlı hatıralarımızı, zihnimin içinden geçirdiğim ve donup kaldığım zamanlar yerinde saysın ama ben hissetmeyeyim diyorum o da olmuyor Acaba bir gece yarısı başımı yastığa koyduğumda bir selamıyla beni şaşırtır mı diye çaresiz bekliyorum. Böyle uzun ümitli günler biriktiriyorum işte Gün boyu yaptığım işler, gördüğüm insanlar, gezdiğim mekânlar birbirine karışıyor artık. Ne diyeyim, Allah bu ömrü tez vakit alıp sana versin. Sen yaşa bari. Her saatini ona ayarlamış kurulu bir saat gibi ömrüm ne yapayım. İnsan bu yokluğa da alışırmış diyorlar. Fakat biliyorum ki yarın da güneş yerinde sayacak. Saatler yine kıpırdamayacak. Yine akşam olmayacak. Gece geçmek bilmeyecek. Hatıralarınız bir film şeridi gibi beyninizin içinden hızlıca geçecek, kim bilir belki de isyan edeceksiniz.. Diliniz kendinizle konuşmaktan külçe gibi ağzınızda kalacak. Konuşurken kızgınlıktan kelimeleriniz birbirine dolaşacak. Sonra sükût içinde çaresiz yine beklemeye devam edeceksiniz. Evet, şükür vakit geçmiyor Sevgiliden haber almanın uysal saadetiyle Allahın her akşam ve sabahını bir asker gibi beklemek bu zamanda kimseye nasip olmuyor herhalde.

Yorumlar

Başa Dön