Yazar Tanıtımı | Başkalarının yaşamlarını , isteklerini , korkularını , zevklerini , yeteneklerini , ideallerini kendimin sandım hep. Oysa baştan beri ben hiç yoktum sanki. Varlığımı hissetmek için kullandığım tüm o insanlar , kitaplar , filmler , dinlemeler , anlatmalar beni yok edip durdular sanki. Bir muzun kabuğunu soyar gibi üzerimdeki tüm ocular sıyırmam halinde ortaya kim ya da ne çıkar , işte ben onu merak ediyorum. Peki bu durumda o "ben" i algılayacak gözü nereden edineceğim ? Belki de algı yanılgının kaynağıdır , ne olduğumuzu görebilmenin önünde duran koca bir duvar gibi , kendimizle kendimiz arasında duran ince ama işlevsel bir ayraç gibi. Çünkü algı başında saydığım tüm o şeylere bağımlıdır. Belki de insan evde kendine elektro şok uygulamalıdır. Ya da kontrole ve algıya böylesi - sinek gibi - yapışıp kalmamalıdır. Bildiğimiz ve sarıldığımız anlamıyla yaşam pek tabi bir olamama hali olabilir , bu anlamda ölümün tanımsız boşluğu bizi bize kavuşturabilir. Yoksa ! 76 ‘ dan beri bir kadın var. İsmi Fulya. Çalışıyor , kendine bakıyor , özel bir şirkette eğitmenlik yapıyor. Ben onunla yaşıyorum.
Canımdan seslenen şunu derdi belki de tanıtmak için kendini
Hey sen , aydınlığını becerisi sanan , karanlığını savunan bir candan sesleniyorum tüm varlığa
Sen aydınlığını seviyorsun. Ben ise aydınlıklardan korkuyorum ,ahlaklı insanlardan ürküyorum , iyilik severlerdense tiksiniyorum , öğretiler bulaşıcı hastalıklar gibi , inanmıyorum insanoğlunun kurduğu düşe , ben çoğunun deli zırvası dediği Nietzshce ’ i okurken yüksek sesle ağlıyorum , Sartre ’ yi Schopen’i okurken ne dediklerini * kendimden * iyi anlıyorum. Bu ne senin için ne benim için bir tercih meselesi değil besbelli. Sen yalnızken nasıl aydınlıksan ben de yalnızken öyle karanlığım , sen ne kadar sosyal bir yüzle şehre , alışverişe ve merkezlere akıyorsan ben de o kadar kurt kanlıyım. Biz seninle iki yüzüz sadece , bir güneşe diğeri batışa bakan cephelerde , bunlardan yerinmek ya da övgü ile söz etmek -bize ait yaratımlar yerine koyup da- delice. Ama bak yapıyoruz genede. Oluş olduğunu kabul etmek kolay değil . Ben aydınlık ile karanlığın iki yüzünü algılama noktasında sınıra sürdüğüm icin kendimi , karanlık yanlardan gelme bir mülteci gibi , daha da batıyorum topragıma.
Belki de bu yüzden geceleri yalnız uzananlardanım karyolasına
|
Yazısının Özellikleri | ... |
Edebi Etkiler | ... |
Benzer Yazarlar | ... |
Özgeçmiş | ... |
Bulunduğu Yer | Yer yüzü |
|
|