Yazar Tanýtýmý | ALTIN RIHLI ÝKÝ KELÝME
Þiire aþinalýðým, çocukluðumda Elif ninemden (Annemin analýðý) dinlediðim manilerle baþladý. O manilerin bende býraktýðý derin izleri yýllar sonra yazdýðým ilk þiir denemelerimde fark ettim. Liseyi bitirdiðimde ise bir defter dolusu manzume ( O yýllarda þiir) vardý duygularýmý anlatan. Bu yazma isteði beni Edebiyat Fakültesi’ne yönlendirdi ki ben gerçek þiiri orada öðrendim. Çok geçmeden bir þey daha öðrendim ki lisede yazdýklarým þiir deðildi.
Aldýðým edebiyat eðitiminden dolayý sanatçý olmak için önce çýrak olmak gerektiðini de öðrenmiþtim bu arada. Ve bu yüzden kâh Faruk Nafiz’le “Ulukýþla yolundan Orta Anadolu’ya” yol aldým kâh Yahya Kemal’le birlikte “Günlerce siyah ufka baktým gözlerim nemli” Kimi zaman da “Hasret beni cayýr cayýr yakarken bedenimde buzdan bir el yürüdü” Recaizade Mahmut Ekrem misali. Fakülteden mezun olduðumda ise “Ýstanbul’u dinliyordum gözlerim kapalý” gönlüm açýk.
1990’lý yýllara doðru duygularým sel olup taþmaya baþladý kalemimden þiir olarak. Bu sel, bazen ölüm, bazen ölümden beter ayrýlýk, bazen Erdemli’nin doyumsuz güzelliði, bazen de aþk olup akýyordu gönül kaynaðýmdan. Zaman zaman selin sona ereceðini düþünüp ürpersem de çok geçmeden yanýldýðýmýn farkýna varýyordum. Ve o sel aktý, aktý, aktý…
Derken seneler geçip de “Kýrklara eriþti yaþým nihayet / Teneþir paklasa korkum mu olur? / Unumu eledim astým eleði / Der isem ölüden farkým mý olur?” þeklindeki mýsralarýmla yýllara peþrev attýðým bir gecede bir rüya gördüm. Rüyamda köpük köpük duvaðý olan bir gelin vardý. Gelinin çok güzel olduðunu hissediyor ama yüzüne bir türlü bakamýyordum. Ben kan ter içinde kývranýrken rahmetli babam “Yüz görümlüðünü tak oðlum!” dedi. Cebime elimi attýðýmda kýrmýzý- beyaz renkli bir hediye paketi buldum. Uzun uðraþlar sonucunda açýlan paketten bir mücevher kutusu, kutudan da bir kitap çýktý. Ve ben hayal kýrýklýðý içerisinde tam geri dönecektim ki bu defa da üniversiteden hocam Prof. Dr. Saim Sakaoðlu “ Evladým, sakýn ha! Vaz geçme!” deyince büyük bir þevkle kitaba yöneldim. O esnada gelin de bana doðru birkaç adým atýp durdu.
Artýk ikimiz de gözlerimizi kamaþtýran bir ýþýk huzmesi þeklindeki kitaba bakýyorduk. Dikkatle baktýðýmda paha biçilemez incilerle süslenmiþ altýn rýhlý iki kelimeyi okudum:
Yüz Görümlüðü.
Dört yýl önce yaþadýðým bu esrarengiz olaydan dolayý 25 Kasým 2011'de þiir severlerle buluþan kitabýmýn adý "YÜZ GÖRÜMLÜÐÜ" oluverdi.
|
Yazýsýnýn Özellikleri | Ölçülü ve kafiyeli olmak kaydýyla þiirin her türlüsü |
Edebi Etkiler | Fuzûlî, Baki, Sümbülzade Vehbi, Yahya Kemal, Faruk Nafiz ve Cemal Safi |
Benzer Yazarlar | Faruk Nafiz Çamlýbel |
Özgeçmiþ | 4 Mart 1967 tarihinde Mersin-Erdemli’ye baðlý Tömük beldesinde dünyaya geldi. Babasý, Daðlý köyü Garamatlý (Kara Ahmetli) sülalesinden Ali Bey(Tapan Ali); annesi ise Karahýdýrlý köyü Kizirli sülalesinden Sultan Haným’dýr.
Murat Arýcý, ilkokul ve ortaokulu Tömük’te, lise öðrenimini Erdemli’de tamamladý. 1989 yýlýnda Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Bölümünden mezun oldu.
1990’da Türk Dili ve Edebiyatý öðretmeni olarak Þanlýurfa Ýmam-Hatip Lisesinde göreve baþladý. 1991-1992 yýllarý arasýnda Ýstanbul ve Muþ illerinde Yedek Subay Öðretmen olarak askerliðini tamamladý.
1993’te Erdemli Çýraklýk Eðitim Merkezine atandý. Bu okulda öðretmenlik ve müdür yardýmcýlýðý görevlerinde bulundu. 2003 yýlýndan beri Erdemli Lisesinde Edebiyat öðretmeni olarak çalýþmaktadýr. Þiirleri, kasým 2011'de çýkan "Yüz Görümlüðü" adlý kitabýyla fanilikten bakiliðe yol almýþtýr.
|
Bulunduðu Yer | Erdemli/Mersin |
|
KAPAK GÜZELLEMESÝ
Þiir deryasýnýn son limanýnda,
Bir buket çiçekle bekliyorum ben.
Kýsmet gelmese de tam zamanýnda,
Kederi sevince yüklüyorum ben.
Issýz gecelerin mehtap koyunda,
Yakamoz görünmez belli oyunda,
Kýrýlýp küsmeden þair huyunda,
Dizeyi dörtlüðe ekliyorum ben.
Eyüp sabrý yoksa ömür güç gelir,
Uçunca mevsimler döner göç gelir,
Ýlham perisi bu, bazen geç gelir,
Nihayet sözümü saklýyorum ben.
Murat Arýcý
|
|