Yazar Tanıtımı | HAZIRANMIŞ, YIL 1963 BURSA’DA DOĞMUŞUM. İLK VE ORTA ÖĞRENIMIMI BURSA’DA TAMAMLAYIP, İNGILIZ FILOLOJISI’NI İSTANBUL, ARKEOLOJI’YI İZMIR’DE OKUDUM. BURSA’DA YEREL GAZETELERDE MUHABIRLIK, ISTIHBARAT ŞEFLIĞI VE YAZI IŞLERI MÜDÜRLÜĞÜ GÖREVLERINDE BULUNDUKTAN SONRA BIR SÜRE GEREK MUHABIR, GEREKSE YÖNETICI OLARAK TELEVIZYONCULUK DENEYIMIM DE OLDU.
İNGILTERE’DE YAŞADIĞIM SÜREDE, SERBEST FOTO MUHABIRI VE HABERCI OLARAK ÇALIŞTIM. KARMA VE KIŞISEL FOTOGRAF SERGILERI AÇMA OLANĞIM OLDU. VATANA DÖNDÜKTEN SONRA TURIZM SEKTÖRÜNDE PROFESYONEL REHBER OLARAK ÇALIŞTIM.
SON OLARAK KÖFEZ SAVAŞI SIRASINDA TERCÜMANLIK GÖREVI YAPTIKTAN SONRA TEKRAR TURIZM VE SEYAHAT IŞINE DÖNDÜM.
ANCAK YAZMAYI BIRAKMADIM.
GAZETECILIK BIRAKILMIYOR, YAZMAK YAPIŞIP KALIYOR ÜZERINIZE ADETA…
MARDIN’DEKI UN FABRIKASINDAN BOZMA AMERIKAN ÜSSÜ VE ÖTESINDE SAVAŞ ÖNCESI VE SONRASINI YAŞAMAK BENI ÇOK ETKILEDI.
EVLERINIZDE TELEVIZYONLARDAN IZLEDINIZ SAVAŞI. ORADA VE GAZETELERDE ANLATILANLARDAN ÖĞRENDINIZ… ANCAK SICAK BÖLGEDE BIRŞEYLER FARKLI YAŞANIYORDU…
HERKESIN BUNLARI BILMEYE HAKLARI OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜM… YAZDIM. |
Yazısının Özellikleri | makale, roman |
Edebi Etkiler | |
Benzer Yazarlar | |
Özgeçmiş | |
Bulunduğu Yer | |
|
“ben bütün bu yazdıklarımı hayalimde canlandırdım. Hiçbirinin gerçeklerle ilgisi yoktur, Olmamalıdır… Kişi ve olayların gerçek dünyayla benzerlikleri varsa tamamıyla tesadüflerden ibarettir…”
Bölgede rahat hareket edebilmek için bazı gruplara, bazı sözler verilmişti. Amerikan Merkezi Haberalma Dairesi’nin Stratejik Araştırmalar Enstitüsü akıl almaz planlar yapıyordu. Bu planlara göre Amerikalılar şu ya da bu şekilde Türkiye’nin güneydoğu bölgesini kontrol altına almak için çeşitli senaryolar geliştiriyorlardı. Görünürde masum olan bazı hareketler ardında çok daha değişik niyetler saklamaktaydı. Petrolün yoğun olduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni daha iyi kontrol edebilmek için önce orada bir kargaşa çıkarmak gerekiyordu. Zaten hassas olan bölgede bu, bir gizli servis için çocuk oyuncağıydı elbet.
Tam o sırada üç CIA ajanı panik içerisinde koğuşa girdi, sağa sola bakındılar, daha sonra Cemil’in yanına gelip, “Mehmet Sütçüoğlu nerde?” diye sordular. Cemil hemen durumu anladı. Bıyık altı gülümseyerek, az ileriyi işaret etti, “İşte orda oturuyor. Görmediniz mi?” diye sordu. CIA, Mehmet’in üst düzey bir bürokratın oğlu olduğunu ve PKK’nın onun hakkında ölüm emri çıkardığını yeni öğrenebilmişti. Cemil, uzun süre kendini gülmekten alıkoyamadı.
Cemil, “Merak etmeyin. Sırrınız her ne ise, saklarım.” dedi. “Cezaevi” ile Bill’in ne kastettiğini çok iyi biliyordu. Bu, Guantanamo demekti. Bill, “Yurtdışında çalışır mısın? Yurtdışından neyi kastettiğimi biliyorsun, değil mi?” diye sordu. Yurtdışından kasıt, Kuzey Irak’tı. Orada Türkmen’ler vardı ve Türkçe tercümana da ihtiyaç olacaktı elbet. Aynı görev birkaç Kürtçe bilen tercümana da teklif edilmişti. Görevi kabul edenler iki misli maaş alacak ve 150.000 dolarlık hayat sigortasına sahip olacaklardı.
|
|