 Yazar Tanıtımı | Gönül, sözleri oluşturup da, sözler elleri çalıştırmaya başladığı andan beri, hep yazdım. Bir arayıştan farklıydı benimkisi. Yazmak , elimdekilerle yetinememekten veya onlara yeni anlamlar yükleyecek yeni insanlar bulma isteğime aracı olduğundan, sıradan bir arama bocalama eylemi değildi.
Parlak sözlerle işim olmadı hiçbir zaman. İnsanlığın hizmetine demiyorum, en azından, kişinin kendi gelişimine katkı sağlayan en bozuk cümle benim için, en özlü sözden evladır. Ama üslubun, insanlara ulaşmada ve onları etkilemede gerekli olduğu gerçeği, yok sayılmamalı. Hangi türde yazılacaksa yazılsın muhtevanın sağlıklı sunulması dolayısıyla anlaşılmasını hedefleyen bir biçem tercih edilmelidir. Yani biçimle içerik arasında hassas bir denge kurulmalıdır. Zaten büyük yazarları büyük yapan nabza göre şerbet vermeleri değil midir?
|
| Yazısının Özellikleri | | Şiirlerimde, sonraki mısranın öncekinin canına okumasını hedeflerim. Bunu yaparken herhangi bir mantaliteye kurban etmem dizelerimi. En orijinal tümcelerle bu yöntem, şiirin sonuna değin sürer gider. |
| Edebi Etkiler | | Necip Fazıl Kısakürek, Fuzuli, |
| Benzer Yazarlar | | Kendisine benzetilenle benzeyeni birbirine karıştırmamak gerekir. Henüz böyle bir soruya cevap veremeyeceğim. |
| Özgeçmiş | 1983 Batman doğumluyum. Arap asıllıyım. Altı çocuklu bir aileye bakmakla yükümlü emektar bir öğretmenin ikinci evladıyım.
Tanrı, buğdayın rengini tenime; kahveninkini gözlerime; kestaneninkini de saçlarıma bağışlamış. Sonra, üç metre kırk dört santimetrelik bir kavağın ancak yarısı kadar boy, toparlak bir karpuzun üçte ikisi oranında da ağırlık vermiş şu naçiz vücuduma.
Peki bunları veren akıl fikir vermemiş mi? Vermiş vermiş de "Akıllı olup da cihanın kahrını çekeceğime deli olayım dünya kahrımı çeksin." (?) deyip kabul etmemiş deli gönlüm Tanrının bu hediyesini. Kurban olduğum Allah, sinirlenip Einstein’ın aklını ceza vermiş bana. Ancak deli gönlüm isyan edip densizliğe, kıymet bilmezliğe devam edince, Yüce Yaratan bu sefer çok hiddetlenmiş ve bir sabah şimal rüzgarlarıyla atıvermiş deli gönlümü gurbet ellere. Ona en çok hala süren bu gurbetlik koymuş. Zira deli gönlüm annesini, babasını, memleketini çok severmiş. Sözde, gurbet beni adam edecekmiş de para kazanıp çoluk çocuğa karışacakmışım. İşte o gün bu gündür dilimden nara, cebimden para, gönlümden de yara eksik olmaz.
Babamın öğretmenliği nedeniyle birçok okulda öğrenimime devam ettim. Genelde ailemden ayrı geçen öğrenim hayatıma şu an Tarih lisans öğrencisi olarak devam etmekteyim. Yerel ve bölgesel radyolarda programcılık ve sunuculuk deneyimlerimle beraber gene bu basın kurumlarında seslendirilip yayınlanmak üzere birçok reklam metni çalışmam olmuştur. Hayatıma şiir, kısa öykü ve reklam metni yazarak devam ediyorum.
Şimdi buradayım. Edebiyatın izinden buradan da devam edeceğim. Umarım bu uğurda beni sözcüklerim gibi yalnız bırakmayacak olan arkadaşlarla birlikte yürürüz E, ne diyelim, bu düşünsel ve yazınsal süreçte dimağımız açık; vicdanımız hür olsun.
|
| Bulunduğu Yer | | Çanakkale |
|
Edebiyat, medeniyet, hürriyet... Bu mefhumlar hep sözcüklerle hayat bulmuş, onlarla nesiller arası iletişimde ve bilgi aktında öncül etkenler olmuşlardır.
İçinde yaşanılan zamanı doğru yorumlamak bir başka deyişle onu adlandırmak hep kelimelerle olmuştur. Kişinin sosyalleşme sürecinde öğrendikleri, hissettikleri, hayata geçirmek istedikleri yani idealleri, sözcükleri -o sihirli değnekleri- kullanabilmesini dolayısıyla yüreklerin telini titretebilme katsayısını etkiler.
Nasıl bir geçmişiniz olursa olsun. Onu en iyi biçimde aktarabildiğinizde artık "bu kulvarda ben de varım" demeye hakkınız da vardır. Bunu düşünmeye başladığınızdan itibaren, oluşabilecek muhtemel okurlarınızla artık gizli bir dostluk antlaşması yapmışsınızdır. Sözün özü, onlar sizden üretkenlik bekleyecek siz de bunu kendinizi her defasında yineleyerek değil yenileyerek sağlayacaksınız.
Daha önce değindiğim sosyalleşme süreci yanlış anlaşılmasın. Adı üstünde süreç bu. Ölene kadar devam eder. İşte, siz ancak bu süreçte yeni eğilimler yaparsanız, kendinizi bu uğurda geliştirmeye devam ederseniz ancak o zaman aktarılması lazım ürünleriniz olduğundan bahsedebilirisiniz. Bu da yenilenmeyi zorunlu kılar. Her defasında farklı bir kimliğe bürünün demiyorum. Farklı kimlik düşüncelere kendi damganızı vurun. Ama bunu yaparken bırakın kendi özünüz bir komutan edasıyla en başta yürüsün, ve ardındakileri sizinkilerle birlikte miraca çıkartsın.
DÜŞÜNSEL VE YAZINSAL SÜREÇTE DİMAĞINIZ AÇIK, VİCDANINIZ HÜR, KALEMİNİZ DAİM OLSUN.
|
|
