|
Şeyh Bedreddin olayı da feodal toplumun var olduğu bir dönemde geçtiğine göre, yine bir sınıfın varlığını ve burada ki sınıfın toprak ağaları ve de derebeyleri ile onların zulmü altında ki toprak emekçileri arasında geçmektedir. Bura da ki belirleyici unsur ayaklanmanın tabandan gelmesidir ve sistemi yıkma istemin delerdir. Yani saray içinden taht için verilen bir mücadele değildir. Şeyh Bedreddin'in kavgası insanların ayrı gayrı gözetmeksizin bir olması ve aynı eşit oranda devlet nimetlerinden yararlanmasıdır. Onun için de yar yanağından gayrısının ortak kullanılması tezini ortaya atmış ve onun doğrultusunda mücadele etmiştir. Bu günde biz devrimcilerin isteği ve mücadelesi bu değil mi? Yar yanağından gayrısını kolektif bir biçimde üretip paylaşmak değil mi?
Yani demek oluyor ki bu gün sanayi proletaryası sınıf savaşımının mücadelesini veriyorsa, o gün, feodal çağda da toprak emekçileri ve devlet dini olan Sünniliği kabul etmeyen sınıfın vermiş olduğu bir mücadeledir Bedreddin olayı. "Bedreddin ve eserleri üzerinde bir araştırma yayınlamış olan Prof. Z.F. Fındıkoğlu'na göre " Bedreddin Rönasans arifesine düşen Sosyalizm tarihinin sahifeleri arasında yer alabilecek bir Türk düşünürüdür." Kendisi yalnız 1416-1908 Türkiye'si için değil, fakat aynı zamanda 1908- 1964 Türkiye'si içinde önemli bir şahsiyettir. Çünkü Şeyh Bedreddin çığırı, bir taraftan Türklerin Müslüman oluşundan devam eden dini-mistik sosyal mücadeleciliğine bağlanırken, öte yandan da Türkiye'de modern alanlardaki sosyalizmin adeta öncüsü gibi görülmektedir." Yeri gelmişken değinmekte yarar görüyorum, kapitalizmde, burjuvazi ile proletaryadan başka, büyük çiftlik sahipleri ile küçük toprak sahibi köylülerde vardır. Yani bu sınıflar eski üretim tarzının birer parçasıdır, yada belirli toplumsal ekonomilerin bağrından çıkmışlardır. "Toplumun sınıflara bölünmüş olduğu ve sınıf savaşımı, daha Marksizim ortaya çıkmadan önce biliniyordu. Fakat sınıfların ve sınıf savaşımının kökenlerine ilişkin bilimsel açıklama Marksizim tarafından yapıldı. Sınıf savaşımı, sınıfsal çıkarlar arasındaki derin ve uzlaşmaz çelişkinin objektif olarak gerekli bir sonucu ve yansımasıdır."
Kul Sefili ( Ali Turalı)
|
|