Yazar Tanıtımı | Lermantof'un deyimiyle "Ben birgün yaşadım, birgünlük ömrüm olmasaydı, ömrüm ömrü bitmiş ihtiyarlarınkinden beter olurdu" tümcesini kendime ilke edinmiş bir kişi olduğumu söyleyebilirim. |
Yazısının Özellikleri | Felsefe ile öykülendirme. Öyküyü felsefe ile biçimlendirme. Ama didaktik bir yönteme kaçmadan. Bu budu demeden. |
Edebi Etkiler | Stefan Zweig,"Satranç", Terry Eagelton, "Azizler ve Âlimler" |
Benzer Yazarlar | Stefan Zweig, Terry Eagelton |
Özgeçmiş | 1970 de aslında Ankara'da yaşamamıza rağmen annemin ve babamın ailesinin o günlerde ikamet ettiği Artvin'in Ardanuç ilçesinde Güleş köyünde doğmuşum. Ankara, Almanya, Ankara gidiş ve dönüşlerin yaşandığı bir ilk çocukluk yıllarından sonra Ankara'da karar kılınan bir ömür benimkisi. Gazi Üniversitesi Mezunuyum. Halen bir şirkette çalışmaktayım. Evli ve 2 çocuk babası olarak. |
Bulunduğu Yer | |
|
Kahramanımız bir devrimcidir, devrim yolcusudur. Devrimci Yol’cu değil. Burada aslında bu devrim yolcusunun, Nasıl bir devrim? Nasıl bir insan? Ve nasıl bir insanla devrim? Gibi sorulara yanıt arama serüveni anlatılıyor. Devrim öncesi, anı ve sonrasına dair soruları, sorunları ve asıl olan eylemleri var. Ofir aslında ulaşılan değil ulaşılması düşünülen bir mit. Yani Reel de SSCB mi, yoksa bambaşka bir evrensel komünist bir dünya toplumu, topluluğu mu? Ama öncelikle ve özelikle kimle. Cevabımız tabiî ki kişinin kendisini, ilkönce yeni insan dediğimiz yeni insanı kendinde var etmesiyle olanaklı olarak kurgulanıyor. Tüm serüven Ursula Le’nin Mülksüzler anlatısında dillendirdiği gibi, “devrim ya kendimizdedir ya da hiçbir yerdedir” tümcesinde düğümleniyor. Devrim ve devrim süreci sonunda ortaya çıkabilecek olası toplum. Asıl paradoks da bu zaten. Ki, devrim, devrimcilik ve devrici parti vs. tabiî ki burada genel anlamda tek bir anlatı biçimini seçmiyorum. Ki özellikle de seçmiyorum…
|
|