Yazar Tanıtımı | Hayal gücü hayattır... |
Yazısının Özellikleri | |
Edebi Etkiler | |
Benzer Yazarlar | JRR Tolkien, Michael Moorcock, Trudi Canavan |
Özgeçmiş | 1983′ün baharında doğdu Hamit Çağlar Özdağ. Her çocuk gibi o da ağabeyini bol bol kızdırdı, anne babasını sıkça telaşlandırdı. Ankara simidiyle büyüdü; başkenti de Bahçelievler‘le, TED‘le, AAAL‘yle, ODTÜ‘yle, SSK iş hanıyla ve Gölge‘yle sevdi. Her mühendislik öğrencisi gibi o da calculus’ten nefret etti. Triatlona gönül verdi ama Çayyolu asfaltı vücudunda ve bisikletinde birkaç iz bırakınca vazgeçti bu sevdadan. Üniversitelerdeki topluluklara verdiği emeği derslerine verseydi notları daha iyi olurdu belki ama kendisi gibi olmazdı şimdi. Genellikle harçlıkları EFES için harcandı, bugün sorsanız; yine aynısını yapardı. Askeriye’ye Bergama’da misafir olurken 305 sayısını beynine kazıdı, neyse ki ziyaretin kısası makbuldü de beyni kendine kaldı. İstanbul’da iş güç derken hayatın çileleri sardı onu da, alışması gerekti öğrenci olmamaya. Ama alışamadı, boğaza nazır bir yüksek lisans ayarladı kendine. Öğrenci akbilinin karşı koyulamaz gücünü tekrar eline geçirdiğinde vapurun, tramvayın sefasını sürmeye başladı. Moda, Kadıköy ve İstiklal olmasaydı zor olurdu hayatı. İş ve okulu aynı anda yaşatmaya çalışırken bir Çin atasözünü duydu arkadaşlarından: İki cam bardağı asla aynı anda yıkama…
Fantastik dünya 12 yaşında yer etti zihninde. Sayısız oyunla sürdü hayal gücünün evrimi. DESTAN‘ı kafasında şekillendiren de bu oyunlar oldu aslında. Büyük Usta Tolkien’e dede demek isteyenlerin arasındaydı her zaman, Perg Efsanelerinin Türklüğünü takdir etti durmadan. Yazdıklarını okuyanlar hep destek oldu ona, yakında onların istediği olacak sanırsak… |
Bulunduğu Yer | |
|
Kadim dörtlünün merakını uyandıran ejderhalar başlattı her şeyi,
Yeryüzü sihirle şekillendi, tanrılar büyüyle yaratıldı…
Ateşlerin içinde nefret tohumları atılırken,
İki ayaklıların zayıf kopyaları sardı her yeri…
Geceler zifiri karanlıkla kaplıyken,
Gündüzleri iki güneş aydınlattı…
Derken Axanka döngüleri yarattı,
Ama akan kanların döngüsüne karışmadı…
Kötü kullar adaleti yıktığında,
Geriye sadece Anstorra kaldı…
|
|