Hadi Oradan
Yaşamak kadife bir kumaş örer gibi olması gerekirken, bir anda hayat kavgasının hoyrat eline dönüşür. Hayatın öyle bir tokadını yersin ki bıyıklarına kadar kanının aktığını görürsün.
Yaşamak kadife bir kumaş örer gibi olması gerekirken, bir anda hayat kavgasının hoyrat eline dönüşür. Hayatın öyle bir tokadını yersin ki bıyıklarına kadar kanının aktığını görürsün.
Marmara'dan İstanbul'a gemi gelir / Gözlerini kırpmadan şehri seyreder /
Hayatımızda doğru yolu bulmak için gayret göstermekteyiz. Oysa önümüze o kadar sokak, o kadar kavşak çıkar ki ne tarafa gideceğimizi şaşırırız. Hayat yolunda karşımıza çıkan insanlar, bizler için bir gösterge olur. Biz de manevra yaparken, hızlanırken veya yavaşlarken bu insanlara göre yol alırız.
hüzünler kol gezer sokaklarımda / ayaklarım bir kuru dal gibi kırılır
Porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlıyordun. O an dilim dilim yemek istedim seni. Dudaklarıma sevinç, dilime tat, ağzıma nefis bir haz olurdun. Ah yiyebilseydim seni hiç çatal kullanmadan. Elimle bir çiftçi açlığıyla mideye indirmek isterdim seni.
Ey cehennemin sahibi Tanrı'm yine yüreğimi yakmaktasın. Dersin ki ben insanın kalbinde bulunurum. Bak ateş içindedir duygularım söyle neredesin? Ben hep seni sevdim tek seni sevdim. Uykularımı bölerken kabuslarım, hep dualarımla başımı güven içinde sana yasladım.
Objektif olan insandır. Gerisini at çöpe. Ve dünya yana kayıyor. Hayatın dengesi allak bulak oluyor. Kime alkış tutarsan o sana elini uzatıyor. Bir ceylanı parçalayan aslanın dişi oluyor, pençesi oluyor insan.
İntihar etmek istiyorum senin kurşununla / Parmağını tetikten çekme vur öldür hadi
Söyleyin ben nereye aitim? Bir mezarda açan çiçek miyim yoksa o mezardaki ceset miyim? Yaşamayı ve ölmeyi yurt edinmişim. Söyleyin yeryüzünde hangi yürek benim için çarpar ki? Kim bana sevgiyle bakar? Kim benim için ölmek ister? Kim mezarda açan bir çiçek olmak ister?
Ne zaman bir çiçek koklamak istesem / Genzim sıcak ekmeğin kokusuyla doldu
Ben her kış ağustos böceği olmak isterim. Ölmek için değil şarkı söylemek için bunu isterim. Hiçbir şarkıyı tamamlayamadım bugüne kadar. Hep yarısında bitti coşkularım. Ve ben dua ederken bile dilime şarkılar takıldı. Tanrı beni affetsin bu yüzden. Çünkü ben şarkılarla Tanrı'ya yalvardım.
PKK bir holding gibi çalışıyor. Parayı uyuşturucudan, kara paradan ve haraçtan kazanıyor. PKK Avrupa'da iş adamlarından haraç keserken, İngiliz istihbaratı, Alman istihbaratı neden bir şey demiyor? Demek ki milyarlarca dolarlık bu gelirden Avrupa devletleri de pay alıyor. Bu yüzden Avrupa PKK'dan desteğini çekmiyor.
Biz de atlar gibi doğduktan bir kaç saat sonra koşabilseydik, maymunlar gibi bizi soğuktan koruyan uzun tüylerimiz birkaç gün içinde çıksaydı böyle bir zekaya gerek kalmayacaktı. Demek ki zekanın en önemli görevi insana doğada yardım etmek ve insanı korumak gözetmektir. İnsan zekası sayesinde barınır, yer, içer.
Kime oy vereceğim. Beni temsil eden kimse yok. Siyaset bir gelir kapısı olmuş. Benimse böyle bir derdim yok. Sağda gülyabani herifler. Rüyalarıma girerler. Hepsinin altında mübarek ekmek kırıntıları. Yemekten neredeyse çeneleri düşecek.
Nice çocuklar öldürdüm yüreğimin karanlık dehlizinde / Tomurcuklar büyütürken katlettim en kırmızı güllerimi
Özgürlük kişinin özgür iradesiyle kendi siyasi görüşünü belirleyebilmesi ve o partiye oy verdiğini rahatlıkla söyleyebilmesidir. Gel gör ki Türkiye'de en çağdaş en demokrat en özgürlükçü geçinenlerin yanında bile hangi siyasi partiye oy verdiğinizi söyleyemezsiniz. Söylerseniz ne olur; zavallı, kör ve buna benzer ithamlarla karşılaşırsınız.
Yalnız senin sesin damlıyor kapkaranlıklara / Çarparak uzun kılıcını vuruyor ıslak taşlara
Sorular aynı olunca cevaplar da aynı oluyor. Neden bana farklı sorular sormuyorsun? Neden bir fark yaratıp benden farklı cevaplar beklemiyorsun.
Bilirim seni hep aynı ifadeler mutlu eder. Harikasın, senden iyisi yok, sen dünyaya bir renk bir desen katıyorsun gibi...Oysa sana ben bir sapa benziyorsun, gülü ortada
İki satırlık adamlara sattık mısra yüklü şiirleri / Kitapsızı başımıza kütüphane müdürü atadık
Zaman aynı rakım aynı bu gökkubbe altında / Bir çığlık büyür dal gibi
Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.
yazmayı becerecek kadar zeki, yaşamayı beceremeyecek kadar aptalım. ben bir yazarım.
Rize
Yazmak deliliktir. Çıldırasıya yazmak istiyorum. Eğer ben akıllı bir adam olmuş olsaydım, yazılarımla bir tımarhane kurup, satır aralarından kendini akıllı sananlara göz kırpmazdım.
Herkes
Özdemir Asaf