'Yine yıllardır yazıyorum: AKP hükümetinin derdi nükleer santrallerden sadece elektrik elde etmek değil. Bölgesel, hatta küresel güç (!) olma iddiasıyla, Türkiye 1980de Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasına taraf olduğu için açıkça ifade edemediği amaç, nükleer silah yapmak, en azından nükleer silah üretmek için gerekli teknolojiye sahip olmak. Tıpkı İran gibi...' Hani çağdaşların korkusu vardır ya İran olacağız diye; bu zaman gazetesi yazarının da korkusu kemalist çağdaşlardan farksız.
Bu yazı Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay'a ait. Türkiye'de yazarların kime hizmet ettiğini, neden gerçek kalem sahiplerinin yazar olmadığını gösteren bir yazıdır aynı zamanda. Hatırlarsanız Amerikan Büyükelçiliği'ne yapılan saldırıda Hürriyet yazarı orada yaralandı. Peki sorarım size, o yazarın büyükelçilikte ne işi vardı? Hiç şüphesiz ki gazeteciden terörist olmaz; ama ajan olur.
Dikkat edin en etkili silah kalemdir ve Türkiye kalemşör doludur. Bunların amacı patronlarına hizmet etmekten öteye geçemez. Türkiye onlar için bir dananın ağzındaki ottan farksızdır.
Fakir bir kadın zina yaparsa suç olur, zengin bir kadın yaparsa çağdaşlık olur. Avrupa zengindir çağdaştır, İslam ülkeleri fakirdir geri kalmıştır. Aslında her iki medeniyet de ruhlara ve bedenlere karşı namussuzdur. Batı medeniyetini vaftiz, İslam medeniyetini de abdest temizleyememiştir. Kirli oyunlar içinde her iki medeniyet alabildiğine kirlenmiştir. Batı medeniyetinin de daha çok vaftize ihtiyacı vardır, İslam medeniyetinin de daha çok abdeste ihtiyacı vardır. Aydınlanma çağı geride kalmıştır. Şimdi aklanma ve temizlenme, arınma çağına ihtiyacımız vardır. Bunu da yazarlar, felsefeciler, siyasetçiler ve din adamları yapmalıdır. Yalnız vicdanlarına, insanlığa hizmet etmelidirler.