Gülüşün Alevdir
Gülüşün alevdir gecelerimin soğuğunda / Aşktır dudaklarının arasındaki o sıcaklık /
Gülüşün alevdir gecelerimin soğuğunda / Aşktır dudaklarının arasındaki o sıcaklık /
Gece karası gözlerin yıldız yıldız parlıyordu / Bana bakıyordun kainat gibi sonsuzluk gibi
Yeşerttiğim o aşkı ellerinle uzat bana / Simsiyah bir gül ver bana ey
Güller de ağlar tıpkı senin gibi. Sen de bir kelebeğin ardından gözyaşı dökersin. Onun için hayaller kurarak, beynine giden damarlarından arzularını yürütürsün. Kalbinin bir başka attığını düşünürsün. Daha bir güzelleşirsin.
Bir horoz olsan ve etrafında hiç tavuk olmasa anca başkaları için ötersin. Her sabah yüksek bir tepeye çıkıp kendi kendine şarkılar söylersin.
Ayçiçekleri güneşi gördüğünde nasıl olursa / Sana bakınca öyle mutlu oluyorum sevgilim
Ben şemsiye yüklü bir bulutum / Dokunmasın tenine yağmur diye /
Önce şunu belirtmeden geçemeyeceğim: Yobazlığın ideolojisi yoktur. Nice başı kapalı insanlar tanırım ki ufku açıktır ve nice başı açık insan tanırım ki tam bir kördür. Hiç unutmuyorum bir gün arkadaşımla beraber bir restoranta gitmiştik. Her yerde modern insanlar gezinmekteydi. Kendimi özel ve değerli hissettiğim o yerde garson yanıma
Savrulsun kadehler ay bulansın bu gece / O ince ellerinden güller beyaza bürünsün
Yoruldum fişimi çekin artık. Öleceksem öleyim kalacaksam kalayım. Bu kadar budalanın, bencilin ve zorbanın var olduğu bir dünyada yaşamaktan zevk alamıyorum. Gardaş burası şunun yeri gardaş şuradan gak diyenlerin yaşadığı bir dünyada yaşamak istemiyorum artık.
Sen benim gökyüzümsün lütfen uçurtmalarıma zarar verme. Bil ki ilk terk edilişi uçurtmam tellere takılınca yaşamıştım.Ve hayat benim için ilk defa o zaman kördüğüm olmuştu. İlk defa uzaklara gitmek isterken uçurtmamla acılara bu kadar yakın düşmüştüm.
Boyun bükerler dağ rüzgarlarında çimenler / Ağlarlar bir su dökülmez yanık yüreklerine
Bugün barış istediğinde bulunduğunda barış mı olacak yarın savaş istediğinde ise savaş mı çıkacak? Sen ne istersen hep o mu olacak. Elinde kalaşnikoflu çocuk sana büyüklerinden armağan elindeki bu silah mı ışıldayacak. Sen aydınlık bir dünyayı silahların gölgesinde mi kuracaksın.
Gün biter karanlıklar bende kalır / Yıldızlar beni unutur ah sevgilim
Ölümüm intihar süsü verilmiş bir ölüm olacak. Fakat sen bunu asla bilemeyeceksin.İki üniversite de bitirsen bilemeyeceksin.Çünkü okuduğun kitapların sayfalarının arasında kurumuş bir karanfili asla göremeyeceksin. Bir bardağın son damlasının, göz pınarları kuruyan bir toprağın kıpkırmızı bir karanfilinden damlayan arta kalmış çiy olduğunu düşünemeyeceksin. Sen dudaklarını buruşturup şarıl şarıl
Tanrılaştırdığımız sosyal kurumlar sebepleriyle nice buhranlar yaşamaktayız. Doyumsuzluslukların, açgözlülüklerin, devletin, milletin ve de tüm insanlığın yarattığı kavgalar, savaşlar, girdaplar içinde bazen cenneti bazen cehennemi tatmaktayız. Oysa kabullunmek olmamalı bazen. Bazen masayı devirmek gerek. Sonra da bırakacaksın sen değil başkaları toplasın. Ya da oturup masada her şeyi sineye çekip
Bir balıksan eğer denizden şikayet edemezsin / Acılara boğulsan ne çıkar kumsallar sana
Size ateşe doğru koşmayı emrediyorum atlar / Geri almalıyız kulağımıza fısıldanan isimleri
Kalıba girmeyen gökyüzüsün özgürlük / Bir martı çığlığısın mavi gök kubbede
Lanet olsun içimdeki insan sevgisine. Lanet olsun bana intiharları, bunalımları reva gören herkese. Yaşamak zorunda bırakıldığım ne olduğunu anlayamadığım acılara isteklere, elemlere; sayısal değerlerin tek değer yargısı kabul edildiği ideolojilere ve her şeye yazıklar olsun bin kere.
Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.
yazmayı becerecek kadar zeki, yaşamayı beceremeyecek kadar aptalım. ben bir yazarım.
Rize
Yazmak deliliktir. Çıldırasıya yazmak istiyorum. Eğer ben akıllı bir adam olmuş olsaydım, yazılarımla bir tımarhane kurup, satır aralarından kendini akıllı sananlara göz kırpmazdım.
Herkes
Özdemir Asaf