Düşmekten yükselme doğar. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
“Bir dur !” demek gidenlere, kalanlara “git artık başımdan !” demek çok zor. Bu öykü bir kayboluşun veya yeniden başlamanın öyküsü... Anıl 28 yaşındaydı. Hayatanın belki bundan önceki kısmını hiç yaşamamış sayıyordu. 13 yaşında başladı herşey sanki –hatırlayabildiği buydu- sınavlar, kitaplar, bitmek tükenmek bilmeyen okuma aşkı, azmi ve orta zeka... Orta zekalı olmasaydı belki daha iyi olurdu ya da bir tüccarın kıvrak zekasına sahip olsa... Ama hayır; sadece biraz yorumlama yeteneği, biraz strateji bilgisi olan ve kendi kendini okudukça entelektüel sayan bir öğrenci. “Kız çocukları hep çalışkan olur zaten” derdi babası; “işi ne kırsın dizine çalışsın dersine !” Anıl da öyle yaptı, erkekler gibi çapkın olamazdı ya ! En sonunda üniversitenin Fizik Öğretmenliği bölümünü normal bir dereceyle bitirdi. Şimdi ne yapmalı diye düşündü. Burası Türkiye, devlet kapısı sonuna kadar kapalı; ya da biri küçük bir taş sıkıştırmış araya girebilirsen gir. Giremedi Anıl, özel bir eğitim kurumunda stajını yaparak başladı işe. Daha doğrusu; tam staj da değil, devletin istediği şartları sağlamayan bir çalışma dönemi. Bir tür bilişşsel çıraklık, işi öğrensin yeter... Öğrendi işi Anıl, sonuna kadar öğrendi. Bir sonraki yıl istediği zammı alamadan gerçek stajına başladı. Aylık eline geçen para bir televizyon taksiti. Ama kariyeri gün geçtikçe artıyordu Anıl’ın. Sözüm ona kariyeri... Karnı zor doyuyordu ama kariyeri yeter; geceleri ısıtır, gündüzleri de ayağını yerden keserdi. 5 yıl çalıştı bu şekilde Anıl. Maaşı her geçen sene arttı; 5 televizyon taksitine kadar yükseldi neredeyse. Kariyeri de tavan yaptı. Ama bir sıkıntı vardı; yolunda gitmeyen bir şeyler...Anıl böyle giderse üç bin sene sonra kendine bir ev alablirdi. Çünkü maaşı kredi taksitlerini bile karşılamıyordu. Ancak 5 tane televizyon alsa olurdu, ömür boyu kirada olmak üzere... Eşini de çalıştığı yerden buldu Anıl. Kendisinden daha yüksek maaşı vardı eşinin; tam 6 televizyon taksiti kadar... Maaşları toplayınca bir şey olacak sandılar. Ama olmadı. Yine aynı ay sonu hesapları, yine televizyon taksitleri... Bir gün partonu çağırdı Anıl’ı odasına giriş cümlesinden belliydi sonu : “Bilirsin seni çok severim Anıl hocam. “ sevme beni dedi Anıl sevme ! “Senden çok memnunuz; dürüstlüğünden ve çalışkanlığından. Ama bilirsin iş hayatı... Genel müdürümüz aradı beni dün. Bazı finansal sorunlar yaşadığından bahsetti. Maaşın –eğer bizimle gelecek sene de çalışmayı kabul edersen- 1 televizyon taksiti azalacak. İnan elimde olan bir şey değil bu.” Anıl durdu biraz patronun ince bıyıklarını süzdü. Arkasından şeytanı gördü sanki. O bıyıklar başından çıkıp boynuz oluyordu sanki. “Ben bi düşüneyim” dedi. Düşündü. Gün geçtikçe daha çok para kazanacağına,daha az televizyon alabiliyordu. Kabul etmedi patronun teklifini; hatta sövmek isterken yüzüne, kibarca istifasını imzalayıp çıktı odadan. Git başımdan dedi yıllarca emek verdiği kuruma ; bütün çilelerini bir kenara bırakarak. Eşi “iyi yapmışsın” dedi. “Bana böyle bir tekllifle gelseydi asla kabul etmezdim.” Başka bir kurumun yolunu tuttu Anıl, çaresi yoktu. Belki herşey daha iyi olacaktı. Gittiği kurumda az çalıştı Anıl. Aylarca maaşını alamamıştı çünkü... Mecbur kaldı, eski kurumuna döndü. 4 televizyon taksitine razı oldu. Bir kaç yıl sonra eşi kansere yakalandı. Biriktirdiği televizyon taksitleri de yetmedi tedavisine; tıbbın gücü de. Eşi kurtulamadı. Anıl da “gitme dur !” diyemedi. Yıllar sonra bir televizyon aldı kendine; 37 ekrandan kurtuldu. Seyre daldı... Ne de olsa taksitlerini zorlanmadan ödeyebiliyordu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İhsan CİHANGİR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |