..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyaya geldiğinden, dünyada bulunduğundan, dünyadan gideceğinden hoşnut olan bir kimse görmedim. -Namık Kemal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sanat > Coşkun Karabulut




23 Kasım 2011
Şiir Dili  
Coşkun Karabulut
"Bir eserin, bütün insanlık için yararlı olması için, iyi ve kötüyü ayırması, güzel ve anlaşılır olması gerekmektedir. Sanat ancak, belli bir sınıf için değil, büyük kitleler için yarar sağladığı zaman sözü edilebilir bir değere ulaşır.


:AFHA:
Şiirin normal konuşma dilinin üzerinde bir yapısı olduğu herkesçe bilinir. Bir üst-dildir şiir dili. Ne var ki bir üst-dil deyince, her şeyde olduğu gibi bu da abartıldı ve olmadık anlamlara çekildi. Bugün şiir dili demek; kuş dili gibi bir şey demek oldu neredeyse. Sadece kuş dili bilenlerin anladığı bir dil. Oysa; şiir dili adı üzerinde güzel bir "dil" dir. Samimidir ve yüreğin dili olması gerekir. Düşüncelerin yürekte damıtılması ve ifadesini de yüreğin dilinde bulmasıdır esasında. Yani, sözcüsü yürek olan düşüncedir şiir. Şiir dili de işte budur.

Beyinleri dopdolu, çok yönlü, birikim kazanmış duyarlı insanların, şiirin yapısını da mutlaka bilmesi koşuluyla; yaşam karşısındaki duruşlarından ve bakışlarından yola çıkarak edindikleri bilgileri, yorumları, şair olarak yüreklerine indirip, oradan dışa vurmalarıdır. Yüreğe indirilmeden yapılan ifadeler zaten bilim ve düşün adamlarının işidir. Yani şiirde de hakikati aramak ve sezmek var bilimde olduğu gibi. Ama sözcüleri ayrı işte. Biri akıl, diğeri yürek. Yürek olunca da; daha bir incelik söz konusu ve melodisi ile heyecanı ile yürekten yüreğe bir akım başlayarak insanları kendinden geçirebiliyor.

Yüreğin potasında erimeyen hiçbir sözcük şiir olma şerefine erişemez. Bütün sözcükler şiir olmak için, önce şairin yüreğine gireceklerdir. Önceki hayatlarını unutup; sıfır derece anlamda yani nötr olarak oraya girecek ve şiir olmak için o sıcak potada diğer sözcüklerle şairin yüreğinde birbirleriyle tanışacaklardır. Ve şairin verdiği bütünlüğe doğru yol alacaklar; bütünün hizmetinde olmak üzere ve sadece o şiire özgü olmak üzere yepyeni anlamlara kavuşacaklardır. Şiirin bütünüyle bir anlam kazanacaklardır. Şiirin bütünü ise, parçaların dışında; onu oluşturan sözcüklerin toplamı değil; onlardan oluşan ama onları epeyce aşan, ilahi bir niteliğe sahip olan ve şairin hayata bakışını ve duruşunu da içeren ve vermeye çalıştığı yönü de göstermeye çalışan bir bütündür. Bu bütünlük çok özel bir durumdur ve onu oluşturan sözcükler bu bütünün bir anlamlandırması olmaksızın hiçbir şeydirler. Ancak o bütünün vereceği görevi yaptıkları oranda önem kazanır ve varolurlar.

Şimdi durum böyle olunca; bir şairin neredeyse bütün yaşamını içine koyduğu ve bir güzellik içinde ürettiği bir şiiri kitlelerle paylaşmasından doğal ne olabilir? Neden kimseler anlamasın diye kuş diline çevirsin ki? Ve neden geniş halk kitlelerine değil de, çok küçük bir elit tabakanın hizmetine sunmak istesin ki? Daha çok insan şiiri anlasa ve yaşamına anlam katsa, şairin ne kaybı olabilir ki? Ve çok merak ediyorum: neden bugüne kalmış en büyük şairler hep anlaşılır olmuşlardır da değerlerinden hiçbir şey kaybetmemişler; tam tersine halen daha en çok okunan onlar olmuşlardır? Durup düşünmek lazım!..

SANAT NEDİR* adlı eserinde bakın ne diyor ünlü yazar TOLSTOY:
"Bir eserin, bütün insanlık için yararlı olması için, iyi ve kötüyü ayırması, güzel ve anlaşılır olması gerekmektedir. Sanat ancak, belli bir sınıf için değil, büyük kitleler için yarar sağladığı zaman sözü edilebilir bir değere ulaşır.

.Fırsatçıların her zaman kullandıkları bir yöntem vardır. Halkın kullanmadığı, dile yerleşmemiş kelimeleri kullanarak, gerektiğinde icat ederek halkın gözünde kendisini yüceltmek. Bu, ' halk, anlamadığına inanır' mantığıdır ve çoğu zaman başarılı olur. Kitleler, bilmedikleri kelimelerin ardından sürüklenirler. Bu arada sanat da tükenmeye yüz tutar. Ortodoks kilisesinin sapık fikirlerinin, ağır bir dille düzenlenerek halka benimsetilmesi bu yöntemin en çarpıcı örneklerindendir."

Ve yazımı yine TOLSTOY'un şu sözleriyle bitiriyorum:"Bir eserin ilginçliği , onun gösterişinde değil, ortaya koyduğu yeni düşüncede olmalıdır. İlginçliği bayağı şiirsellikte, gösterişte, taklitte aramak sanata bir şey kazandırmaz. Bunlar zengin sınıfın sanat üzerinde oynadığı bir oyundan başka bir şey değildir."

* SANAT NEDİR? L.N.TOLSTOY, Şule Yayınları İstanbul ,Eylül 1992, Çev.Baran Dural, s,74,80,130






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sanat kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şiir Yazmak Kolay Değil Şair Olmak Göz İster
Şiir Olan ve Olmayan

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Susuz Bir Dünyada Umuda Yolculuk

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Çizgi [Şiir]
Git [Şiir]
Ne Olur [Şiir]
Çizgi [Şiir]
Sodalı Şiir [Şiir]
Yalnızlık [Şiir]
Yol Ayırımı [Şiir]
Terspektif [Şiir]
Vasiyet [Şiir]
Bu Aşk da Bitecek Bir Gün [Şiir]


Coşkun Karabulut kimdir?

Şiiri en az sözle en çok şeyi anlatmak olarak görüyorum. Bu nedenle şiir denilince kısa şiir aklıma geliyor. Bayılıyorum dolu dolu atom gibi anlam taşıyan şiirlere. Biraz düşünce, biraz mizah. Tebessüm ettiren ama düşündüren şiirleri seviyorum. Böyle yazmaya çalışlıyorum. Böyle yazılan şiirleri seviyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Güzellikler yaratan her insandan etkilenirim. Sunay Akın, Eric Fried, Özdemir Asaf, Cemal Süreya, Melih Cevdet Anday, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Hilmi Yavuz


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Coşkun Karabulut, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.