Yirmi birinci asýr, geldi ya çekilmiyor
Gökten eskisi gibi bereket dökülmüyor
Köyler boþaldý tek tek, tarlalar ekilmiyor
Lüzum kalmadý artýk; aþý, tohum, fideye
Geçti Bor’un pazarý, sür eþeði Niðde’ye

Her an aðýz dalaþý, kayýkçý atýþmasý
Küçük söz dinlemiyor, kuþaklar çatýþmasý
Büyükte sevgi noksan, çok zordur yatýþmasý
Uyum saðlayamýyor; baba-oðul, dedeye
Geçti Bor’un pazarý, sür eþeði Niðde’ye

Boþa geçen bu eyyam geri gelir mi, heyhat
Ýffet, namus, fazilet; saðýr kulakta feryat
Turisti dürüst gelsin, yok ahlakta tenzilat
Ramazanlar uðramaz tatillerde Side’ye
Geçti Bor’un pazarý, sür eþeði Niðde’ye

Baþka çýkýþ yolu yok zamana alýþmaktan
Býkmýyor dalkavuklar ikbale yýlýþmaktan
Yedisinden yetmiþe sýkýldýk çalýþmaktan
Gece gündüz uyuyan kan oturmuþ dideye
Geçti Bor’un pazarý, sür eþeði Niðde’ye

Milli gelirden halka geçer akçe düþmüyor,
Ev yýkýk, hane dökük, sýcak çorba piþmiyor
Bugünün çocuklarý, masalla yetiþmiyor
Kalmadý hiç teveccüh; leblebiye, iðdeye
Geçti Bor’un pazarý, sür eþeði Niðde’ye

Bir formül bulunsa da huzura ersek artýk
Cep delik cepken delik, çorap pantolon yýrtýk
Ekmekle de doyarýz yoksa yanýnda katýk
Üç evlek çorak toprak un yetirmez pideye
Geçti Bor’un pazarý, sür eþeði Niðde’ye

Ozan Hadi’m sen söyle; ahval ne garibanda
Ulvi emrin þifresi yüreðinde imanda
Helal rýzýk, temiz aþ peþindeki insanda
Bir ömür çalýþýr da lokma düþmez mideye
Geçti Bor’un pazarý, sür eþeði Niðde’ye