En güzel özgürlük düþü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
O dönemin, Ýsrail Devlet baþkaný David Ben Gurion esas adý David Grün Ýsrail’in baþbakaný ve ikinci savunma bakaný. Yakýn tarihi kurcalayanlar bilirler ki bu devrim yarý Nasýr’cý, yarý Baas’cý bir devrim özelliðini taþýr. Ortadoðu’daki devrimci uyanýþýn dinamiði de kendi içindeydi. Türkiye ise bu uyanýþý baþlatan ülkeydi! 17 Temmuz’da Ankara’da toplanan Türkiye, Ýran ve Pakistan delegeleri bir bildiri yayýnlayýp “Baðdat’ta devrimin iþlediði suçlarý yerip, hür ve barýþsever ülkelerin bütünlük ve baðýmsýzlýðýný korumak için Amerika’nýn kendiliðinden harekete geçmesini” istiyorlardý. Rezilliðe bakýnýz ki 2 gün sonra da Menderes liderliðindeki hükümetimiz “Seferberlik için ihtiyati tedbirler alýndýðýný ve 22-45 yaþ arasýndaki erkeklerin askere çaðrýldýðýný” bildiriyorlardý. 20 Temmuz’da ise Amerika aracýlýðýyla Ortadoðu’dan Türkiye’ye petrol gani gani pompalanmaya baþlýyordu. Bunu anlamsýz bulabilirsiniz fakat serlevha etmek istediðim þeyi Ortadoðu devrimleri çerçevesinde düþününüz! Düþününüz ki Amerika’nýn kucaðýndasýnýz! Sizi kýskývrak sarmýþ, her tarafýnýzdan borcun aktýðý, iflasýn eþeðinde bir ülkede ne yapacaðýnýzý dahi size o dayatýyor! O curcunada “Irak’ta darbe olduðu halde, yüce devleti âlimiz Amerika’nýn çýkarlarýna çalýþmaya veya hizmet etmeye azami dikkat ediyor, gayret gösteriyor! Irak’ýn üstüne yürümeye kalkýþýyor! Peki bunu niçin yapýyorsun diye soranlara da: “Ýstikrar için ve elbette iki yüz bilemedin üç yüz milyon dolar kredi bulmak için…’ ” diyebiliyorlar… Efendiler, Türkiye’de gerek siyasi arenada, gerek politika sahasýnda, gerekse aydýnlar arasýnda halen “politika” ve “ideoloji” kavramlarý bir türlü anlaþýlamamýþtýr! Zaten baþýmýza da ne geliyorsa bu iki mefhumu birbirine karýþtýrmamýzdan geliyor. Bu tespitimi lütfen realist bir genç kalemin veya okurun tespiti olarak görün! Zira ideolojiler bildiðiniz taným üzere, fikir demek. Bu ise üstyapýsal bir kurum, bir yaþama biçimi veya önerisi, belki bir sistem iken, politika belirli çýkarlarý elde etmeye, belli amaçlara ulaþabilmek için devletlerin gerekli önlemleri tercih etmesine, onu almasýna, o kararý uygulamasýna verilen bir addýr. Kýsaca söylemek gerekirse, ilkinin yakýn çýkarlarla ilgisi uzak iken, ikincisinin alakasý ilgisi kati surette yakýn, dolaysýz olarak tam teþekkülü bir birliktelik arz eder. Tabiatýyla bu hususu anlamlaþtýrmak için bir köylünün topraða fidan dikmesi cinsinden (Yani, Anadolu köylüsü fidaný topraðýyla birlikte kökünden söküp, baþka bir yere o þekilde nakil eder) meseleyi elle tutulur, gözle görülür bir biçimde izah etmek lazýmdýr diye düþünüyorum. Bunu biraz somutlaþtýrmak için bir örnekle izah etmek istiyorum… Malum âliniz Amerika’nýn genel olarak sistemi emperyalisttir! Ýdeolojisi ise liberallik. Fakat özgür veya hür giriþimcilik ise bu ülkede sözün geliþidir. Ama fakat ve lakin bu sadece ekonomi düzeyinde. Politika düzeyinde de fikir özgürlükçülüðünü kimseye meydaný kaptýrmaz Amerika! Elbette ülkelerinde iyi ve kötü uygulamalarý da vardýr. Amerika’nýn dünya yüzündeki tüm destekçileri hatta halký dahi kendilerini hep “özgür dünya” nidalarýyla öne çýkarmak isterler! Peki, bu neden böyledir? Neden, temelde kendilerini özgürlükçü sayýp her tarafý hallaç pamuðuna çeviriyorlar? Sanýyorum bunu bir yaþama biçimi, özgür bir toplum ideolojisini her tarafa önerdikleri için olabilir. Zira görünen yüzüyle “Özgürlük” sadece Amerika’nýn tekelindedir! Onun için bir iþ yahut oluþum Amerika’nýn çýkarlarýna dayandý mý, ideoloji ve gereklerini hemen görünmez eller tarafýndan rafa konur! Eli kanlý diktatörleri, en aþaðýlýk faþistleri destekleyiverir. Özgürlükçülükle baðdaþmasý olanak dýþý iþlere, göz yummaya baþlar. Batýlý “özgür dünya” adýna, Amerika’nýn, Üçüncü Dünya’da ne karanlýk iþler çevirdiðini, halen televizyonlardan görüp tahlil etmediyseniz sanýyorum hatýrýmýz kalýr sizlerde de. Çünkü ideoloji olarak “özgür bir dünya” dan yana Amerika sistem içerisine aldýðý ülkelerin kesinlikle çýkarlarýna uymasýný da politika haline getirmiþtir artýk! Onun için sen en istediðin kadar, “Ýdeoloji” düzeyinde özgürlükçüyüm ben de, kendini, “özgür dünya”nýn neferi olarak gör; eðer politika düzeyinde Amerika’nýn dediklerine ve çýkarlarýna kayýtsýz þartsýz uymazsan, bakmaz senin gözünün yaþýna! “Ýdeolojisinin” liberallik olduðunu da unutur bu arada, sözünden çýkmayacak bir faþisti pat diye diker milletin karþýsýna sonra da bir bir sürer piyonlarýný ortaya. Gelelim ülkemize, bizde þuan AK Parti kanadý kendilerine göre liberal geçiniyorlar! Özgür giriþimcilikten yanalar yani, ideoloji olarak özgürlükçü demokrasiyi seçmiþ, patron olarak, stratejik ortak olarak da Amerika’yý tanýyor öyle deðil mi? Yalnýz ideoloji ile politikayý birbirine karýþtýrdýðýmýzdan olacaktýr ki sözgeliþi Türkiye’nin kalkýnmasýna, ya da dýþ politikasýna iliþkin konularda Amerika’yla ters düþmesini durumun da neden hep devlet ricali yerinde sayar ve bir karar mekanizmasýnýn zamaný içinde debelenip duruyorlar dersiniz? Sizce de sorun basit deðil mi? Özgürlükçülük Amerika’nýn kendisi için uygulanmakta olan bir ideolojidir bizim için deðil de ondan! Zira bugün Amerika’da bile Komünist Partisi var. Ama öteki ülkelerden ibaret bunu yapmadý mý isterse özgürlükçülüðün feriþtahý olsun, ne çýkar, ne yazar yani? Oysa Amerika’nýn iþine geldi mi yalnýz faþist diktalarý deðil, “Soðuk savaþ” ilan ettiði sözde komünist ülkenin diktalarýný bile tarafýný tuttuðu, desteklediði, yardým ettiðini saðýr sultan bile duymuþtur modern çaðda! Peki, durum böyle iken Ak Parti neden aðabey olarak halen Amerika’yý, CHP neden Rusya’yý tercih ediyor? Sanýyorum bu durumun tahlilini siz yapmalýsýnýz! Evet, düþünün ki Ruslar ve Çinliler de, ideolojik olarak sosyalist olduklarý halde önerileri ise toplumcu bir hayat görüþü olduðu halde, yaþamanýn toplumculuk ilkelerine göre uygulamasýný temenni ettikleri halde, iþ politika düzeyinde daha çok Rusya’nýn veya Çin’in çýkarlarýna göre ayarlanmazsa yandý caným keten helva… Ýdeoloji, bir de bakarsanýz bu büyük ülkelerin o sýradaki ekonomik ya da politik çýkarlarýna göre hemencecik kýlýf deðiþtirmiþ… Oysa Rusya’nýn da, Çin’in de, öteki ülkelerden istediði, kendi ülkeleri içinde kesinlikle ideolojiye uygun olarak hareket etmesi deðil miydi ha? Öyle gibi görünse de deðil imiþ demek ki! Ýstediði Rusya’nýn ya da Çin’in politikasýna gözü kapalý itaatten baþka birþey deðildir öyleyse! Baþka türlü ne Ruslar, Ne Çinliler ne Amerikalýlar severler sizi! Bunun da örneði tarihte kýyamet gibidir. Mýsýr da Nasýr dönemi vardý biliyor sunuz deðil mi? Nasýr, oradaki komünistlerin birçoðunu öldürdü malum aliniz! Yetmedi hapiste yatan solculara da nefes aldýrmadý, akýl almaz iþkencelerden geçirtti. Peki buna raðmen Ruslar Nasýr’ý ve rejimini sonuna kadar neden desteklediler dersiniz?! Hatta rejimin ayakta durabilmesi için akýl almaz bir þekilde milyonlarca dolarlýk masraflarý neden yaptýlar akkýllarýnýza havale… Babalarýnýn hayrýna deðildir herhalde! Bu tamamen politik düzeyde baþta Nasýrýn çýkarlarýna uyuduðu kadar kendi çýkarlarýna da uyduðu içindir… Durum solda da ideolojik düzeyde Ruslardan yana olup da, politik düzeyde baþka havalar çalmak isteyen örgütlerin varlýðýný inkar edelim demiyorum onlar da bizdeki AKP ve CHP’nin yani, sað ve soldaki bu yanýlgýsýný kendi içlerinde yaþayarak idrak ediyorlardýr ki buna da eminim. Peki ne olmalý? Çýkarý nedir bu iþin söyleyeyim! Bu ülkedeki sað parti ve solda partilerin hiçbir devletin emir ve yasaklarýna bakýp hizaya gelmemesi gerekir! Ýdeolojileri evrensel, politikalarý ulusal yapýp, evrensel yöntemlerle, ideolojilerini kendi koþularýna uygun denklemler kurup, bundan ulusal politikasýný çýkartýp, sonra da, uygulamaya acilen geçilmesi gerekir! Ýþte formül bu! Çünkü yenidünya sisteminde ki dev ülkeler bunu yapýyorlar! Ha ben daha küçük bir ülkeyim kalkýnýyorum dersen, bu ülkeler seni ve vatandaþlarýný deney tüpünde yaþamaya mahkûm etmeye devam edecektir… http://twitter.com/yusairmak https://www.facebook.com/yusairmak yusairmak@hotmail.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |