..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hayaller olmasaydı, umutlar dünde kalırdı. - Dolmuş atasözü
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Erol UÇAK




20 Mart 2013
Hiç Tanıyamadığıma  
Babama

Erol UÇAK


Küçük bana, büyük imtihan


:IHD:
Babama;
Gözümü açmamla başladı bu serüven. Ben ağladım, annem ağladı, ablam ağabeyim ağladı, senden sonra. İnan ağladı ben şahittim annemin göz bebeklerinin büyüdüğüne, her yüzüme baktığında. Alışmaktan başka şansımızın olmamasıydı aslında çare deyip geçiştirdiğimiz sabır. Ben sabrı senden sonra öğrendim biliyor musun? Öğrendik hep beraber, öğrettin baba.
Bizden ayrıldığın on ikinci yıl bugün, ve ben hala anlamış değilim babalık nedir. Sen gittikten sonra en nefret ettiğim cümlelerim oldu benim. Baba ismimi sorarken bile bankada memur gözlerim doldu benim. Birde, oğlum baban ne iş yapıyor, dediğinde yeni bir öğretmen, utanarak yaşamıyor diyorum ya, ben onu hiç sevmiyorum baba. Sevmiyorum senin benden ayrıldığını söylerken herkesin bana bakmasını. Sevmiyorum, baba diye başlayan her cümleyi sevmiyorum işte baba. Bardak kıran çocuk gibi utanıyorum, utandığımı merak ettikçe bakmaya devam ediyorlar ya ve sonrasında ağlıyorum ya, ben onu hiç sevmiyorum baba hiç sevemiyorum onu.
Yanımda arkadaşım babasıyla konuşurken o kadar imreniyorum ki, aklıma ilk sen geliyorsun baba. Seni hayal ediyorum, sen olsaydın nasıl konuşurdun benimle? Eşek sıpası dermiydin hiç? Hiç dövermiydin acaba? Biliyor musun ben bunları hiç öğrenemeyeceğim baba.
Mahallede bazı çocuklar babalarını beklerken, geldiğinde alacakları o oyuncaklardan bahsediyorlardı ya, ben o zaman senin ne zaman geleceğini bile bilmiyordum. Aslıda hiç gelmeyeceğini biliyordum ya o çok kötüydü baba. En son gidişinde ağlamıştım da ‘sana oyuncak getireceğim ağlama oğlum’ demiştin ya, hani dedemde yanındaydı, amcam vardı, dayım vardı, hani o rengini bilmediğim arabayla gitmiştiniz ya, ben vazgeçtim baba bak ağlıyorum boş ver oyuncağı, hem sen bana oyuncak yaparsın, ağaçtan yaparsın, kağıttan yaparsın vazgeçtim ben gerçekten baba, gitme.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Erol UÇAK kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Erol UÇAK, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.