 • ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel |
1
|
|
|
|
ERDEMLÝ OLMAK
Sevgi insanýn kalbinde doðuþtan yer etmiþtir. Anne sevgisi bunun geliþmesine neden olur. Babamýzý severiz, kardeþimizi severiz, arkadaþýmýzý severiz, okula gider öðretmenimizi severiz, düþüncelerimiz büyüdükçe vatanýmýzý severiz. |
|
2
|
|
|
|
Ben sana hayatý üstünde hiç et diye deðil, içinde var et diye verdim. Kaldýr þu koca kýçýný, dik baþýný yukarý da yürü! Evde yaþam bekleyenler var. |
|
3
|
|
|
|
Ýkimizin yalnýzlýðý cambazýn yürüdüðü ipte karþýlaþmýþtý. Ben ipin bir ucunda duruyordum o da diðer ucunda. Garip bir þekilde birbirimizi bekliyorduk, ayný anda mý hareket edecektik yoksa birimiz aþaðýdaki fileyi görecek miydi? Büyük bir muammayla ilerliyorduk. |
|
4
|
|
|
|
Yetenek Sizsiniz yarýþmasý üzerinden modern topluma bir eleþtiri... |
|
5
|
|
|
|
Kadýn çýrpýna çýrpýna acý içinde kývranýyor, bu tuhaf doðum sancýsýna bütün gücüyle karþý koyuyordu. Tüm vücudu ter içinde kalmýþ kahverengi elbise sýrýlsýklam olmuþtu. Sonunda kendini yüzüstü yataða býraktý, ayaklarý yataðýn dýþýnda kalmýþ vaziyette, doðumun bitmesini bekledi. Sýrtýndan çýkan küçük kýz aynaya doðru yürüdü, durdu ve aynanýn önündeki sandalyeye oturdu. Bir süre sonra kendine gelen kadýn yüzünü çevirip önünde oturan kýza baktý. Ayaða kalktý, kýzýn yanýna gitti. Kollarýný açýp sýmsýký sarýldý ona. Aðlaþtýlar ve artýk vedalaþma vakti gelmiþti. Büyümekten baþka seçenek yoktu. |
|
6
|
|
|
|
Sorun çýkarmak yerine, sorunlardan mutluluk çýkarmak......... |
|
7
|
|
8
|
|
|
|
Muhittin amca, yeniden beþ parasýz kaldýklarýnda, para kazanabilmenin bir yolunu bulmak için kara kara düþünmeye baþladý, ama o sýfýrý tüketmiþ bir adamcaðýzdý. Yapabileceði hiçbir iþ yoktu.
Dilencilikten baþka…
|
|
9
|
|
|
|
Doðum günlerim benim için hep özel günler olmuþtur. Bu günler, sevdiklerim, özellikle eþim tarafýndan genelde unutulduðu ve ben çok hayal kýrýklýklarý yaþadýðým için, benim açýmdan daha da özel olmuþtur.Hiç unutmayacaðým günler olmuþtur.
|
|
10
|
|
|
|
Yapabileceklerim vardý, yanýnda yürümek istiyordum. Adýmlarýmý hýzlandýrdým, yetiþmek istedim. Ýp gevþedi tam yanýna gelmiþtim ki arkasýna döndü hýzla var gücüyle itti beni. Düþtüm. Kalkmamý beklemedi, ipi çekti sadece. Kalktým. Yürüdüm. Suyla’yý aradý gözlerim. Suyla iyice sola kaymýþtý artýk önüme deðil soluma dönerek arýyordum onu. Suyla giderek netleþiyordu. Hava da açmýþtý. Cebimdeki taþlarý birbirine sürte sürte parlatmýþ, keskin kenarlar oluþturmuþtum. Suyla’yý birden yanýmda buldum.
- Yapman gerekeni biliyorsun, dedi bana.
- Ne ? Ne yapmam gerek?
- Kes þu ipi artýk!
Önce yeþim taþýyla baþladým ipi kesmeye, zebercet iþe yaramadý pek. Yýldýz taþý ile sabýrla çalýþtým ip üstünde. Arada bir dönüp bana boþ boþ bakýyor nafile çabalarýmla alaycý alaycý eðleniyordu. Turkuaz, kuvars ve oltu ile uzun uzun aþýndýrdým ipi. Sonunda yaþam taþý ile son darbeyi vurdum. Ýp koptu. Önümdeki gevþeyen ipin yere düþüþünü farketmedi. Suyla sol yanýmdaydý, onu takip etmem için baþýyla iþaret etti. Yaþam taþý avuçlarýmdaydý. Önümdekine sevgiyle son bir kez baktým. Ona veda etme zamaný gelmiþti. O ipin kopuþundan habersiz ilerliyor, ben solumdaki Suyla’yý takip ederek yeni bir yolda yürüyordum. |
|
11
|
|
|
|
...Ötenazinin hoþ görülmediði bir kara parçasý üzerinde konuçlandýðýmýzý biliyorum ama bazen, fiþi çekmek en iyi karardýr...
|
|
12
|
|
|
|
Hayatýn olaðan akýþýnda bazen karþýmýza çýkan bazen yaný baþýmýzda olan kiþilere karþý gereksiz ön yargýlarýmýzý anlatan realist bir öykü. |
|
13
|
|
|
|
Renkleri severim.
Onlarla zihnimin içinde bir þeyler boyamayý çok severim.
Özellikle de mavi ile…
Mavi, insanda bir sonsuzluk duygusudur âdeta…
Özgürlüðü, barýþý, huzuru, aþký ilham eder, yoksun kalplere.
Mavi bir derinliktir, her þeye sivrilmiþ düþüncelerde.
Belki de öze dönmektir.
Aþka gelmektir.
Siyahýn bunaltýcý karanlýðýndan Mavi Deniz Marmara’ya ve sana…
Mavinin en güzel ifade ediliþi seni ifade ediþidir benim için.
Ha mavi ha sen…
Ha sen ha mavi…
Sen ha mavi…
Mavi ha sen! |
|
14
|
|
|
|
Gurbetteki çile.. Çile yi çektirenler öldü de, çileler hala yaþýyor. |
|
15
|
|
|
|
Her gün uyandýðýmda hep ayný anlar hatýrýmdaki... Bebekliðim... Annemin kucaðý, babamýn kollarý var. Kalabalýðýz, halamlar var, teyzelerim, büyükanneler var, büyükbabalar... Babamýn omzu var, tepesine çýkýþým var, sevgi var; yoðun, katýþýksýz sevgi. Gülen yüzler var, babamýn; annemin gözlerinin ta içine derin bakýþý var.
Tutunurken hayata eksiðim, biliyorum. Oysa bu kadar eksik deðildim baþlarda, öyle sanmazdým en azýndan. Daha yenilmemiþtim hiç, sarhoþ olmamýþtým, düþüp yaralanmamýþtým, arkamdan koþturmaya baþlamamýþlar, alay etmemiþler benimle, mutluymuþum. Öyle sanýrmýþým... |
|
16
|
|
|
|
Kaç defadýr bitiremediðim romanýmý yazmak için bilgisayarýmýn baþýna geçmeye çalýþsam her defasýnda önüme aþamadýðým bir sürü engel çýkýyor… Hatta yukarýdaki giriþ cümlesini yazarken bile telefonum çaldý ve “yine mi yarým kalacak bu yazým, yine mi isteðimi gerçekleþtiremeyeceðim” diye hayýflanmaya baþlamýþtým ki, arayanýn bankanýn telefonu olduðunu görünce hemen meþgule aldým… Böylece yüreðime su serpilmiþti ve rahatsýz edilme korkusunun eþiðinden kýl payý dönmüþtüm…
|
|
17
|
|
|
|
Sanýyorum 2004 yýlýydý. Yine böyle bir Ramazan ayýnda Fatih Cami’nin müdavimlerinden paþa torunu Hacý Ahmed amcanýn iftar daveti üzerine ahþap konaðýna Zeki Abi ile birlikte misafirliðe gittik…
|
|
18
|
|
19
|
|
|
|
Annesi hastalanan bir kýzýn öyküsü................. |
|
20
|
|
|
|
“Sen hempasýn…”
Hempa, Bedir’in anlamýný bilmediði bir sözcüktü. “O ne?”
Dilber, “Dost…” diye açýkladý sözcüðü.
|
|