SORULAR
Nerede başladık bunları yaşamaya nerede sevdik, nerede kaybolduk, nerede koptuk hayattan. Nerede ve ne zaman ölmek istedik , belkide öldürmek istedik tüm gücümüze gidenleri, hangimiz başarabildik. Sevgilerimizi bıraktığımız kucaklara kimler oturdu bizim yerimize ve biz kaçının kıymetini bilebildik. Delice seven birileri varken nasıl sokaklarda aradık bir diğerini acaba bu mudur diye. Hangimiz yüzde yüz tatmin olabildik ilişkilerimizden, dostluklarımızdan, aşklarımızdan. Annemizi anlayabildik mi mesela, onun istediği kadar. Çocuğumuzu sevebildik mi beklediği kadar. Bi arayıştır gidiyor bizimle beraber günlerimizi peşinden sürüyerek. Yakalanmayı isteyen ama sürekli koşan yaramaz bir çocuk gibi koşuyor önümüzsıra. Ne zaman duracak ne zaman geriye dönüp kollarını bize açacak bilinmez. Bu arayış bittiğinde hayat sürecek mi o da meçhul, belki de hayatlarımızın tamamı bu arayışa bağlı. Bizi bağlayan heyecan katan en önemli unsur o belki de. Her birimizin kendini ve etrafındakileri bilinmeyen hiçbirşey kalmayıncaya kadar keşfettiği an tükenecek miyiz, doğrusu bu an gelecek mi. Yaşadığınız her saniyenin kişiliğinize duygularınıza sevme yeteneğinize birşeyler kattığı yada azalttığı zamanı, zamanın içinde kendinizi yakalayabiliyor musunuz. Değişimlerinizi görebiliyormusunuz aynada. Aynada gördüğünüz herşeye inanıyor musunuz yoksa. O yüzünüzdeki kırışıklar sadece birer dermatolojik ayrıntı mı sizce. İçlerine gizlediğiniz kimse yok mu, hüzünleriniz özlemleriniz geceyarıları camlara dokunup üşümeleriniz yok mu gelmeyenlerinizi beklerken. Ya bakışlarınız, sadece ilkokuldaki "göz bir fotoğraf makinesi gibidir"den mi ibaretler sizce. Bakarken herşeyi anlatmıyorlar mı "aşığım sana" demiyorlar mı mesela ya da "nefret ediyorum senden" .Gözlerinizin içine bakışlarınıza ne kadar çok şey gizlediğinizi biliyor musunuz. Belki de ömrünüzün ilk yıllarında sahip olamadığınız bir oyuncağa ya da komşu çocuğunun yediği ama size alınamayan şekere bakarkenki gibi bakıyorsunuz bir başkasıyla giden sevgilinize. O yılların şimdiki kişiliklerimizi oluşturduğu çok açık. Yaşanan her dakika içimize siniyor ve bizi biz yapıyor. Bunları dışarıya aksettiren en şeffaf vitrin de doğal olarak gözlerimiz. Öyle çok şey gizliyor ki gözkapaklarımız. Koca bir yaşantı. Birbiri ardısıra yaşanan günlerin elden çıkardığı değerler, kalanlar ve gidenlerle dopdolu bir hayat. Her gidende sizden kopan bir parça, yaşayamadığımız her sevgide eksik olan bir biz var.