• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1
|
|
|
|
Hayat bizi küçük şeylerle mutlu olmaya mecbur eder. Hayatın izin verdiği mutluluğa erişmek için kavrayışımızın kapasitesi önemlidir. Hassasiyetlerimiz, beden sağlığımız, mizacımız saadete erişimin açarı. Bazı insanlar mutsuz olmak için bahane arar. Mutlu olmak için sebep çok bence. Şikâyet etmeye başladığında sonsuz arızalar, eksikler bulmak zor olmasa gerek. |
|
2
|
|
|
|
Öylesine şeyler, alışverişler, öyküler neler neler… |
|
3
|
|
|
|
Hayat kısa belki uzun ama illa ki bir gün çürüyüp toprak olacağız.
Bir kere öpmedi beni babam hasret kaldım ellerine.
Sen ben insan oğlu şu velet kimin oğlu.
Aldım cebime 50 lira yarın meçhul bugünde ölmedik.
Adem hava babam anam hiç dünyaya gelmeyen de ölüyor köşkleri olanda.
|
|
4
|
|
|
|
Bundan 16 sene evvel büyük bir ses olan Erkan Ocaklı aramızdan ayrılmıştı. Türkülerini gönül heybesine doldurup genç denebilecek bir yaşta(59) bilinen meçhule yol almıştı. Karadeniz’in müzik üstadı, Karadenizlinin yürek sesi, gençliğimizi türküleriyle geçirdiğimiz Erkan Ocaklı "Ağla gozlerum ağla/Ben da ağlayacağum/Senun acilaruna nasil dayanacağum” diyordu bir güzel türküsünde. O ölünce Karadeniz türkülerini de yetim bıraktı.
Ocaklı, büyük bir sesti. Karadeniz’in gelmiş geçmiş en büyük türkücüsüydü. Biz onu yaşarken anlayamadık, kıymetini bilemedik. O; sesiyle, sözüyle, beyefendi kişiliğiyle yaşadığı zamana mührünü vurdu. Onu ekrana çıkarmayanlar, sesini görmezden gelenler kına yaksın.
Onun türkülerinde hep bir hüzün vardı. Ölüm, Ocaklı’nın türkülerinin vazgeçilmez temasıydı. Pek çok türküsünde ölüm acısını sözlere ve nağmelere dökmüştü. “Bu kara topraklarda ah sen yatacak mıydın?/Gönlüme doğan güneş ah sen batacak mıydın?/Ezanlar bizim için okunuyor sevgilim/Gözyaşım mezarına dökülüyor sevgilim” diyordu bir türküsünde. Türküyü söylerken o duyguları yaşıyordu adeta. Öyle ki acıdan iç çekiyordu. |
|
5
|
|
|
|
her ne varsa dünyada; bizim içindir, unutma!.. |
|
6
|
|
|
|
Onu tanıdığımda 12 yaşında bir çocuktum. Güneşli Köyü İlkokulu'nu bitirmiş, Köprübaşı Ortaokulu'na yeni başlamıştım. Gerçi o zamanlar ortaokulla lise tek çatı altındaydı. Okulun adı Köprübaşı Lisesi olarak geçiyordu. Ortaokul da onun bir parçası olarak eğitim öğretim hayatına devam ediyordu. Köyden geldiğim için ilk günler biraz çekingendim. Ne de olsa Köprübaşı, köyümün 20 katı büyüklükte bir yerdi. Farklı köylerden farklı insanlar vardı. |
|
7
|
|
|
|
siz değerli okurlarıma kaleme almış olduğum bu yazımda insanı anlatmaya çalıştım sizlere faydalı bilgiler verebilmenin gayretine girmiş bulunuyorum umarım satırlara döktüğüm cümlelerimle bunu başarabilirim. |
|
8
|
|
|
|
uy anam, uyu!..bu ne pahalılık böyle!..ey uçuyor hayat!..saklandığın yerden çık gel artık beh!.. |
|
9
|
|
|
|
Başta gürültülüydü sessizlik. Haykırışlar, kahkahalar, hüzünlü hıçkırıklar fısıltılara döküldü.
Sonra, sustu. Ne telaş, ne de korku, geriye simsiyah kömür parçası suskunluk kaldı.
Ne boşluk, ne de anlamsızlık, duru bir bekleyiş gibi.
|
|
10
|
|
|
|
hayatta insanların sözleri ile davranışları arasındaki tutarsızlıkları siz değerli takipçilerime kaleme aldığım bu yazımda elimin yettiğince dilimin döndüğünce anlatma gayretine girdim diyorum ki siz siz olun hayatınızda çelişkileri barındırmayın |
|
11
|
|
|
|
Bulunmaz huzurun peşindeyim, sonu gelmeyen yolculuğum diye kandırıyorum kendimi. Başkaları adına mutlu oluyorum, üzülüyor, acı çekiyorum. Başkaları adına utanıp yerin dibine iniyorum. İsyanım çığlık çığlığa yalnızlığımda yankılanırken iyiyim diyorum. İyiyim ben. |
|
12
|
|
|
|
her ne varsa dünyada; bizim içindir, unutma!.. |
|
13
|
|
|
|
Yaşamak nedir? Bu sorunun cevabını arayan birçok insan var. Hayatın anlamını ve amacını bulmak, kendini ve başkalarını sevmek, evrenin güzelliğine ve harikasına uyanmak ve evrensel bilince girmek isteyen insanlar. Bu denemede, Kars’ta öğretmenlik yapan İlbilge’nin uyanış öyküsünü okuyacaksınız. İlbilge, hayatının rutin ve monoton olduğunu fark eder. Kendini bir kafeste hapis gibi hisseder. Ancak bir gün, katıldığı bir seminer onun hayatını değiştirir. Semineri veren yazar ve öğretmen Ahmet Bey, ona uyanış yolculuğuna başlamak için on iki adım önerir. İlbilge, bu adımları izleyerek hayatını değiştirir. Uyanır, kalkar ve evrensel bilince girer. Hayatı yepyeni bir şekilde deneyimler.
Bu denemede, siz de kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: “Gerçekten yaşıyor musunuz, yoksa hayatın içinde uyurgezer misiniz?” Belki de siz de uyanış yolculuğuna başlamak istersiniz.
Yaşamak nedir?
Yaşamak, uyanmak ve evrensel bilince girmektir. |
|
14
|
|
|
|
Ben hep kendimce, kendi bildiğim salt yolda ilerledim… Bu yolda haklı çıktım mı? Çıktım. Yine haksız çıkıp bu yolda bedeller ödedim mi? Ödedim. Sor bana pişman mıyım? Değilim tabi ki… Niye? Ben öyle istedim, yaşadım, hissettim ve öğrendim. |
|
15
|
|
|
|
fırtına öncesi sessizlik, insanlar arasında bu deyimin bir öfke patlaması yaşanacağının hissedilmesi anından itibaren kullanılmaya başlanmasıdır |
|
16
|
|
|
|
Altyapısından, kupalar kaldırdığı A takımına kadar Trabzonspor'a büyük hizmetlerde bulunan ve bu takıma olan aidiyet duygularını her ortamda dile getiren Fatih Tekke'ye yanlış yapıldı. Önce Fatih Tekke'ye Trabzonspor Teknik Direktörlüğü için söz verildi. Bir kısım güç odakları devreye girince bu sözden bir anda cayılarak Şenol Güneş'le anlaşıldı. Bu ne insanî ne de etik bir davranıştı. Bu samimiyetsiz davranış Fatih Tekke'yi küçültmez ama hiç yakışmadı. Onun da bir gururu var, onun da bir itibarı var. Bu hiç mi hesaba katılmadı? |
|
17
|
|
|
|
Ancak bu evin gün doğumuna bakan tarafı değil de gün batımına bakan bir damı olmasaydı bugün sizlere kitaplar hakkında herhangi bir söz söyleyemeyebilirdim. Evin damındaki o ahşap masada günbatımına her baktığımda hüzünlenmem ve kitaplarımı masaya yaymam için konulmuştu sanki… |
|
18
|
|
|
|
siz değerli okurlarımı asalet hakkındaki yazımla bilgilendirmek istedim görülmektedir ki insanlar asaleti gösterişten ibaret saymakta karşısında yer alan kimselere tepeden bakmaktan bir türlü vazgeçmemektedir ben de bu yazımla asaletin gösterişten ibaret olmadığını anlatmakla sizlere faydalı bilgiler vermek istedim. |
|
19
|
|
|
|
Beklenti arttığında mutsuzluk çoğalır mı? Olabilir, ama umudun kaybolduğu nokta daha çok mantıksal olarak ilgi kurduğumuz ahlaki ve inanış sisteminin beklediğimiz gibi sonuç vermemesinden kaynaklanıyor olabilir. |
|
20
|
|
|
|
Belki hayat telaşından ya da yorgunluk, kim bilir, an olur , derin bir uykuda kalmak ister insan. Gözleri kapalı, lakin uyanık, öylece durmak ve yalnızlığında boğulmak ister.
Kapatır tüm kapıları, perdeleri çeker, düşüncelerden, sorulardan kaçıp saklanacak yer arar. Kendi karanlık sığınağında ruhunu özgür bırakıp yitmeyi diler bazen insan. |
|