 • İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
1
|
|
|
|
...Aslında anlatmak istediğim, insan söz konusuysa deneylerin çok işe yarayacağını düşünmek gerçekçi değil.... |
|
2
|
|
3
|
|
|
|
Tv’de sinema kanallarını gezerken tesadüfen rastladım Heidi filmine..
Bizim çocukluk-gençlik dönemimizin çizgi filmini sinemaya uyarlanmış olarak
İzledim..
İzledim çünkü o filmlerde kalan ve artık ulaşılması hayal olan duyguları
ve mutlu sonları, o muazzam sevinçleri yeniden hatırlamak, onlara olan özlemlerimi
bir nebze gidermek adına oturup izledim.. |
|
4
|
|
|
|
Şimdi çaresizlikler içindeyiz ikimiz de. Ne onun hali var bir selam vermeye ne de benim… Orhan Veli’nin dediği gibi: “…anlatamıyoruz”. Ne o suskunluğunun nedenini anlatabiliyor ne de ben… |
|
5
|
|
|
|
Yazımda sosyoloji'ye giriş cümlesini çözümlemeye çalıştım. Ne yazıkki yine o büyük insanların karşısında susmaktan başka birşey yapamadım... |
|
6
|
|
|
|
Bir insan olarak kendimden hiç bu kadar tiksindiğimi hatırlamıyorum… Evet! Senden, ondan, bundan, şundan, ırkçıdan, yalancıdan, talancıdan, düzenbazdan, fırsatçıdan, sahtekardan değil! Bizzat kendimden tiksiniyorum… |
|
7
|
|
|
|
umut; insanoğlunun korkusuzca ayakta kalması için kalbinde yanan, sönmesine izin vermediği, dünyasını aydınlatan ışığın adıdır. |
|
8
|
|
|
|
Herkesin önceliklerini şaşırdığı garip bir çağda yaşıyoruz. Adına yaşam denilecekse bu hayatın içinde yaşıyor olmak boğuyor artık beni… Kimileri kelinin, kimileri belinin, kimileri makamın, kimileri şanın, şöhretin, kimileri paranın, pulun peşinde at gibi koşturuyor… En yakınlarımız da değil! Sen, ben de değil! Yeryüzünde yaşayan insanlar zıvanadan çıkmış durumda. Sanki herkes birbirini delirtmek için yaşıyor bu hayatı… |
|
9
|
|
|
|
Müzik biter. Sessizliğin adı hayat olur, şimdilik. Kısacık anlardan ibaret zamanlar. Sesler, yüzler, yaşamdan kesitler. Hayat biter. |
|
10
|
|
|
|
Bu yazı bir tavsiye yada öğreti değildir. Doğrusu yada yanlışı ile bu yaşıma kadar hayatın bana öğrettiklerini paylaşmak istedim. |
|
11
|
|
|
|
13 kişilik mülteci bir ailenin Fatih’te yaşadığı 55 metrekare yarı bodrum; küflü, nemli bir dairenin içi gibi kafam… |
|
12
|
|
|
|
* Süre giden bir tanışıklık sürecinde “sevmek” ilk andan beri vardır. Ama “farketme ânı” sevmenin başlangıcı değil var olan fakat bilinmeyen bir sevginin fark edilişidir. Hani: “Seviyorsun ama sevdiğini bilmiyordum.” demiştin ya sebebini daha iyi anladım.
|
|
13
|
|
|
|
Onca tanıdığım insan, okuduğum onca kitap beni huzurlu bir emniyet duygusuyla kuşatamazken, uzaktan gördüğüm bir ihtiyar kadına, beli bükülmüş bir pîri faniye yakınlık duyuverişimi yadırgamayın lütfen… Çok yakın bir zamanda bizim de onlar gibi olacağımız kuşku götürmez bir gerçekken hem. |
|
14
|
|
|
|
ne çok hayaller kurar şair ile yazarlar!..belki de, Tanrı’yı çekiştirerek geçer ömrü; bilmiyorum!,. |
|
15
|
|
|
|
İnsanlığına yumruk yumruk dalar hayat. Canının acısını kader diye yutkunursun. Git yukarı, dön aşağı ömür denen değirmende öğütülürsün. “Hadi oradan “diye haykırsan da yine şüphen kendinden yana .
Filmlerde, dizilerde sergilenen insanlığa salya sümük ağlayıp inanırsın ya… Sana ne desem, bilemedim ben. Tut ki dedim, seçen sensin. Yol versem, niçin diyen sensin. Aş sunsam yetmez diyen sen.
Horlanan, ezilen, hiç diye sövülürken itaat eden sensin. Ne diyeyim sana ben insan.
|
|
16
|
|
|
|
bakmak ve görmek, bu iki kavramı şu şekilde ayırt etmemiz mümkündür. |
|
17
|
|
|
|
Sorular asılı, cevaplar ikiyüzlü… Oysa esas mesele zaman değil. İnsan. |
|
18
|
|
|
|
Sahip olduğunuz en güzel enstrüman sözcüklerinizdir.
Sessiz kalmayı bilebilmek” hımmm” lara ihtiyaç duymamak,
Göğüs kafesinden güçlü ve derinden konuşabilmek,
Ses tonunun bahsettiğiniz işe uygunluğu, |
|
19
|
|
|
|
yaşama sevinci; kişiden kişiye değişen bazı hayatlarda kayıplar oluşturan bazı hayatlarda ise beklenen güneşin doğuşuna şahit olduğumuz bir kavramdır. |
|
20
|
|