Dünyaya Açılan Yol
Çoğumuz için ev, sadece bir evin içi değil; mahalle, kasaba, köy veya bir adadır.. Hatta milyon metre karelik bir memleket toprağı..
Çoğumuz için ev, sadece bir evin içi değil; mahalle, kasaba, köy veya bir adadır.. Hatta milyon metre karelik bir memleket toprağı..
gelenek, görenek bir toplumun yıllar hatta asırlar öncesinden kalan örf ve adetlerini içermektedir.
Çok güzel yaşamak. Her nefeste ruhunun diğer yarısına sarılmak muhteşem.
Muhteşem hayat, sen onu nasıl yaşarsan
Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın
İskelesine gitmeden önce kenarına yaklaşın ve kenarından su içen karıncalara bir bakın. Onlar giriyorlar mı yüzme bilmedikleri halde, girmiyorlar, sadece su içiyorlar kenarından. Kediler giriyor mu denize yüzme dilmedikleri halde? Ayak parmaklarınızı şöyle bir değdirin ve denize ısınmaya çalışın. Burada brrrrrrrrrr çok soğuk, sesi çıkarmak serbesttir... İnanın o
Belki hayat telaşından ya da yorgunluk, kim bilir, an olur , derin bir uykuda kalmak ister insan. Gözleri kapalı, lakin uyanık, öylece durmak ve yalnızlığında boğulmak ister.
Kapatır tüm kapıları, perdeleri çeker, düşüncelerden, sorulardan kaçıp saklanacak yer arar. Kendi karanlık sığınağında ruhunu özgür bırakıp yitmeyi diler
Ne kadar anı, ne kadar ayrıntı varsa büyüyor, hayali başka bir şey yaratıyor sanki. İçimde kendisiyle başbaşa kalmış tuhaf tuhaf karakterler.. Ya da kentin tamamı ruh sağlığı hastanesi, boyutlarını ancak deli edenlerin bildiği
insanlar, geçirmekte oldukları zaman zarfında yaşamlarında olumsuz etkiler yaratacağını bildiği eksilerinden neden uzak kalmayı tercih ediyorlar?
Ben hep kendimce, kendi bildiğim salt yolda ilerledim Bu yolda haklı çıktım mı? Çıktım. Yine haksız çıkıp bu yolda bedeller ödedim mi? Ödedim. Sor bana pişman mıyım? Değilim tabi ki Niye? Ben öyle istedim, yaşadım, hissettim ve öğrendim.
başımıza gelen, bir an olsun unutmamamız gereken olaylardan ders çıkarmaktan neden uzak kalmayı tercih ediyoruz?
13 kişilik mülteci bir ailenin Fatihte yaşadığı 55 metrekare yarı bodrum; küflü, nemli bir dairenin içi gibi kafam
Sahip olduğunuz en güzel enstrüman sözcüklerinizdir.
Sessiz kalmayı bilebilmek hımmm lara ihtiyaç duymamak,
Göğüs kafesinden güçlü ve derinden konuşabilmek,
Ses tonunun bahsettiğiniz işe uygunluğu,
Karaciğeri kargalar tarafından dahi yenilmeli ama gün sonunda zincirlerini dahi koparıp benliğini kabullenmeli
CV'ler her zaman doğru, yalansız ve abartısız olmak zorundadır... Olmadığınız, başaramadığınız özellikleri yazarsanız öz geçmişinize, bir gün gelir gerçek anlaşılırsa, mahcup olursunuz mutlaka... İngilizceyi çok iyi, bir İngiliz ile her konuyu konuşacak kadar değilde, lise de öğrendiğiniz kadar biliyorsanız, öz geçmişinize, İngilizceyi iyi derecede biliyorum yazmamalısınız...
Tvde sinema kanallarını gezerken tesadüfen rastladım Heidi filmine..
Bizim çocukluk-gençlik dönemimizin çizgi filmini sinemaya uyarlanmış olarak
İzledim..
İzledim çünkü o filmlerde kalan ve artık ulaşılması hayal olan duyguları
ve mutlu sonları, o muazzam sevinçleri yeniden hatırlamak, onlara olan özlemlerimi
Çok eskilerden hatırladığım bir ilkokul şarkısıdır eminim ilkokul sıralarında birçoğunuzda söylemişsinizdir, şöyle sözleri ''Ordaa bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür, gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür. tralalalala laaa tralalalal laaaa'' diye devam eder gider. Belki bu ülkenin birçok yerini daha görme fırsatımız olamadıysa da,