Sanat hem bir coşma, hem bir yadsıma işidir. -Camus |
|
||||||||||
|
Daha önce bir kaç defa bahsettiğimiz gibi Tülek destanında Tülek isimli kahraman Balkan dağları civarında yaşayan bir yiğittir. Bu destan hakkkında da muhtelif görüşler mevcuttur. Kaynaklarda genel olarak Köroğlu Destanının Özbek rivayetinde Tülek Batır isiminde bir kahramandan sözedilmektedir. Fakat Tülekler arasında bilinen Tülek destanının Köroğlu destanıyla herhangi bir alakasını bulamadık. Abdülkadir İnan'a göre Köroğlu Destanının Özbek rivayetinde tasvir edilen tarih kahramanı "Tülek Batır" tipi münesebetiyle müverrih Ahmet Zeki Velidi Togan'ın anlattığına göre Tülek, eski zamanlarda Garcişçan ve Horasan taraflarına yerleşmiş ve Tacikleşmiş olan bir Türk kabilesidir. Zeki Velidi Togan da bir eserinde Tülek Batır'ın Köroğlu destanının özbek rivayetinde bir kahraman tipi olduğunu söyler. Fakat Köroğlu Destanıyla ilgili olarak yapılan araştırmaların bazılarında Özbek rivayetine bakmamıza rağmen Tülek Batır ismine rastlayamadık. Mesela ülkemizde Köroğlu destanlarıyla ilgili geniş ve muhtevalı araştırmalar ve çalışmalar yapan Pertev Naili Boratav'in eserindeki Özbek rivayetinde Tülek ismine rastlayamadık ancak bunların destanların tam metni olmadığını da gözönüne getirmek gerekmektedir. Bugün Tülekler arasında yaygın olan Tülek destanına (hemen hemen aynı) yakın benzerlikteki bir destanı bulmaya muvaffak olduk. Bu bulduğumuz destana göre Tülek destanı bir Başkırd destanıdır. Bu destana Başkırd destanı denmesinin sebebi Tüleklerin Başkırd egemenliği altında yaşamalarından olsa gerektir. Çünkü Tüleklerin Başkırd olduklarına dair herhangi bir bilgiye hemen hemen hiçbir kaynakta rastlayamadık. Tüleklerin Başkırdlarla olan ilgisi ise onlarla coğrafi yönden çok yakın olmalarından dolayıdır. Nitekim tarihçiler Başkırtların Uralların güneyinde Aral gölünün civarında yaşamlarının sürdürdüklerini bildirmektedirler. Dolayısıyla Tülekler devamlı olarak Başkırtlarla münasebet halinde olmuşlardır. Bunun neticesi olarak da Tülek destanlarına bazan Başkırd destanı adı da verilmiştir. Bu destana göre asıl önemli olan şey yurt ve vatan sevgisidir. Zaten destanın asıl teması da refahın, saadetin, zenginliğin, malın, şanın ve şöhretin, her türlü kişisel çıkarların yurt, vatan ve millet uğrunda rahatlıkla ve seve seve feda edilebileceğini belirtmektedir. Bu destanı Hüseyin Namık Orkun "Türk Efsaneleri" isimli eserinde bu destanın ilk defa Macar Bilginlerinden Prof. Prhöle Vilmos tarafından Selim Gerey Sultan'dan derlendiğini kaydetmektedir. Biz de bu destanı Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun "Türk Destanları" isimli eserinden aynen naklediyoruz. Sepetçioğlu da bu destanı Hüseyin Namık Orkun'dan aynen aldığını belirtmektedir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © sefa tülek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |