İnsanların arasında yaşadığımız sürece, onları sevelim. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
“İnsan olmaya azmetsek kâfi” Naneli Şeker Yazıyla, mürekkeple, sözcükle hemhâl olan insanlarda gözlemlediğim bir şey var. Onlar, temel ve insani düşünme eşiklerini geçtikten sonra Logos’un büyülü vadisinde adımlamaya başlıyorlar. Herakletios’un Logos’unu hatırlayacak olursak evreni düzen içinde kuran ve hareket ettiren bu ussal ilke Eski Yunanca’da us ile kavrama anlamına geliyordu. Ama Hatice Eğilmez Kaya’nın üslubundan bahsedeceksek gelin biz bu us ile kavramaya gönlü de dâhil edelim. Ki ancak, bu ussal ilke gönlün ışığı ile aydınlanacak olursa her şeyin muazzam bir bütün içinde olduğu, devindiği ve dönüştüğü anlaşılabilir. Hatice Eğilmez Kaya’nın ilk deneme kitabı Pervanenin Duası’nı okuduğumda fark etmiştim. Yazar, yaşamın esaslı bir portresini çizerken evrensel hakikatlerden toplumsal dinamiklere kadar önemli bilgiler de veriyordu. ‘Masumiyetin yitirildiğinin en önemli kanıtı takdir edebilme, güzellikleri görebilme ve dile getirebilme melekesinin yitirilmesidir.’ diyordu Pervanenin Duası’nda. Ama beni asıl şaşırtan bu değildi. Kimi zaman uzay boşluğuna, nebulalara, ışık hızını geçen takyonlara kafa yoran mahir bir fizikçi gibi konuşuyordu. ‘Yaşadığımız maddeler âlemi bana öyle geliyor ki hakikatin kımıltılı bir izdüşümünden ibaret… Evet, kımıltılı asla durağan değil. Bu yüzden bize çok inandırıcı ve gerçek geliyor.’ Yazarın deyimiyle, ‘ehli gönül olanlar korkunç bir hızla birbirinden uzaklaşan eşyayı okuma telaşında’ idi. Böyle bir tanımlama ancak hayatın ve varlığın içinde derin akan bir ırmaktan neşet eder. Pervanenin Duası’ndan sonra Naneli Şeker’de biraz daha sıcak ve ruhu sarıp sarmalayan bir üslupla karşılaştım. En az onun kadar hikemi, şeffaf ve duru akan… Dünya denen muammanın kenarından geçip giderken hüzünle karışık buruk ama sonsuz olduğunu bilen bir lezzetle bakıyor etrafına Naneli Şeker! En sonunda şirin ve nane serinliğinde bir iz bırakacağını bilen bir eminlikle. Yazar insanın ve yaşamın tam ortasından sözü alırken bütünün motifini de ustalıkla devşiriyor Naneli Şeker’de… Kısa kısa başlıklar halinde hayatın kısa özetini veriyor. Özellikle sufileri anlattığı bölüm tekrar tekrar okunası... ‘Pervanedir sufiler, bülbül değil. Lal oluşları, şer söylemektense kavruluşu tercih edişleri, onların arif olabilmelerini de sağlamıştır. Telaşlı, ürkek ve yalımdırlar yegâne dost bildikleri ışığın karşısında. Onları ışığın harıyla yanmak değil, karanlık yani kesret yorar. Yoruldukları an dinlendikleri, derde derman buldukları yegâne makam yakıcı ve öldürücü de olsa yine Yar’in kucağıdır. Ölüm, nar ve vuslat onlar için aynı yolun at başı giden üç yolcusudur.’ Kurtuluş okunmaya değer bir risale hükmünde! İnsanı merkeze alan bu kısa denemede tutsaklık ve özgürlük arasında bir sarkaç hareketiyle salınan insanı anlatırken kurtuluşun en etkili reçetesini veriyor bizlere. ‘Her kurtuluş beraberinde emeği gerektirir. Emek harcamazsak eğer, sadece şikâyetçi olduğumuzu kurda kuşa, anlatarak dolanırsak etrafta, hiçbir olumlu sonuç elde edemeyiz. Başkalarından bir şeyler umarak, miskin miskin hayaller kurarak, düşlerimizde zafer şarkıları söyleyerek huzurun mahallesine bile yaklaşamayız. Herhangi bir tutsaklığımızdan kurtulabilmemiz için öncelikle kendi güç ve yeterliğimize güvenmeliyiz.’ İnsanın gizemine dair önemli ve kayda değer önermelerle görücüye çıkmayan bir deneme kitabı tahayyül edemiyorum. Bunu yaparken de bir dost meclisi sunabilmeli okura. Eğilmez Kaya bu anlamda kıvamı ustalıkla tutturabilmiş bir yazar. Engin kelime bilgisi ve onları birer zümrüt, yakut gibi cümle içinde kullanması kitabın ışığını arttırıyor. Yazısındaki akıcılık ve şeffaflık derine doğru özlemle akan huzurlu bir ırmağı seyrettiğimiz duygusunu veriyor. Hatta sayfalar arasındaki şırıltı gönlümüze kadar geliyor. Günışığı kadar asude olmak isteyen yazar okura bu duyguyu geçirmede oldukça başarılı. Yanmanın en fenasını resmedişine de bakmakta fayda var: ‘Terk eden bir sevgiliyi hatırlamak yanmaların en harlısı olsa gerek Özlenen, muzdarip dimağ tarafından; gece midir acaba, yoksa unutabilmek melekesi midir? Gamdan ve kasavetten ne kurtarabilir onu? Derin bir uykunun kollarına bırakmak mı kendini, yoksa unutuşun zümrüt sinesinde kendinden vazgeçmek mi?’ Yazarlığı yanında dostluğu da muazzamdır Hatice Hoca’nın. Kuvvetle muhtemeldir ki öğretmenliği de öyle. Dostlarına sevgide cömert oluşuyla hakikate olabildiğince yakın… Naneli Şeker’de ilk kez gördüğüm bir türküye ait olan şu cümle insanın kaçamadığı o kaderi ne güzel özetliyor: *Bu dünyada sevmeyenler ahrette neye yarar? Ben Leyla… Dünya yaşıyla an itibariyle 38’im. Şimdiye dek Hatice Eğilmez Kaya gibi bir dost ne gördüm, ne işittim, ne tecrübe ettim. Gönül incitmekten imtina eden, kaprissiz, vefalı öyle güzel bir yürektir o. Sesini duymadığımda rahat edemediğim nadir insanlardandır. Dökülüşlerimle ne çok başını ağrıtmışımdır, yeri gelmişken binlerce teşekkür ve minnetle… Onunla aranızın bozulması imkânsız gibidir, şükürler olsun. İnsanın duru bir suyla arası bozulabilir mi? Allah sevdiklerimizden, hakikatten ayrı bırakmasın duasıyla sözü Naneli Şeker’in mayhoş tatlılığına bırakalım. Hayat da biraz öyle değil mi? ‘Varlık ve hiçlik arasındaki bıçak sırtı sınırın, farkındalığına ermiş olan insan nesli için sevilmek; tatlı, bir o kadar da sarhoş edici bir etkiye sahip… Sevilenden ayrı kalmak eğitebilir ruhlarımızı fakat divane de edebilir.’ BERCESTE
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © leyla karaca, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |