Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun |
|
||||||||||
|
7 Eki 2013 Abdülhamid Han neden Asya'ya 'Erenleri' gönderdi? Oktan Keleş'in SIRDAŞ yazı dizisi 6. Bölümü ile yine oldukça tartışılacak konuları belgeleriye gündeme taşıyor. İşte konu başlıklarından birkaçı:... - Japonya İslam'ın eşiğinden nasıl döndü?Japon -Rus savaşının arka planında ne vardı? ABD Japonya'ya neden Atom bombası attı? - Abdülhamid Han nedenAsya'ya 'Erenleri' gönderdi? - Ertuğrul Fırkateyni'ne sabotaj mı yapıldı? - İngiltere Kraliçesi Victoria'nın Özel Mektupları'nı Abdülhamid neden ele geçirdi? Mektupları neden analiz ettirdi? - Abdülhamid Han neden Asya Birliğini kurmayı düşündü? - Enver Paşa neden Asya'ya gitti? - Kırmızı kitabın (defterin) orjinal resimleri. bir kere daha tarihin doğru anlaşılması için belgelerle anlatıyor: Daha önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi; Japon İmparatoru Meiji, 1889 yılında İstanbul'a özel elçiler ve bu elçilerle birlikte; Sultan Abdülhamid Han'a hediyeler bir de 'özel bir mektup' göndermişti. Özel mektupta ise Japon İmparatoru, Abdülhamid Han'dan; "İslâm dini, İslâm tarihi, İslâmın içeriği, ilim ve teknolojik gelişmeler, vakıflar, hayır kurumlar vs. konuları ile ilgili olarak kendilerine Japonca veya Fransızca olarak bilgiler," gönderilmesini rica etmişti. Japon İmparatoru'nun İslâm Dini ile ilgili bilgileri isteyen mektubu ve diğer bilgi ve belgeler inkâr edilemeyecek şekilde delilleriyle birlikte arşivlerde bulunmaktadır. Abdülhamid Han, Japon İmparatoru Meiji'nin isteklerini Şeyhülislam Cemâleddin Efendi'ye açmış ve ilk etapta; tezhipli bir Kuran-ı Kerim daha bir çok hediye elçilerle Japon İmparatoru'na gönderilmiş, diğer istediği bilgiler için de süre istenmişti. Daha sonra Japon İmparatoru Meiji'nin, İslam Dini ile ilgili istediği bilgiler, Şeyhülislam Cemâleddin Efendi'nin başkanlığında bir heyet tarafından hazırlanır ve gönderilir. Japon İmparatoru Meiji Peki, bu konularla ilgili bugüne kadar bilinmeyen gerçekler nelerdir? Japon İmparatoru neden İslâm Dini hakkında böylesine teferruatlı bilgiler istemiştir? Ve Kimden istemiştir? Sultan II. Abdülhamid Han'dan istemiştir. II. Abdülhamid Han kimdir? İşte işin en can alıcı noktalarından biri de budur: Sultan II. Abdülhamid Han aynı zamanda İslâm Halifesi'dir. İslâmi makamın en tepesindeki kişidir yani, 'emir-ül mümin'dir. II. Abdülhamid Han'ın padişahlığı yanında aynı zamanda 'halife' olduğu çoğu zaman gözden kaçmaktadır. II. Abdülhamid Han'ın ile ilgili yapılan değerlendirmelerde çoğu zaman, O'nun, Osmanlı Padişahlığı vasfına yönelik analizler yer almaktadır. Bu politik tahliller doğru veya yanlış olabilir. Ancak, üzerinden yaklaşık bir asır geçmiş olmasına rağmen Sultan II. Abdulhamid ile ilgili gizlenen bilgiler nelerdir? II.Abdülhamid Han ile ilgili asıl hiç bilinmeyen sır'lar nelerdir? İşte Sultan II. Abdülhamid Han ile bilinmeyen gerçekler: Abdülhamid Han Osmanlı İmparatorluğunun çökeceğini tespit etmiştir. Osmanlı adeta harabe bir ev gibidir. Evin içinde bulunanlar; 'evi tamir edelim, şunu yapalım bunu yapalım, yenileyelim' diyerek; yenilikçi ve gelenekçi ekiplerin doğmasına neden olmuşlardır. Oysa Abdülhamid Han çoktan başını evden dışarı çıkarmıştı.Dışarıda gördüğü gerçeklerle hareket eden Abdülhamid Han, bir kere daha dehasını ispat edecekti. II. Abdülhamid Han evden dışarı baktığında neler görmüştü? Dışarıda, temsilen söylemek gerekirse; yükselen gökdelenleri, batının bilimini, teknoloji ve sanayi alanındaki gelişmesini, Hristiyan Batı'nın yayılmacı emellerin vs Oysa Abdülhamid Han biliyordu ki, evin içini ne kadar yenilese, süslese de gökdelenlerle istila edilmiş bir şehirde; kendi evi , onların arasında gecekondu bir ev gibi duracaktı. Osmanlı içersindeki aydınlar, ileri gelenler; yenilikçiler ve gelenekçiler olarak aralarında tartışa dursunlar, kendisi bir şeyler yapmalıydı Batı adeta korkunç bir canavar haline gelmişti. Dizginlenemeyen, terbiye edilemeyen bir canavar.Osmanlı'nın Batı'yı terbiye edecek eski gücü yoktu.Gerçek buydu. Asya Planı Sultan II.Abdülhamid Han, Sırdaş ve Hazirun ile bir gece YILDIZ'da toplanarak tarihi bir planın ilk adımlarını attılar. Batı'ya ve Avrupa'ya karşı Asya Planı. Bu planın içersinde; Asya'ya çok önem verilmesi, Batı'yı uyandırmadan, gizli olarak Asya'ya maddi manevi yardımlar yapılması gibi unsurlar vardı. Bu plan çerçevesinde; Asya'ya birçok görevli gönderildi. Bunlardan en dikkat çekeni ise Çin'e gönderilenlerdi. Çin Budizm ve çeşitli putperest inançlara sahip, nüfus olarak kalabalık bir ülkeydi.Üstelik Türk kavmiyle tarihten gelen bazı husumetleri vardı. Sultan Abdülhamid Han Çin'de mektepler açtırdı. Müslüman öğrencilerin sayılarını çoğalttı. Para ve malzeme yardımları ile onları destekledi. Tüm bunları 'İslam Halifesi' vasfı ile yapıyordu. Zira Batı ve özellikle Yahudiler, İngilizler ve Vatikan Sultan'ın faaliyetlerini sıkı bir şekilde takip etme gayretindeydiler. Çin Mektebindeki gelişmeler, öğrenciler ve hocaları görülüyor.Gazete'de Abdülhamid Han'ın talimatlarıyla Çin'deki yardımları açıkça yazıyor. Türkistan coğrafyasının, merkezi her noktasında buna benzer ciddi faaliyetler sürdürülüyordu. Peki bu Japonya meselesinin aslı neydi? Çin'de yapılan faaliyetler Japonya'da da yapılıyordu. Kültürel alış veriş faaliyetleri adı altında İstanbul'dan Japonya'ya giden devrin 'Erenleri', orada Japon halkı ile iyi ilişkiler tesis ediyorlar, İslâm dinini ve Türk kültürünü aşılıyorlardı. Bu durum üstü kapalı bir şekilde de olsa, Japon Sarayı'na ve üst düzeydeki insanlara kadar sirayet etmişti. Japonlar'da da Budist ve değişik inanç sistemleri olmasına rağmen Çinliler gibi değillerdi.Geleneklerine son derece bağlı, asil bir millettiler. Erenlerin faaliyetleri öyle bir noktaya ulaşmıştı ki, Japon İmparatoru Meiji İslâm Dini ile çok yakından ilgilenmeye başladı. İşte bu sebeple II.Abdülhamid Han'a özel mektup yazarak, İsâm Dini ile ilgili çok ama çok teferruatlı bilgiler istemişti. Daha önce değindiğimiz gibi İmparator Meiji, II.Abdulhamid'e Osmanlı Padişahı vasfı dolayısıyla değil, İslâm Halifesi olması nedeniyle özel mektup yazmıştı. Sultan Abdülhamid Han'da İmparator'un İslâm Dini ile ilgili istediği bilgileri göndermiş ve O'nu İslâm'a davet etmişti. Bu mektup Japonya'da arşivlerde gizli olarak saklanmaktadır İslâm Halifesi olan Abdülhamid Han, Batı'nın üzerimize çullanmak için fırsat kolladığını ve İslâm ülkelerini büyük felaketlere sürükleyeceğini anlamıştı. Bu plana karşı plan yapmalıydı.Ve hedef; doğunun kendi aralarında batıya karşı oluşturacağı birliğe ve dayanışmaya ulaşmak olmalıydı. Japon İmparatoru Meiji ve Ailesi Japon İmparator'u ve tebaası İslâmı seçme noktasına gelmişlerdi. İngiliz casusları Ruslarla işbirliğine girerek, Osmanlı'nın bu girişimini engellemeye başladılar. Japon-Rus savaşını tarihçiler bir de bu açıdan tekrar incelemelidirler Bilindiği gibi, II. Abdülhamid'in talimatıyla Japonya'ya hareket eden Ertuğrul Fırkateyni, Temmuz 1889'da İstanbul'dan yola çıkmış ve 1890 tarihinde Japonya'nın Yokohama Limanı'na varmıştı. Japon İmparatoru, Türk amiralini ve heyetini görkemli bir şekilde karşılamış ve II. Abdülhamid'in gönderdiği hediyeleri kabul etmişti. Ertuğrul Fırkateyni 15 Eylül 1890 tarihinde Yokohama Limanı'ndan ayrılmış ve Kuşimoto açıklarında 16 Eylül 1890'da kayalara çarparak batmıştı. Ertuğrul Firkateyni'nin batışı ile ilgili kuşkular bugün de devam etmektedir.Acaba gemi şiddetli tayfun yüzünden mi battı yoksa bir sabotaj mı vardı? Ertuğrul Firkateyni'nin batığını çıkaran ekip başının ifadesine göre; 'yaptığımız araştırmalarda geminin kazan dairesinde, gemi batmadan önce büyük sorun yaşanmış ve belki de geminin batmasına kazan dairesindeki ısınmanın neden olabileceğini' söylemesi ve 'çıkan bulguların çok tartışılacağını' söylemesi oldukça dikkat çekicidir. Japon medyası yapılan bu çalışmaları yakından takip etmekte ve aynı ilgiyi Türkiye'den de beklediklerini sık sık açıklamaktadırlar. Tekrar konumuza dönecek olursak; düşünün o gün İslâm'ı seçmiş Japonya (din konusunda Japon halkı İmparator'a büyük oranda uyacak, Müslüman olmuş İmparatorları'nın dinine girmelerinde halk bir sakınca görmeyecekti. Burada kısa bir not düşmek gerekirse; bugünkü istatistiklere göre, Japonlar hızla din değiştirip, Hristiyan olmaktadırlar.Japonya Hristiyanlaşmaktadır.) Bugün Doğu'da Japonya bir İslâm ülkesi olsaydı acaba Batı'nın ve Dünyanın kaderi ne olurdu? Olası ihtimallerden birkaçını sıralayalım: Çin abluka altına alınacak, Asya'nın diğer kavimleri de hızla Müslümanlaşacaktı. Teknolojiye öncülük etmiş bir Müslüman Japonya, İslâm'ı hedef alan Batı'ya karşı aman tanımayacaktı. Üstelik Osmanlı'ya bağlı bir birlik olarak Asya Birliği kurulacak, bu durumda Asya İslâm Birliği'nin önünü açacaktı.Bugün Avrupa Birliği kriterleri değil, Asya Birliği kriterleri konuşulacaktı.Avrupa bu birliğe girmek için; örfünden, dininden, kültüründen tavizler verecekti. Kısaca Dünya tarihinin kaderi değişebilirdi. İngiliz ajanları, gizli raporlarında o günkü Japonya-Osmanlı yakınlaşmasını oldukça tehlikeli bulduklarını belirtiyorlardı.Sadece bu konu ile ilgili olarak bile bir kitap yazılabilir. Kuşkusuz II. Abdülhamid Han İngilizleri çok yakından tanıyordu. İngilizlerin özel Devlet kitaplarını çevirtip,okuyor ve notlar alıyordu. Bu kitaplar öyle herkesin ulaşabileceği sıradan kitaplar değildi. Kraliçe Victoria'nın Özel Mektupları İngiliz Kraliyet ailesi için özel olarak basılan ve sadece belirli kişilere verilen,İngiliz Saray'ına has bu kitapların üzerinde İngiliz Kraliyet Arması bulunurdu. Örneğin Kraliçe Victoria'nın 1837-1861 arası yazdığı özel mektupları ve gizli yazışmaları olan kitap, II. Abdulhamid'in çevirttiği kitaplardan bir tanesiydi. Kendilerini uyanık sanan İngiliz Ajanları, Abdülhamid'in dehası karşınında bir şey yapamamışlar bu çok gizli belge kitapları Yıldız İstihbaratına kaptırmışlardı. Abdülhamid Han bu tip kitaplarla; İngiliz Kraliçesi'nin psikolojisine kadar analizler yaptırıyordu. Tabii ki diğerlerinin de Tekrar konuya dönecek olursak, İngilizlerin ve Rusların girişimleri ile Japonya İslâm'ın eşiğinden dönmüştü.Şimdi 1- Acaba Amerika Hiroşima ve Nagazaki'ye İngiliz raporlarının etkisi ile atom bombası atmış olmasın? Asil Japon Milletine yapılan bu saldırıyı, asil ve büyük Türk Milleti hâlâ nefretle kınamaktadır. 2-Bugün Vatikan Papa aracılığı ile ne demişti? 'Üçüncü bin yılda Asya'yı Hristiyanlaştıracağız.' Bu projenin ve hedefin deklare edilmesinin bu bilgilerle bir ilişkisi var mı
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ibrahim halil ince, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |