Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon |
|
||||||||||
|
Kış dönemlerim yoğun, aktif ve tabiri caizse fırtınalı geçer. Yaşam çemberimin; eğitim, kariyer ve sosyal ilişkiler bölümü çıtasını yükseltmişti. Kırklı yaşlardan sonra üniversite okumak, hayır işlerinde koşturmak, sosyal ilişkileri güçlü tutmak ve teknolojinin insanı neredeyse esir aldığı bu çağda kolay olmasa gerek… Ruhumun dinlenmesi, zihnimin sakinleşmesi ve dağınık düşüncelerimin toparlanması için durulmaya zaman ayırmam gerekliydi. Anne babamın hizmeti, ailem ve çocuklarım ile aramdaki muhabbetin devamlılığı açısından inziva ve halvete ihtiyacım olduğunu hissediyordum. Ruhsal gelişim açısından, telaşsız bir zaman dilimine, sakin ve huzurlu ibadetlere susamıştım. Yenilenmem gerekliydi… İstanbul’un telaşlı, koşturmacalı yaşantısına bir mola vererek, Çatalca’daki yazlığımıza yerleştik. ‘’Mekân değişikliğinde ferahlık var’’ der büyüklerimiz, yaşamadan anlaşılmayan kıymetli bir atasözü… Yaz boyu çam, gül, reyhan, zambak kokuları ile yeniden canlandığımı hissettim. Ayağımın toprağa değmesi sanki özümle buluşmak gibiydi. Güneşin doğuşunu ve batışını engelsiz izlemek, geceleri yıldızları doyasıya seyretmek, rüzgârın yanağını okşamasını hissetmek… Şehir hayatı bizi doğal güzelliklerden ne de çok mahrum ediyormuş meğerse… Dalından yememiz nasip olan meyve ağaçları, nimetlerin nasıl zorluklarla yetiştiğini hatırlattı. Cömertçe hem bize, hem misafirlerime hem de kuş ve diğer mahlûkatlara ikram etti. Biri yetim olmak üzere, yedi yavrusu olan Sultan kedimiz de bize misafir geldi. Ve birde ‘’Eymen’’i unutmamak lazım. Bembeyaz pamuklar gibi pırıl pırıl bakımlı ev kedimiz… Kedileri kendime daha yakın hissediyorum. Sadece ben değil eşim ve küçük kızım için özellikle kabul ettim. Onlara her sabah yemek vermek tarifi zor bir mutluluk… Köpekler ile aram pek sıcak değil, yaklaşmaya oldum olası çekinirim. Nedeni, ortanca kızım küçükken yaşadığım tatsız bir saldırı hikâyesi yüzünden… Yine de yiyecek vermekten uzak durmadım. Rızık Mevlam’dandır bizler sebepleriz. Bahçıvanlığıyla uğraştığım sebze bahçemiz, her ne kadar çok acemi olsam da yepyeni tefekkür denizlerinde dolaşmama vesile oluyordu. Hizmetleri ile bahtiyar olduğumuz anne ve babam evimizin bereket hazineleriydi. Kış döneminde ilim ve hayat yolunda yorulan yavrularımı tatilde zihnen, ruhen, bedenen ve kalben yeniden inşası ile geçirdim. Osmanlı tarihimizde atalarımız buna çok önem verirmiş. Yaz ve kış mekân değiştirip ruhu ve bedeni diri tutmaya özen gösterirlermiş. Eylül ayı geldiğinde tazelenmiş, yenilenmiş, sevgi depolarımız dolmuş, doğanın tamir edici iksiriyle canlanmış olarak sonbahara ailece ‘’merhaba’’ dedik. Mihrican ULUPINAR
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mihrican Ulupınar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |