 • ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar |
1
|
|
|
|
Öðrenim hayatýmdan bir kesit. |
|
2
|
|
|
|
Yakup Kadri Karaosmanoðlu’nun “Hep O Þarký”sýný okudukça, “Roman” diyordum kendi kendime, “silinip gitmiþ, herkesin artýk unutmuþ olduðu acýlarý anlatmalý…” Niye peki? Vallahi hiç bilmiyordum niyesini, nedenini, nasýlýný… Baþkalarýnýn fark etmediði, hissedemediði acýlarý yüzlerine çarpmak hoþuma gidiyordu belki de kim bilir… |
|
3
|
|
|
|
Otobüs yolculuðu hakkýndaki gözlem ve izlenimlerimin, estetik kaygýsý gütmeden kalemimden dökülmüþ hali... |
|
4
|
|
|
|
Bazý þeyler daha güzel baþka türlü anlatýlamaz. |
|
5
|
|
|
|
Ýnsanýn kendini yere göðe sýðdýramamasý ne garip. Hele en son sýðdýrdýklarý yeri düþününce. Bazý insanlar o kadar uçta ki. |
|
6
|
|
|
|
Nurullah Ataç’ýn zamana meydan okumuþluðunu kim yadsýyabilir? Ataç’ýn eserlerini okuduðunuzda onunla için için tartýþýr, dil konusundaki görüþlerinden irkilirsiniz! |
|
7
|
|
|
|
Hani bazý insanlar yaþla birlikte olgunlaþýr ve mantýkla düþünür, bu sayede de hayatýný ona göre idame eder ya… He iþte, bazý insanlar da yaþla beraber sevgiyi öðrenir ve bu sayede sevgisini göstermek ve satýrlara yazmak ister. |
|
8
|
|
|
|
Ýþte bu yüzden.. ne zaman yaðacak olsa yüreðinin bulutlarý… yaðmurunu kok bana. Ben, dokunmaya çalýþýrým yalnýzlýðýna, en nemli yerinden… |
|
9
|
|
10
|
|
|
|
Rus gazeteci Gleb Þulpyakov ile Mimar Sinan'ýn izlerini sürdük. Bir Rus'un gözüyle büyük mimarýmýzýn izini sürmek benim için hem çok eðlenceli hem de öðreticiydi. Yüzlerce kitabý karýþtýrarak elde edebileceðim bilgileri 10 günlük bir geziyle elde ettim. |
|
11
|
|
12
|
|
|
|
Fümeden bozma bir aðýt yayýlýyor kente,/ tüyü bitmemiþ, yetim bir hüzün/ ve anadan üryan bir yalnýzlýk./ þair öldü. / gidenlere seyirci kalmaktýr asýl acý!
Asýl þimdi acý! |
|
13
|
|
|
|
Aklýma Murathan’ýn öyküsü geliyor. Boyacýköy’de Kanlý Bir Aþk Cinayeti” Film yapacaktým güya. Senaryosunu nereye koydum ki?..
|
|
14
|
|
|
|
1950 li yýllarda bir talebenin anýlarý. |
|
15
|
|
|
|
Türkçe Öðretmenimiz Þükrü Bey bir gün ; iki þube öðrencileri arasýnda münazara düzenleneceðini söyledi. Münazaranýn ne demek olduðunu bile tam olarak bilmiyorduk.Henüz ortaokul ikinci sýnýf öðrencisi idik. Öðretmenimiz bize münazara hakkýnda g |
|
16
|
|
|
|
Sen bir liderin doðduðu yersin. Sen uzaklarýn türküsü, geçmiþin sesisin. Ey Kemal þehri ey! Leylim ley! |
|
17
|
|
|
|
Annem saksýlara naneler ekti!
Burayý aratmasýn diye…
Taç yapraklý çiçekler hazýrladý üzerlerine kurdele baðladý…
Ve çeyizindeki tablolardan ayýrdý bana…
|
|
18
|
|
|
|
“Hayatýn gerçeði” nedir? Hani þu filozoflarýn ve toplumbilimcilerin peþinden koþtuðu þey. Dostoyevski’ye sorarsanýz “hayatýn anlamý hayatýn kendisinden daha deðerlidir” der. |
|
19
|
|
|
|
çocukluðumu,gençliðimi,ilkokulda giydiðim siyah önlüðümün arkasýndaki paleti özledim |
|
20
|
|
|
|
Burasý Ankara Mamak. Duvarlar saðýr, duvarlar dilsiz. Vicdanlar hakeza. Ne pencereden ýþýk vurur, ne saçalarý rüzgâr savurur." Bahar inmiþ diyorlar Ankara'nýn sisli yamaçlarýna." peh! Burada hep zemheri, geldiðimiz günden beri. Birinin, sýcak sudan soðuk suya deðmezken elleri. Bize çok görürler yaðýz yeri. Her taraf duvar ne yâr ne yer var.
|
|