"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar |
|
||||||||||
|
Kaplıcalarıyla şifa dağıttığı ve en güzel dekoratiflerin kaynağı olan doğal taş ve mermer çeşitlerin bulunduğu yer İnsanlığın ihtiyacından fazla tüketimi bütün doğayı etkilediği gibi göllerimizi de olumsuz yönde etkiliyor. Göller, her zaman insanların an önemli besinlerinin başında gelmekle beraber yaban havanlarının de barınakları olmuştur. Afyonlarahisar’da bulunmakta olan; Karakuyu Gölü, Karamık Gölü, Emre Gölü vb. göllerimizin doğasını korumakla yükümlüyüz. Örnek olarak Eber Gülü, Emirdağlarının güneyinde geniş bir alanın ortasında bulunan ve doğanın en güzel bahçesi, kuş cenneti iken günümüzde ne yazık ki, bitki örtüsünü ve yaşam alanını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ülkemizin en büyük 12. gölü olan Eber, bugün derinliği yaklaşık 1.90 m’ye kadar düşmekte. Bu tehdit unsurların başında gelen etmenler; fabrika atıkları, küresel ısınma ve biz insanlar gereksinim duyduğumuzdan fazla su harcamamız, pikniğe veya görmek için gittiğimiz doğal alanlarda eğlenip çöpleri arkamızda bırakmamızdır. Bundan doğan sonuçlar; su miktarındaki azalma, bitki, hayvan varlığına ve sağlığına zarar verilmesi ile bugünkü hüznümüzün sebebi olmuştur. Daha önce kurtarma ve yaşatma projeleri devreye girmiş olsa da Eber’i eski canlılığına tekrar kavuşturmak için önlemler yetersiz geldiğini görmekteyiz. Eber çevresindeki tüm toprak alanlarının çimlenmesi, görüntü kirliliği ve atıkların önüne geçmeye yönelik mevcut ya da daha geniş kapsamlı çalışmaların yürütülmesini temenni ederim. Unutmayalım ki göller, bulundukları çevrenin iklimine de geniş ölçüde etkisi olduğu için bir göl demek bir bölgenin sağlık güvencesi demektir. Biz insanlar da ülkemizin herhangi bir bölgesine giderken, Türkiye’mizin genel çevresine kendi evimiz gibi bakmalıyız. Çünkü çevre konusunun derinliğine inersek çevremize vermiş olduğumuz en ufak zarar evimize, ülkemizin herhangi bir bölge çevresine zarar dokunduğunda da tüm ülkemizi kapsayacağını biliyoruz. Yani gerek Afyonkarahisar çevresi olsun gerekse Edirne veya Kars çevresi olsun yine Türkiye çevresi demek anlayışıyla doğamızı korumalıyız. Kısacası doğayı koruyalım ki doğa da bizi korusun. Afyonkarahisar Kaplıcaların şifasını, yaşanmış ve gerçek bir efsaneyle anlatalım. Efsaneye göre; Ege kıyılarından, Afyonkarahisar’a kadar uzanan büyük bir ülkeye hüküm süren Midas Kral’ın dünyalar güzeli Suna adında bir kızı varmış. Büyüme evresine girince, yüzünde güller açan Suna, tedavisi bulunmayan amansız bir hastalığa yakalanmış. Midas Kral’ı kızının tedavisi için tüm hekimleri toplamış fakat hiçbir hekim bu amansız hastalığına yakalanan Suna’yı iyileştirememiş. Bir gün kral çok sevdiği kızının ağrı ve sızısına dayanamayıp feryat etmiş: “Alın götürün bu kızı, ıssız bir yere bırakın demiş!” Korumalar Suna’yı şuan ki adıyla Gazlıgöl kaplıcasının bulunduğu yerin civarına bırakmışlar. Bıraktıkları mevsim yaz aylarında olduğu için Suna çok susamış ve su bulmak için etrafı aramış. Bataklığın ortasında, yeşilliklerle çevrili bir su gölü görmüş ve bataklığa aldırmadan eğilerek su içtiği sırada suya değen yaralarının bir kimsi iyileştiğini görmüş. Ağrı ve sancılarının hafiflediğini fark edince de kendini suya atmış. Bu şifalı su sayesinde Suna kız, eski güzelliğine ve sağlığına kavuşurmuş. Güzel Suna büyük bir sevinçle, kızı için gece gündüz yas tutan Kral Midas, yani koşarak babasının kapısını çalmış. Midas kızının iyileştiğini görünce sevinçten ve özlemini gidermek için sıkı sıkı sarılmışlar birbirine baba kız. Kızına "Seni hangi hekim iyileştirdi, söyle hekimbaşı yapayım?" demiş. Suna " Beni hekim değil, ülkende çıkan sıcak su iyileştirdi, baba" diye cevap vermiş. Bunun üzerine Kral, "Tez oraya bir hamam yapılsın, gelen geçen dertliye derman dağıtır." diye ferman vermiş! Bu kaplıcanın Frigyalılar zamanından beri kullanıldığı sanılmaktadır. 3. Haftamızda Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürü Sn Mehmet TANIR bize Afyonkarahisar ilimizi eksiksiz tanıtacaklarından eminim. Afyon denince ilk aklımıza ne gelmeli -Afyonkarahisar denince insanın aklına termali, Frig Vadisi, Mevlevihanesi, lokumu, sucuğu, lezzetli yemekleri, haşhaşı, Kocatepe, Anadolu kültürünü ve geleneklerini bünyesinde barındıran sıcak insanları gelmektedir. Afyon ismi nereden gelme? -Afyonkarahisar ili adını şehrin eski yerleşim bölgesinde tüm heybet ve ihtişamıyla yükselen Karahisar Kalesi’nden ve antik Synnada (Şuhut) şehrinin paralarında da karşılaşılan ve günümüzde de şehrin simgesi olan haşhaştan (opium/afyon) almıştır. Kültürel faaliyetleri nelerdir? -Afyonkarahisar kültürel etkinlikler açısından oldukça zengin bir ilimizdir. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz tarafından Hattat Ahmet Karahisari Kültür ve Sanat Merkezinde yıl içinde her ay bir devlet tiyatrosu turne programı çerçevesinde oyun sergilemekte, bunun yanında Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği koro konserleri yapılmaktadır. Afyonkarahisar Belediyesi de yıl içinde birçok kültürel etkinlik organizasyonu gerçekleştirmektedir. Afyonkarahisar’ın düşman işgalinden kurtuluşu olan 26 Ağustos günü, 30 Ağustos’a kadar Zafer Yolu etkinlikleri olarak İlimizde birçok etkinlikle coşku içinde kutlanmaktadır. Anadolu’nun en uzun soluklu festivali olan” Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali” her yıl Nisan ayında ve Haziran ayında da „Afyonkarahisar Jazz Festivali“ nin programı gündüzleri İlimizdeki birkaç okulda öğrencilerle bir araya gelerek klasik müzik ve jaz üzerine sohbet ; akşamları da NG Güral Termal Otel’de yerli ve yabancı sanatçıların verdikleri konserler gerçekleştirilmiştir. Afyonkarahisar’da gerçekleşen tüm kültürel faaliyetlere her türlü desteği sunmakta ve teşvik etmekteyiz. Afyon’u diğer illerimizden ayıran tarihi veya coğrafi konumunun özellikleri nelerdir? -Gelenek ve göreneklerini, günümüze taşıyabilen Afyonkarahisar halkı,doğal ve kültürel zenginliğinin yanı sıra, yemek kültürüyle de önem kazanmıştır. İlimiz Afyon lokumu, Afyon kaymağı, Afyon ekmeği(ekşi maya ve patatesli) , Afyon sucuğu,…vb. ürünlerimizle marka olmuştur.İlimizi ziyarete gelen misafirlerimiz bu ürünleri satın almadan, ülke genelinde bilinen “kaymaklı ekmek kadayıfı”nı tatmadan ilimizden ayrılmamaktadır. Bu da Afyonkarahisar ekonomisine büyük bir katkı sağlamaktadır. İlimizde 9 adet 5 yıldızlı turizm belgeli otellerimiz mevcut olup, otellerde yerel mutfağımıza hakim genç ve eğitimli aşçılar hizmet vermektedir. Bu nedenle otellerimiz hizmet kalitesiyle olduğu kadar Afyon mutfağını da yansıtarak, sunum, lezzet, yaratıcılık, hijyen gibi konularda belli bir aşamaya gelmiştir.İlimizde Afyonkarahisar Belediyesi tarafından her yıl nisan ayında Afyonkarahisar mutfağının yaşatılması, genç nesillere öğretilmesi ve Türkiye’ye tanıtılması için Yöresel Yemek Yarışması düzenlenmektedir. Afyonkarahisar Ege Bölgesi’nin iç kesimlerinde kara ve demiryollarının kesiştiği kavşak bölgesinde, Ege, İç Anadolu ve Akdeniz bölgeleri olmak üzere üç coğrafi bölgenin birleştiği bir bölgede yer almasından dolayı karayolu ve demiryolu ulaşımı açısından oldukça avantajlıdır. Karayolları ile ulaşım hem özel araçla hem de toplu taşıma araçları ile rahatlıkla yapılmaktadır. Ülkemizin kuzeyinden güneyine, batısından doğusuna giderken yolların kesişme noktası olan Afyonkarahisar’dan geçilmektedir. Bu nedenle ilimizden geçen otobüs sefer sayısı oldukça fazladır. Ankara-Antalya, İstanbul-Antalya, İzmir-Ankara, İzmir-Doğu Anadolu, İzmir-Güneydoğu Anadolu, İzmir-Doğu Karadeniz, Bursa-Güneydoğu Anadolu, Ankara-Kuşadası, Ankara-Didim, Ankara-Aydın, Denizli-İstanbul otobüs seferleri Afyonkarahisar üzerinden sağlanmaktadır. Kültürel ve Turistik Değerleri? -Afyonkarahisar ‘ın 17 adet ilçesi mevcuttur. İl merkezi ve ilçelerinde bulunan eserler şunlardır : Merkezde : Afyonkarahisar Kalesi, Kentsel Sit İçerisindeki Tarihi Evler, Mevlevi Müzesi, Tarihi Camiler, (Gedik Ahmet Paşa Külliyesi, Mevlevi Türbe Camii, Ulu Camii, ….) Termal Su Kaplıcaları (Ömer ve Gecek Kaplıcaları, Heybeli Kaplıcası) , Arkeoloji Müzesi, Şehitlikler (Kocatepe Anıtı, Yzb.Agah Efendi Şehitliği, Büyük Taarruz Şehitliği…) , Zafer Müzesi , Keçe Ürünleri (Keçeciler Çarşısı) , Yöresel Yiyecekler (Lokum, Sucuk, Kaymak, kaymaklı şeker , Haşhaş, Kaymaklı Ekmek Kadayıfı , keşkek, bükme , ağzıaçık ) , Mermer Ürünleri, Taşhan, Millet Hamamı , Eğret Kervansarayı , Türbeler (Sultan Divani , Kadınana, Mevlevîhâne, Sahipler, Karaca Ahmet, Abdurrahim Karahisârî, Seyyid Hasan-ı Basri , Devrani Sultan , Şirin Baba) Bayat İlçesinde : Kök Boyalı Bayat Kilimleri, Kırkinler Kilisesi Bolvadin İlçesinde :Kentsel Sit, Bolvadin Müzesi , Yedikapılar KayaYerleşimi ,YanıkKışla, Cılkoğlu Çeşmesi, , Kırkgöz Köprüsü ve Surre Yolu , Türbeler (Abdülkâdir Geylânî, Abdülvahap Gazi, Rufai Ahmet Efendi, Samsun Dede, Seyyid Ahmet Halil Dede, Ali Sıtkı Dede, Siğil Dede, Sultan Carullah Zemahşeri …vs.toplam ondört) Çay İlçesinde :Taş Külliyesi (Han, Camii, Çeşme ) , Antik Yol (Konya yolu üzerinde Surre Yolu : Hicaza padişah hediyelerinin götürüldüğü yol) , Türbeler (Ese Dede, Ali Dede, Baltacı Dede vs. olmak üzere onbeş kadar türbe) Dazkırı İlçesinde :İpek Halı , Türbeler (Dede yatırı, Kara Dede, Ahmet Türbesi; Başmakçı’da Sultan Türbesi ile Ahmet türbeleri) Emirdağ İlçesinde :Hisarköy-Amorium Antik Kenti , Emirdağ Türküleri , Koyun Yoğurdu , Türbeler (Yorgun Dede, Garip Dede, Emir Baba (Sultan), Balçam Sultan…vs.toplam on altı tane) İhsaniye İlçesinde :Gazlıgöl Kaplıcaları ve Maden Suyu (Kızılay) , Frig Vadisi (Kaya Yerleşimleri, Mezar Odaları, Kaleler, Peri Bacaları, Açık Hava Tapınakları vb.), Döğer Kervansarayı , Ayazini’deki Oyma Kilise , Karacaahmet Tekkesi , Emre Gölü İscehisar İlçesinde:-Frig Vadisi (Kaya Yerleşimleri, Mezar Odaları, Kaleler, Peri Bacaları vb.) , Mermer Ürünleri (biblolar, satranç takımları, vazolar, vb.) , İscehisar Köprüsü , Giresunlular Şehitliği Sandıklı İlçesinde: Hüdai Kaplıcaları, Yunus Emre Tekkesi, Tapduk Emre Akdağ (Kocayayla), Kocayayla’da Tokalı Kanyon, Bakır Süs Eşyaları, Kızılcık Reçeli, Patatesli Ev Ekmeği, Kurt İni Mağarası , Kusura Höyüğü , Türbeler (Yalıncak Sultan, Hacım Sultan, Nureddin Sultan, Çömlekçi Baba, Mürüvvet Baba, Kudüm Baba, Ali Rumi Dede, İsa Dede, Yusuf Dede,…vs.) Sinanpaşa İlçesinde :Sinanpaşa Külliyesi, Kureyş Baba Külliyesi , Albay Reşat Çiğiltepe Şehitliği , Yıldırım Kemal Şehitliği Sultandağı İlçesinde :Sahipata Kervansarayı , Buzluk Mağarası, Napolyon Kirazı ve Vişne (Haziran-Temmuz aylarında) , Geyik Üretme Çiftliği Şuhut İlçesinde : Synada Antik Kenti , Atatürk Evi , Bininler Kaya Yerleşimi , Kocatepe Atatürk Anıtı ve Kitabesi, Türbeler (Mahmut Sultan, Efe Sultan, Karlık Sultan, Gedi Geren, Kara Dede, Sultan Ana, Tahtalı Baba, Malik bin Şebib, Hamza Şeyh Dede, Çökek Dede mezarları) Dinar İlçesinde : Tatarlı Tümülüsü , Apameia Antik Kenti Belirgin yöresel yemekleri ? -Çok zengin yemek kültürüne sahip ilimizin, kendine özgü yemekleri oldukça çoktur. Özellikle hamur işleri, haşhaşlı ve kaymaklı yiyecekler yöreye has özellikler taşır. Başlıca yemekleri arasında bulgur yemekleri, çullama köfte, ilibada dolması, sulu köfte, sırt dolması, göce tarhanası, nohut çöreği, göce köftesi, Özbek pilavı, patlıcan böreği,..vb. yer alır. Afyonkarahisar kara ve demiryollarının ülkemizi doğudan batıya, kuzeyden güneye bağlayan bölgelerarası bir kapı konumundadır . Transit geçiş yolunda olması sebebiyle Afyon’dan geçerken uğrayan turistler mutlaka mola verip, ilimizin lezzetlerini tatmadan ayrılmazlar. Mehmet TANIR İl Kültür ve Turizm Müdür V. Geçtiğimiz hafta Sn Cumhurbaşkanı Afyonkarahisar’a gitmesi nedeniyle Afyonkarahisar’daki tüm devlet kurumlarımızın yetkilileri yoğun olduğu gibi Sn TANIR’ın da programı çok yoğun olmasına rağmen röportajımıza uzunca bir sure ayırmaları ve yoğunluğunu yansıtmayacak bu net anlatımla Afyonkarahisar ilimizi bize tanıttıkları ayrıca röportajımıza özel resim hazırladıkları için kendilerine teşekkür ederim. 03 Afyonkarahisar İlk Karahisar Kalesi’nin ihtişamına daldım, Bu yapısıyla namını duyurmaya değer dedim. Suna kızın deva yeri Gazlıgöl’üne uğradım, Şifalı suların termal kenti bir tek Afyon dedim. Zafer Anıtı’nda tüm atalarımı minnetle andım. Emirdağ’ında tabiattan gelen sesi dinledim, Eber Gülün doğası mutlaka korunmalı dedim, Göçmen kuşların haykırışını duydum da söyledim. Bir iki değil, Türkiye’nin dört yolu Afyon dedim. Kendine has lezzeti Kaymağıyla bitecek değil, Lokumu ile sucuğunu da bilmeyen yok dedim. Tek il değil, Anadolu’nun kilidi Afyon dedim. Kale çevresindeki tarih kokan konakta durdum, Tatil keyfini dört mevsimin turizm kentinde buldum, Çayırın ay çiçeği gibi gülen yüzleri gördüm, Hoşnut oldum, Afyonkarahisar’dır dinlence yurdum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hande Hamdiye Ağırman, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |