..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Matematiğe, yalnızca yaratıcı bir sanat olduğu sürece ilgi duyarım. -Godfrey Hardy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Nurane Tağıyeva




22 Ağustos 2019
Duraktaki Sahipsiz Mwdavim  
Nurane Tağıyeva
Kalabalıklar içinde ruhuna dokunacağım. İçimi eze eze el olmanın bedelini durup dinlenmeden ödemeni bekleyeceğim. Ben de o arada kıymanın; sevdiğine, sevenine, özeline, kıymetline, canına, canımın içisin dediğine ne demek olduğunu öğreneceğim.


:HBG:
DURAKTAKİ SAHİPSİZ MÜDAVİM

Kalabalıklar içinde ruhuna dokunacağım. İçimi eze eze el olmanın bedelini durup dinlenmeden ödemeni bekleyeceğim. Ben de o arada kıymanın; sevdiğine, sevenine, özeline, kıymetline, canına, canımın içisin dediğine ne demek olduğunu öğreneceğim. Durmanın durağında sahipsiz bir müdavimim bundan sonra. Sadece duracağım. Allahın unuttuğu bir güldüm. Suyumu kendim temin ediyordum. Gülüm diye diye suyumu kuruttun. Geriye dikenlerim kaldı, bir bana batan. Sen de sus. Susmanın durağında kal. Ki, kimseye gülüm demeyesin. Kimsenin gülünü soldurmayasın..

Kaybetmek bir insanın en derin yarasıdır. Ama kaybetmenin de çeşitleri var. Yakınını kaybedersin, işini kaybedersin, oyunda kaybedersin, sevdiğini kaybedersin ve en sonda inancını kaybedersin. Hani derler ya kalmadı artık, ne umudum, ne isteğim, ne inancım. İnsan bu en lazım duygularını tüketmek gibi zor bir imtihandan geçer. Bazen de umudunun ve inancının var olması sayesinde dört elle tutunduğun hayatta, biten, kalmayan söz konusu duyguların yok oluşu seni var eder, yaşama bağlar. Düştükçe kalkarsın, kalktıkça güçlenirsin. Güçlendikçe kendine dönersin. Kaybettiğin her şeyi bulma çabasına başlar, bir daha bir daha bir daha ben varım, ben burdayım dersin. O vakit geldiğindeyse, herhangi bir akşamçağı kendin kendini uzun zamandır hareketsiz durduğun yerden alır, deniz manzaralı, ışıl ışıl parlayan yüksek tepe başında bir kafeye götürür “Aç gözlerini. Bak bu hayat senin. Bu güzelim hayatı kaybettiğinde, ben kaybettim, kalmadı artık dersin. Şimdi ver elini. Uçalım bulutlarda.” dersin.
Ayrılığın 23. günü. Bitmek bilmeyen umut ve inançla beklemeği, durmayı öğretiyordum kendime. Güçlü kalmak ve yaşamak mücadelesi veriyordum. Ama Allah şahit o bir saniye aklımdan çıkmamış, benden zerre gitmemişti. Sanırım sevgimin ahlakı onun karakterinin ahlakını üsteliyordu. Düşünsenize cansız, kalpsiz bir duygu ahlak dersi veriyordu. Hem de kalbim var deyip ortalıkta gezinen bir insancığa. Ayrılırken “Ben senin en çok kalbini sevmiştim” demiştim bir de masumca. Hayatımda ilk defa kendimden, sözlerimden ve sevgimden utanıyordum.
Bir ihanet sancısı nefrete karışıp yerlebir etmişti dünyamı. Yıllarımı verdiğim bir adamın ya da adam sandığımın gözlerine haram değmişti. Toparlanıp gitmişti, geri dönmüştü layık olduğu dünyasına. Yolcu etmemi bile beklememişti.
Sen sus artık, gönlüm. Bize susmak kaldı. Bırak, onu onun gibiler sevsin. Herkes kendine yakışanı yapar. Gitmek, ihanet etmek, yok etmek onun kendine yakıştırdığı şeyler. Bunu böyle bil ve sus artık, ağlama.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Nurane Tağıyeva kimdir?

Akmayan gözyaşlarının oluşturduğu uçsuz bucaksız bir denizin kıyısında bekleyen sahipsiz bir müdavim.

Etkilendiği Yazarlar:
Sylvia Plath, Tezer Özlü, Ahmet Altan


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Nurane Tağıyeva, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.