..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her şey ancak sevgiyle satın alınabilmelidir. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Yûşa Irmak




6 Şubat 2021
Cumhuriyet ve Laiklik Atanmışları Tartışmak Değildir!  
Yûşa Irmak
Boğaziçi üniversitesi ile başlayan ve İzmir’e kadar uzanan protestolar bir zamanlar yine aynı illerimizde yapılan “Cumhuriyet mitingleri”ni hatırlattı hepimize. O dönem bu eylemlere Cumhuriyet mitingleri denilmesini beni oldukça rahatsız etmişti.


:HDH:
Boğaziçi üniversitesi ile başlayan ve İzmir’e kadar uzanan protestolar bir zamanlar yine aynı illerimizde yapılan “Cumhuriyet mitingleri”ni hatırlattı hepimize. O dönem bu eylemlere Cumhuriyet mitingleri denilmesini beni oldukça rahatsız etmişti.

Çünkü, CHP-ordu-Cumhurbaşkanı-ADD-ÇYDD düzleminde dile gelen ve 27 Nisan muhtırası ile iyice taçlanan “laiklik elden gidiyor” hurafesinin sürekli olarak “Cumhuriyet değerleri” vurgusuyla sahneye çıkması sinirlerimi alt üst ediyordu.

Zira o dönemde AK Partililer nezdinde “karşı cephe”ye itilip kakılanların “padişahlık geri gelsin” dediğini söyleyen bir tek Allah’ın kulu yok idi.

Hatta size çok garip gelebilir ama “padişah beklentisi” bile o dönemlerde Osmanlı’nın medeniyet şuuruna derin bir saygı bekleyenler arasından değil de halkı sürekli olarak “Cumhuriyet” vurgusu ile aşağılamaya çalışan elitist zümre tarafından ortaya atıldığını görüyorduk. İktidarda yalnızca tek bir eğilime, tek bir siyaset etme şekline tahammülleri vardı ve bu tahammül noksanlığı için “sandık” yeterli bile bir gerekçe değil idi.

Örneğin, Cumhuriyet’i niteleyen devrimlere karşı yoğun bir isyan dalgası mı vardı dindar kitlelerde?

Elbette hayır.

Zira, kimi Avrupa ülkelerindeki prenslere, prenseslere bakıp bakıp neden bizim bir aristokrasimiz yok kompleksine kapılma ve bulduğu her Vahdettin torununun yanında resim çektirme hevesi dindar kitlelere değil, bizim sözde Cumhuriyetçi aydınlarımıza mahsus bir hal almıştı. Yine, Arap harfleriyle okuyup yazalım talebi söz konusu olmadığı gibi, gün olmuş devran dönmüş, ülkemize savaş yüzünden gelen milyonlarca Arap mültecinin dili olan Arapça’yı öğrenmek hatta diğer zengin Ortadoğu ülkelerinde çalışmak bu ülkede yükselen bir değer ve jet-set düzeyde “hip” bir eğilim haline gelmemiş miydi? Mütedeyyin kitleler “Osmanlıca yani eski Türkçe’yi biz de tarihimizi, mezar taşlarımızda yazılanları, okuyabilseydik aramızda böyle uçurumlar açılmasaydı keşke” demiş en nihayetinde hükümetin reisi Erdoğan bir tek seçmeli ders olarak okullarda isteyen öğrencinin Osmanlıca eğitimi almasını sağlayacak bir müfredatın konulmasını istemişti.

Atatürk zamanının kılık kıyafet devrimi olan Şapka Devrimi sonrasında meydana gelen idamlar, mazi kalbimde yaradır türünde, üzerinde konuşulmaması gereken bir hüzne tekabül eder ki, bu ağırbaşlı tavır bile söz konusu kitlelerin Cumhuriyet’e angaje olmaktaki kararlılığının bir göstergesi olabilir değil mi?

İmam Hatip Lisesi’nin bile sırf halka yaranmak için milli şef İnönü’nün bir Cumhuriyet projesi olduğunu unutup halkın yoğun ilgisine mazhar olmalarını “tevhid-i tedrisat”a bir itiraz olarak okuyan “Cumhuriyetçileri” bugün Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemleri üzerinden anlamanın mümkün olabileceğini hiç sanmıyorum. Zira İmam Hatip demek “medrese eğitimi” alan öğrencilerin bulunduğu bir okul demek değil artık! Egemen sınıflarımızı tedirgin edecek bir teveccühe mazhar olması, dinî duyarlılıkları olan kitlelerin dünyevi taleplerinin bir tezahüründen başka bir şey değildi oysa… Bugün dinî duyarlılıkları imamların ve müezzinlerin dünyasına kilitlemekten yana olanların bunu anlamasını beklemek ise yine başka bir bahara kaldı diyebiliriz…

Ya da Aşar (öşür) vergisinin kaldırılması ve çiftçiliğin özendirilmesi gibi, uluslararası ölçü birimlerinin kabulü gibi konularda mı bir isyan duygusu var acaba?

Vatandaş okka ve arşın gibi birimlerin geri gelmesini mi talep etmekte?

Bize böyle bir bilgi geldi dersek külliyen yalan olur. Sosyal medyada da henüz dillendireni ne gördük ne okuduk.

Dahası, daha düne kadar başörtüsü üzerinden tel’in edilen hükümet ve başkanı Erdoğan’ın yapmaya çalıştıklarını Cumhuriyetçiyiz diye nara atan solcu öğrencilerin birkaç başörtülü öğrenciyi de kendi saflarına çekerek ortalığı velveleye vermeye çalışmasını ne ile izah edeceğiz acaba?

Hem sorarım, bir öğrenci okula ne için gider? Ya da okula giden bir öğrenci yönetici seçmeye mi yoksa eğitim almaya mı gider?

Eğer bu soruların cevabı “öğrencinin işi eğitim almak, okumak, bilimde, ilimde ilerleyip ülkesine hizmet eden yetkin bir birey olarak yetişmek” ise atanmışın yapacağı eğitim modelini bile bilmeden sorgulamak kimin haddine?

Kısacası dünyanın her üniversitesinde, hatta tüm şirketinde patronlar kurumlarının başına yöneticiyi atar! Olay bu kadar açık! Boğaziçi’nin Ortadoğu Teknik’ten, Yıldız’dan, Marmara Üniversitesi’nden hiçbir farkı yok! Bu sebeple bir öğrenci okula yöneticisini seçmeye değil, eğitim almaya gider.

Bugün Türkiye’nin bağımsızlığı için ortaya koymuş olduğu enerjiyi görmezden gelenler, yarın bu yaptıklarına pişman olabilirler. Çünkü bu kadar saf olmaya, bu kadar kullanılıp atılmaya müsait bir kitleyi ömrü hayatımda ilk görüp şahit oluyorum. Belki bu kadar fazla olmasında 83 milyonluk nüfusun etkisi de hiç kuşkusuz olabilir ama teknoloji çağında insanların böyle aptallaşacağını ve hala ideolojik bakış açısıyla eğitim alabileceklerini tahmin etmemiştim…

Ey sınıfsal imtiyazlarını resmi ideoloji ile teminat altına almış, sözde öğretim üyesi, özde terörist züppesi; Cumhuriyet, “Batılı rol modellerini” ve “Batılı tüketim kalıplarını” taklit etme “Onların istediklerini yapma” biçimi değildir!
Laikliği modern yaşam tarzının kapıkuluna dönüştürüp, sınıfsal kaprislerin imgesi haline getirmekten yorulmadınız mı?

Bu ülkede hala yaşıyor olmanızın hatrına yahu bari “Cumhuriyet”i de pis çıkarlarınıza kurban etmeyin… Çünkü ona tüm Türkiye’nin ihtiyacı var…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Olsam Ne Yaparım
Chp, Gerçekten ‘demokrat’ Mıdır?
Chp’nin Psikopatolojisi
Kilidi Açmak
Sorumluluğa Davet
Bir Çatışma Zemini Olarak Kültür
Hizipçi Memur Partisi Chp
Siyasetin Kilidini Açmak
Chp: Eski Hamam, Eski Tas, Eski Nalın, Eski Tarz…
Huzuru Batıda Aramayın!

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Bu "X’tir Git" Diyesi de Gelir
Milletlerin Ruhunu Taklit Öldürür
Neyimizi Kaybettik
Sinema Kültürel Meselemiz Haline Ne Zaman Gelecek?
Yarın Bekleyebilir Şiir Kitabı Üzerine
Türk Sinemasının Ezberini Bozan Yönetmen
Seviye
Dikkat Bu Bir Siyasi Yazıdır!
Aldatmanın Cezası Nasıl Kesilir?
The Man Who Wasn’t There 2001 (Orada Olmayan Adam)

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Geldim [Şiir]
Sakin Bir Acı [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.