..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamak için topu toplam altı haftam kalsaydı ne mi yapardım? Tuşlara daha hızlı basmaya bakardım. -Isaac Asimov
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Biçimler > Yûşa Irmak




17 Haziran 2021
İnsanları Tanıma Sanatı  
Yûşa Irmak
İnsanları, olayları ve eşyayı duyularımızla algılar daha sonra onu zihnimizde şekillendiririz. Bu algılama biçimi tam olarak sübjektiftir ve kişiye özel bir durumdur. Karşımızdakini anlamak ve anlamlandırmak istiyorsak, sübjektiflikten kurtulup, görme, işitme ve dokunma duyularını bilinçli olarak harekete geçirilmesi gerekir.


:AJCI:
İnsanları, olayları ve eşyayı duyularımızla algılar daha sonra onu zihnimizde şekillendiririz. Bu algılama biçimi tam olarak sübjektiftir ve kişiye özel bir durumdur. Karşımızdakini anlamak ve anlamlandırmak istiyorsak, sübjektiflikten kurtulup, görme, işitme ve dokunma duyularını bilinçli olarak harekete geçirilmesi gerekir.

Var olan bir durumdan aldığımız tüm tepkiler ve bilgiler bu üç duyguyu etkili kullanmaya bağlıdır. Bilim insanlarının açıklamalarına bakılacak olursa başta görselliğin daha sonra sesin ve hareketin anlama ve algılamada önemli olduğunu belirtmek gerekir.

Evet 20. yüzyılın önemli psikologlarından biri olan Alfred Adler’in doksanlı yıllarda okuduğum “İnsanları Tanıma Sanatı”, kitabına başlık olan sanat, sinir dili programlaması olarak dilimize çevirebileceğimiz NLP gibi disiplinler arası ve psikoloji ötesi sistemlerin uygulanmasından sonra ikibinli yıllarda sürekli gündemimizde yer alıyordu. Bu öyle bir hale gelmişti ki neredeyse tüm iş dünyasında, eğitimde veya devlet kurumlarında insanları tanıma, onun donanımları, becerileri ve zihinsel yapısına göre iş verme tercih edilir olmuştu.

İnsanları tanımada yapılan çalışmalar

Bugün Avrupa ve Amerika’da işe alımlarda herkese standart testler uygulanıyor. Özellikle Myers–Briggs Tip Göstergesi ve Herrmann Beyin Baskınlığı Aracı bunların en iyi bilinenleriydi. Diğer taraftan Robert Cooper ve Ayman Sawaf ikilisinin EQ Haritası ya da Florence Littauer’ın Kişilik Profili benzeri çalışmalarını da gözardı etmemek lazım.

İnsanları tanıma çalışmaları sadece yukarıda belirttiğim kişilerce yapılmış değildir. Milattan önce 400’lerde Hipokrat’ın insanları tanımak için bir liste geliştirdiğini biliyoruz. Yani, modern anlamda Carl Jung’un çalışmaları bu konuda etkili olmuş olsa da psikolojinin bir alt kolu olan “tipoloji” insanların görünüşüne bakarak sınıflandırmalarda bulunmuştur diyebiliriz.

Türk kültüründe ve atasözlerinde sık sık kullandığımız bir tabir vardır. Hani; “insan sarrafı, adam sarrafı” tanımı tam olarak işte bu insanları tanıyan bilen kişiler için kullanılır. Bu manada Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi’nin Marifetname’si hem tipolojiyi içine alır, hem de kişilikleri inceleyerek hepimize harika bir eser bırakmıştır.

Şimdi bu mini bilgilendirmelerden sonra “insan tanıma”da adı geçen sistemlerin işleyişine kısaca şöyle bir gözatıp bakalım…

Herrmann’ın Aracı

1995 yılında Amerika’da insan kaynakları konusunda yılın adamı seçilen Ned Herrmann, General Electric’te çalıştığı dönemden başlayarak “Herrmann Brain Dominance Instrument” (HBDI) Herrmann Beyin Baskınlığı Aracı’nı geliştirmiştir.

Dünya genelinde yaklaşık 4 milyon insana ve bin civarında şirkette uygulanan sistemde 120 soru yer alıyor. Bu sorular cevaplandığında bir insanın sağ ya da sol beyinli düşünme tercihi, kavramsal ya da deneysel düşünme tercihleri ortaya çıkar. Genellikle de bu tercihler belli mesleklere denk düşmektedir.

Mühendisler kendilerini analitik, matematikçi ve mantıklı olarak tarif ederler ve kendilerini sol beyin ürünü olarak kabul ederler. Sanatçılar ise kendilerini duygusal ve estetik sahibi olarak tanımlarlar, bu tanımlama sonucu sağ beyin ürünü oldukları ortaya çıkar. Teste tabi tutulan kişiler, zihinsel yapılarına uygun bir meslekte çalışıp çalışmadıklarını da öğrenme şansına sahip olmaktadırlar.

Kişilik değerlendirme testleri

Myers–Briggs Tip Göstergesi (MBTI) de Ned Herrmann’ın sistemi gibi dünyada en yaygın kişilik değerlendirme testidir dedik. Isabel Myers ile annesi Katherine Cook Briggs tarafından tasarlanan bu sistem, Jung’un çalışmalarına kadar dayanır. Bütün dünyada yaklaşık 5 milyon insana uygulanmıştır. Sistem 16 kişilik kalıbına göre oluşturulmuştur ve 4 farklı niteleme çifti kullanılır. Bunlar:

Duyumcular–sezgiciler, Hisliler–düşünenler, Yargılayıcılar–algılayıcılar, Dışadönükler–içedönükler sistemdeki ana tipleri arasında yer alır.

Hakikatte her insan kendine özgü ve özeldir. Herkesin yaşayış biçimi, öğrenme tipleri, alışkanlıkları ve beyin yapıları farklı farklıdır. Ancak böyle olmasına rağmen, yine de çoğunda benzer özellikler bulunur. İnsanları tanıma üzerine çalışanlar bu benzerlikleri bir araya getirmeye çalışmışlar. İşte Myers–Briggs sisteminde olduğu gibi kişilik tipleri burada da dört başlığa ayrılmıştır.
Peter Urs Bender’e göre de tipler dörde ayrılır:
Analitik, uyumlu, yönlendirici ve ifadeci kişilikler.
Florence Littauer’da da aynı ayrım geçerlidir: Popüler optimist, melankolik, güçlü klorik ve barışçı, soğukkanlı.

Her ne şekilde sınıflandırma ve tanıma yapılırsa yapılsın, bütün bunlar insanı daha iyi tanımak içindir. Çünkü 21. yüzyıl da herşey “insan odaklı” olacaktır.

Çünkü gün geçtikçe her manada azalıyorlar…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Benim Değil, Gecelerin Oyunu
Psikolojinin Bozuk Olduğunu Gösteren İşaretler
Erdoğan Neden Muhteşem?
Hangi İnsan Tipisiniz?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Geldim [Şiir]
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Sakin Bir Acı [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.