..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sanat > Yûşa Irmak




7 Şubat 2022
Şarkılar Neyi Söyler?  
Yûşa Irmak
Bu zamana kadar üretilmiş ve bundan sonra üretilecek olan tüm sanat ürünleri, üretildikleri ve üretilecekleri dönemin rengi, nüktesi, duygusu ve sorunlarıyla dolu olacaktır…


:FEH:
Bu zamana kadar üretilmiş ve bundan sonra üretilecek olan tüm sanat ürünleri, üretildikleri ve üretilecekleri dönemin rengi, nüktesi, duygusu ve sorunlarıyla dolu olacaktır…

Örneğin, Hollandalı ressam Rembrandt’ın eserleri, kendisi kadar yaşadığı dönemi de yansıtır. Veyahut İngiliz şair William Shakespeare’in oyunlarında, yazarın karakteri, duyguları kadar, çağının trajedileri, iki yüzlülüğü, ve inançsızlığı da işlenir. Klasik Batı Müziği, kendi döneminin özelliklerini nağme nağme günümüze kadar taşımayı başarmıştır. Kısaca her ürün, onu üreten sahibi kadar; çağının, toprağının, ırkının özellikleri, sesleri, renkleri ile şekillenir ve bunları gelecek zamana aktaran yapıtlar olarak karşımıza çıkar.


Şiir ve müzik de ait oldukları toplumları, üretildikleri çağı yansıtan sanat ürünleridir. Bin beş yüz yıl öncesinden bugüne kadar dinlenen bir Fars ezgisinde, o çağın sesini duyar gibi oluruz.
Bir 17. Yüzyıl Viyana ezgisinde insan coşkudan coşkuya sürüklese de bıraktığı etki daha çok, insanın muhayyilesine o yüzyıldan bir kapı aralar. Aralar çünkü coşku, o yüzyılın coşkusudur. Yetkin bir sanat ürünü de ancak; çağını, insanını, inancını yansıtabiliyor, ait olduğu çağdan yüzyıllar sonrasına bile bir bağ kurdurtabiliyorsa başarılı sayılır.

Şimdi 21. yüzyıldayız yani atomun, iletişimin, süper bilgisayarların, cep telefonlarının, uzay keşiflerinin, kısa ve yoğun savaşların çağı… Daha düne kadar hafif nihaventlerin, kıvrak düyeklerin günü olmadığı gibi, bugün Zekai Dedelerin, Itrilerin ağırbaşlı ezgileri hiç bir anlam taşımıyor. Her çağ kendi müziğiyle, kendi şiiriyle yaşıyor. İsmail Dede çilehanesinde, çağının vakaretini, saflığını, alçakgönüllü sevdasını sığdırmaya çalışıyordu nağmelerine. Bir sonraki dönemde, biraz daha süslü bir romantizm, biraz daha hafif ve kıvrak bir esinti hâkim oldu çağa. İsmail Dede’nin Zekai Dede’nin nağmeleri çağı anlatmaya yetmedi. İnsan ve yeryüzü değişmişti çünkü. O zaman çağ, kendi sesini, kendi sözcüsünü çıkardı ortaya. Hacı Arif Bey, Şevki Bey, hafif romantikleriyle çağının duygularını dile getirmeye başladı. Rahmi Bey, Bimen Efendi, peşisıra takip ettiler onları, artık eskisi kadar vakur olmayan, biraz daha kıvrak nağmelerinde. İnsanla birlikte şarkılar da hafifledi, kolay söylenir oldu.

Her çağ, yeni olanaklar ve yanı sıra yeni çıkmazlar, yeni kördüğümler getirdi insana. İnsan ise farkına varamadığı bir süratle değişti. Düsturlar, sözler, yöntemler, yaklaşımlar komple değişivermişti. İnsanın özü değişmedi belki ama yüzü değişti, huyu değişti, suyu değişti, karakteri değişti. O zaman şarkılar da değişmiş oldu işte. Değişmek zorundaydı. Çünkü geçmişin nağmeleri, bir kez daha çağa yenik düştü, çağı anlatamadı. Zira her çağın insanı, kendi şarkılarını söylüyordu çağdaşlarına. Geçmişe karşı da ayıp etmiş olmamak için, “klasik”tir deyip bir kenarda özenle korur gibi göründü eski çağın nağmelerini. Ama öncelikle kendi şarkıları vardı. Önce kendi hayatının şarkıları, kendi gönlünün, kendi zevkinin şarkıları baştacı olmalıydı.

Çağ, gürültülü, kirli, ikiyüzlü bir uygarlığın çağı. Şarkılar sakin, arı ve namuslu olamaz o halde. Şimdi sevgiler ikiyüzlü, gökyüzü kirli, köpekler alkışlanıyor, çocuklar kinli, insanlar zalim, sevgiler naylon! Şarkılar da başka türlü olamazdı herhalde…
Bilirsiniz şarkılar hep günü söyler…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sanat kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mektup
Vakt-i Şiir

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
13 - 14 Yaşındaki Kız Çocukları Hakkında…
İşlenmemiş Cevherler Ülkesi: Türkiye
Sonbahara Birlikte Yürümek
Günbatımı Eski Bir Masada Başladı Her Şey
Yağmurda Koşamayanlar
Geçmişi Geçmişimiz Olan Şehir: Bosna - Hersek
Kaygı ve Endişe İnsanı İnsanlıktan Çıkartır
Abdülhamid, Abdülhak Hâmid ve Karındeşen Jack
Ezberlerin Bilimsel Kılıklısı Bir Felakettir
Ruhu Vurgun Yemiş Dalgıçlar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Hicran Nağmesi [Şiir]
Geldim [Şiir]
Sakin Bir Acı [Şiir]
Sözün Çiçeği [Şiir]
Sevgiliye Hasretle [Şiir]
Geceye Kâside [Şiir]
Benimle Ölür Müsün? [Şiir]
Gözbebeği Turşusu [Şiir]
Beste-i Nigar [Şiir]
Bilemezsiniz [Şiir]


Yûşa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aşığı! Yayıncı, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.