Ölümden önce yaşam var mı? -Duvaryazısı |
|
||||||||||
|
Hatırlatma ________ Dörtlük, beyit, özlü söz ve şiirlerimi paylaşmak için izin istemenize gerek yoktur. Micingirt yazarak paylaşabilirsiniz. "Her mısramı hâl diliyle müstefit; Eyle Mevlâ'm, hâvf recâ da sabit tut." ________________________________________ Kötü kalabalık iyilik yalnız Yalnız olun iyilikte kalınız Kalpler Nemrut gibi vicdanlar hurda, Gazze’de şaşıyız, körüz Uygur’da Tövbe yok hırs yok kizb yok suizan da; Kandıramayacaksınız mizanda! Arsızlıklar diyârı beni yığın ediyor; Görenlerin körlüğü darmadağın ediyor. "Gayret, içinde huşu, Ümmetin kurtuluşu." Bir acayip zaman fitne günün varı, Dört biryanı sardı leş kargaları. “Bükülmeyen kolun vicdan yasıdır; Hüzün, ahlâkın damıtılmasıdır.” Kişiler kutsamış, övgü dizmişiz; Şerrin işgal gücü meğer bizmişiz. Sen seni toparla, tevazuya er; Enâniyet mutluluğu kabzeder. " Haykır yaşa yaşat adalet farzdır, Adalet namustur, adalet ırzdır." Kınamayla kavuşmuşuz biz üne; Taş yağacak şu ümmetin böğrüne! Diller va'z ediyor ve kalpler hasta, Eller alkışmatik beyin nadas da. Heybenizde buğz yoksa tahripkâr birisiniz, İns mahlûktan aşağı; iblisten irisiniz. Şer dehlizi, Siyonizm’in dibisin, Sen hınzır d/ağının piramidisin. Ebed meçhul ömür acz ile doldu, Sittin sene yaşadık da ne oldu. Dil çürümüş kalp ölmüştür mevt iman; Siyonizm'e suskun ise müslüman! Siyonizm hasadı Lawrenc'in kârı, Lânete p/alet din bezirgânları. "İslâm İşbirliği" gücü kutsarken; Göçtü hakikatin vicdan mektebi. Tersiz vara dürüstlükle erilmez; Tuz kokunca ete hesap sorulmaz. Hüznü sarsa kokusundan bir yumak; Ne güzel şey düşünerek uyumak. Önce siz yaşayın, sonra yayınız; "Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız!" Üstünlük taslamak köpeklerde hır; Ve ben'i terk etmek büyük cihattır. Hırs kin tuzak imhâl olur sır tutmaz; Güzel günler kalp ehlini unutmaz. Beğeniye etme bir ömrü heder, Kapitalist bakış el âlem" ne der. Biz biz diyen alınlar da "ben" izi, Doğrular mevt, her yer yalan denizi. Kisra oku Kayser düşün Ömer yaz, Görgüsüzlük hiç bir kural tanımaz. Zindan sürüklenip; şafak doğacak, Bulut gürleyecek, yağmur yağacak. Kin öfke harında gaflete daldım, Tevbe ıslatınca kendime geldim. Duanın tesiri şifadır ama, Çürük vicdanlara lokman arama. Ağla titre hayal et, kabire uzat başın, Zulme buğzu öğrenip; yalnızlığa alışın. Her mısramı hâl diliyle müstefit; Eyle Mevlâm, hâvf recâ da tut sabit . Mısralar cephanem imgeler forum, Asrın putlarını baltalıyorum. Yanlışlara yanlış diyemeyen dil; İblise eş olur, velhasıl sefil. Yollar gayr-meşrû , engelsiz adım, Günahtan kaçacak yer bulamadım. Kendin bilen insanların içi dışı aynı olur, Ezel ebed bugün yarın her görene ayna olur. Bazıları tüm şerlerle birleşir, Allah Allah diyerek kâfirleşir. Üslûp çöktü hitabette direk yok, Dile kemik, ötesine gerek yok. Ey müslüman ey ümmet ellerin kanda; Gazze'li annellerin âhı yakanda! Hak bilmezi dinlemek idraklere hır gibi, Mezarlığın başında eşek anırır gibi. Gazze'de figan var aklet utan y/az, Berat bedava mı sandın düzenbaz. İştiyak içinde her herzeyi yer, Tekebbür kuşanıp; iman ölçerler. Adamlara erdem çıplağa üstlük Yalancı düzene yüktür dürüstlük Aşk nerede yârin kimdir sen nesin Öze er ki sonsuzluğa eresin Varlık bir fırıldak döndürmek sanat Varı vakfetmektir gerçek kânaât Kalbi dudaklara sıkıca tuttur Her asırda tutturanlar mevcuttur İhlas ben'den kurtarır, Yârin eline verir. İnkâr kine doymamış,doymayacak sanırım; Firavunu aratan, çok haydutlar tanırım. Seni kime anlatsam, kim ne bilir ah ana! Öksüz yığınlar hasret, şefkat pişen tavana. Yüreğiniz dik durur başınızı eğseniz; Sırâtel mustakîm mecburiyetindeyseniz! Öyle bir milletiz ki, bütün tarih boyunca; Her kavmi bir eyledik, asâbiyet duyunca! Tartışmayı bırakıp cahili ârif sayın Aptallarla uğraşıp,sebeple dalaşmayın Yâ rab hâdim eyle bizi ecdada Yüreğim Kabe'de alnım secdede Sahibi unutmaz hayvanlar bile, Teslimiyet yoksa izâh nafile... Gücünle mesûlsün unutma sakın Gerçekte vuslattır senin firakın İçgüdü boyasını sınırsızca sürenler İnsanlıktan nasipsiz ayaklı sürüngenler Kibir gurur dünyalık,bilmem ki ne demeli; Çokluktaki hiçliği,ruhlara işlemeli... Giyim kuşam sınırsız hep beraber hürüz hür, Çıplaklığın renginde dolaşıyor tesettür. Hakikate muhalif güzellikler beladır Ne fark eder kardeşim mavi yeşil elâdır Sözüm hakikattir izahatım net; Örtü moda oldu horlandı iffet! Aklıma hükmedip kıstırdın beni Sevi bıçağıyla kestirdin beni Hâdisatı bırak hakikati yaz Desem payandalık kızar anlamaz Tahsisatın hüsranı sû-i zân'ı emiştir Büyüklerin pek çoğu sükût tembihlemiştir Dürtü tende dikiş tutmaz bir çuldur; Pes edenin akıbeti meçhuldür… Kardeşliğin burcuna uzanabilse eller Musibeti defeder, kin nefreti engeller Mahlûkatlar görünce mertebeleri dürdüm Ben’i benden almayan hayalleri süpürdüm Yıkanıp kefenlenir ölü başı taranmaz Caminin bahçesinde kardeş payı aranmaz Bilincini diriltip zihni şuûra yasla Unutma ki şuûrsuz amel olmaz ihlâsla Soyunuk sokakları hiçe sayan var ama Giyinik çıplaklar da sâmimiyet arama... Vereni görmektir edeb hâya ar İffet bilmeyende izzet ne arar Yaşadığın sürece günlerine yan; Gücünü gereğince kullanmıyorsan! Halk içinde hiçlik çokluğu rettir Hiçlik samimiyet,aşk ibadettir Vuslatın hâyaliyle sen yoksun diye sustum Varlığımın sebebi ben hep sana mahsustum Sıdk sahibi sır bilene açınız Uzak durun ben diyenden kaçınız Ne öyle yâr sevesin,ne beden senin olsun Ve öyle yâr sevesin,ebeden senin olsun Dostu zevk olanın yâri odudur Bütün sermayesi dedikodudur Görsellik perde mi neye göredir Görmek ve görsellik farklı töredir İmtihan pek ağır, işte bu yüzden Ben ben'den kaçarım gece gündüzden Benimle birlikte sen gel ağla yâr; Nedâmet adına tevbelerim var… Maksat hep O’na varmak, ölüm vuslat dediler, Tasâvvuf deryasının muhabbet sularında… Tüm aynalar görmek için var ama; Görmeleri aynalarda arama! Ferasettir bu millet vicdanın kalesidir Asıra ışıldayan huzur şelâlesidir Birileri izleyip, cürümlerini yazsın Tekamülü kaybeder gülüp ağlayamazsın Şayet olabilmekse yazdığın birkaç satır Birçok şeyi perdeler çok şeyleri aksatır Dört gözlü nankörlerin sadece işi yorum; İhâneti gördükçe kızıp çekişiyorum! Sevildiğimi söyler, sevgi samimiyet der; Neden düşüme düşmez mademki beni sever. Değerlendiriniz, biraz aklınız varsa; Hakikat değişmez tüm insanlık yalvarsa! Elinde kumandası tanımadım veledi; Dizilerin emrinde yuvanı iskeleti! Her daim kalp öğütür, tefekkürün memesi Ne güzel şey çok şeyin, aksettirilmemesi İnsanlık iksiri kurtuluş yâren İstikametlere kılavuz Kur’an Benlikteyse şâyet ne bilsin nankör Görmeden gösteren aynalarda var Sâmimiyet nedir mükemmellik kim Var’ı tanımadan yoğa eskidim… Mânasız kafiyeler, hırıltılı şarkılar; İzâhata ne gerek, anırtıdan farkı var! Kıymetin gayretindir, dürüst çalış diri gez; Cesedinin pahası ırkınla ölçülemez! .. Zevk-i safa bürünür yaşayın derdi; Ölüm geldi ağzının payını verdi! .. Duânın isyankâr adı; Ölüm sana yakışmadı! Varlığın pençesinde yokluğun boğum boğum, Ben beni arıyorum,ah peşinden koştuğum! .. Nur zulmette aranmaz, maneviyat maddede; Sözler kafesten duvar, torun nankör mad dede! Yakine yakınlık uzaklığı bil Senin aradığın uzakta değil Kardeş dedik kerdeşim, kardeşlikte ahretsin Her haletin riyadır, demem Allah kahretsin Dedikodu dörtnala, ateş gibi ecelim Eceli düşündükçe ihtiyarlar mecâlim Geçmiş ve gelecek, vakitlere var mı ek Şehit şühedada adelettir ölmemek Yaşama yakınız, ölüme uzak Konuşmak afaki suskunluk tuzak Terk edemediklerin hırs kin nefret bir anlık; Kahrolsun dedikodu,yaşasın unutkanlık! .. Her beyit hesaplandım brüt toplandı netle; Sözün bağı çözüldü,toparladım gayretle! .. Fâizler ve bankalar, ribâ arsıza meme İthal koçlar türetti, sahip oldu ülkeme Hisler çok şey söyler çok şeyi tanır Gıpta bilmeyenler ancak kıskanır Kurak baharlara ilâçtır ısı Vûslata vesile umut sancısı Ah bir sıyırsaydım benlikten beni! Felâh bulacaktı ruhun düzeni… Teslime sesleniş yaşadığım gam; Geçmişe sığmazdı çizseydi ressam! Gereğince düşün sabreyle sığın Fırsata ihanet fırsatsızlığın Ağabey dadaş bizde, halaya deriz bibi Eskimez ifadeler bükülemez kol gibi Hûriyi kıskandırır yaşlı ninem eriyle; Sadakat mermer duvar,aşkın köşeleriyle! .. Ben-sen kim hakikat ne, sonsuz gerçeği tanı; Pişmanlığa bağlama beynindeki urganı! ... Paletleri yürütüp özür rica yazdılar; Kahpeleri oynattı,din irtica yazdılar! .. Ne var benliğimde, “ben” benden ayrı; Sermayem yok başka, cürümden gayrı! İnsan kimdir dediler; insan hikmet insan sır, Gerçek insan odur ki, ihsanı hatırlatır... Âşk var sûkuta evli ve benzersiz balayı; Âşkı âşka söyletmek,âşıkların dileği! .. Aşk var yaktı külliyen, gel gõr yüreğim elle; Hayırlara erdirsin, Allah Azze ve Celle... Aşk var aşk süreklidir, karşılıksız tek cümle; Meşakatı sırtlayıp, hâl eyledim cürmümle... Aşk var yemin ederim,secde başında annem; Aşk var zulüm zevk gazap,ihtivâsı cehennem! .. Aşk var dünyevî şehvet, iffet yok lânet olsun Aşk var amel-i sâlih, evlilik niyet olsun Aşk var zikrin nizâmı, Yunus’un eteğinde Aşk var hikmet ve gayret, arının peteğinde As k var ateş gibidir, çok can yakar bunu yaz; Aşk var helâl lokmadır, bozulmaz bayatlamaz. Aşk var gönûl kulluğu,budur doğuş sancısı; Aşk var tevbe gerekir sevdanın yalancısı! .. Aczini bil kim mağrur, olanlari bilirsin; Bir gün nefsi terbiye bulamayabilirsin Sonsuzluğu ararım, hep varın ertesinde, Sonlu olmak ne acı, mezarın ertesinde . Gerçeği hatırlayın, şöhret fanıza yazın; “Kader adalet eder” fan kafanıza yazın! Çok şeyleri bıraktık geçip giden her dünde Öncesini hatırla, orjinallık kökünde! Tıpkı başaklar gibi,ben'in önüne baksın; Ve hesap harmanında,nasıl arınacaksın. Karanlıklardayım ben,sen ise bensiz teksin, Neden diye haykırsam,belki gizleyeceksin! Halin sitem yağmuru, bakışlar dilim dilim; Gözyaşlarım çoğaldı siteminle sevgilim. Hak bâtıl ne bilirim ârif olmasam dahi; Mâdem ki ben fâniyim izahatım şifâhî... Haset ile gıpta, servet ne asla Yâ Rab irâdemi şükrünle besle "Gassal elinde meyyit" olabilmek ne âla; Kulluğumuz acâyıp,küstah bencil ukalâ. Fikrin izzetidir fıtrata niyet Saffet-i îman ve sâdıkıyet Dehşet ateşleri düşünürüm hep; Beni korkutuyor,ben'deki meşrep! Anaya öf diyenler çok şeye maruz kalır Fikirsiz şiirlerde, söz gider arûz kalïr. Gecelerin gerdanında oynaşıyor mâsiyet, Sokakların ıslâhı...kimden kime vasiyet! Yol bilen simâların ruh ve kalbi nemlidir, Çileli sevdalarda muhâbbet önemlidir... Onlar hesap gününe hûşu ile erdiler; Aşk ve ıstırapları aynı beraberdiler... Ben sen o irtica, üç hece aşsak; Bizli mısralarda hep karşılaşsak. Sağırlar tekkesinde çığlık atmak mânasız; Âşk flörtler doğurdu, musâllada anasız... Zilletin meşrebi dolgun ve etli; Mevzû hevâ-i nefs ehemmiyetli! Bakışları efsunlum, neden gözlerin yosun Unuttun mu sen beni yoksa sevmiyor musun Arada alkışlayıp, epey andılar beni; Şairlerden ziyade, şâir sandılar beni. İrfân ile dolmalıdır, bal tasın; İrfân yoksa kör-kütüğe baltasın Şâirler ölse de şiirler diri, Şiirler öldüyse getir tekbiri! Evrensel olmalı duâ ve niyet; Duâ mecburiyet âşk mazhâriyet! Firâvunlar Nemrutlar sonra Moğollar yıktı Sebeplerin sebebi, zevk maraz çıplaklıktı Haysiyetli kalemler, vicdanların nâsıdır; Zulmün keskin kılıcı,hakkın müdafaasıdır! Adam örfe Fransız,ne erkek it ne dişi; Felsefeler müstehcen,davranışlar fildişi! Bilene ölüm yoktur,perde perde göç vardır; Pişmanlık kaygı ümit,sonsuzluğa geç vardır! Tüm kavgası inkâr, yönü şaşıdır, İlmi anlayışı, aklın kışıdır! ... Bazı mâhlukatlar benzersiz tektir Yekûn sermayesi böbürlenmektir Tâkva sahipleri kibrine tandır; Hulefâ-i Râşid ahlâkındandır. Sarstı tüm iffeti moda derinden; Aktı şöhretleri memelerinden! .. Tufan uyanacak kalmaz yarına; Vuracak inkârın şah-damarına! Flört ne anlamam ben bilmem beyim; Cana cân - aşka âşk, yükleneceğim; Vücut şehvet tortusu biz ise hamalıyız; Aklımızdan kefeni hiç çıkarmamalıyız! Hilelere aldanıp, binme şeytan atına; İnsan düşman olur mu insanın fıtratına! Yoksul yalnızlığım hüzün tuvallerim var Âşık olmak nasip işi, şairlere yâr! … İzâha ne gerek kıtmir bir ittir, İslam kurtuluştur İslam ümittir... Fitneyle başlamıştır her kalbin hârebesi; En büyük muhârebe, nefsin muhârebesi! "Kıssalar güzeli " izzetten yana Zindanlardan irfân sundu cihana Ben olanı söyledim, bir şeylerde gözüm yok; Avurtlarım dert dolu, ağlamaya lüzum yok… Günahkârın ahmağı günahını anmaktır; Tevbelerin makbulü, gizli hayıflanmaktır… Tüm insanlık tek renktir, netsinler derimizi; Hakikat bahçesine, açın kalplerimizi! ... Belirsiz günde gelir, ya bir kayık ya gemi; Satar gider tufana, beş paralık gövdemi! .. İhânet sır ifşa zân, haneme kâr geçtiler, Basitliği sırtlayıp; tekrar tekrar geçtiler! Nankörde ne arar çile gam keder; Duygu sevgi ölü, idrâk derbeder! .. Ağız şıpırtatmalar,fitne fücur ve kader; Hikâyenin tamamı ve kin nereye kadar! Çarmıhlar ve Pilatus,derinleşiyor pusu; Öfkenin müsebbibi,pandora'nın kutusu! Aynen ikbâl yıldızı, susmuş yazgıyı bekler Her ne zaman ağlasa ona benzer bebekler Vuslatın baharıydı,namazı kıldığın gün; Ben senindim seninle,benle anıldığın gün! Âsi rüzgârlar gibi, esip gitti gün battı, Sonrada Don Kişot'dan hikâyeler anlattı! Rüyalar kekeliyor, yine yatamıyorum; Dipsiz karanlıklara söz anlatamıyorum! Bedduayla zıtlaştık hayrola kışlarımız, Ufkumu karartıyor yuh ve alkışlarımız. Mâkes bulan fikirler,vicdanların sesidir, Fikirleri susturmak,cehlin vesilesidir! .. Faşizmin iştahıdır hazinenin memesi, Çürüme doğruların çok türeyememesi! Çok şeylerim dökülür şiirleri elerim; Hâlimi ifşa eder bütün kelimelerim! Tüm münasebetlerde, ölüm hakikat deriz; Yorgun ve hazırlıksız bir gün çekip gideriz! Şâirane bir hisle,sağa sola doğruldum; Düşündükçe kahreden duygularla yoğruldum. Kardeşlik bozuk para,ithaflar hırs kindarlık; Çözülüşün sebebi, haysiyetsiz dindarlık! .. Düzenbaz orkestrası,menfez çalar sazları; Fırtınaya pervane,kalemin yobazları! .. Sitemim kendime,kendime mirim; Rüzgâr ters esiyor ben derbederim! Ticaret pek harami tehtid alıp nefret sat; İfâdeler ihtilal,mürekkepler cerahat! Zillete kovalıyor moda okşarken seni, Hazzetmiyor izzeti, sattığımın düzeni! Ve kibrin cazibesi,enâniyet ben ben ben, Sendeki ben'sizliğin tılsımı tefekkürden... Tahakküm çılgınlığı kıvrak zekanın pası; Ruhun manivelası,erenlerin duâsı! .. İfâdeler ihtilal, tıpkı Mao'nun sazı; Tüm renklere bürünüp kirlettiler beyazı! Koşturuyor sağımda Dudağı dudağımda İdrâki törpüleyip,şuuru rendeledim, İhtiraslar başladı,titreyip sendeledim! İkbal hırs şöhret kin,paralı yorum, Ve sükut vurdukca paralıyorum! Huzursuzluğum geniş,hâlde kuruntum uzun; Lânetli düşmanlıklar kâlde kuruntumuzun! Ürkütmeden besleyin sadakatli itleri; Çekin hakkı çarmığa nefretin müritleri! Noel’e kurban ettik şu köydeki culuğu; Avrupa’ya terk ettik mukaddes yolculuğu! Şişe ve medeniyet, bildiğim şu pek şişmiş; Şuur şiir bir yana, karın burun bitişmiş! Dürzülere çiğnetme şiirin etlerini; Zevkin piyonlarının yık keyfiyetlerini! İnsanlığa götüren istasyon da var mısın; Yoksa ürüyen köpek,meleyen davar mısın? Jakoben her zihniyet zulmünü basmaktadır, Konuşanı linç edip susanı asmaktadır! .. Çatladı izân irfân, kin nifâk fücur sesi; Terazi de tartılmaz,vicdanın mahkemesi! Çile yok zikzak çoksa, pek kızmayın ham deyin; Sakat tartışmaları, terk edip tamam deyin! Tarafgirliklerimiz, sağ-sol aradakiler; Sonra kardeş kavgası ve mağaradakiler! Faşist zihniyetler edilemez test; Bütün şahsiyetler menfaatperest! Sürüyü kurt kaçırdı ürdükce itlerimiz; İte değil çobana, bütün tenkitlerimiz! İçimdeki ürpertim, yüzü kendinden huşu; Ruhumu fethetmesi, içten güzel oluşu... Vuslâta talibim, rüyam bu bayım, İnşallah sonsuzluk vapurundayım! Bakışları orjinal, şiirsel bir ayetti; Yalnızlığı ıstırap, sükûtu şikâyetti... Ecdât iştişâre der,müsbet "bir"de anlaşmak, Doğruları çarpıtmak,zihnen gergedanlaşmak! Kadeh tokuşturup hıyânet süzün; Dehşet rövanşı var mutlak songüzün! Hayretlerim artıyor,kaygısızlık zor; Hengâmesi burjuva,tezatları oynuyor. Sefalet başlamıştır, vaz geçmişse "ar"ından, Temiz el beklenemez, lağım yazarlarından! Uyakta bezirgân irfanda etsiz; Şâir hiç olur mu mesuliyetsiz! Güçlüye çaldı çanlar, kader kimleri eler, Kalemleri sattılar, kravatlı köleler! İstikâmet bozdurur,imtiyazın kâmeti, Adaletle ölçülür sözün mukâvemeti! Duâ ibâdettir,hâlini arzdır, O'nun rahmetini tefekkür farzdır. İnfâk ile süsleyip,nimetleri has edin, Ve hayırda hırs eden,gıpta olur hasedin. Olmazların tarifi güneş balçık göl gemi Vâkitleri mıhlayıp değiştirin gölgemi… Şâirlerin tahsisatı şiirdir Erenlerin şiirleri şuûrdur Bağnazca makaleler,polemikten dehlizler; Tarafgir intibalar, şuursuzluğu gizler. Alim cahil bilge fikir ten değil Buğdayı su öğütür değirmen değil Çağ açıp kıtalar fetheden ordu Baruttan ziyâde gül kokuyordu Kirlendi dindarlık kirlilik dizde Sakatlık manevi terbiyemizde Cehenneme ordu böbürlenen baş Ateş yakacağı,insanlarlad taş Keşke sâmimiyet,gözlerdeki yaş Ya rabbi nidâsı tevbe yakarış Taşıyana şifadır, edep öyle bir süstür Zariflik ve tazelik ar bilene mahsustur Hüznü anlatamam tebessüm engin, Hep bana bakmaktan ben gibi rengin… Yorgun bitkin ötesi, geceler har gibiyim; Ben benden kalabalık, sende de var gibiyim. Sen ürkek ceylanım hatmeli yarim Gözlerin yakacak, göz pınarlarım Rüya biter an gelir, yıldız söner def terler Kendine gelmeyene soldan gelir defterler Gurur kibir enenin atlısı yayanı yok Şirkle kirlenenlerin yıkayıp yuyanı yok Acı ve zorluklarım hikmetin aletidir Arşın sahibinin sonsuz adaletlidir Her şeyi sermaye eylemez para Akıbet gelmeden kendini ara Korkum müstâkimsiz karar yazarlar Şiirsel ömrümü, zarar yazarlar. Edep ile yıkanıp, dili kalbe almaktır Şiir O'na yakarış kapısını çalmaktır Gönül gözün kör ise kâinat sana dardır, İhtiyacın yekûnu yaşadığın kadardır. Şâiri erdemli şiirler ölmez Erdem ciddi iştir şakaya gelmez Atmaya kıyamadım, imge binbir köşeli Mısralarım pek artist,heceler aşk döşeli Kardeş eti çiğneyip nice kusurlar eştim Ve emrine muhalif uzun yıllar tepiştim Utangaç olmalı yazan her kalem Yusuf’u küstürdük Allahüâlem Örtü mânevi emir, ölçü vermiş diyânet; Kıstassız örtünmeler,örtünmeye hıyanet Alkış yükseldikçe değerleniyor. Nefse semer takıp eyerleniyor! Manasız kafiyeler yırtık çula yamadır, Tefekkürden bihaber ifadeden âmâdır! Hesap saklı elbette, yaşamın kertesinde Ölümsüzlük bekliyor, ölümün ertesinde Her göz görse göremez erendeki yanışı Hikmet tespit sesleniş teslim dalgalanışı Ömrümün fecri mevt, avuçlarım mor Lahitten geceler, beni yoruyor… Yaşamanın amacı önyargısız ve tektir İdrâk zekâ hafıza, hakikati bilmektir Benimle ben iç içe, benlik ve ben ikisi Bu bende ki “ben”lerin hangisi hakikisi Ulaşılmaz peşinde,izdihâm ve yokuşsun Mağrurluğun dağ gibi,yinede sen çok hoşsun İpine sarılmak kurtuluş nişan O’nu bilmeyenin sonu perişan Yüksek tepelerden ağlamasam da Yüreğim dörtnala ağlar masamda Hep aynı vadilerde çakal havlar kelp ulur Özgürlük tellalları, localardan duyulur Kalbim temiz deyip kalbi unutan İlâhî ahlâkı düşün ve utan Affetmem unutamam, neydi öyle o sözler; Kökümüzü boynuzlar namussuz kart köksüzler. Bir ömür tepinir, "O"ndan bihaber Tepinme son bulur, sondan bihaber Süfli keyfiyette meşakkat çoktur "Helâl keyfe kâfi" buyurmuş haktir Kalem satan çomarlar yiyip atıyor takla; Kral aslan olunmaz kemiği yalamakla! Doğruluk, ahlakın güçlü direği Yalanı erk etmek neyin gereği Kardeşi çekiştirmek hangi dinin mantığı Peki, kim taşıyacak tabut denen sandığı İrâdelerimizi, yarıştırsak şu nette Huzurlu bir topluma insanlığa hizmette Giyim kuşam sınırsız soyundukça olduk hür Çıplaklığın renginde, moda oldu tesettür Kurtuluşa ermekte tek yol emrine niyet Asgari kusursuzluk, lekesiz sâmimiyet Bütün mesele şirk veya biat Mânaya dikkat der edebiyat Dünyaya prangalı, değilseniz hürsünüz Kervanınız dünyaysa konuşan sürüsünüz Ayna ve müşâhede, elli yıl birden geçti Bedahet derecede perişan serdengeçti Ümmet için istikamet bir hırka Yaktı beni çöl kokmayan kasırga Yaşam saklı elbette, yaşamın kertesinde Ölümsüzlük bekliyor, ölümün ertesinde Başkasını kendine tercihe çalısınız Kendine yasamakla baslar alçalışınız Zirvede oturmaya var ise takatiniz Ne asalet sorulur ne de liyakatiniz İnsanlığın sıfatı, verenlerin elisin İnfâk etmişsen şayet inşallah ötelisin Mâna yok defolu, heceler yarım Şiirler döktürür şaşı bakarım Bakmayın suretime, ne ağayım ne pasa Her şey O’na aittir O’ndan başka yok hâşâ Hayret yok ise eğer peki söyle sen nesin Tefekkür seyir meğer ve seyre perdelisin Şifâ Allah'tandır vesile doktor Vesile yok ise; şifâda yoktur Dünya ve ahiret, öfke beş güğüm İçtikçe savruldu, vah ürküttüğüm Yaşanan şu ruhlarda; ölüm azap iğreti Epeycedir kaybettik, kalbi samimiyeti Allah’ın emâneti, şefkat öğütler dinde Hâla anlamadıysan, sorun senin beyninde Karartım her ne varsa, saygı değer uykuya Gecelerim boşluğa gündüzlerim hayhuya Yanık bir âşık gibi, tutsaydım eteğinden Çeşmesi tadılmamış, sonsuzluk peteğinden Gereğince ürpersek; çıldırasıya tekten Ukbâ nedir unutsak, beyni törpülenmekten Öldür aşkla ölümü, sonra salaya buyur Sırala ölümleri, sonra gassala duyur Sen büyülü sevgili, sen renklerin alısın Tüm renkleri terk edip kendini aşmalısın Söze müptelayım dilim biçare öğrendim sükûtu ama ne çare Kin öfke hiddet, gaflete daldım Keşke’ye büründüm kendime geldim Aşk tefekkür beyindedir tesiri Beden onun emir kulu esiri Gönül gözün aç ise kâinat sana dardır İhtiyacın yekûnu yaşadığın kadardır Zaman ödünç sınırlı, beklentilerim sonsuz Beklentiye ne gerek, kefen kucaklar donsuz Medüz’de can, kan bulunmaz Yönelmeden yön bulunmaz Duâ çeşmesinden doya doya kan Eşsiz mükâfattır, duâ sır derman Ben tarihe uzak tarih bana yad Hangimiz yabancı kalk hele ecdat Kendime ben deyip geçtim hücuma Kendimi terk edip kaçtım bu cuma İmkânsız kim demiş şafak doğacak Bulut gürleyecek, yağmur yağacak Ruh kalp istikâmet kulluktur gaye Gayrısı felaket, var yok hikâye Madde mana ruh ve ceset,hangisiyim ben beyim Belki de köy bucaksız, yol bilmez göçebeyim… Medeniyet züppesi,kime soyuyor kızı Edep hayâ döktürür,edepsizin arsızı Mutluluk sırrını sunabilirim Sonsuza sevgili suna bilirim Susunuz susuzdur susuz duygular Duygusuz sonsuza akar mı sular Söz odur ki, ihlâs ile bilene Hâl konuşup dil söylese hile ne İrâdelerimizi, yarıştırsak şu nette Huzurlu bir topluma insanlığa hizmette Şiir kalpli insan uysaldır ama Ehl-i kıble ise, oyun oynama Gönülleri imar et, aşk diyorsun madem sen Aşka tuzak nedendir, ne antika adam sen İyilik ve kötülük, menfi müspet haliyle Mutlah dehşet hesap var, günahı vebaliyle Bir sonsuz yolculuk hep aynı hatta Sonu dert eden kim, kim hakikat ta Gözyaşımdan gayri gizli dost kalem Kalem sadik yoldaş Allahüâlem Ömrün şakağını ter ile ıslat Ter ile ıslat ki öpüşsün vuslat Eli tutmaz olur, kımıldamaz erine Soyundurur cesur der, asrın kahpelerine Çoban bile olamadım, koyun güden kavallı Ben neyim ki nefse tutsak gayesi zevk zavallı Takılmış zannına cahil sineler Gerçeğe ihânet şu zannetmeler Duru bir su, dinlendirir tevazu Arsızlara pek uğramaz bu mevzu Sönük bir kuytuda içimde hüzün Seni özlüyorum sezdirmeksizin Kan emici gillerden gece virüs salarlar Tükürerek yaşayıp, kan emerek ölürler Beraberken pek severdim dedemi O gidince, kaybettim ifademi Rahmetin yağması kısmetindedir Şefkati şükrünün nispetindedir Cesaretle her yaşta, her an ölüm giyerek Mizânı kabullenin, havf ve reca diyerek Hırs bitmez tükenmez, kimine sırat Yaşamın son diyârı, kimine berat Dilimi biledim seherde sese Duâlar döktürdüm hemen herkese İrâde çöküşü keyfi duygular Keyfiyette göre akar mı sular Kilim gibi bütün renkler hoş durdu Dilimdeki sözcükleri coşturdu Kusur eksik fıtratta, çokta farkımız yoktur Bir yanımız çok arsız bir yanımız çocuktur Şiir var köpek gibi, ezanlara ürüyor Şiir var çocukluğum mis gibi üfürüyor Ne varsa öldürdük, öldürdük heyhat Sizi de öldürdük, uyan be ecdat Gıybet dedikodu ölü etidir Takvâ züht hiçliğin melâmetidir Allah’ta lütuf çok gazapta çoktur O’nun ikliminde tövbe af haktir Büyük sularda yüzmek serdengeçti hâlidir Sevdanın ilk adımı, vuslatın istikbalidir... Milyon kere gözyaşı hep yaya koştum Gasil hane yazmayan odaya koştum Hep sonsuz yolculuk hep aynı hatta Sonu dert eden kim, kim hakikat ta Izdırap ardından gözyaşım dolsun Ben O’na muhtacım O’na hamdolsun Ahlâkı temsil etme ve sürecindeyseniz; Ebediye götürür, başınızı eğseniz! Haktır müspet milliyet bakmayınız derime "Asâbiyet tefrika" der âyet-i kerîme Tüm perdeler yırtıldı dünya denen odamda Çıplaklığa büründüm elbisesiz modamda Şiir gibi gözleri gözlerim sürüyor Mısraların işvesi içime üfürüyor Kadavradan yüzleri pek bir değeri yoktur, İsrail’de bir böbrek Filistin’de çocuktur! Ey Allah’ın sevgilisi ışık sema güneş siz İkliminde gölgelenen hiç kalır mı güneşsiz Kurban et yemek değil! Mangal olur haliyle, Sevabindan ziyade, vah kalır vebaliyle. Hırs bitmez tükenmez, kimine sırat Yaşamın son diyârı, kimine berat Kılavuzu köksüz haritası ham Şehadetsiz kula neylesin İslam Her şey O’nu anlatır her şey O’nun izinde, Sözler mercan dediler tevazu denizinde. Sırtımı dönünce arzdaki sese, Kör baktı melekem bütün herkese. Kin ekildi ülkemde, tuzak bin bir köşeli, Her yer karanlık kuytu her yer mayın döşeli. Sabır üflüyorum hep, şirazesiz bu sizi Nisan paye baş tacı, namussuzu hırsızı Bir ulu sancak gibi göklerde şahlanarak Göl ettik Akdeniz’i dâvaya yaslanarak Adavet hırs inat paye ve nisan Gel artık ne olur sürü perişan Su derenin ardından çık tepeden sal Yaş gerek gösterişsiz leyla’ya emsal Rızka kanaat et kısmetindedir Kanaat şükrünün nisbettindedir Gözyaşlarım rengarenk seyreylerken semayı Ruhum sustu ben sustum unuttum ağlamayı Sönük bir kuytuda içimde hüzün, Seni özlüyorum sezdirmeksizin. Öyle bir şey tevazu Doyumsuz şey bu mevzu Ask bürünmüş dirilişi görürler Şehit ölmez bedbaht ruhlar ölürler Tövbe vadisinde gözyaşım kayıp Gurur alev alev benlik acayip Siyah beyaz rengârenk pek hoş benzeri yoktur Mırıldanır ve titrek çünkü onlar çocuktur Ümit beslemiyorsa, zor bir durum elleme Ümitler cüret ister, var ise engelleme Kıymeti ölçülmez şüphesiz asla Şu müflis beynimi oruçla besle Pusulamı O’na döndüm hoş durdu Yaklaştıkça orkestrayı coşturdu Cuma ufukta burak Bu şehirde son durak Ben mecnunum ben divane ben âdem Madde-mânâ ismimdedir ifadem İrâde çöküşü keyfi duygular Keyfiyette göre akar mı sular İdrak yüceliğine ermektir gaye Gayretin yok ise idrâk hikâye Sen evimin leylağı ben mavi bekçisiyim Bazen asi kaptanı bazen kürekçisiyim İdrak ettim Ömer’i birde Âdem dedemi Tefekküre isledim çileli ifademi Samimiyet ask kokulu güldür gül İdrâk yoksa ister ağla ister gül Gönül vadisini aşk ile ıslat Tohumun aşk ise hasadın vuslat Kalbim temiz diyen ben kalbimden utan Viraneyi köşk görür nefsi unutan Takılmış zannına cahil sineler Gerçeğe ihanet su zannetmeler Haset ile gıpta, servet ne asla Yâ Rab irâdemi şükrünle besle Halktan kaçıp eşkıyaya bırakamam bu yurdu Halk içinde hak’la olmak marifettir buyurdu Milyon kere gözyaşı hep yaya koştum Gasil hane yazmayan odaya koştum Her nereye kaçsam göründü sırat Düşündüm Kebir’i yetişti berat Sokakların derdinde değilseniz hürsünüz Kendinize varsanız neyi üfürürsünüz Mevsim çapkın bulutlar da hovarda, Ben mi içtim barajlarda su varda. Ölüm seni alt etsem takva zırhı giyerek, Havf ve reca bürünüp Allah Allah diyerek. Tefekkürü yönetmek yiğitlerin halidir “Benim dedem müftüydü” neyin istikbalidir! Kaç asırdır yaşadık sırt sırtta ve diz dize Başka söze ne gerek biz yeteriz biz bize Hadise muhalif yok diyor dinde, İrtica taht kurmuş senin beyninde. Durmadan üfür diyen körük müyüm ben neyim, Ask olsun nefesimde yerlerde sürüneyim. Yasarken değersiz her edip kalem Ecelim yaklaştı Allahüâlem Şükrün çeşmesinden doya doya kan Ne bir musluk kalır nede bu meydan Nefsi ifşa edip geçtim hücuma, Zulmeti terk edip kaçtım bu cuma. Olmuşum berceste O’nu severek, Üç beş lokma sevi birde sen gerek. Sabır yangınında vuslat var ama Flört vadisinde vuslat arama Ey Allah’in sevgilisi ışık semâ güneş siz İkliminde gölgelenen hiç kalır mı güneşsiz Şiir değil benim gayem, bu dert beni tez boğacak Bitti ömrüm ve sermayem, ifrit doldu kucak kucak El değmedik dertlerim çek elini elleme, Gözyaşım tek sermayem sakin riya belleme. Yalan tarih dilleniyor bu günleri yaz ilerde Bak geçmişim tülleniyor çok yaklaştı az ilerde Görmeden göreni görmektir biat, Edebi görmezsen vah edebiyat. Kalbim temiz tertemiz sen diyorsun madem sen, Duyarsızlık nedendir ne antika adamsın. Ne ham oldum ne yoğruldum ne pistim, Zulmet ve nur perde çektim tepiştim. Bakışları efsunlum neden gözlerin yosun Unuttun mu sen beni yoksa sevmiyor musun Çoban bile olamadım koyun güden kavallı Ben neyim ki nefse tutsak gayesi zevk zavallı İdealsiz hayal buzlu karakış Tomurcuk yok ne iniş var ne çıkış Titredi hesaptan sermayesi ip, Olur mu böylesi herkese nasip. Ask tanımaz hesap kitap mantığı, Sırtlamıştır çile dolu sandığı. Kalbe inen gözyaşlarım katığım Tartışmasız en dertli yaratığım Hakaretti milletine tek derdi, Küfrü ile gömülerek geberdi. Güzelliğin kuru balçık, Bir gün gelir kovar gel çik. Rızka kanaat et kısmetindedir Kısmetin şükrünün nispetindedir Vuslattır hasrettir terhistir ölüm İbret bahçesinde nergistir ölüm Her şeye rağmen yetişti Cuma Döküldü günahlar düştü avcuma. Yiğitlik kulvarında mertlik varken hile ne Öteler ötesinde ne mutlu son gülene. Ne kütüğüm ne örümcek ne hırka Yaktı beni çöl kokmayan kasırga Kapalı kalp gözüm akılda yarım Her nereye baksam şaşı bakarım Ask tefekkür beyindedir tesiri Beden onun emir kulu esiri Ameller niyetedir henüz geç değil baylar Geçen zamana rağmen iste geldi üç aylar Ben neyim ki ben beser, Günah bende ben de şer. Zannın geçtinse eğer Ne at gerek ne eğer Hiç olmak hepe değer hiç olmuşsan velisin İdrak etmişsen eğer sen artik ötelisin Yiyin için tepisin yasam bu ise eğer, Yiyin için tepisin o zaman buna değer. Hayret yok ise eğer sen deliden delisin Erenlik seyir meğer ve seyre perdelisin Bir neslin vebali durur masamda, Gözyaşım ağladı ağlamasam da. Bakmayın siretime ne ağayım ne pasa, Her sey O’na aittir O’ndan başka yok hâşâ Edep dini töredir İdrak vicdana göredir. Ayni plan ayni oyun ayni ses, Vicdan sagir basiret kör lal herkes. İdrakten nasipsiz, O’ndan bihaber, Yaşadım kendimce sondan bihaber. Gayeyi zevk edip ağlamasam da, Bir sabah tövbeyi buldum masamda. Seyrettim arkasından perdenin aval aval, Bir tarafta yas vardı bir tarafta karnaval. Başkasını kendine tercihe çalısınız, Kendine yasamakla baslar alçalışınız. Ne Darvinci ne faşist ne Yahudi ne Budist, Aklin yolu hakikat O diyor kutsi hadis Zirvede oturmaya var ise takatiniz, Ne asalet sorulur ne de liyakatiniz. Kucaklarken rahatı vuslata perde düştü, Hicran derin başladı her yanım derde düştü. Sanmayın ki tevazu, tevazu ağır yüktür, Herkes benden mükemmel herkes benden büyüktür. Kâinat denizinde emanet bir incisin, Teslim oldunsa O’na vallahi birincisin. Doğruluk ahlâkin güçlü direği, Yalanı erk etmek neyin gereği… Sevdalar çözülüyor çıplaklığı giyerek, Aşka kemene vurulmuş flörte aşk diyerek. Gönül gözün aç ise kâinat sana dardır, İhtiyacın yekûnu yasadığın kadardır. Bir ömür boyunca gaflete daldım, Tövbeye büründüm kendime geldim. Kafiyeler çilesiz kalemlerde kir Vicdanin sedasıysa şiirdir şiir. Duygularım kilitli halk var mı nerden geçti, Sokaklarda gayret yok perisan serdengeçti. Büründüm kul zirhina saha kalkti emniyet, Emniyetin tek yolu tevekkül samimiyet. Söze müptelayım dilim biçare, Ögrendim sükûtu ama ne çare. Bir sonsuz yolculuk hep aynı hatta Sonsuza giden kim, kim hakikatte. Ağzı zulmet saçar karnı beş güğüm, İçtikçe savruldu ruh ürküttüğüm. Ölümün hatırla ölmeden önce, Ölümsüzlük başlar ölüm görünce. Sen büyülü sevgilim sen renklerin alısın, Beni bana terk edip kendini aşmalısın. Tesadüfü tesadüf zannedenler Tevafuka hep su-i zan edenler. Günbegün anbean karar yazdılar Bir ömrü haneme zarar yazdılar Çok övünen Çok dövünen Her şey satılır rafta Vicdan hangi tarafta Şu kâinat billur billur aşk sesi Bilal gibi çağırıyor herkesi Ölüm bizi bekliyor, Bu ölmekten daha zor. Senin ile sensizlik bu üslûp ne kadar zor, Mahrem bilmez işveler artık beni yoruyor İdrak, zekâ, tecrübe hakikati bilmektir Leyla da ki hakikat cana gidebilmektir. Manasız kafiyeler yırtık çula yamadır Tefekkürden bihaber ifadeden âmâdır Sakın beni zorlama belli benim sınırım Hep tevbeyi sırtlayıp hep O’na sığınırım Benim kalbim çok temiz demeyin bu tuzaktır Hırs ifşâmız pek yakın telafisi uzaktır Benimle ben iç içe benlik ve ben ikisi Bu bende ki benlerin hangisi hakikisi Bu şehir boğuyor boğacak gibi Ölümüm şafakta doğacak gibi İnanç,teravih ezan Şükür geldi Ramazan Zirveyi hak eden kutlu tek mevzu Mutlak samimiyet birde tevazu Sendedir ilacı süphesiz asla Şu müflis beynimi oruçla besle Gözyaşı âkıbet derdiyle aksın Dert edip dertliyle ağlayacaksın Zaman saklı elbette, zamanın kertesinde Ölümsüzlük bekliyor ölümün ertesinde Söz ve ifadeler tâat değil araç İdrâkin sırrıdır secdede miraç Benimle hep iç içe dünya ile ecelim, Kurt görmüş kısrak gibi çığlık atar mecalim. Senin ile sensizlik,hoş üslûp ne kadar zor, Mahrem bilmez sineler artık beni yoruyor. Ancak ve sadece idrak varlıktır, En büyük varlığın fedakârlıktır. Kendine yaşayan mahlûkat tektir, Çoklukta arama boşa emektir. Uçup gidiyor günler, herkeste bir arayış var; Aşkın fevkindekiler, yalnız hep O’nu arar. Benlik aslına varır, Kölelikten kurtarır Terk edebildiklerimiz geriye, Terkimiz mükâfat idrâk hediye. Kalpten dudaklara birkaç bardak çay, Orkestra başladı Hay Allah’ım Hay! Varın ötesinde nice sırlar var, Kopar zincirini kır azar azar. Ziyneti zevk olan sevdası şirktir, Leyla’yı aramak Leyla’yı terktir. Seslenişi fark etmeyen âmâdır! Yârsiz olabilmek saçmalamadır. Her dem imrenirim ben, gözü yaşlı anneme, Adeta aşk tüllenir, inatla cehenneme. İdrâka göredir sevgi ve saffet, Sevmeyi bilmedim Allah’ım affet! Yer gök acı ses verir,ara ara ıhlanır, Kuytuların sancısı gönüllere mıhlanır. Gönül gözün kör ise kâinat sana dardır, İhtiyacın yekûnu yaşadığın kadardır. Ruhumu coşturur bir cezve şiir, Peşinden tefekkür peş peşe seyir. Kaç asrın vebali durur masamda Gözyaşım ağladı ağlamasam da Gözlerin iffetini, moda ile vurdular İffetin gözlerine, tolerans doldurdular Gurbet, hasret, ak-kara, ruhum ayaz gönlüm yaz Ağla yüreğim ağla, ağlaşalım gel biraz Samimiyet atını gözyaşıyla eğerlendiriniz İdrâkiniz zamanı zamanında değerlendiriniz Gömdüm rûha ölümü hoca salaya buyur Aşkı ateş yakmıyor, yetiş gassala duyur Ağla ey deli gönlüm, ağla şu karşı parkta Aşkın baharı çöktü, mevsim denen plâkta Bir Rabim var ki benim, gazabından korkulur, Aczini fark edenler, rahmetine gark olur. Vakit-miat, ak-kara yaşam bitmekmiş meğer Hesap kitap bitti mi çığlık çığlığa değer Hayat eşya ve zaman, beni hüzünlere sor; O gün gözümde tüter, istifamlar yoruyor... Düşünüp idrâk etsem; idrâk kaplasa yekten, Tefekkürü kaybetti, beynim törpülenmekten. Son’u boşluğa atsam, tutup da eteğinden; Ölene dek beslensem sonsuzluk peteğinden… Geceleri terk ettim, saygı değer uykuya, Yularımı kaptırdım, sükût bilmez hayhuya. Karışık bir benzeyiş,ne ölüyüm ne sağım, Su-i zanlar susunuz! Affeder dayanağım! Karanlıkta boşluğa,yalnız köpek mi üren! Nice köpek türedi erenleri küstüren. Moda gece hırıltı, yamyam ve kadın eti Yaşanan ham ruhlarda; ölüm azap iğreti Kendine tercih onu aslında mevzu derin, Altındadır her zaman alan el verenlerin. Biliniz ki tattılar pişmanlığın hasını, ihânetle birlikte zehrin manitasını. Zamanın ötesine gizlemiş yâr sılayı Gözleriniz kapayıp; seyredin hâsılayı Sarmışlar dört bir yanım, hepsi bizden hep yerli Kimi altından yular, kimi gümüş eğerli Yiyip içip çiftleşip ışıkta geceliyor Hikmetinden ziyade şirk aklıma geliyor Sabredenlerdenseniz sükût sizde fark olur; Tüm varlık teslimiyet heybetinden korkulur. Ben ve bu gün iç içe, bana geçmişi getir; Pişmanlığın haşyeti, yeryüzünü inletir. Daha var ötesine kim ununu elemiş! Bu bendeki rahatlık idrâki peçelemiş. Fiillerim bir yana ilmim amelim yuttu, Akıbeti unutup dirilisi kuruttu. Bu ev sanki yabancı tanımadım veledi! Ayaklarım altında, yuvanı iskeleti. Terk edemediklerim boynumda kement, Fikri tüm şartlanmalar benzer element. Seslenişe koşalım getirin şu yağız atı, Özde bir yaşayalım çöl kokan hakikati. Ciğerlerimi dağlar cuntaların astığı; Hainleri yatırmaz demokrasi yastığı! Sadece gönülden aşk arıyorum; Aşk gerçek ızdırap uyarıyorum! Nikâh ne gerek diyor namussuzlar alayı; Flört kürtaj leş leşe! Ertesinde balayı. Sükût ve ifşa, fedakâr kimdir, Seyredebilenler, seyre hâkimdir. Liyakati doğrayıp samimiyet eledim, “Zan”larıma takılıp; idrâkte sendeledim. Gururun gövdesinde soyunarak yat uyu, İyide suçlamak yok haşyet yayan kuytuyu Ecnebice kahkaha ve yerli gâvurdular; Yamyamları çoğaltıp iffeti kavurdular! İman can kafesinde iki âlemi saklar; Ve perdeye takılır tasavvuftan aksaklar. Allah için sevin aşklar aşk olur, Acı münakaşa, sen-ben kaybolur. Beşik ve mezarlar ben sen o hani; Nankörler gösterin, pörsümeyeni! Memur bey Micingirt öldü diye yaz; Kütükten düşmekle kalem yıpranmaz. Zevkin değirmeninde, aşka yol yok elendik; Çözülüşle el ele çoktan kelepçelendik! Bireysellik benliktir, terk edebilmek erdem; Ben “ben”e uğramadan gerçeğe kalktı perdem. Deli ve ötesinde meczupça yaşıyorum; Zihnim ayaz kapalı, buz kar çekişiyorum. Sol elim kalabalık sağ elimde bir forum, Bir yerlere kaydolmuş, sessizce bekliyorum. Kafam hoş, yüreğim titrek ve cahil; Kapımda bekliyor sanki Azrail. Zamanla yürüyoruz diri-ölü bir anlık; Ağla Micingirt ağla kahrolsun unutkanlık! İçgüdü boyasını sınırsızca sürenler; Okyanusta yürüyen, ayaklı sürüngenler. Açlık siyaha kaldı mideyi soktum rafa, Tefekkürü terk edip döndüm hissiz tarafa! Enâniyet ziynetim zevk ile filizlendim Gözlerini kapayıp,basitlikte gizlendim Vicdanlar çiğnenir köşe başında kimisi anırır kimisi ulur, Sessizce izliyor kalabalıklar sükût kükreyince sular durulur! Yaratıklar içinde yeri dolmayacak yâr Marifet kokusunu fark edenler bahtiyar Gece-gündüz dolaşır kendisine gelemez; Emâneti baltalar nefsini rendelemez! Dopdolu münakaşa beni taşıyan güğüm, Samimiyet izafi teslimiyet kördüğüm! Hakikatin yolu ne biri bana bildirsin, Nerde o babayiğit günahlarım sildirsin! Dünya cebimde benim cebimde saklı kat kat, Zulmet ve nur şu dünya hakikatte meşakkat. Gittikçe iz bırakır hasretim lime lime, Benim olur kâinat eli değse elime! Bir ulu sancak ki o göklerde şahlanarak Yol ettik Akdeniz’i tevhide yaslanarak O gün sermayeni kurtlar yiyecek! “Terk-i Terk” edenler eskimeyecek. Zanna göre yaşadığın din olur; Ve putların bin değil yüz bin olur! Anlat bana nerede mânâ yüklü bestemi Veysel’deki telde mi Mozart’taki seste mi Bireysellik adına estim yağdım gürledim, Içgüdüyle küçülüp epey ihtiyarladım! Gerçeğin gözlerine taklit zehri sürüyor, Çoğu aza terk etmiş, nefsini götürüyor. Daha henüz ölmedim sağ olmaya sağım da; Eceli bekliyorum ecelim kucağımda. Izdırabın temeli ter kokmayan yemekten; Tahsisatı fark edip, vazgeçin esnemekten. Ritmin mihengidir notada esler, Pembe mor ney gibi diri nefesler. Liyakatim artıyor basitliğe varınca Ben benden kaçıyorum karınca kararınca Gözyaşı damla damla yanaklarda nem izi; Tufanın kollarında su aldı teknemizi! Rütbe itibar makam, prangadır pâyeler, Şöhretin tutsağıdır, hedefsiz hikâyeler! Atsız süvâri gibi erbaş oldu erine, Ölümsüzlük rengârenk daldım yine derine. Dur durak yürüyorum, hep kendime hancıyım Ve kendimden ziyade, kendime yabancıyım! Bu gün de düşürdüm yine bir tuğla, Ağla sen Micingirt tâbi ol ağla! Vermedi deyip almayan bendim, Benliğe soyundu idrâk tülbendim! Yaş kırk yedi kırk sekiz, zulmet nur adım adım, Ödünç dakikaları çalıp ihtiyarladım. Enâniyet gizledim iki büklüm halime; Ihânetle yağlayıp “keşke” sürün kel’ime! Tebessüm hep buğulu kahkaha asla dedin, Ashap ile ağlayıp ashapla gülümsedin. Gerçek ve ötesinde, yaşadıklarım anlık Tedbirde telafisiz, kahrolsun unutkanlık Ve ibret vesikası insanlara karınca, Karıncayı görürüm gözlerim kararınca! Yaşayamıyorsan hem “kalbim temizdir” deme, Zâtını bil günahkâr, od olma cehenneme! Muhabbete bürünüp, ölçü teslimiyet der; Neden düşüme düşmez, mademki beni sever. İslam’ın pırlanta kozasındayım; Inşallah ben hâlâ rızasındayım! Kaptırmışım kendimi şeytan ruhumu yalar, Her yaz yolumu bekler ürperten facialar! Gerçek akıl sahibi öyle damdan atlamaz; Sükûtun kavradığı vicdanlar bayatlamaz! Görenleri görünce kalb-i sadakat bürür, Iç döker bütünüyle O’na durmadan yürür. Beyniyle gereğince düşünen yürek sızlar, Düşünmeyi suç bilir beyinden yüreksizler. Korkuyorum koştukça sonu belli yarışta Bu nasıl bir idraktir korku yok yakarışta! Beynine hükmedenler sonsuz hayrete dalar; Yürüyen canlı ayet şu çıtır karıncalar! Ferhat gibi al götür gel beni de yağız at; Yürü yâre gidelim başka söze ne hâcet! Çoklukta hiçliğin sırrına erin; Nasibi hüsrandır sır verenlerin! Şuurlu şuaralar çoğu hiçle heceler; Çokluklardan sıyrılır hiçliklerle geceler! Zirveyi tırmalayıp huyca inişe çıktım, Her şeyi hiçe sayan bacaksız kafacıktım! Görenler aynasında göremedim halimi; Nankörler deresinde,çaldırın kavalımı. Çıkış noktanızı biliniz ki siz; Sonra olmayasınız sondan habersiz! Tevazuunuzun neresinde ben’iniz, Zannı değiştirmesini öğreniniz. Güneş güneşte yanmaz su kalburda elenmez; Hakk’ı inkâr etmekle gerçekler perdelenmez! Şirk, iblise eş olmuş ifadeyi tırtıklar; Bilmem neyi yaratır beyinsiz yaratıklar Farkında mısınız siz aşk dilimin ucunda; Gâh dizimin dibinde gâh nefsin avucunda! İlmin ne tedbirin ne, zevkusefa ne izi; Tatminin ertesinde, Vah kaplar kabrimizi! Sömürgeci ne anlar, hak hukuk ve emekten; Bunca zillet yetmez mi vazgeçin beklemekten! İkrâmlar dökülür “Zât”ından kat kat; Tevbeye riayet Leyle-i Berât! Sevgiliyi terk edip gölgelerini tuttum; Kavuşma hayaliyle hep kendimi avuttum! Hak kızılııyamet fikir nemelazım; Hakikatsiz yürek cehenneme lazım! Taklit edenler değil edilen olun nette; Ve Şems gibi olunuz mevcudata hizmette. Sina çölü gibi gözlerimde nem; Yanağımdan kıstır öp beni annem! Zamanı anlayamaz zamanın antikleri; Izansız tüm zanları, su-izan mantıkları… Seviyorsan şayet gözlerimi tut, Içinde eriyip gördüğün unut! En büyük ihanet şu bendeki ben; Itiraf ilham aşk samimiyetten! Yüksek topuklu yâr terk edip ekti; Hani ya tabuta aşk binecekti! Giydirilen yüzlerde terk-i diyar nem izi; Gayeyi zevk eyledik su aldı teknemizi! Görsellikten nasipsiz şeytan ifrit cin, Görmeden dikizleriz sezdirmeksizin. Her halin ısmarlama davranışların sarhoş; Koş istikametsiz koş! Azgın alevlere koş. Zamanın örtüsü ve ertesi ben; Eşref-i mahlûku halifesi ben! Seslenişin doruğu iftar ve ezan; On bir ayın ziyneti hazzı ramazan İffet benim vuslat ben yavuklu ben eş benim; Kalbi dudaklarında ağlayan nakış benim! Hüsrana uğrama marifet ette; Gayeyi zevk etmek şirk marifette! Hele uzat nur elini ver dedem; Ver öpeyim ver sarıklı seccadem! Soyunuk vadilerde çakal havlar kelp ulur; Tepişir mahlûkatlar ta öteden duyulur! Sabrın ötesinde tevekküller var; Farkedebilenler gerçek bahtiyar! Sesleniş yudumla samimiyet tat; Kulluğu idrak et getir salâvat! Görüp düşünebilen sadece kendileri Ve gayeden bihaber, halkın efendileri Gözlerimi kapamış gerçeğe eriyorum Zâtını düşündükçe şükür ürperiyorum Terk edemediklerim şirkte ısrarın izi, Gir de bak gör ne yapar akrepler kabrimizi! Ancak ve sadece indinde adın, Eşrefi mahlûkat er-geç anladın. Gecelerim hep gaflet, gündüzleri atlattım, Gülüşleri manasız, çok espri patlattım! İmkansızı deneyip ben ben’den kaçıyorum, Çilelere muhalif sevdayı acıyorum. Taşıyana şifadır, edep öyle bir süstür Zariflik ve tazelik ar bilene mahsustur Gördüm siyah yüzleri yaş döktüm izi olsun; Görenlere tek sözüm hay Allah razı olsun! Sonun sonu gelmeden düşün hisset uzat ver; Gözyaşıyla gizlice verebilmektir hüner! Semerkand erleri aşka durmuşlar; Ruhu körükleyip,aşk dondurmuşlar. Okuyan yazan mı ben ve sazsız ozan mı ben Alev alev her yanım; kaynayan kazan mı ben. Düşündüm tek mânayı, oyun ninniyi bırak; Birden aklıma geldi, tabut denen kaydırak! Köpekler kol geziyor, bu gün kafadan eyim; Ürdün nâralar attım, nerde benim köpeğim! Ne şairim nede edip; varlık O’na kulluk beyim. Aslında ben gece gündüz, yük taşıyan göçebeyim! Sözlerin karadelik,her sokakta izim var, Bazen gözümde şair,bazen kominizimsin! Hikmetten sual olmaz, ismin gibi nazımsın, Kızıpta giittin amma, yinede sen bizimsin. Her yanda rahmet feyiz samimiyet var ama; Haddini bilmeyende samimiyet arama Gördüm siyah yüzleri yaş döktüm izi olsun; Görenlere tek sözüm hay Allah razı olsun! İdrâk ve irade, akli meleke sizin, Her gayret nispeti, samimiyetinizin... Kişne doru kısrak şahlan ve kişne; Akıncı nerede, nerde işi ne! Sâmimiyetsiz her iş delinmez duvar Her başarıda, mutlak samimiyet var Mısraya edebi seremeyenler, Şiirle kemâle eremeyenler. İnsan asla eskimez, derisi eskise de; AK alnı buruştukça yenilenir secdede. Her yer ateşten şafak, her yer ozonun dibi; Sis sardı yeri göğü, zift bürüdü edibi. Zihnim kalbur gibi su elemekte, Hakkı hakikatsiz bestelemekte… Sadece, almadan verenler erecektir Ve ölmeden ölenler dirilecektir. Aklın fazlasına delisin, Gerçek hacminle perdelisin. Dağlar muhteşem direk yağmur toprağa meme; Alay eder nankörler canları cehenneme! Mağripten Maşrıka mahşer uğultusu var; Nefsin vuruşları, zevk-i sefa kovalar! İnkâra teslim etme, yaşam iki hecedir, Kimine sırlı oyun, kimine bilmecedir. Öyle bir milletiz ki, bütün tarih boyunca; Her kavmi can eyledik, asâbiyet duyunca! Uslanmaz heveslerim dönüp mâziye bakın; Beni benden ziyâde, hasretimle bırakın! Sadakâtim sakattır, idrâk sağır izan lal; Beni bana bırakma, ey Celil-i Lâyezal! Tükendim ben pişe pişe; İzzet, zillet bin endişe! Zihinler kırbaç gibi, arenası yuların. Yaşayan kadavrası pervazsız uykuların! Gölgeler bahçesinde, hiçe gömülmüş çiçek; Hapsolan aydınlıkta, mehtâbı kim seçecek! Zulmet… Benlikte yaşanan öteye veda… Ve Nur… Takdirine rıza ulvi bir seda… Tek hitap ve tek idrâk O’nu tefekkür her an; Tek tek hesap sormalı yatarken ruhumuzdan! Dünya tek seans oyun, On’suz oynamam sette; Tekrarı, telafisi var mı ki Âhirette! “Zan”ı bırak dön kendini ayıpla; Tüketirsin koca ömrü kayıpla! Sonun ilk merhalesi, yokluk içinde varlık; Mal mülkle dolmayacak tek mekândır mezarlık! Hitabet sanattır sükût marifet, Öze ermemişse gel de tarif et Gayret ve tevekkül, Lâ duramayacaktır; İnşallah tersine savuramayacaktır! Hedefiniz kulluksa, mecburiyetindeyseniz; Yüreğiniz dik durur, şu başınızı eğseniz! Kim gafletten ayılır, çorba içer her sabah; Üfül üfül yayılır, Durak’daki inşirah! Gördüm ki tek sadık yârendir ana Güftesi ses verir iki cihana… Aşk nerede yârin kimdir sen nesin, Öze er ki sonsuzluğa eresin! Varlık bir fırıldak döndürmek sanat; Eşsiz zenginliktir gerçek kânaât! Kalbi dudaklarına sıkıca tuttur, Her devirde bir Yunus mutlak mevcuttur! Seni senden kurtarır, Yârin eline verir. “Halvet der encümen” takvâlı kul der; Takvâsız kulluğun sonu meçhûl der! İnkâr kine doyamamış, kuşatılmış sanırım; Tıpkı aynen Nemrut gibi, ne haydutlar tanırım! Seni kime anlatsam, kim ne bilir ah ana! Öksüz yığınlar hasret, şefkat pişen tavana. Yüreğiniz dik durur başınızı eğseniz; Sırâtel mustakîm mecburiyetindeyseniz! Öyle bir milletiz ki, bütün tarih boyunca; Her kavmi bir eyledik, asâbiyet duyunca! Tartışmayı bırakıp, cahili ârif sayın; Aptallarla uğraşıp, sebeple dalaşmayın! Yâ Rab! Hâdim eyle bizi ecdada; Yüreğim Mekke’de alnım secdede! Her şeyin sermaye idrakin para Akıbet gelmeden kendini ara! .. Sahibi unutmaz hayvanlar bile, Teslimiyet yoksa izâh nafile... Gücünle mesûlsün unutma sakın, Gerçekte vuslattır senin firakın... İçgüdü boyasını sınırsızca sürenler; İnsanlıktan nasipsiz ayaklı sürüngenler! Kibir gurur dünyalık,bilmem ki ne demeli; Çokluktaki hiçliği,ruhlara işlemeli... Giyim kuşam sınırsız hep beraber olduk hür, Çıplaklığın renginde moda oldu tesettür… Hakikate muhalif güzellikler beladır Ne fark eder kardeşim mavi yeşil elâdır Sözüm hakikattir izahatım net; Örtü moda oldu horlandı iffet! Aklıma hükmedip kıstırdın beni Sevi bıçağıyla kestirdin beni… Dürtüleri bırak hakikati yaz Gıybet ölü eti desem anlamaz Tahsisatın hüsranı sû-i zân'ı emiştir Büyüklerin pek çoğu sükût tembihlemiştir Dürtü tende dikiş tutmaz bir çuldur; Pes edenin akıbeti meçhuldür… Tahsisatı fark edip verebilirse eller Çok belayı defeder, kin nefreti engeller Mahlûkatlar görünce mertebeleri dürdüm Ben’i benden almayan hayalleri süpürdüm Su döküp kefenlenir ölü başı taranmaz Caminin bahçesinde kardeş payı aranmaz Bilincini diriltip zihni şuûra yasla Unutma ki şuûrsuz amel olmaz ihlâsla Korkum hep habersiz karar yazarlar Şiirsel ömrümü zarar yazarlar… Aklı kullan hâl konuş, isrâf etme sözü hâ, Çok lâf etmek ne olâ, bakışların yanında. Ezân ve şehâdetler susmuyorsa vatandır, Kutsalları reddeden felsefe şarlatandır! .. Kaderde çok şeyler var oku öğren anla yaz, Kül edip yandırsan da odunlar anlayamaz! Lâfı bol olanın gâfı hâl olur, Ferâseti kabız dil ishâl olur. Yolcu âşk yolculuk, şuur ve kelâm; Tedbir takdir vardır gâm yok vesselâm. Lâf uzatma yoktur ve tek Ölümle göz göze geImek Allah’ım hayreyle hüznüm ve cuma, Gerçek âşk nasip et, zihin hurcuma. Perdeler kapanır, soğulur gözler, Göreni göremez ruhen köksüzler. Ağzına gem vuramaz fakat lâkin ama der Dili mızrak gör bilmez görenlere âmâ der Olsan bile diyemem cehennemin dibisin, Hesabını iyi yap, gitmeyecek gibisin! .. Rahatlığa zincirli hicap uzak gayret yok Dirilişten dem vurur ruh mezarlık hayret yok Gizem ve tapınaklar siyon dizinde pişti, Pâyeyle neşelenip, ihânetle tepişti. Ulaşmak ne güzel takva tacına, Nefsi asmak lâzım darağacına. Mehmet’in şok gücü imândır deki, Kâlu belâdan beri böğrümüzdeki. Sanmayın ki şiir söz, tebliğ irşât tek'teyim Hodgâmlığı düşünüp tir tir büzülmekteyim Küf kokan dergilerin dudaklarına değin, Eski toprak kalemler mavzeridir tüfeğin. Fikriyatın yokuş, kaf dağı gibi. “Din sâmimiyettir”buyurdu Nebi Haykırmak izzettir sükût bir yorum. Nerede ve nasıl unutuyorum . Küstahlıklar köpürtüp Siyonist yasalarından; Mağlubiyet nüksettir Frengin masalarından! Okuyun akledin gayret edin az, Hızır arayanlar huzur bulamaz. Eşeğe terbiye fesada ret gerekir, Ve insana temiz fıtrat gerekir. Hırs ve saldırganlık fıtratı rettir, Bencil sessizlikler şer felakettir. Kol gezer gösteriş, riya aymazlık; Zulmette zillettir vurdumduymazlık. Dilde helâl lokma alınlarda ter, Namazı dosdoğru kılabilenler. Haktır hakikattir, nefsi va'z etmez, Hodgam meşrepliler şiir hazzetmez. Hayır ve şer ikisinden birisin, Fısk'ı seydersen şer tacirisin. Yalanlar pörsüdü dile sus getir, Vallâhi hesap var ölüm tek satır. Haktır hakikattir, nefsi va'z etmez, Hodgam meşrepliler şiir hazzetmez. Fikrin izzetidir putları kırmak, Edibin şiârı hakkı haykırmak. Görenlerden eyle, lütfûn ile yâr, Şu âlem ki zeval gören bahtiyar. İblis kimdir, türevini soranlar, Tanrıları çok olanlar zor anlar. Tedbir ve takdiri çizmiş mimarım, Hakîm-i Rahîm'i düşün Ömer’im Salavat getir menziline gir; “Kişi sevdiğiyle beraberdir”. Bu günü hesapla, dünlerine yan; Gücü güçsüzlere kullanmıyorsan. Peygamberi meşrep hür; Merhamet yol, üsluptur. Feryatlara sağır hodgam ne anlar, Buğzu taşıyamaz, dilsiz şeytanlar. Çözülecek kirli düğüm; Müslümanım ve güçlüğüm! Ümmet kin tufanı ya şaşı gerek; Veyahut her eve Necaşi gerek! Ortalık nifak kokuyor, Dağ dere kibir akıyor. Yiyin için tepişin, yaşam bu ise eğer, Yiyin için tepişin o zaman buna değer. Gizlenivermişler, postlara tek tek, Cehennem var yâ hem, şükretmek gerek. Kulluğun Allah’sa vicdanın hürdür, Yok, şayet dünyaysa nefsini ürdür. Sanma seni yaşatacak hilendir, "Allah işitendir, Allah bilendir"! Dantelli yastıklar, uykuya süstü, Lambalar gaz fitil insan dürüstü. Sabret aklet düşün yaz; Hiçbir şey gizli kalmaz. Nâz niyâz mektuptur yârene cuma, Duâ çiçeğidir cânana cuma. Acıdan beslenir bazı enikler, Oyuncaklarıdır cephanelikler. İnşirah duâ da ruhumda sızı, Lütfeyle Allah’ım affeyle bizi. İslâm ciddiyettir er oğlu ere, Erliğin mihengi meşveret şûra. Tavâfı karışık bir hacısın sen, Musibet Allah'tan aracısın sen. Vallâhi ölüm var, bir nefes ırak, Bu kadar yalana kine ne gerek. İbadettir göz nurudur teriniz; Terinizdir sizin karakteriniz. Kizb ehli korkaktır korkusu çoktur, "Dosdoğru" olana, endişe yoktur. Fıtratın alnına fısk tutturdular, Gülümsememizi unutturdular. Eşrefi mahlûkat her insan değil; Kimi ins'ten öte, kimi pek câhil. Aklet, "ben"i sevmez benim imanım, Gaflet, ben daha iyi Müslümanım. Oku aklet düşün tevekkül sabret, Tanrıları bırak, bir tek O'nu Rab et. Yalandan doğru derilmez, Soysuza asâlet sorulmaz. Edep nerenizde ahlak neyiniz, Fıtratı çiğneyip çemkirmeyiniz. Lezzet payitahtı ağızda damak, Dilin hakikati, hakkı susmamak. Şuur tarlasını hergetmiş Henri, Ben Allah diyorum, o ise Tanrı. Görün kalp vicdanı görmemek âhtır, Görmeyin gafiller, gören Allah’tır. Küstah bakışlarım beşliyor bazen, Kalbim ben kafam ölüm ve mizân. Bir damlacık gözyaşın, yoksa kendini ara, "Ürpermeyen gönüller" mertek olmaz mezara. Kalemim pek keskin vicdani hürüm; Ne akılsız avam, ne de meşhurum. Ahlâk dinin temeli eşref eder beşeri, Zina fâiz ırkçılık kavimlerin mahşeri. Hakkın hammaddesi haramı rettir, Ahlaksız her toplum şer musibettir. Benim Allah'ım vardır deyin, "Gevşemeyin hüzünlenmeyin". Müslümanız hem madem kin nefretten beriyiz, Uhuvvet süvarisi, sulh sükûnet eriyiz. Dili hakka bağla sımsıkı sıktır, Hakkı unutkanlık münafıklıktır. Kahpe düzen her köşede bir izm var, Nerde vahşet orda Siyonizm var. Geceme dökülür rengi hilâlin, Siyahı olsaydım köle Bilâl’in. Vecdin giysisidir seher parkası; Sıdkın âşk hâlidir Veys'in hırkası. Bütün Şaronların dehşeti kabir, Kabrin mahşeridir mazlumda sabır. Şerre döner dürtüleri tetikler, Müsebbibi şerrin alkışmatikler. Başka şey demeyin feleğe hele, Şimdi vakit insan vakti, rastgele. Ya râb lütfet helâlinden bir hurma, İftarlarım kul hakkıyla açtırma. Asrın istilası, bühtan fısk şer var, Çetin bir imtihan şükür mahşer var. Ölüler ağlamaz, yalancı gülmez, Şöhret müptelası erdemi bilmez . Hakikat harlarım, dil ucu yarım, Şuur ambargosu haykırışlarım. Âh üslup, kim kıydı sana kim, Boğulduk nefretten nitekim! Sabır kulun Hira’sıdır, “Oruç sabrın yarısıdır.” Hakkın hizmetkârı halkının malı, Şâir mısra mısra ahlâk yapmalı. Gülde tomurcuk yok bülbülde de zâr, Vücudum yanıyor estikçe rüzgâr. Secdeli hodgamlar itikata set, Yâr Rab imanımı muhafaza et! Şâir söz pazarı haline koştu, Vardı siyaset ishaline düştü. Din ahlâktır, din adalet din emek, Ne güzeldir yaşayarak dinlemek. Yalan, felâkettir haramdır ahtır, Hele ramazanda başka günahtır. İfratın merhalesi felaketlere kuyu, Yeter artık gel gayrı, neredesin sağduyu. Şükür, umutsuzlukları rettir, Tevekkül tükenmeyen servettir. Yalan bazen İblis, bazen bir ittir, Yalansız yaşamak âşk keramettir. Futbol her eve put, fetvabaz Terim, Taşları yağmadı henüz göklerin ! Yalağı görünce, kelpler azarlar, Azgınlarla dolu bütün mezarlar. Ben ezanla doğdum ezanla gülüm, Ezansız vatan mı, lâl olsun dilim. Helâl coğrafyası alın terinden, Öperim nasırlı pak ellerinden. Müjdelenmiş övülmüşsün özelsin, Ey şehidim sen ne kadar güzelsin. Ubudiyet mikyasından ne anlar, Rabbe değil; kula köle olanlar. Hangi dinde şu bizde ki anane, Diyemem ki bayram varmış bana ne. İffet fıtrat uymak haktır, Edepsize rahmet yoktur. Siyonist beslemeler davacı tende ilik. Alçaklıklar zirvede, kahrola taklitçilik. Şiir şuurhanem yalnızlık payım, Bozkır tenhalığı konforundayım. Büyüklüğün mikyasından ne anlar, Tekebbür deresinde boğulanlar. Şu şöyleydi diyemem dile zulüm var, Ölü eti yiyemem, mâdem ölüm var. Dünya yolcu yol rüya, birkaç lokma birkaç tur, Hayatta iken ölmek, insanlara mahsustur. Ahlâktır ahittir, ahde vefâ din, Ahlâkla birlikte Kur'an öğretin. Sadist mahluklara dünya bir yular, Tepiştikçe boğar, boynuna dolar. Akletmek zor iştir fıtrat hâlidir, Uyartır, cezasız kalmamalıdır(!) Doğruluk bir ordu yıkılmaz hattır, Akletmek savaştır harptır cihattır. Şehâdet giyindi, ölmedi Mursi; Sefil coğrafyaya hakikat dersi! İstikâmet haktır gayriyi tutma, Mizânı hıfzeyle, O’nu unutma. Oku aklet haykır yaz, hak söz susuza ırmak, Susanda namus olmaz, zor sanattır haykırmak. Rızık alın teri el emeğidir Fâiz câhiliye geleneğidir. Kul hakkı ihânet silinmeyen suç, Bir ömür ciddiyet, süresiz oruç. Ya Rab beni nihayetsiz nâs eyle, Hâl dilimi hakikate ses eyle. Diş tutmuyor bilediğin testeren, Hayırı şer, şerri hayır gösteren. İblis emâresi, kalpteki "ben"ler, Şeytanın ins yüzü kibirlenenler. Ne göklerde kartal ne balda arı, Hakkı nakşetmektir gerçek başarı. O’na hürmetsizlik, alınlara kir, Kalbin ölümüne yeter kin kibir. Hüsn-ü kabul görür fısk-i baniler; Seccade kirleten ins zebaniler. Ata semer vurduk, eşeğe eğer, Hızır zannetmiştik hınzırmış meğer. Vicdanı yitirmiş gelmiş her gelen, Günü hırs boğuyor şehri gökdelen. Haktan yana "tarafkirlik" hak, Gayrisi gayyadır muhakkak. Başıboş mu fay hatları gel hele, Ne olâ ki; hışma geldi zelzele. Baykuşlara bülbül nergislere gül; Musibetperestler, gül diyorlar gül. İffet yoksa, tesettürde âr olmaz, Her leylâdan saadetli yâr olmaz. Sokak bana vicdan nerde soruyor, Düşündükçe dudaklarım kuruyor. O var tasalanma ne diyor âyet; "Yaratan yolunu gösterir elbet". Cennet ebedi âlem, vaktin pahası yoktur, Ölüm kabir mahşer var, tekrar dahası yoktur. Dudaklarım ateş, yanışı demdir, Olsam da mustarip sükût merhemdir Kemiği fazladır kuduran itin, Temsil maskesidir zekâ ifritin. Neden dağınıklık kahreden soru, Allah’ım ümmeti toparla koru. Hodgam nedir kim tevâzu kim ene; Kavgalarım kaypaklarla, kime ne! İnsanlık namına kaçarım "ins"ten, İnsanlık yürüyen taştan kabristan. Az konuşmak aşka niyettir, Çok okumak medeniyettir. İhkakı hak elzem fikriyatı hak, Şairin izzeti, hakkı haykırmak. Samimiyet aşktır aşkın tuğudur, Secdenin riyasız yolculuğudur. Alışkanlıklara, feryadım va'zım, Vicdanı zonklatan şairler lazım. Sizin yolunuzdan sapıyorum, Şükür ben Allah'a tapıyorum. Nâz niyâz mektuptur yârene cuma, Vuslat çiçeğidir varana cuma. Dili bozuk yüzü maske elde saz, Vatan aşktır hamasete katılmaz! "Ben" diyenlerin kalbi et kalır, Mansıplar gider musibet kalır. Küs değilim size, kırgında değil, Mizana bıraktım mizân var cahil. Ehl-i dalâletin sırtında eyer, Hızır zannetmişiz hınzırmış meğer. Yularlı avurtlar s/övgüye nefer, Ahlak secdede mi günde beş sefer. İnsan kimdir dava nedir ne anlar, Urba için ukbasını satanlar. Ağzın bozuk hayalin yok düş'ün az, Perdeyi aç, oku aklet düşün az. Namazın erkânı ahlaktan geçer, Ahlaksızda namaz çok şeye duçar. Fıtratına ram ol, hakikati seç; İzzet hakikattir kazanır er geç. Hak demezse âlimler fitne ehli beladır, Tağutlara borazan, yalana müpteladır. Nemelâzımcılık kabul etmez din, Ömer’i olunuz İslâmiyet’in. Dilin hak diyorsa insansın varsın, Ahlâkının büyüklüğü kadarsın. Hukuk her cana vardır, Reddeden canavardır. Kezibe boyanır, gerçeği saklar, Merhameti boğazlıyan alçaklar. Mahşere koşuyoruz hızla, Gücüm yorgunluğumdan fazla. Siyaset iş edildi, İlham iğdiş edildi. Ne gönül bıraktı ne temiz vaha, Bize şivan düştü, size kahkaha. Yalanlar ifşalar, duy beni bala, Ehven-i şer artık şere müptela. Tebessüm mevt, mısralarım dile gam; Arsızlara aşk şiiri yazamam. Hakikat buğz dolu methiye değil; Susanlar insandan sayılmaz oğul Bütün köşe bucak; kin ıstırap gam, Tek gerçek teselli, sabır ve zaman. Maşanın ucusun, yeter artık dur, “Allah dostlarına ye's korku yoktur” Ehl-i riyakârsınız büyük divana, “Sizin dininiz size benimki bana.” İslam irşad ister ifsadı değil, Nifak kayıranı dinleme oğul. Tevekkül sabır va’z cevapsız sorum, Sabrın sadırında düşünüyorum. Serde ahlâk yoksa ibadet sahte, Akledip görmemek ihanet ahte. Doğru konuş vicdan yor, Dava demek çok zordur. Hakkı va'zeyleyip batılı tuttun, Ey efendi, bizi ne çok uyuttun. Teri toprak kokar kalemim pulluk, Kulun kokuşudur kullara kulluk. Büyüklük tevazu kulluğa niyet, Nefsini irşattır erdem haysiyet. Cerbezeyi bırak düşün ağla yan, Bu gidiş nereye sen nasıl insan! Hayat tefrikasız hedefe varış, Ahlaklı cesur ve adil bir duruş. Ol derse oluverir, şanındandır O’na has, Her şey O'nun mülküdür, afâkidir ihtiras. Şuur kin kıskacında, otur ağla yan, Muhafazakârlığa sığma Müslüman. Rızka kefil, helâl pişe, O var madem yok endişe. Ölüm ertesinde müjdeler vardır, Farkına varanlar pek bahtiyardır. Kampüste bir başka şu ezan sesi, Sevdaya salıyor hemen herkesi. Zinalar birliktelik, evlilikler suç, Menfezler cenin dolu kıyı bucak piç. Her şey pişmanlıktır oku aklet ve seç, “İnsan hüsrandadır” salih amel hariç. Edipler edep bilmez, maarifte kaygı yok, Zerre miktarı duygu bir atımlık saygı yok. Anlamsız çokluklaradır salığım, Yalnızlıklar dostum kalabalığım. Şehitlerim haykırıyor âh ne gam, Kahrım büyük, ötesini yazamam. Sabır ve metanet dedimse şayet, Kısasta hayat var buyurmuş âyet! Hakikatli kalbe hayret gerekir; İnsan olmak için gayret gerekir. Lânet okuyacak mezar taşınız, Yaşattıklarınızı yaşıyasınız. Din kisveli palyaço dilinden düşmez Hira, Avurdu müstemleke, yalan dolan iftira. Ölçüsünü almak için bir insana makam verin, Erteleyip beklemeden, yürüyüşü nasıl görün. Ben ben gürültüsü zonklatır herdem, Bilmek irfân ister, had bilmek erdem. Hak yazmayan kalemin satılığı katidir, Her kim olursa olsun, sahibinin itidir. İsmimi düşündüm, atamam riske, İman kabul etmez amelde maske. Vicdanın makesi, zulmeti terktir, Zulmüyle haşrolan geberecektir. Adavet hırs inat, paye ve nişan, Kardeşlik mevt oldu gayri perişan. O kadar çirkin ki bu devir oğul; Ne Müslüman belli ne gâvur oğul. Günler uzadıkça büyüdü sızım, Öldüm gurbetinde ben hep cansızım. Hep acı hep imtihan bir beyit iki satır, İmtihanın zorluğu, hakikati kavratır. Beygirin mekânı ahır otluktur, Câhile tevâzu donkişotluktur. Kavganız hep doğruluksa tutunuz, Doğru yoksa çoğalmıştır putunuz. Katedral da değil çalınan çanlar, Bölük bölük en ön safta şeytanlar. Alın teri suskun para borsada, Helal para artık karaborsada. Ocağı dağıla tuzak kuranların, Evde hanımlığı unutturanların. Kâbe ağlaşıyor bu hâl nicedir, Virüsü yaratan şanı yücedir. Madem insan fâni istiğfar haktır, Nasûh'a koşanlar kurtulacaktır. İnsanlık nerede her taraf ağıl, Dehşet sabr birikti O bizle oğul. “İslam güzel ahlaktır” takva kulun zaferi, İzzetin affın haktır, kulun eyle Ömer'i. Dünya debeliyor virüs ağında, Zulmün doruğunda şirk batağında. Camiler secdesiz bürünmüş kara, Mahsun Kâbem saldın beni efkâra. Ellere su gerek alınlara âr, Kalplerin ihyâsı tevbe istiğfar. Tedbire uymazsan akıbet harap, Ferâset lütfeyle, aklettir yâ Rab! Gün bugün dem bu dem an bu andır, Hesap mizân gerçek, dünya yalandır. Sabır zorluk değil kemiren beni, Ahlâkî çöküşün suskun düzeni. Sabreyle mihnet etme, vesilesi erzak var, Gayret eyle şükreyle seni bilen Rezzâk var. Bir damla kan pıhtısı,üç beş nefes bir cenin, Kibir gurur gösteriş, canı çıka 'hep ben'in. Musibet ilâhi, dertlenmek gerek, Dert yoksa duâlar boşuna kürek. Kul hakkı zehirdir, zehirden baldır, Hesabı pek dehşet tevbe hayaldır. Kalpten kalbe inlemeli ağuşlar, O tevvaptır, günahları bağışlar. Vicdanlara izzet zihne ter lazım, Kizbi yok edecek bir sefer lazım. Ezelden ebede eğri ve doğru, Hâl ile hûş olur doğruya çağrı. Marifet odur ki helâllik almak, Tevbeyle ebedi uyuyakalmak. Bir mezar kazınız bembeyaz kardan, Gitmek istiyorum ben buralardan. Güce dayanınız, güç veren güce, O çok merhametli ve O pek yüce. Akletmeyen adam mı, sığır türü mandadır, Adamlık hakikatte; hakikat imandadır. Çokluktan al götür beni bacağım, Yalnızlıklarımda çoğalacağım. Kahrım büyük boğazımda azamam, Şehit varken; âşk şiiri yazamam! İklim bozuk, ihsan az, Alçaklara kar yağmaz. Hısımlar hasmoldu evler cenk yeri, Vicdanlar taş duvar cüzdanlar deri. “İttihâd-ı İslâm” fikriyatı hak, Edibin izzeti hakkı haykırmak. Samimiyet maskeli emperyalist sazsınız, Telaffuzlar namustur siz anlayamazsınız. Şiir bir medeniyet mâna aşka vurumdur, Hecelerim ipine bağlılık şuurumdur. Göğe kadar çıksa şöhretin ünün, Zerresi olamaz vicdan yükünün. Temizlen ölmeden mıh gibi duru, Tevbeyle yıkanır insan onuru. Din kisveli palyaço dilinden düşmez Hira, Bavulu müstemleke, yalan dolan iftira. Samimiyet islâm, ertesi hâldir, Salih amel şatafatta masaldır. Küheylan olur mu katırın hamı, Adam olunmadan dava adamı. Hâinleri fâş eyle, yalancıları duyur, Şuursuzluk dizboyu ,yâ rab merhamet buyur. Hızır libasıyla lâf eder hem de Hınzırın kibri der "benim sayemde" Çoğa ihlâs, mideye az gerekir Ruha huşu kalbe namaz gerekir. Mağfiret dolu sahan, Sıkıntı ve imtihan. Mevsim çöl kokmuyor esmiyor rüzgâr, Gülde tomurcuk yok, bülbülde de zar. Seyir bahçesinde nice sırlar var, Görün körlüğünü gör azar azar. Tevekkül yeni huyum, Sükûnetler doluyum. Yığın yığın mert var ama, Yalancıdan mert arama. Şuur ancak adaletle yuyulur, Yusuf desem teselliler duyulur. Ömür binasından yine bir tuğla, Düştü duy Micingirt Ömer ol ağla! Secdeler kirleten riyakâr yaşlar, Bütün kötülükler yalanla başlar. Sağ sol nedir secdeleri beşleyin, Tevbe edip; salih amel işleyin. Dehşetli o günde gayya'ya damlar Kendini görmeyen ruhsuz hodgamlar O Müntekim, vakit yakın mühlet az, Benim Rabbim hiçbir şeyi unutmaz. Lafızlar fahişe, nerede hicap, Hızır zannettiğim hınzır mı acep. Yüzün görsem rüyamda elin sürsen başıma, Eşya mânâ bürünür, neler girmez düşüme. Arasa terketsem kirlenir Hazar, Vefasız sürüler yürüyen mezar. Altından nal ister ipekten döşek, Çayır benim diyor, anıran eşek. Berzah haşir sırat ana hamdolsun, Cehennemi yaratana hamdolsun! Senden ne kalacak anılacak şey, Kibir, hırs, yalan, utanılacak şey. İbret vesikası belkıs'ın tahtı, Kimi ibret aldı kimi küstahtı. O zat-ı rahîmdir vaadi haktır, Kömür ile elmas ayrılacaktır. İbret al ey âhmak, kafanı kaldır, Kimler cehenneme odundur daldır. Kibredenleri sevmez, kibir hastalıktır hem, Büyüklük taslayanlar, pek şedittir cehennem! Hıncın çeperleri kancıklığa ram, Gözler ölü dişi, kefenler haram. Ünvan yok herkese ölümü andım, Öfkelerim durdu şükre boyandım. Sükûtta ihânet verdiğin hasar, Çok konuşuyorsun insan bi susar. İfşâ eyle el-Âlîm, rüsvay ola ben’leri, Maslahatı nefs olan haktan görünenleri. Yaralarım düşse dile eririm, Acıyı demlemek erdem mi mirim. Davanın sahibi Allah de câhil; Sahibi Allah’sa sahipsiz değil! Sıratı müstakim lisanımda dem, Riyâ denen bataklığa giremem! Derdi olmalıdır en önde vicdan Dostlarını iyi seçmeli insan Hangi âyet bu sendeki kin, "Lekum dînukum veliye dîn" Ümmet Nuh tufanı ya şaşi gerek; Veyahut daha çok, Necaşi gerek! Ahlak sirayettir gözdeki yaşa İns odur hâl ile irşâda koşa Lütfeyle sevindir, şimdi bu gece, Muhtaçlığım sana yâ Rab sadece. Babıali, sofrasına yağ aldı; Acılara tuz basanlar çoğaldı. Dile âhlak gerek, söz para etmez, Kurak vicdanlara su dere yetmez. Kalemim hakikat yazdıkça hürüm; Ne bir dalkavuğum ne de meşhurum. Hakikatle dağlar aştık; Yalanlara yenik düştük. Ruhumuzu sarsıyor kin ihtiras hırs aklı, İfadeler materyal, dudaklar tumturaklı. Tebessüm mevt gülümsemek dilde gam, Kelâm kezzap, âşk şiiri yazamam. Ürenler emperyal üretim seri, "Ene" zekatladık tencereleri. Riyâkar amele sahi ret vardır, Surata çarpılan, âhiret vardır. Noel İslam dışı bana ne deyin, Âyet “kâfirleri dost edinmeyin”. Yalanların, fethin olacak; Hesap günü çetin olacak. Ey iman edenler bocalıyorum, Ahvali gördükçe kocalıyorum. Hakikat nicedir ne yapsın yâni, Şuura kapalı nefsin insanı. Önce bir vicdanın sonra da düş’ün olsun, Allaha giden yol; bir ömür düşün olsun. Zevk safadan beridir, "Dünya hüzün yeridir" Sabret, ifşâ hakikata uyacak; Ve hakîkat son noktayı koyacak. Biri vicdan nedir, şuuru sorsun; Böbürleniyor ve böğ/ürüyorsun. Dosdoğru ol, ertesinde şunu yaz; Hiçbir tuzak müsebbibi unutmaz. Binekler pahalı, binenler ucuz, Kediler çaresiz köpekler kuduz. Kendine varmakla âşk giyer ilim, Gel bugün seninle hicret edelim. Erdem püskürtülmüş, vicdanlar yırtık; Kaçtım ben kendimden yalnızım artık. Varlık keşmekeşi kalbi debeler Nefsi kalabalık bencil tövbeler Hepimiz öleceğiz nasipse toprak mezar, Kimileri cehennem kimine cennet yazar. Şerefin yalanda güneşte buzun, Utancı götürdü duygusuzluğun. Şuur emperyala sapan sürüyor, Köpek anırıyor, eşek ürüyor. Sabır ve tahammül çok şeye niyet, Almadan vermektir, varda emniyet. Egonun şehvetidir izleri ben ben’lerin, Yolculuğu gayya'dır, utancı gidenlerin. Kusursuzluk yok, aklet düşün az, Yüzü temiz olan, maske taşımaz. Haykır hakikatı, bahane nedir, Sükût haysiyete mezbahanedir. Bir mavi sessizliktir şiirler, Duyguları yıkar teneşirler. Kötümserlik yığıp gözyaşı sattın, Maskeleri indir, yeter aldattın. Hakikate körler, hicran taşırlar, Hakkı haykıranlar vicdan taşırlar. Kur’an ne hikâye hâşa ne fasıl, Kur'an'ın gayesi ahlak velhâsıl. O isterse yakın olur uzaklar, İfşa olur desiseler tuzaklar. “İslam güzel ahlaktır” takva kulun zaferi, İzzetin affın haktır, kulun eyle Ömer'i. Secde önemli şey cennete eştir, İman gül bahçesi namaz güneştir. İstisnai olsa da ismime ram olurum, Necaşi' yi düşünür dertlenir gam olurum. Her kuşun uçuşu göklerdeki haz, Hüznün şarkısını herkes duyamaz. Zillettir hem oku aklet düşün az, Ehl-i iman alkışmatik olamaz. Ömür, ölüm yaşam arası hamak, Ölümden beterdir anlaşılmamak. Hakikat yanınca yalanlar söner; İmhâl tamamlanır ve devran döner. Nefsi hesaba çek, unutma akti, Bâki olmayana sarf etme vakti. Düşecek mutlaka âhın harından; Dünya mazlumların omuzlarından. Tarafkirlik haset kin nifak izi Ya Râfi affeyle toparla bizi Sarsılmaz yenilmez süre verir az, Hakikat yalanlara mağlup olmaz. Asır şirazesiz, Siyonizm şer, Ümmet nerde peki, öldü dediler. Mütevazı zihinlerin vaazı; Tebliğde hilimdir, hâlde kalp izi. Akledip anladım sabretmek nedir, İmhal var ihmal yok iman böyledir. Tevekkül et gayretsiz kalma, "Sakın ümitsizlerden olma". İlahî adalet fâş eder serin, Müsebbibisin sen musibetlerin. İsrail devlet değil bir çetedir, Siyonizme Erbakan reçetedir. Bismillah der al ibreti bak taşa, Yeis nedir ümitsizlik kim hâşâ! Her ne varsa yalan, yalancı hazan, Bir ölüm gerçektir bir de hak mizân. Bu seneki bayram Kudüs'e hazan; Bir daha ya kısmet şehr-i ramazan. Hasat beklenemez âhın barından. Telef olan vicdan tarlalarından. Nimetlerin şükrünü bilmeyenler, Nimet gider namertlere baş eğer. Seni insan kılan, hâl ile va'zın Helâl lokma yoksa yalan namazın. Hakikate akletmeden varılmaz, Kizb ehline niçin neden sorulmaz. Kalbi harap eyler, alkış düşkünü, Kibre mekân eder gönül köşkünü. Fikir alında ter, sükût gayrettir, Düşünmeyen beyin çomara ettir. Dini va'z ediyor "O"ndan bihaber, Akıbeti meçhul, sondan bihaber. Rezzâk seninledir mutlak ve kesin. "Kısmete râzı ol rahat edesin" Kuruluşu soykırım! Kan gözyaşı nefret kin; Haddine mi söz etmek sömürgeci devletin. O öyle bir yâr ki seninle her ân, Geceyi durdurup sabahı kuran. Emrini şükrünü unuttuk Nasr'ın, Kıyametindeyiz galiba asrın. İnsan irâde de ahlâklıysa hür, Şefkat zalimlerden daha güçlüdür. İhlâs zühd takvâ ile kimi irşad ettik biz, Nakarat vaizlerle pek yorulduk hepimiz. Faniler merasimi, güven ama nesine, Ebedi düşünenler koştu sıdk ülkesine. Öksüzler onları hep anacaktır, İnfâk neferleri kazanacaktır. Herkes mutlak müstehaka varacak, Tağutları o gün kim kurtaracak. Duâ had bilmek acziyeti arzdır, Arz edin akledin akletmek farzdır. Vallâhi mizân var hesap var tek tek, Mahşer var dehşetli söze ne gerek. Dile irşâd gerek haset kin değil, İslâm çarçur edilecek din değil. Musibette sabır zafere gebe, Tevekkül eyleyip acı sebebe. Gerçeğe körelmek kıyamı rettir, Hakikati perdelemek zillettir. Ahlâk öldü kizb zirvede sıdk düştü, Reddiyeler methiyeye dönüştü. Riyâsız niyetler ihlâsa radar, İman zenginliğin infakın kadar. Sevr'de gözyaşı Mina'da taş olun, "Tevbe edenlerle arkadaş olun." Hüsran mutlak, ihmal yoktur imhal var, Helak eder; hınzırları yakalar. Soytarılar sokak sokak dağıldı, Dağıldıkça çomarlaşıp çoğaldı. Hakikat müminin vicdan sesidir, Haykırmak imanın derecesidir. Asra sükût gerek, alınlara ar; Aptallar, abdallara aptal diyorlar. Hodgamlıktır kizb ehlinin fıtratı, "İhkak-ı hak" diyargamlık empati. Koru bizi ya Râb, el-Hafız'sın Sen, Şer ehli cühelanın fitnesinden. Hak mizânın vecde gelen sesidir, Buğz, imanda kalma meselesidir. Fitne varsa tesanütte gün üşür, Ben susarım şiirlerim konuşur. Aşk seherlerde alnı göğe değen, Sekinetle kalbinden gülümseyen. Hakperest olanın tarafını tut, Hakkı bilmeyeni taşımaz tabut. Kizb ehlinin tuzakları çok olur, Nihayeti kendi düşer yok olur. Tefekkür yap seher vakti çık dama, Hiçlik varken çokluklara ağlama. Nobran ifade sadistlik salar, "Parayı veren düdüğü çalar" Batıla parya olan hâk demekle hâk olmaz; “Mü’min, aynı delikten iki defa sokulmaz!” Kul hakkı dehşetli zehirden baldır, Helâllik olmayan tevbe hayaldır. Aklederim şükür fikriyatım hür, Duygularım hakikat öyküsüdür. Meşakkatte huzur var ve terlidir, Alçalmak için yatmak yeterlidir. İnanan inkârcı öğretmen vaaz; Ar yoksa fark etmez her türü yobaz. Meddahlığı sorulacaktır yarın, Mahşer de kula köle olanların. Hayâ imana atılan ilmektir, Tek derdim müslüman kalabilmektir. Neden bu kadar hırs, mağrurluk neden, Akıbeti soğuk tabut değer mi! Deme ehl-i müfritleri unut geç; Âlemlerin rabbi unutur mu hiç! Utanma duygusu edep ar harab; Bizi azgınlardan eyleme ya Rab! Varlıkta yokuz biz yoklukta varız, Frenk sözcükleri avurtlarımız. Bereket ribasız terdir pullukta, Özgürlük kemâle erer kullukta. Defteri dert eyle yazanı bekle, Rahat arıyorsan mizânı bekle. Cühelanın irfanına sözüm yok, Ariflerin susmasında yoruldum. Kalpten kalbe inlemeli ağuşlar, O tevvaptır rahmetiyle bağışlar. Yaratılış aşk, aşk kalbin odudur, Aşk yoksa kelâmlar dedikodudur. İsmi gibi adil olâ bu beden, Adl ismine vakfeyle ebeden. Derin suskulardır bendeki feryat, Göçtü hakikatın vicdan mektebi. Kalp ehlini dinlendirir tevâzu , Kalp bilmeze pek uğramaz bu mevzu. Ölüm vardır madem varı dert etme, Erdem varsa itibarı dert etme. Neden bu kadar çok dalkavuk sorum, Ahir zaman ahir zaman diyorum. Zillet olur, kinpereste gül sunma, Kizbmatiğe hüsn-ü zanda bulunma. "Cuma mesajları" yazma ara ver, Öksüzü sevindir güldür para ver. Hakkı yaşayalım hakkı yayalım, İnşAllah akledip aldanmayalım. İnsanlar arayın samimi kalpten yana, Sesinizi duyunca gözleri buğulana. Aklet hayra çevir adavet dünün, Bu gidiş nereye, biraz düşünün. Kizb üreten hınzırlıklar çok ama, Yalanların doğrulara yamama. Mısralarım vicdan sesi, izâh tam; İnsanım ben dalkavukluk yapamam. Dışkıda vızıldar petekte bekler, Arı kılığına girmiş sinekler. Zulmete kardeştir haddini aşan, Meyil gösteren de o gün perişan. Acırım durmadan acırım size, Kin nefret sürdünüz gözlerinize. Meylinde bulunmaz nifak kin yalan, Mümin odur, vahyi kalbine alan. "Hak feda edilmez" esması Hak'tır Hakkı bilmeyenler zay olacaktır. Kalpler merhametsiz anarşist madem, Kalp ehli bulmalı araya âdem. Serde ahlâk yoksa dilde kan olur, Düşük meşrepliler saldırgan olur. Hak mı fiillerin, düsturun, nasın, Merhametin yoksa karanlıktasın. Ahlâk imandandır hiçlik marifet, Hodgama hiçliği gel de tarif et. Yumruk isen tahakküme, ersin sen, Mizân kaygın varsa mutebersin sen. Yüreğimi arz ederim her Cuma, Şuursuzluk katmam mutsuzluğuma. Hakkı vaaz ediyor batılla yatan, Göbeği dizinde emeksiz yutan. Avurtlar Bolşevik dahası da var, Ne kadar kör sağır kalabalıklar. Nuh peygamber nerde, nerede İsa; Oyun tek perdedir, ölüm çok kısa. Şiir şuur ister, ruhun sesidir; Kültür medeniyet meselesidir. O günü bekliyor dehşetle mahşer, Zalimler mazlumlar şehit ve leşler. Ölüm mizân yeri, hâk diyor âyet, Müslümansın madem biraz ciddiyet! Şiârı şairin hakikat haktır, Hakkı yazamayan şair alçaktır! Ömür yok ki tekrar kazası ola, Şiirlerim Hakk'ın rızası ola. Efkâr çöreklenir girer uykuma, Ruhum teskin olur gelince Cuma. Hakikat biriktir, oku aklet sez, Kimse senin cennetini düşünmez. Et ve kemik hepsi, ruh varsa varım; Ben’imin parçası önyargılarım. Tepeleri makber, dereleri mim, Bu günlerde Sarıkamış gibiyim. Ahlâk edep vicdan, ilim irfân fen; En büyük meselem lekesiz kefen. Hakikattır adl adım, haksızlığa yatmadım; Tek sermayem güvendir, kimseyi aldatmadım. Sen hâk çarşısında batıla hansın, Kahraman rolünde bir figüransın. Ahlakta üftâde kalp ile bakmak; Zaferdir ardında hoşluk bırakmak. Sabır ve metânet var ise şâyet, İmhâl var ihmâl yok buyurmuş âyet! Yoksulluk gözlere fışkıran gamdır; Aç varsa tok yatmak şehre haramdır. Feryat etme kadere hürmet et sabret, Musibetler ikazdır sonrası rahmet. Dosdoğru ol siz biz neyin nesidir, Adl kalemler hakikat kölesidir. Hayat ve ruh her şey ödünç biline, Madem muvakkattir koş menziline. Putçu bedenleri getirmem dile, Bir kahpe piyes ne yazsam nafile. Ne siz usandınız ne de ben, İnadımız takva olâ ebeden. Adl yazar adıma adl eşsiz paha, Kelâm da şiârım İbn-i Revâhâ. Şiirler seferim mânâlar sancak, Kime anlatayım kim anlayacak. Bütün kötülükler tek hece "ben"dir, Hak bilmezlerin hadsizliğindendir. Kandın bedbaht adam şakiye kandın, Sen fâni âlemi bâki mi sandın. Helâli gasp ribâ, isyana yurttur; İmânı kemiren şirk başlı kurttur. İnsanlığın tefrikası ırkçılık; Ve takiye çifte standartçılık. Şefkat harlamalı müminin bağrı, Hâl ile hûş olur ahlâka çağrı. Şiirle anılmak istemem ancak; Hâl ile çağlarsa müjdeli sancak. Binekler pahalı, binenler ucuz, Sokaklar çomaksız köpekler kuduz. Kur’an’ da dört esas; birisi haktır, Mizân dehşetle tamamlayacaktır. Sabrın intizamıyla çok şey yamadım, Beraber ağlayacak dost bulamadım. Edep taşıyamaz ruh yoksa yüzü, Susar ifşa etmem kokuşan tuzu. Müslümanım ve insanım, izâh tam; Teşne olup dalkavukluk yapamam. Aklı kinle, dili kizble doludur; Dâva diyor dâva ahlâk yoludur. Edep ile vecde vara başınız, Tevbe edin aşka kavuşasınız. Din taciri çoğalır akletmeyen çok ise; Şefaatçi bekleme, sâlih âmel yok ise. Varsa şayet cadde sokağında aç, Tüm varlığın ateş, insanlığın hiç. Üç şeyi boğuyor, cehâlet, Merhâmet muhâbbet mârifet. Putçu bedenleri getirmem dile, Kahpe bir piyes ne yazsam nafile. İrşâd nedir tebliğ kime ey hünkâr, "Emri bil maruf,nehyi anil münker." Kalp ehlidirler, takdire şayanlar, Hakkı telkin edip ve yaşayanlar. İnsan kalabilmek ne büyük sanat, Dünya kime huzur kime saltanat. Bir mezar kazınız bembeyaz kardan, Gitmek istiyorum bu diyarlardan. Sarıkamış mısralarım kime gam; Kalbim donar aşk şiiri yazamam. Nifak dolu avurtları, kin damlar, Sonsuzluğu satar süfli adamlar. Ölüm zulüm virüs ibretler vardır, Farkına varanlar pek bahtiyardır. Ey hakikat sahibi! Ayırma hâk izinden, "Helak etme Allah'ım beyinsizler yüzünden." Seni mümin sandı bilen namazın, Helâl lokma yoksa yalan namazın. Ahın gücü ağır yazan ne yazsın, Feryadı mizanda kaldıramazsın. Cennete giremez secdede ölse; İnsanlar şerrinden emin değilse. Sefahat, meddeci asrın atıdır, Sözlerim ahvalin malumatıdır. Lisanın ziyneti edep ar hayâ, Haya yoksa boşa gitme Hira'ya. Zalim beşeriyet dünya kin sesi; Kapadı Beyt'ini kovdu herkesi! İsmime münhasır kemâlden azım, Kalbiyle konuşan adamlar lâzım Hakk'ın divanında pay olacaktır, Hakkı zay edenler zay olacaktır. Zalime nasihat boşa çabadır; Zulmete hamile kine gebedir. Öyle anlar var ki, ne yazılsa az, Unutmamak lazım unutulamaz. Dile vicdan gerek, alınlara âr, Kalplerin ihyası tevbe istiğfar. Cumâ libasını giyemeyenler; Harama haramdır diyemeyenler. Faize kâr deyip kirlenen emek, Milli piyangoya millidir demek. Ya Rab beni ismim gibi ad eyle, Hakkı söylet, affeyle azad eyle. Gün göremez fısk höykürten her kimse; Gönül bezer gam giderir er kimse. Ölümü düşünmek ihlâs erdemdir, Tefekkür etmeyen zalimlerdendir. İfrat tefrit menfi ahlâksız sazsın, İllet ve gafletten kurtulamazsın. Basirette kısır, ruhtan alıklar, Ne kadar da sağır kalabalıklar. Kursağında kizb bol, unuttun dünü; Kimse görmez senin gerçek yüzünü. Hâle aksetmeli kuldaki hayâ; Hayâsı olmayan tapar paraya. Ebabil taşlarıdır mazlumların bileği, Dehşet ile çağırır o gün azap meleği Gerçeği tahrifat, öyle ânlar var; Kahraman kisveli kaltabanlar var. Ne maziyi bildik, ne atî dedik; Hâlden anlamayıp empati dedik. İnsan çok uzakta insanlığa yan; Yaşamak soluk mu, susun o zaman! Metânet güzel şey tevekkül yada; Sabırla geçiyor; izi kalsa da. Tuzak cürüm kin ve nifak aldat gez, Hâşâ Kahhâr hiçbir şeyi unutmaz!” Kalemim hak yazar hakikatte hür, Dayanağım Allah, o basîr şükür. Vicdan yoksa geri kalan gazeldir, Hayat güzel insanlarla güzeldir. Kıyamet gününü düşün müslüman; Kardeş eti yemek işin müslüman!.. Melüllenme o hafidir, Allah kuluna kâfidir. Serde ahlâksızlık, siyonist ağız, Sabrı gardaş ettik kazanacağız. Adalet bilmeyen düzen canidir, Mizân o gün baki herşey fanidir. Acı bir hakikat ağla kavrul yan, Mezara gideni yok arkasından. İster atlı deyin isterse yaya; Döneceğim ayrıldığım noktaya. Kitap ve sünnet tebliğdir hakka, Hakkı bilenlerin hakkıdır Mekke. Bırakın mensubiyeti, er olun, Kur'ân "Doğrularla beraber olun." Zonklat şuurunu; oku aklet yaz, Hakk'ın müdafası ribayla olmaz. Hâlini ihya et ruhun sükût boyasın, Dilin temiz tut ki; güzel sözler duyasın. Ölçüm yapıyoruz dilde yok sütre, Elimizde birer imanometre. Tevhid elbisesi giyemeyenler; Harama haramdır diyemeyenler. Çok azını yazıp yattım, Her şeyi içime attım. Vicdan zembereği bozulmuşken tam, Seyran edip aşk şiiri yazamam. Takvalar horlandı taklalar arttı, Taklacılar Firavun'u arattı. Şiir yazıyorsam dinmez acım var, Benim hâk demeye ihtiyacım var. Vicdanlar pespaye suskunluklar gam, Ölüm var çok şükür, ölüm vesselam. Sen düşemezsin sorun da bu yâ, Yusuf’un düştüğü şanslı kuyuya. İman kabul etmez, yalan tuzak kin; Cürümler od olur o gün "yevmiddin". İsmim Ömer denmiş ad günüm kasım, İslam adalet der; varsa ihlasım. Nasihatin hâlde olâ, her anın, İhtiyacı kâl değildir dünyanın. Akleden kendinde kendini arar, Susmak terletirken düşünmek yorar. Hodbin hissedemez hikmeti pirim; Ben hep üzülürüm, vicdanı hürüm. Methiye övgü ne, tapan tapana, Kudüs’ü siyonist başkent yapana. Şikâyetçi olur el kol bacak ten, Allah'a havale edilenlerden. Kini cilâlayıp şerri boyuyor, Sükût ediyorum Allah duyuyor. Allah’ın rahmeti gazabı haktır, Merhamet erleri kazanacaktır. Selâm verip gitti bir mevlid yine, Omuzlarına yük, aşk yüreğine. Herşey satılır rafta, İnsan hangi tarafta. Parameşrep sefahatta şâd olmaz, Tanrılara giden yol irşâd olmaz. İrşat tebliğ nedir akleyleyin az, Bâtıl şivelerle hâk savunulmaz. Dünya madem yalan peki sen nesin, Hakikatten yana hangi yerdesin. Kizb ehli çehrede izzet ar olmaz, Hodgamın sözüne itibar olmaz. Ahlaksız yol tutulmaz, Din yaşanır satılmaz. Hissiyatsız ruhlar derine inmez, Müphem manalar hükmünde silinmez. Yolumuzu felak eyle Allah'ım, Zalimleri helak eyle Allah'ım, Arsız söz dinlemez gayri tez güler, Ahlâkı olanın yüzü az güler. Kinin kizbin pek çoktur, Mizân var kaçış yoktur. Namaz çarpacak namaz, Ey yalandan usanmaz. İnsan bir yolcudur başlangıç beşik, Kimi insan gibi yürür kimisi eşek. Ahlâk varsa ahlâk muteber namaz, Ahlâk yoksa namaz kalbe uğramaz. Sükûtum çığlığım izzet v/arımla, Bırakın bu beni kaygılarımla. Hutbede okunur müjdeler ayet Tarafgirliğiniz adilse şayet Yâr bilenin heybesinde ar olur, Dilinde aşk bahçesinde bar olur. Hakikat konuşunca gerçeği tek tek, Hiçbir güç önüne geçemeyecek. Yalancı insanlar bu asrın belası, Hak hukuk tanımaz makam müptelas Nankör hodgâm gaddar, ben diyenden “ben”, Allah'ım! Eyleme kaybedenlerden! Putçu kostümleri yük etmem dile, Jestler kahpe piyes, drama hile. Hakikate tokat, zulmete elsin, Uğraş yalanların mahşere kalsın. Bedeni kirleten is değil, "ben"dir, Aynalara düşman olmak nedendir. Istırap verici yakıcı gayret; Yalan kin nifaktan doymadık hayret. Hızına "havf" gerek çevrilen çarkın; Emir var âyette siz “Benden korkun!”. Kalp nerede duygu nedir kim etik, Ruh ölünce beden oldu kozmetik. Kizbe merkep, gerçekleri yalanlar; Nefs-i emmâreye tabi olanlar. Us'suz bostanlarda ayrık ot biter, Düşünmek zor iştir emek ter ister. Ruhları coşturur bir cezve şiir, Peşinden tefekkür, ızdırap seyir. Kibirmatiklerde vecd sesi olmaz, Utanması olmayanın secdesi olmaz. Yaşam hüzün acı zulüm, Adil olan bir tek ölüm... İnsanın bedeli güvendir mirim; Her selam vereni emin bilirim. Kadın erkek ayrımından uzak dur, İffetsizliğin cinsiyeti yoktur. Günün dehşetiyle toplanır ervah, Hüküm meydanında nafiledir âh. Zekâ şirkte şeytan inekte saman, En büyük zenginlik salih bir iman. Fitne varsa tesanütte gün üşür, Ben susarım, şiirlerim konuşur. “Dosdoğru olunuz” küfrü kizb sayın; Kâbe’yle ribayı karıştırmayın. Gayeyi dert etmek yolculuk budur; Uyanmak hidayet, ömür uykudur. Gün veda kokuyor bitişte sensiz, Sana geleceğim birgün kefensiz. Ebediyet viran nifak kizb kinde, Teselli yok Berzah ve ertesinde. Niye bu kadar hissiz niye bu kadar kaba, Kitâb-ı kebîr-i netti acaba. İster isen dünya sana eğilsin, Adil değil isen adam değilsin. Had bilmez isen şad edemezsin sen, Kendini de irşad edemezsiniz sen. Aklediniz Müslümanım dediniz, Kula değil, Hakk,a kulluk ediniz. “İslâm nişanıdır” diyor ulemâ; Besmeleyle başlayalım kelâma. İman Kur’ân kisve sende hilesin, Hesap günü çok çetindir bilesin. Ölüm nedir kim ölümsüz kim ölür, Kimler Kisra konforuyla gömülür. Helâlleş gel mizân hesap hak var hak; Atacaklar bir çukura be ahmak!.. Sıdk libası giyen insanlıkta tam, Giyende saadet aşktır diğergam Rabbim bizi indir süfli kızaktan; Halas eyle kibirmatik tuzaktan. Gamdan hikayeler kamyon kamyon çok Yegâne tesellim "umutsuzluk yok." Allah'ım kizb ehline tat verme, Milleti bölenlere fırsat verme! Kader Azrail'e mezar eştirir, “Kaderi ancak dua değiştirir.” Biz kimin eseri ne var ki bizim, Özgüven hikaye s/onsuz acizim. Hakikatsiz hakkı hıfzeden diller, Kuvveti kutsayan Firavungiller. Acı kan gözyaşı, zulmete perde; Vicdan var mı birleşmiş milletlerde! Rahmetin sonsuzdur şüphesiz asla, Ahlâk kuşandırıp oruçla besle. İnanılmaz duyarsızlık, hoş neyiz, Denetimsiz reflekslere teşneyiz. Hatimler bereket, dinlemekte iyidir; Ramazan Kur’ân-ı idrak etme ayıdır. Kul hakkına bulaşmadan kabre var, Unutma ki mahkeme-i kübrâ var. El açtım dergâhına affet kulun yap; Yarını bugünden güzel eyle Yâ Rab. Hırçın aslan dağda petekte arı, Hakikatin karasevdalıları. Yalanları pişirip; gerçek doğrayan en'ler, Bana tutucu diyor, caddede çiftleşenler. Hiçbir açıklama gerekmez ancak; Bir musalla taşı geri kalacak. Şairde haktır imge, gayrısından ıraktır; Parçalanmış vicdanın ar tarlası çoraktır. Selâm ve kelâmın menzilinde hak, Şeref ve haysiyet hak bilmezde yok. Camide tarafgir olmuşsa imam, Allah muhafaza musibet tamam. Aldanma üstüne çalınan beste; Kabri boş vermişlik hemen herkeste. Taht tâc için karaya ak demedim; Yalan söylemedim haram yemedim. Mahrem âlem gösterişe tav değil, Perdeleri çekilmeyen ev değil. Yüz karası, bedavaya meylettik, Kalp karartan yalanları seyrettik. Heybesinde "hak" olmayan tarafgir; Ya dalkavuk ya ahmaktır ya münkir. Nefret sıradanlaştı, kini doyurmak adet; Niyet hayırdan uzak, kalp tanımaz ibadet. Bugün de dün olur düşün ağla yan, İmtihandayız her daim imtihan. Zaman belki Hakk’a yürüyen koşu, Geri kalan imtihanın yokuşu. Toplumda şu üç şey çöküşün sesi; Yalan riya gaspın normalleşmesi. Yüzsüz demokrasi, münafığa saz, Hak’tan taviz verir halktan anlamaz. Üslup ve belagat şuur yetidir, Şiir, hür tefekkür faaliyetidir. Gönüller okşayıp kalpleri kırma; İntikam harlayıp; “adl”i ısırma. Hasatlar fırtına torbalar yırtık, Balon uçurtmaya vakit yok artık. Hakkı tanımayan sıdktan uzak dur, Sadakat değil bu kula kulluktur. Edebi irfanı rıfkı yayana; Selâm olsun nefsi yargılayana. Utancını kaybeden ne din bilir ne dava, Egosunu besleyip; yatar kalkar bedava. Ben kendime her ne zaman uğrasam, Bir ses gelir; “meyyit için dua” ya. Hep ben diyen tüm şerlerin piridir; Nefste alçak, şeytandan da iridir. Bir mezar kazınız bembeyaz kardan, Gitmek istiyorum ben buralardan. Mizândan dem vurup haddini aşan; Hakkı gasbedenler o gün perişan. Hasat yeri hayat gayrısı elem. Ölümü unuttuk Allahuâlem. İftira gasp yalan sapanı sürdük; Gerçekle geçici dostları gördük. Din alıp, din satıp, din emiyor, M/izan var diyorum, dinlemiyor. Öncesi ihtiras kıskançlık hırs güç, Sonrası pişmanlık eyvah keşke suç. Yaşamayıp dem vuruyorsa dinden, Gidin ibret alın cenâzesinden. Hesap günü var ama kin dinmez oldu, Üslup şakülsüz kalpler incinmez oldu. İdrak gerek şaire, idrak eke; İdrak yoksa gürültü boş teneke. Kaçıncı asırın lisanıyız biz, Agora'ya meze dil telakkimiz. Haddini bilenler söze gem vurur; Hakk'ı unutanlar haktan dem vurur. Vesveseyi bırak, eyleme kaza; Depresyon mu dedin, haydi namaza. Tebliğler dergide süs epeyden beri, Kimler çoğalttı şu "Ebu Leheb"leri. Yalanlar kamyon kamyon taşınıyor pazara, Doğruları aradım, gittim baktım mezara. Hakka istikamet, hakka sevktir din, Vebalsiz günlerdir bayramın senin. "Oku" farzdır okumamak ne acı, Akletmeyen cühelanın baş tacı. Hakikatsız çok konuşanlar lâldır, Hakkı konuşmamak, dini ihlâldir. Sizi size bırakalı çok oldu; Ne yapsanız çok geç artık nafile. Hayat fani madem; peki biz neyiz, Unutmayın, hepimiz öleceğiz. Yol ciddi imtihan olur mu n/isyan, Sadakat uhuvvet, güvendir insan. Kalbinde taşırsan dünya varını, Akrepler pay eder şakaklarını. Tek yumruk ol ve dizginle atını, Ayrışırsan çağırırlar Putin'i. His dünyası nasır arda kalanlar, Çabuk ölüyorlar kalbi olanlar. İroni ince nükte, edip üslup tutturur, Kelimeye takılma; manayı unutturur. Vefa sadakati dostu ne anlar, Köpekleri bile Pitbul olanlar. Tarafgirlik şeytan işi tek kelâm, Allah için sevenlere bin selâm. Ahlâk yolcusuysa, namazı namaz, Namaz yâr içinse kimse bozamaz. Şefkat güldestesi yok bağımızda, Muhabbeti kaldı kursağımızda İlâhî adalet, düşün ve utan; Muhasebe defterini unutan. Ümitsizlik yok haşa; akledebilsem tamam, Kendimi arıyorum, bulsam da anlatamam. İffeti kılıkla birleyen körler, Hahamları imam diye görürler. Bize "ben" katanlar 'biz'sizdir, Riyakâr hodgam ve yüzsüzdür. İçim hep bir ümit hep inşirah var, Allah'ın mizanı mutlak mukadder. Piyango pek millî, fâiz terimiz, Tümden katmerleşti cürümlerimiz. Yol riâyet feyiz, şuurdur "İkra", Etme talebelik m/izansız fikre. Hongâmla tartışma izzeti yıkar; Bir selam ver ve geç hayattan çıkar. Bütüne bakamadık, tarafgirlikti neden; Acı ses geliyordu, geçtiğim her caddeden. Her devir onlardan kanun tüzükler, Bedeni bezeli ruhu bozuklar. Alçak çoğalınca, yükseğe çıkıp; Günaha girmeden küfretmek lazım. İnsanlıktan dem vurup; nifak kibir hırs yalar, Konuşan cenazeler, yürüyen kadavralar. Asabiyet züldür hayâ dindedir; İnsanın şerefi gayretindedir. Musa’yı, Yusuf'u, Nuh’u düşün ân; İmân varsa imkân vardır her zaman. Din, iman satana, tap kardeşim tap; Boynunda bir yular beyninde girdap! Vampir Siyonizmin arması mısın, Sen Ebu Cehil jandarması mısın. Yüzüm pek telaşlı geri yan buruk, Hep bir güz gibiyim ayağı kırık. Münafığın sermayesi din olur, Yalan olur, nifak olur, kin olur. İsmim 'adl' yazıyor lütfeylemiş hâk, Benim işim gücüm hakkı anlatmak. Hodgam nifakmatik siyoniste kul, Şerre akademi, bâtıla okul. Ne güzel hâl şefkat ile yol almak; İyi olup iyileri çoğaltmak. Şayet yoksa adalet ve fazilet, Geri kalan; rezâlettir rezâlet! Zındıklar bozuyor s/af huşumuzu, Bozdurma Allah'ım duruşumuzu. Ariflerde hakikat der her vaaz, Cühelaya t/arif desem anlamaz. Ahlâkta yoksunuz, varda şerre iz, Vahşi kapitalizm eşeğisiniz. Yolculuklar hakikatlere doğru, Perişan dünyadan sonsuza ç/ağrı. Gayeyi kim bilir dava ne sâhi Âli eyle niyetimi İlâhî. Avurtlar kin nefret dahası da var; Bu kadar fısk fücur nereye kadar. Acep kimi resmeder tosuncuğun ağılı, Şato gibi insan bol, içleri çöp yığılı. Sünnet Kur’an’ı lâfzıyla arzdır, Akledip uymaksa mümine farzdır. Senin acın ona keyif neşedir, Vicdan yoksa ne söylesen boşadır. Allah’ım lütfeyle, fâni eyleme, Ümit kesenlerden beni eyleme. Balçıktan cesedim Âdemden huyum, Ben hep tufanlarda koşan yolcuyum. "Aklet" beş harfli ve iki hecedir, Var edenin emri, mâna yücedir. Cehâlete merkep anırırsa it, Sırtına sopa vur ağzına kilit. Oku aklet çalış emri dindedir; Dindarlığın özü gayretindedir. Yalan şöhret mal mülk; riyâ neyiniz, Kalbim temiz deyip methetmeyiniz. Kizb nifak ve hakikat, hangi yolu tuttuk biz; Erdem sıdk doğruluğu “emin” kim unuttuk biz. Kabalık küstahlık acziyet, nettir; Tesanüt ölümsüz samimiyettir. Gerçeğe ses olmak elbette haktır, Kargaşa içinde erdem susmaktır. Hüzünleri şifadır çığlıkları bilenler, Mizan günü ağlarlar hazan günü gülenler. Şayet Maraş’ta yoksam ben neye yarıyorum, “Kenarı Dicle’de bir…” Ömer’i arıyorum. İş imanla bitmiyor; gayret istiyor Nebi, Lâkin "hizmet hizmettir" iyilerin meşrebi. Tören ile verilmez ibretin plaketi; Deprem değil dalâlet bu asrın felâketi. Ben ben hızarını bileyen masat, Üç ayrı sirette; kibir, hırs, haset. Şefkat dolduralım gelin sepete, Tebessümlerimiz yoldur ebede. Bana bir şiir oku; hüzünden uzak olsun, İnsanlığa tebessüm, şeytana tuzak olsun. Yeme kul hakkını ter gerek t/ere; Ter ile ne güzel varmak mahşere. Akletmeyen, yâr yolunu bilemez, Yâr bilmeyen kendisine gelemez. Kalpteki necaseti yunmaz nehirler, Samimi bir tebessüm şerri zehirler. Dostluk vazgeçilmezdir, dostluk gayret sıdk çile Ve dostların kötüyse, akıbetin nafile. Samimî dindarlar uzaktır ara, Dünyalığı için din satanlara. Kendin bilen ne yapsın şaşaalı eşiği, Karanlığın ışığı abdal yapar âşığı. Kizb ölçüsüz sırıtıp; alçaklığa yürütür; Hükmü “lâfz-ı kâfirdir”, itikadı çürütür. Nesafet olmalı evvela safın, “Dosdoğru ol” buyuruyor mushafın. Sıdk sabır gayretle tevekküle er, Doğrunun sahibi Allâh-ü Ekber. Her işi rahmettir, var ise hayâ, Ahirette budur geçer sermaye. Edebe mugayır it doldu site; İt demek s/övmek mi it oğlu ite. Hakikat süretim kalemim siret, İsmim ihyasıdır haksızlığa ret. Hodkâmların gönülleri kupkuru, Yoga gibi, iman bozar düsturu. Çok şeye tahammül bendeki keder, Beni gözyaşlarım terbiye eder. İhlâs samimiyet sadık dost kalem, Kalem şahidimdir Allahüâlem Medeniyet müminin iliğidir, Ben değil biz ruhun inceliğidir. İlim ahlak hayret manaya da bak, Aklını maddeye kaptıran ahmak. Hırs insana gayr-i meşru his verir, İzzet gider, z/illet ile ses verir. Kendini yakala hakikate koş, Kendini bırakan ne tutarsa boş. Zevk sefahat sofrasına meylettik, Beslendikçe ruhumuzu kaybettik. Biz nerede bize tuzak kim kurdu, "Biz" diyenler riyakârlık doğurdu. Hak bilmeyen haramiye âşıktır, Dünyaya sevdalı ranta k/aşıktır. Kur’ân ve sünnetten var mı başka yol, "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!" Helâl çorba kâfi, çok hayal kurma; Madem dünya fâni kalbini yorma. Geçilmiyor sokaklar ins yüzlü it sesinden, Koru Allah’ım bizi zevk safa fitnesinden. Ruhlara tat verir bir cezve şiir, Peşinden tefekkür ardından seyir. Kimseye kaptırma çalıştır beyni, Kabristanlar farklı gökyüzü aynı. Yorul terle gayret et, hırsın emrine girme, Verileni Haktan bil, teşekkürsüz geçirme. Alnı secdeye d/eğil, kalbi secdeye vuruş, Ümmete yön verecek budur nebevi duruş. Ben’den gayrı biz diyenler kul olur, Ben’de koşan şirk yolunda pul olur. Tersiz bostanlarda ayrık ot biter, Düşünmek zor iştir gazanfer ister. İrfan geleneği, maksadı eşad, Hakla münasebet Sebilürreşad. Hakkı çiğneyende v/ar olmaz; Mizân bilmezlerden yâr olamaz. Bir din yaşanıyor bir 'siz ayetsiz, Dört biryan gizli şirk söz kifayetsiz. Tabiatı ılık tebessümü ter, İnşirâh işçisi nâif yürekler. Mahlûku çok severseniz; gözleriniz bozulur, Mabudu çok severseniz kalbiniz de göz olur. Zekâ şirkte şeytan inekte saman, Zekâda zenginlik, ahlâk ve iman. Ölüm hüznün kapısı, ecel gözümün nemi, Haşirde belli olur akıbetin önemi. Hakkı bilmeyenler pek asabidir, Helâl muttakilerin nasibidir. Güzel bakmak erdem ömrü ebettir, Ön yargı gıybetle münasebettir. Secde doğruluktur ahde vefadır; Duâ aczini arz, Kur'an şifadır. Ruh yoksa çamursun, işte sen busun; Havf reca pistinde koşuyor musun. Göğe kadar çıksa şöhretin ünün, Zerresi olamaz vicdan yükünün. Yalan Aklettirir nüktedanı şiirler, Kizb yüklü şakalar dili zehirler. Erdem Belâların def’ine sadaka haktır; Şerre atılan tokat güzel ahlaktır. Olmaz Eşkıyadan padişah; tuzlaktan çayır olmaz, Piyangodan sadaka, haramdan hayır olmaz. Rehin Yâ Rab kurtar akılları rehinden; Kizb ehlinin yağlı zembereğinden. Kendime Dehşetli şer ordusu kuvvetinde çürüme; Tahribat “ben” merkezli, ben peşinde yürüme. Riya Günahkârın af tevbesi nam ündür; Riyakârın namazından üstündür. Zulüm Vicdanlar firavun yavrular denek, Nemrutlar çoğaldı nerdesin sinek. Mizan O gün sorulur ne yapıyordun sen; Gazze'de çocuklar katledilirken. Hadsiz Dili 'ben' diyenin yolcudur dini; Sözü kısa kesin bilmez haddini. Pişmanlık "Yönelişler O Tevvâb'a yol budur; Tevbe etmek affedenin lütfudur." Gözyaşı Siyonizm emperyalizmin çetesi; İslâm insanlığın tek reçetesi... Samimiyet Mizân var unutmayın, haddinizi biliniz; Kuşku yok ki şahittir, kalbiniz ve diliniz. Akıbet Tevbe nasip olmaz pişmanım demez; Zalimler mazlumla helalleşemez. Hak Hakka götürmeli seni namazlık; Hakikati sevmez umursamazlık. Siyonizm Konu ne Arap’tır ne de Filistin, Siyonizm’in kini; İslâm, dindir din! Uyan "Moğol’dan dehşetli Hitlerden beter, Düşman arıyorsan Siyonizm yeter." Zillet “Bebek çığlıkları bendeki keder; Üç buçuk Siyonist, ümmet derbeder!” Ego Ertesi darağacı yol kısa toprak derin, Kibrin İblisi geçti, ne diyeyim aferin. İzzet Gözyaşı mazlumun derdiyle y/aksa; Ebrehe dolar mı Mescid-i Aksa. Kudüs Mescid-i Aksa’da işgal edilmiş dinin; Ey ümmet seyret sen zulmünü Yahudi’nin. İman Haiz olduğum yol kalbimde b/izdir, Kudüs bizim ana meselemizdir. Titre Titre ağla aklet veyahut höykür, Filistin ölüyor mevt insanlık kör. Amel İlmiyle amel etmeyen hocalar, Fıtrat bozar, dalalette bocalar. Şiir Hakikat çığlığı vicdan sesidir; Şiir medeniyet bercestesidir. Ene Ne yaparsanız yapın tahammülü epey zor; Kalbi kirli insanlar ahlak dersi veriyor. Hakikat Adl ismidir Allah'ın hak ehlinin h/aleti, Hırsa heba etmeyin, y/üzmeyin adaleti. Tevazu Mütevâzîlik ihtişamdan âlidir; Kalbin şiârı insanın kemâlidir. Aptallık Ortamı terk edip yokmuş sayınız, Aptallar kurnazdır tartışmayınız. Ben Hırs insana gayr-i meşru his verir, İzzet gider, İblis gelir ses verir. Çöküş Kalpler iblise mekân put boyuyor dil, Kizbin tufanları bu, yetiş Ebabil. İnsan İnsanlık pek mühim ölmez payedir, Pâye, ilim talim ve terbiyedir. Feraset Heyhat! Yâr’in nehyini birkaç alkışa s/attık Alengirli tahribat, aldandık ve aldattık. Ar Düzenbazlar gücün izinde yürür, Hak kabzeder cehenneme götürür. Arsızlık Avurtların fücur vicdanın yırtık, Sen mısralarımın ahısın artık. Aklet Yalan, hakikati asla dilemez, Doğru kizble ifade edilemez. Şefkat Hissiz duymazlıklar bende ki keder, Ölü hayıflanır sağlar derbeder... Vahamet Tebliğ görevini "ben"le vurduk biz, İrşad duygusunu buruşturduk biz. Cennet Ana saadettir cennettir ana, İhtiyar gölgesi bedel cihana. Münafık İnsi aldatanlar insten çeğildir; İnsan suretinde insan değildir. Aşk Yürekte işlenir yârin deseni, Sevabımda yoksan istemem seni. Emin “Doğrunun düşmanı çok, zulmettiler “Emîn”e, Dert eyleyen cennetlik; gerek yoktur yemine.” Buğz Hakikati tiksindiren yol tutuverdik, Allah için buğzetmeyi unutuverdik. Kaygı Sonun kaygısıyla yıkandım durdum, Tıkandım tıkandım tıkandım durdum. Hüzün Acziyeti tattıra, bir ömre güzün gerek; Bakışlara tebessüm kalplere hüzün gerek. Çıplaklık Serinliğe sefer, sütunlarda ter, Sahiller örülmüş etten kaleler. Sükût Lisana ruh olmak şiir de demdir; Anlayanın yoksa susmak erdemdir. Dalkavukluk İsmimde adl yazar hakikat çağım, Olmadık dalkavuk olmayacağım! Hesaplaş Mutlu kim huzur ne, hele de ana; Kim Karun’a benzer kim Süleyman’a. Edebiyat Kavramlar sarsılmış, lügatler atsız, İmgelerde kalp yok, mâna sebatsız. Helal “Kul hakkına riayet” kazanç nettir, Helal nimet, iktisat ganimettir. Unutma Tevbe fayda vermez kâr etmez aman, O gün "dağlar yürütüldüğü zaman." Dosdoğru Menfaatten uzak İslam'sa yolun, Hür şeffaf tutarlı, dosdoğru olun. Tacir "Üzülme! Allah bizimledir" Dindar gâvurlar faşizmledir. Gayret Okumak zahmetli akletmek çetin, Gayret ve ter ister teslimiyetin. Laf Çok konuşan dinlemeye sağırdır; Sözcüklerin intikamı ağırdır. Akıbet Her nefes terhise düşürülen iz, Haşir var unutmayın, öleceğiz. Vefa Vefa, bu diyarda zembil diyorum, Sonra düşündükçe yoruluyorum. Arayış Nabız ecelin sesi duy/arsızlık acıdır, Kimine darağacı, kiminin miracıdır. Dua Ya rabbim nasip et takva üstlüğü, Sıdkı doğruluğu ve dürüstlüğü. Mintan Akıl çöle teslim gözlerimde kum, Dost nerde düşman kim seçemiyorum. Ana Aşk ile hürmet et şefkati sarsın, Annen yaşıyorsa sen bahtiyarsın. İhlas Hakikatten uzaksa kul nefse kâhya olur, Hükmü haktan alanın her anı ihya olur. Adalet Kötülüğü emziren pimi çekilmiş gözler, Nesafetten bihaber haysiyetten k/öksüzler. Sıdk Sadakati kemik sıdk kelpte olmaz, Iman ile yalan bir kalpte olmaz. Hakikat “Şair” değil artık ben bir “asi”yim, Adl kuşanmış hakkın tabancasıyım. Mutlak Mukadder, gerçeği görecek er geç, Takılma ahmağa bir selam ver geç. Mahşer Zalime azaptır mazluma düğün, Servetin beş para etmediği gün. Endişe Zihne sığmazları hep sınıyorum, Batık güneşlerde ısınıyorum. Ramazan Kur’ân kalpli ramazan, rahmet esiyor ılık, Tekrar nasip mi bilmem yaklaşıyor ayrılık. İsmim Madem medeniyet taşıyor adım, "Adl-i İlâhi"dir kaygım maksadım Üslup İrşad ve tebliğ gerek, yüreklere değiniz, Nezâkete dönünüz, "nefret ettirmeyiniz." Çöküş Uhrevi düsturu hırpalayan kim, Zina fâiz normalleşti nitekim. Gizli İnfak et gösterişsiz ebediyet kârıyla, Zekât, fitre, sadaka vaktin itibariyle. İnfak Önen gelir adamlığın o günde, Şefkat ve infakın büyüklüğünde. Erdem Haysiyet bahsinde alınmayan baz, Aptallar abdalı algılayamaz. Tefekkür Şu muhteşem kâinat irşat etmez mi günün, Kalpleri köreltmeyin; biraz “farklı düşünün”. Put Alkış avurtlarda “Buda” yüzlü put, Ne kadar alkışsa o kadar Nemrut. Gösteriş Çöküşü inşa eder yalancının dindarı. Felsefede din tartar imansızın kantarı, Tespit Şan şöhrete tapınıp çoğalttılar putları, Nefrete teşne oldu bu asrın nemrutları. Halet Bize benzeyenler kapadılar önümü, Ne yazı fark ettim, ne de bir gündönümü. Hava reca şan şöhret ne kadar ünün, Mahkeme-i kübra ve hesap günün. Toprak yeter mezarların üstüne; Mizân bakmaz Karunların büstüne. Cehâletin, hâletiyle tanıştık; Durum böyle azar azar alıştık. Sıdk doğruluk kizbe fetvalı kostüm, Fetva konuşunca ben artık sustum. İtham gasp iftira fitne tahripkâr, Dindar görünümde çok münafık var. Kabristan beşiğin p/eşidir gardaş; İnsan ölmez, ölen nâşıdır gardaş. Koşar adım anırırsa kâr sayın, Eşşekleri bir araya toplayın. Duâ had bilmektir, acziyet arzdır, Arz edin akledin akletmek farzdır. Kalp çölleşmiş dile vehim sürüyor, Düşündükçe dudaklarım kuruyor. Nefsi terbiyeye celp edip durun, Kalbi konuşturup; dili susturun. Davete icabet varana Cuma, Nâz niyâz mektuptur yârene Cuma. Başı secdede ayakları caddede; Derdi sefahet, pek büyüdü maddede. Kırık testiyle suya gitme, Gayret etmeden duâ etme. Cürüm büyük tevbe eyle aç elin, Ya bir virüs, ya bir sinek ecelin. Bakışlar vefasız, ne söylesem boş, Beni sen anlarsın ey büyük doğuş. Tevekkül teslim ve tedbir takdir hak, İsmim "hak" der hak, iblislere ırak. Bir nefes kadardır vaktim çokluğum, Belki keten bezdir benim yokluğum. Hayat açık alan mezarlık perde, Kendimi aradım durdum köylerde. Secde önemli şey cennete eştir, İman gül bahçesi namaz güneştir. Ömür pek kıymetli yolculuk haktır, En büyük yolculuk güzel ahlaktır. Aptallara abdal ve ermiş derdik; Hınzırlara hızır pâyesi verdik. Kalbim temiz” pâk deriz, ar edep aşınınca; Ağyâra yâr olurum, ölümü düşününce. İnsanlıkta yoksun sen, ihsan sende var değil, Lafzın senden bihaber ve sen sana yâr değil. Kalplerin ıslahı unutuldu hep; Kaygısız keyfilik diğer bir sebep. Madem insansın oku aklet düşün, Düşün yoksa başlamıştır çöküşün. Umut tarlasına sabır ektik biz, Ummadığın bir gün dirileceğiz. Aptallara rağmen kulluğum hür, Elhamdülillah, özgür gücümdür. Âhın terazisi şakaya gelmez, Kefen kabullenmez, yer razı olmaz. İlâhî musibet şüphesiz gelen, Günü hırs boğuyor şehri gökdelen. İns mi iti ihtilafın haksızlık; İhtilafın köpeği ahlaksızlık. Kale değil takva gerek yol nettir, İslâmın kalesi; kur’ân sünnettir. Şefkatten nasipsiz kalbe et denir, O kalp necasettir, necaset denir. Belayı görmemek en büyük bela, Kul hakkı yiyenler kul mu mesela. Gayret emrine hizadır; Huzur, kadere rızadır. Lebbeyk der susarım közde tenim var, Ben yalnız değilim gözetenim var. Hakkı bilen gönül ehli hür idi, Edep ile sarsılmadan yürüdü. Duâ O’na varmaktır, edeple nazın gelir, Tevbe yola girmektir, ölüm ansızın gelir. Aşk mevta, aşk öksüz, aşk anlık fiyat, Ruh ufku kaybetmiş habersiz heyhat. Şiir nedir dedi kaç paralık, Cehlin aradığı maskaralık. Pâye hırs hengâme ve ölüm haktır. Herkes sessizlikte buluşacaktır. Pâye hırs hengâme ve ölüm haktır. Herkes sessizlikte buluşacaktır. İmhâl şuurunu kaybettiniz siz, Sükûtun gücünü bilemezsiniz. Hâk diyenler, hakikate lâl oldu, Şi’r konuştu hâldaş oldu hâl oldu. Boğuşarak denk olamam dengime, Güneş geceye müptela, sen kime. Bir ömür taşıyın teberrük sayın, Ahlak pek gariptir üzüp bozmayın. Garip ve yorgun dahası da var, Büyük yazarlar, büyük yazarlar. Hak namına, hakikati tutunuz Kusursuzluk pâye değil putunuz. Allah'ım lütfeyle af nasip eyle, Huzuruna al, tavaf nasip eyle. Meziyet edenler; zikri, şükrü, sabrı, Müjdeden sayarlar ecel kefen kabri. Tevekkül sekinet kalplere dildir, O'na sığın “O ne güzel vekildir.” Edep mevta, izzet öldü ar sızlar, Yığın yığın kamyon kamyon arsızlar. Ehl-i hakikat ol, git ”bir”e sığın, İhsanın kadardır tüm insanlığın. Kulluktur mertebem
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Ömer Ekinci Micingirt, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |