En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
I. Beyazın büyüsü bozuldu ve ben yine maviye yenildim... Kar kış derken bahar kapıda, kış aldı başını gitti. Önce dağlara çekildi ardından oraları da boşalttı. Yenik bir ordu gibi ardında kırık dökük izler bırakarak güneşin yakıcı sıcağına direnen yada gölgenin şefkatine sığınan kar ve buz parçaları bırakarak çekildi. Ama sert ve haşin bir gidişi vardı yerde alıp gökte bırakıyordu fırtınalar kuşatıyordu yeri ve göğü sonra yağmurlar indi gökten bu kızgınlığa su gibi. Ak sakallı bir arabulucu gibi. Yumuşattı bu gidişi dönüşte “yüzün olsun” dercesine, “dostça ayrıl” bu insanlardan dercesine o yumuşaklığı ve şefkatiyle yağmur arabuluculuk yaptı... Yumuşattı onu adama buz gibiydi ama kara köz gibi... O da fazla direnmedi zaten tası tarağı topladı ve adlı başını gitti işte. Ardında kardelenler bırakmıştır şimdi dağlarda. Şehir her şeyi yok etti. Kardelenleri de yok etti. Onu alıp başını giden kışın ardından dağlara sürgün etti. Biliyorum var ve bir yerlerde açıyor kardelenler göremesek de. Ve bahar ne kadar gerçekse ve güneş ne kadar sıcaksa kardelenlerde o kadar gerçek ve şimdi evet şimdi bir yerlerde açıyorlar. ** Beyaz bir yalnızlık Sarı bir hüzün, Koptuğu yerde sözün Bırak benimle kalsın Kar rengi yüzün... ** Artık benim adımdır yalnızlık Seninki hüzündür Kalbim üşürken İçimi ısıtan bir sıcacık Sözündür... Kar şiirlerini suya bırakıyorum ve nisan oluyor mısralar... II. Güneşi bu bahar ilk gördüğüm günden beri bir ılık hasret kuşatıyor gönlümü. Denizleri gemileri, minareleri, mahyaları ve ergüvanlarıyla burnumda tütüyor. Bir çığlık olup çağırıyor beni. Rüzgar çağırıyor, yağmur çağırıyor, deniz çağırıyor beni. Hele deniz o bir başka çağırıyor, mavilerini kuşanmış, köprülerinden sürmeler çekmiş gözlerine çağırıyor. Vefasız bir sevgili gibi oracıkta bekliyor ve çağırıyor. Bir tadımlık bir bakımlık bir yudumluk görebilmek arzusu kuşatıyor günlerimi titretiyor ellerimi. Resimlere uzanıyorum çağırıyor, rüyalara yatıyorum çağırıyor, türkülerde şarkılarda, şiirlerde bütün güzelliğiyle karşıma çıkıyor. Uzatıyorum ellerimi tutamıyorum. Tam tutacakken yağmur oluyor, tam varacakken dağlara doğru yol alıyor. Deniz oluyor sonra her yağmur tanesi gönlüme çeviriyor yatağını...Gönlümü yokluyorum, hasretin resmi kalıyor ellerimde... Bir deniz resmi taşıyorum Yaka cebimde Tamda kalbimin üzerinde Gemiler geliyor, Gemiler kalkıyor, Martılar kanat çırpıyor, Göğe varıyor dalgaları, Kabarıyor göğsüm Korkutuyor kabadayıları... Bazen sessiz bir kumsal Duygusal mı duygusal Bir köpüğün izleri Ardından sürüklüyor denizleri... Bir deniz resmi taşıyorum Yaka cebimde... Dans ediyor dalgalar Küçücük yüreğimde Birde içimde var aynısı biliyorum... Bir deniz resmi taşıyorum Susadıkça içiyorum... Bir şiiri ateşliyor kalbim, beyazın büyüsü bozuluyor maviye yenik düşüyor yüreğim...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © ikbalyigit, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |