Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Sizlere bahsetmek istediğim birkaç gündür ülkemizin televizyon kanallarında dönen bir kola reklamı. Bu reklam gerçekten kafamı karıştırıyor.ilk başlardaki reklamları ile çok basit ve konsept olarak absürd bir konuyla büyük bir başarı yakalayarak reklam dünyasında yer alan kola turka reklamlarının sonuncusu. Bu reklamda en sonunda bizim kovboy şapkalı sevimli şişman amerikalı David Brown abimiz, iftar sofrasında büyük bir sabırla ezan okunmasını bekleyerek sofraya oturmamakta direniyor. Reklamı yapanları tebrik ediyorum elin amerikalısını türkleştirdikten sonra akabinde ramazan ayında hepimize bir kıyak geçmek babında birde müslüman yaptılar. Bizim kovboy şapkalı amerikalımızda ( büyük ihtimalle uzun süredir işsizdir) böyle bir reklam kampanyasında ''paraya bakar işimi yaparım'' mantığı güderek her türlü şekle girip reklam filminde bile olsa müslüman taklidi yaparak dini bütün insanlarımızı; bakın elin amerikalısınıda müslüman yaptık mevzusuyla mübarek ramazan ayında mutlu eden dahi(!) reklamcılarımızın büyük bir iş başarmasına vesile oldu. Herhangi bir hristiyan Amerikalı yada Musevi İsrailli, Budist Hintli müslüman olabilir ve buna kalkıpta kimsenin hiçbirşey diyeceğin sanmıyorum. Ama bir reklam filminin devamında, Nasıl olsa bu adamı türk yaptık hadi birde müslüman yapalım gibi saçmasapan bir mantıkıla reklam filmi yapan reklamcı arkadaşlar için gerçekten acınası bir durum. Bir insanın din değiştimesini bu kadar basite indirgeyemezsiniz arkadaşlar. İnsanlar iki reklam filmi arasında din değiştirmezler hiç kimse hiçbir şekilde dini suistimal ederek insanlara sevimli görünmeye çalışamaz (Hoş bu ülkede en baştakiler bunları yaptığı için bir reklam filminde bunun yapılmış olması çokta önemli değil diyebilirsiniz) Kötü olan eğitimsizlikten biçare olmuş halkımızın malesef bu reklamı gördükleri anda mutlu olmaları ve bu reklamın onlara eğlenceli görünmesi.Neden acaba? O kadar ezik bir toplumuz ki nasıl o amerikalıları beş dakikada türkleştirdiysek ve bunu aylarca konuşup gülüştüysek aynı şekilde beş dakikada müslümanlaştırmamızın da bir sakıncası yok kimse için; çünkü bundan gurur duyuyoruz. E o zamanda dahi(!) reklamcı arkadaşlarımızda mutlu ve huzurlu olarak görevlerini tamamlamış oluyorlar. Bu ülkede rüzgar nereden eserse o tarafa dönme alışkanlığı olan milyonlarca insanımız olduğu sürece ve taa elin amerikalarından bu felsefeyle yaşayan ikinci sınıf komedyenleri bulup bu mantıkta reklam filmleri çekmeye devam eden zihniyetler olduğ sürece, saldım çayıra mevlam kayıra felsefesiyle bir koyun sürüsü gibi ortalığa bırakılan halk daha uzun süre oyalanabilir. Keşke ilk reklam filmlerinde oynayan Chevy Chase'i o adamın yerine oynatsalardı. En azından o amerikada daha ünlü bir adam olduğu için daha fazla gurur duyardık. Müslümanlaşırdı o meşhur amerikan rüyası...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Barış Kılıç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |