..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > veysel kaygusuz




25 Şubat 2004
Kapı  
veysel kaygusuz
(yüzü dağılıyor birden. evcilik oyununda mızıkçılık yapan bir çocuğum sanki. gözleri, bakışları bana bunu duyumsatıyor. pişman oluyorum. güçlü durmalıyım karşısında. bu oyunu bitirmeliyim. önünde durduğum kapının dışında hep sürdürdüğü


:BFAG:
KAPI
“uyudu mu?”

“hemen daldı.çok yorulmuş yolda, belli.”

“yatağını özlemiştir belki de.”

“senin yanındayken beni bile özlemez bu hayırsız.”

“öyle deme, annem de burada olsaydı, deyip durdu.”

“dediğine bakma sen, varsa yoksa sen .ben bir kahve yapıp geleyim, sen de uzat ayaklarını istersen.”

“zahmet etme hiç, hem yolum uzun, yorma kendini.”

“iki dakika sürmez, otur, dikilme öyle jandarma gibi.”

(dinlemiyor beni. mutfak…cezve, kaşık sesleri.)

“ sade değil mi? ”

(beni kızdırmak mı istiyor; alışkanlıklarımın değişip değişmediğini mi merak ediyor?)

“evet evet, sade.”

(duvarda yine o resim.ne buluyorsa bu resimde? Selen’in yaptığı resim. hala görüşüyorlar belki de. geliyorsa eve, “hani benim yaptığım resim?”diyorsa…)

“sana otur dedik değil mi? dolaşma öyle hayalet gibi.”

(jandarma… hayalet? gittikçe annesine benziyor bu kadın.)

“nasıl geçti tatiliniz? üzdü mü seni?”

(beni senden başka kimse üzemez Neslihan.)

“hayır hayır.olur mu öyle şey! çok güzeldi her şey. dinlendim sayesinde.”

“giderken bir bir tembihlediydim, yorma babanı, diye. aferin kızıma.”

(evet, aferin kız-ı-n-a…)

“mutfak soğuk biraz, sıcak sudan geçirdim fincanları ya yine de…”

“yok Neslihan, güzel olmuş, eline sağlık. tıpkı anneninkiler gibi.”

(önümde duran sehpanın üzerindeki fincanı ve kül tablasını kaldırıyor. yine mutfak…asıl oturmayan o!)

“kar yine başlamış Efkan.”

(perdeyi aralıyorum. lapa lapa. ağır ağır düşüyor sokak lambasının ölgün ışığına. sağlam bir dize çıkaracak denli güzel görünüyorlar. gitmeliyim…)

“kal bu gece, gitme! yollar nasıldır kimbilir? sabah gidersin, erkenden.dedem derdi: gündüzün şerri gecenin hayrından iyidir. küçük odayı hazırlarım hemen. sıcak olur orası.”

“gitmeliyim. yarın işlerim var. hem gece değil daha.sabaha doğru evde olurum.”

“karnesini gördün mü Nisan’ın? sana gelirken unutmuş, telefonda da dediydi ya. odasından alıp geleyim. bekle, görmeden gitme.”

(lafı değiştiriyor. ne yapmak istiyor bu kadın? daha bir hafta önce, Nisan’ı almaya geldiğimdeki kadınla bu kadın? yine şaşırtıyorsun beni Neslihan.)

sokağa bakmak için pencereyi açıyorum. tertemiz, aydınlık bir gece. az önce yanan sokak lambası sönmüş. kar şiddetini biraz artırmış. sokakta kimseler yok. karşıdaki küçük bakkal bile kapatmış.

arabadan inince sigara almak için girmiştim. geniş cam buğulanmıştı. içerideki karartılardan başka bir şey görünmüyordu. elektrikli ısıtıcının etrafına doluşmuş altı kişi vardı. üç rezistanslı ısıtıcının sadece biri açıktı. “merhaba” demiştim, “aleyküm selam” demişlerdi. yaşlı olanı ayağa kalkmıştı. “buyur beyim, birine mi bakmıştın?” “sigara alacaktım.” “bunlar var içersen.” adını sanını duymadığım üç çeşit sigara çıkarmıştı. alıp çıkmıştım birini. “hoca hanımın boşadığı kocası mı bu?” duymazlıktan gelmiştim…

“hepsi pekiyi baksana.”

(kendi karnesiymiş gibi seviniyor. Nisan Yazıcı. Mustafa Uslu İlköğretim Okulu. 4/A. 216. evet hepsi pekiyi. Neslihan hemen imzalamış veli bölümünü. büyük bir ciddiyetle, özenle: Neslihan Apaydın.)

“güzel, çok güzel. ben gideyim artık. daha da hızlanmadan kar, daha da geç olmadan. varınca ararım.”

(vestiyerin önünde Neslihan. paltomu tutuyor. eski günlerdeki gibi.)

“gerek yok, teşekkürler ben giyerim.”

(yüzü dağılıyor birden. evcilik oyununda mızıkçılık yapan bir çocuğum sanki. gözleri, bakışları bana bunu duyumsatıyor. pişman oluyorum. güçlü durmalıyım karşısında. bu oyunu bitirmeliyim. önünde durduğum kapının dışında hep sürdürdüğüm bu oyunu burada bitirmeliyim. gitmeliyim…)

“Nisan’ı öpmeyecek misin?”

(öpmeyeceğim, lanet olsun Neslihan! seni de öpmeyeceğim! bu eve her gelişimde kanattığın yaraları sarmakla geçiyor ömrüm.bu kapıyı sevmiyorum. bu kapıdan girdiğimde karşıma çıkan dünyayı da sevmiyorum. Selen’in yaptığı resimden nefret ediyorum. senin rahat kadını kuşanmandan; benim kızı için her şeyi yapan vefakar baba diyaloglarımdan nefret ediyorum. Nisan’ın karnelerine attığın imzandan da nefret ediyorum. kızının başucundaki gülen fotoğrafımdan da nefret ediyorum.)

aslında yıllar önce özetlemiştin her şeyi.Nisan daha bebekken, gülümsemeyi bilmezken. geceydi:

“senden” demiştin, “mükemmel bir arkadaş olurmuş, mükemmel bir dost, sırdaş olurmuş, çok hoş bir sevgili olurmuş; ama eş olmazmış.

hiç duraksamadan demiştin, sesinde kırılma olmadan, yutkunmadan, demiştin.

aslında yıllar önce özetlemiştin her şeyi…

hem de hiç ağlamadan…

“görüşürüz Neslihan, varınca ararım.”

Veysel KAYGUSUZ
     



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bireysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sis
Geçmiş Bahar Sayıklamaları


veysel kaygusuz kimdir?

Kısa öykülere çok şey sığdırmaya çalışıyorum. gerisi kalem yetisi,sanat söylencesi.

Etkilendiği Yazarlar:
murathan mungan.cemil kavukçu. vüsat bener.nazan bekiroğlu.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © veysel kaygusuz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.