Tüm insanlık bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac |
|
||||||||||
|
Bir kış sabahıydı. Gözlerimi açtığımda yine onu ağlarken göreceğimi düşünerek uyumuştum. Oysa uyandığımda o yoktu. Korktum..O kadar alışmıştım ki; onunla konuşamasamda, ona dokunamasamda onsuz yapamazdım. Gözlerimin tenimi ıslattığını farkettim.Tenimden süzülen yaşlar yere yığılan mavi kristallere dönüşmeye başlamıştı. Yoksa artık kimse benimle konuşamayacak ve bana dokunamayacakmıydı. Daha çok ağlamaya başladım ve ağladıkça hareket edemediğimi, konuşamadığımı anladım...Kristaller boynuma kadar gelmişti biraz daha ağlamaya devam edersem boğulup ölecektim.Ne yapmalıydım.Güzel şeyler düşünmeye başladım belki korkudan süzülen gözyaşlarım durur diye ama olmadı. Nefes alamıyorum...Nefes alamıyorum... Uyandım ve rüyamın etkisinden günlerce kurtulamadım. Sonra rüyamda gördüğüm ve ismini Tagon koyduğum şeyin bir anlamı olabileceğini düşünerek araştırmaya başladım ve o efsaneyle karşılaştım. Tagon çok eskilerde yaşamış bir kralmış.Ülkesinden kaçmak zorunda kalmış.Yanına hayatta en çok sevdiği küçük oğlunu ve eşini alarak hizmetkarlarıyla birlikte bir gemiye binmiş ve mavi sulara açılmış.Bir gece çok derin bir fırtınaya yakalanmış gemileri.Gemi denizin üzerinde ikiye ayrılmış ve tek bir yanı mavi sulara gömülürken diğer yanı dimdik kalmış ayakta.Oğlunu ve eşini o kazada kaybeden Tagon; birkaç hizmetkarı ile birlikte mucize eseri kurtulmuş geminin dimdik kalan kısmında.Tagon ömrünün sonuna kadar her sabah deniz kıyısına gelip akıtmış gözyaşlarını mavi sulara. İşte böyle bir hikayeymiş.Aynaya her baktığımda maviye dönüşeceğimi düşünmek korkusu günden güne beni sarıyordu.Ağlamaktan korkuyordum artık.İnsanlardan uzaklaşmaya ve onlarla konuşmamaya başlamıştım. Nedenini bende bilmiyordum.Annem sonunda pes etti ve maviliklerimden bıktığı için beni babamın yanına yani yurtdışına gönderdi.Orada tedaviye başladım.Yaklaşık bir sene sonra düzelmiştim.Ülkeme dönerken uçağım ve ben okyanusun mavi derinliklerine düştük. Evet bu sefer gerçekten uyanmıştım.Herşey bitmişti.Epeyde gecikmiştim derse.Vazgeçtim okula gitmekten. Yıllar önce benim yüzümden çıkan o yangın yine sardı tüm bedenimi.Okula gitmek yerine uzun zamandır ihmal ettiğim konuşamayan, yürüyemeyen abimi ziyaret etmek için memleketime doğru yol aldım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Naide YILDIRIM, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |