Bir takım şeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsınız. Ben ise bir takım şeyler düşlerim ve "Niye olmasın?" diye sorarım. -George Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
O hep ordaydı... Ağlıyordu... İç parçalayan bir arpejin arasına sıkışıp kalmıştı. Tek başına o soğuk sahnede, hiç kimseye, hiç sevmediği oyunu yüzlerce kerenin ardından bir kere daha boş tiyatro salonuna sergiliyordu. O hep ordaydı... Ağlıyordu... Melancoholia! diye bağırdı. Ses, tiyatro salonunun duvarlarına çarptı ve havada cılız helezonlar yayarak geri döndü. Oyun sona erdiğinde “bugün de sanatıma leke sürmeden bitirebildim oyunu” diye rahatlatacaktı ki kendini, spot ışıklarının ulaşamadığı, yüzünü karanlığa saklamış biri ayağa kalktı ve : - Şak, şak, şak !!! Bravo ! Arkasını döndü ve çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Siyah saçları beline kadar uzanıyordu. Fakat o kadar yavaş ilerliyordu ki, enteresandı. Sahnedeki “ Hey dur!” diye bağırdı. Ancak kadın yoluna devam ediyordu. Tam çıkış kapısının önüne gelmişti ki , durdu. Yüzünü sahnedekine döndü. Fakat yine yüzünü karanlığa saklamıştı. Bir tek sesi vardı. Hala beyninde, kulaklarında, damarlarında dolaşan... Uzunca bir süre bekledi ve o günden sonraki her gün ve her gece oyunu daha bir şevkle oynamasına, içinin acımasına, kalbinde derin bir sızının oluşmasına, susmasına, konuşmamasına, gözlerindeki anlamın yitmesine ve sahip olduğu katatoniasına sebep olan o son sözünü söyleyip gitti. - Üzülme , mutlaka birileri vardır... O hep bekledi. Fakat kadın hiçbir zaman geri gelmedi. Zaten o geceden sonra da hiç kimse gelmedi. Tıpkı o geceden önce de olduğu gibi. Boş salona oynamaya devam etti tiyatro sanatçısı. Bekledi... İçinde hep bir umut besledi fakat , o geri dönmedi. Çoğu zaman bir hayal gördüğünü sandı. Belki de gerçekten öyleydi ama bu neyi değiştirirdi ki? Aylar, yıllar geçti... O oyunu oynamaya devam etti. Ancak bir gün vazgeçti. Oynadığı oyunu hep şu replikle bitirirdi tiyatro sanatçısı : “ Gerçekleri görmek istiyorsan eğer, önce rüya görmekten vazgeç.” Her gece oyun başlamadan 15 dakika önce, salona geldi ve en ön sırada oturdu. Kafasında oyunu sahnedeymişcesine oynadı. Ve ardından kalkıp evine gitti. Zaman hiçbir şeyi değiştirmemişti. Sadece o artık dünyaya bir oyuncu gözünden değil bir seyirci gözünden bakıyordu. “O sadece bir aşktı. Geldi ve gitti.”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Eran Bahçebaşı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |