Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov |
|
||||||||||
|
Gece demlenirken Frank Sinatra'nın kadife sesinde, bir şairin dudağına akmış şiirdir... Atilla İlhan'ın yoksul gramafon'undan geçip, ıssız sokaklara düşüncemin ucundan akıyorum.. Gözler beliriyor, sonra dudaklar, arasında acele bir git-gel; süzülüyorum. Aegina ısrarla saatlerdir aynı şeyi söylüyor; 'ırmağımın sütüne durdu, bir dilek diledi ağacımdan, bana baktı ve gitti...' bir taşın dibine çömelip, gözle zor seçilebilen bir böceğin ayak izlerine karışıyorum. ufaldıkça ufalıyor gözlerim, ırmağım, şimdi'm ve sonra'm... dilekler uçuşuyor dallarından, görüyorum.. anlatma gücünü yitirmiş, kelimeleri öksüz bırakan küçük kız beliriyor kendisine, uzuyor gülüşleri, sıpsıkı bir duvar dışında, tek büyüyen dünya değil eteğinde... ve bilmiyorum nedendir, karanlığa doğru ince bir esiş gibi beliriyor tanrının elleri düşecekken dünyanın en ucundan, göz bebeklerime... işte 'tam bu ânda ne düşünüyorsun? ' diyen bir ses, bana bakan bir yeraltı rüzgârının efsununu veriyor. çoğalıyorum, geceden kalmayım, gecedeyim, geceyim, geceye gebeyim... Ama bilmemek ve bilmek istememek arasında gidip gelmeleri yok mu hayâli bandoların, geçişleriYLe tekerrürleri öldürmeleri yok mu kanda... hep o ses, duvar, kuyu... üç ifadelik bir dünya yaratmışken ayaya, sıkıca kavrasam da bir ucu hep sana bakıyor, hep benden çalıyor, bize kaçıyor... *üzerimde bir çift göz.... - masumum... - sen hiç ceylanların koşuşunu gördün mü yeşile(?) - bilmiyorsun, sanmaktan öteye. - adını unut, masumluk, yeşil, ceylan, betimlenemez bir gravür gibi seril gözlerine zamanın. - deniyorum. yanılsamaların ortasındayım, ses desen düşeceğim, duvar desen kesilen olmak; ol'mak (!) , kuyu desen su değil düşlerim; derin (!) *üzerimde bir çift dudak... - geceyi görüyor musun? Tenine vuruyor, anımsama gibi. - san ki, gece beni büyüyor. - hadi al ellerini. - nereye. - sonsuza.... *üzerimde bir çift hisüzgü... - sana akıyorum - akmaktasın, nokta oluyorsun, büyüyorum sızlamaktasın... - içimde bir ses'sin, duyma beni, tıkanık bir ses yolu gibi, bana kapan, beni ört, gizle öptüğün yerimi. - sağ yanımda, ırmağımdan akıyor, tuttuğum her dilek. Ayak izlerine karıştığım bir böceğin, sessiz uğultusuna, tanrının eliyle susuyorum. Ay büyüyor, ilk dördün... kirpiklerim ışığa ulaştığında ben sızımın yeraltında, hatırı sayılır büyüklükte bir ağaçla konuşuyor olacağım, geceyle; yazılmamış mitleri (!)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mila Oxygen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |