..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Özgür Çekmer




1 Aralık 2005
Anla...  
Özgür Çekmer
Sarıl bana, kaybettiğimiz bunca seneyi lanetlercesine...


:BDCH:
Anla beni sevgili... Anlatamasam bile anla beni... Sevginin alevleri ile yak anlaşılmazlığımı... Savur sonra küllerini umutsuzluklarımın doğurduğu karamsarlıklara... Titret karanlıklarımı küçücük yüreğine sığmayan büyük ateşinle... Yalnız olmadığımı haykır en derin kuytulara... Ben bir şey söylemeden anla hissettiklerimi... Alnımda beliren bir tek çizgiden anla, o sonsuz anlaşılma isteğimi... Tükenmez somurtkanlıklarımı tebessüme dönüştür tek bir öpücüğünle... Isıt içimi, yaşadığımı hissettiren sımsıcak gülüşünle...

Sev beni, yıldızlar şahidim kendimden çok sevdiğim. Her şeye rağmen sev beni... Beni fırtınaya, kara, borana rağmen sev. Beni yangınlara rağmen sev. Beni ateşlere, korlara, küllere rağmen sev. Beni bana rağmen sev. Hatalarıma rağmen, yanlışlarıma rağmen sev. Kördüğüm edelim, iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırıncaya dek çözmeyelim yüreklerimizi... Türkülerin her gün yeni bir aşka sebep olduğu bir hayatta sev beni... Günde en az beş vakit yüz uzun uzun, gözlerimin kendi keşfettiğin gizli renklerinde... Yatağımızdadır Kâbe, her gece bütünleşen bedenlerimizle gidelim hacca... Sevgi olsun dinimiz. Sevişmek olsun ibadetimiz. Seviştiğimiz her saniye ile biraz daha yaklaşalım Tanrı’ ya. Terim haramdır, senin terinle birleşmeden... Seni düşünmediğim her saniye günah... Kokunu hissetmediğim her an boş... Yüzümün yüzüne dokunmadığı her saniye anlamsız... Elini tutmadığım her an ziyan...

Dinle beni, hayatımın en büyük amacı! Dinle hasretimin, özlemimin, sevdamın büyülü rengi! Ufukta gülümseyen gözlerinden, kalbimin buzullarını eriten gamzelerinden ilham almazsa kanım, çekilir bütün damarlarımdan, dolaşmaz, sıkışır kalbime... Taşıyamaz yüreğim bu yükü, ölür bütün hücrelerim, dinle! Salına salına gel de dokun bütün aşkınla ellerime... Dokun da dursun bütün nehirler! Dokun da donsun bütün okyanuslar! Dokun da eğilsin, önümüzde selama dursun bin yıllık çınarlar! Dokun da biraz daha yaklaşsın yıldızlar, yakından görmek için birleşen tenlerimizi... Tut ellerimi ve dokun yanaklarıma... Öp beni yeryüzündeki bütün gülleri kıskandıran dilber! Öp beni güneş batmadan! Öp ki sussun bunca yıldır dinlediğimiz kara gazeller! Öp ki yırtalım, bir günden bir güne yakamızı bırakmayan şu kara talihi! Öp ki kovalım başımızdaki bütün kederleri! Öp ki, inleye inleye kaçsın arkalarına bakmadan, talihsizlikler, şanssızlıklar... Öp ki yıkılsın belalar, unutulsun kazalar... Öp beni... ve sarıl... Sarıl bana, kaybettiğimiz bunca seneyi lanetlercesine! Sarıl ki dağılsın aç kurtlar, aşkımızın şiddetinden... Yeter yüzümüzü dizlerimize dayadığımız, sarıl! Yeter yaralarımızı ellere bağlattığımız, sarıl! Yeter gözyaşlarımızı ellerimizle sakladığımız, sarıl! Yeter baştan ayağa karalara büründüğümüz, sarıl! Gayrı dolaşmasın çatımızda baykuşlar! Bülbüller ötsün viran olmuş gönül bahçemizde... Dinle karaçalıların arasında uzanan yolumun, ışık saçan muazzam ufku... Dinle umut ağaçlarımı yeşerten yağmur... Dinle pişmanlıklarla dolu dikenlerimi kurutan güneş... Dinle geçmişe duyduğum bütün özlemi unutturan yüce aşık... Dinle, yatarım ebedi uykuya saçının bir tek teline zarar gelmesin diye... Dinle, sensiz, bomboş bir çöldeki tek bir kaktüsten de yalnız bu yürek... Dinle karlarım, yağmurum, dolum, dinle...

Yaşlan benimle, karşıma çıkan en büyük güzellik... Geçmişi konuşup şükredelim Tanrı’ ya bize bu ömrü bahşettiği için... Beraber ölelim kabemizde... Kolların boynumda olsun, yanağın yanağımda, son nefesimizi verirken... Kim korkar böyle ölümden! Yeter ki sevdiğim, birimiz birimizi yalnız koyup da, terk-i diyar eylemesin, yıkmasın bütün evreni diğerinin üstüne... Aldığı her nefesi, içtiği her yudum suyu zehir eylemesin.

Haydi, her acısına iki kat fazla yandığım! Haydi, bütün günahlarını boynuma aldığım! Haydi, hasretine yandığım, tek bir kirpiğine eridiğim! Güller serelim bütün ömrümüze... Güller serelim. Her saniyesi farklı bir gül koksun. Birbirimizin omzuna ağlayalım, birbirimizin gözlerine gülelim. Yüzlerimizi sürelim bu büyük sevdanın aşkına... Haydi, öp beni! İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm bizi ayırıncaya dek bırakma sakın ellerimi...





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hoş Geldin!

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çırpınışlarını Umutsuz Bulduğun Oldu Mu?


Özgür Çekmer kimdir?

.

Etkilendiği Yazarlar:
.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Özgür Çekmer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.