En büyük mutluluk ve en büyük sıkıntı anlarında sanatçıya gereksinme duyarız. -Goethe |
|
||||||||||
|
Çok kızgınım aşka, ne güzel rahattım ben yahu. Aklımda sadece yolda yürürken acaba kaç karınca ezdiğim vardı. Ah pardon birde matematik. Ama şimdi sadece aşk. Karmakarışık; her şarkıdan başka bir anlam her şiirden başka bir hüzün çıkartmak konusunda usta oluyor insan, bazen yolda yürürken bazen de otururken kendimi hüzünlenmiş buluyorum. sebep mi: Hiçbirşey... Belkide herbişey. Tabii biraz düşününce muhakkak kendine bir keden buluyorsun "O". Hiçbirşeyden emin olamayıp herbişeyi hissetmek gibi birşeymiş... Aslında fenada değilmiş ama gözümü korkuttu namussuz. Birdaha aşık olurken iki kez düşüneceğim diyorum ama yalan tabi sadece kendimi kandırıyorum. Beyin diyorlar ya en gelişmiş organ diye külliyen yalan, beyin en gelişmiş organ olaydı eğer kalp denen ufacık organ onu oyuncak gibi elinde oynatabilir, çalışmasını engelleyebilir miydi hiç? Ah gitarcık sen olmasan gerçekten çekilmez olurdu gecelerim... Senin tellerine vururken unutuveriyorum herşeyi, gerçekten bir büyü gibi... Yani akşama kadar belki binlerce kez diyorum kendime "Yahu delimisin arkadaş kendini bu kadar zorlamanın ne gereği var ki? Nedir yani bu Altı Üstü Aşk..." ama nafile dedim ya insanın en gelişmiş organı kalp ne hissetmek isterse onu düşündürürüyor insana... Bazen gerçekten unutuyorum ha ha ozaman gerçekten şaşıyorum kendime yaw nasıl olduda unuttun diye hoop tekrar denizin içine dalıveriyorum... Aslında şimdide şaşıyorum benim gibi geniş, vurdumduymaz bir adam nasıl oluyorda bu kadar ince şeyleri kafasına takıyor diye. Vay be demek adamlar böyle şair oluyormuş... Yani sadece karşı cins mi insanı şair yapan? Bir arkadaşımın dediği gibi "Yahu bu kızlar varken insan şairde olur delide". Be adam aşıksın işte olayı bu kadar büyütmenin ne gereği var dediğinizi duyar gibiyim. Ama bunu söyleyenlerin daha önce aşık olduklarını sanmam... Çünkü bende aynen sizin gibi düşünüyordum "Altı Üstü Aşk yahu bu kadar abartmaya ne gerek var"... Ama aklınıza olması gereğinden 10.000 katı kadar daha fazla soru takılınca insan allak bullak oluyor. Daha iyi anlıyor orhan veli'yi atilla ilhan'ı... Artık nasıl yazmışlar acaba bunları diye düşünmüyorum. Ben bile bu kadar çok şey yazabilecek duruma gelmişsem biraz yetenekli bir adam bütün dünyayı dört satıra sığdırabilir eminim. Hem ona ölesiye sinirlenip hemde onu telefonla aramak için can attığın bir duruma gelmek için çok uğraşmanız gerekmiyor 1-2 hafta yetiyor. Kendi içinde cebelleşmek kendi kendine karşı çıkmak gibi duyguların yaratıcısı olabilir mi aşk? Nedir ki yani Altı Üstü Aşk. Fikrinizide alabilirim ben normal bir insan mıyım? Yoksa olayları fazla içinde çıkılamaz bir halemi getiriyorum...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sertaç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |